Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6.BÖLÜM Geçmişin izleri

@na.zzz

---

 

Kapının ardına adım attıklarında, etraflarını çevreleyen hava bir anda değişti. Loş, toprak kokan kütüphanenin yerini, uçsuz bucaksız bir koridor aldı. Bu koridor, yerçekimine meydan okuyan devasa kitap raflarıyla doluydu; bazıları havada asılı duruyor, bazılarıysa göğe uzanıyordu. Mira, içindeki dehşet ve hayranlığı aynı anda hissetti. Atlas, bir an duraksayıp Mira'ya dönerek hafif bir gülümsemeyle fısıldadı:

 

"İşte şimdi başlıyor."

 

Mira'nın zihni hızla sorularla dolup taşsa da, o an sormak istediği tek soru başkaydı. Geçmişten bu yana aralarındaki tuhaf çekim, neden şimdi bu kadar güçlenmişti? Atlas, o hep göz ucuyla izlediği, ama ulaşamadığı çocuk değildi artık. Şimdi karşısında, sırları olan, karanlık ve büyüleyici bir adam duruyordu.

 

"Atlas..." Mira , ona doğru bir adım attı. Gözlerinde yılların birikmiş sorularını görebiliyordu. "Neden o zaman gitmeme izin verdin? Neden her şeyi söylemedin?"

 

Atlas'ın yüzündeki gülümseme kayboldu. Gözleri derin bir karanlıkla dolmuştu, adeta sırtında taşıdığı yükten sıkılmış gibi. "Çünkü o zaman doğru değildi," dedi alçak sesle. "Ben, kendimle savaşıyordum. Seni tehlikeye atmak istemedim."

 

"Savaş mı?" Mira'nın sesi titredi. "Bu kapılar, kitaplar... hepsi mi bununla ilgili?"

Atlas bir süre sessiz kaldı, sonra ağır adımlarla ona yaklaştı. Yüzü Mira'nın yüzüne çok yakındı, nefesi tenine değecek kadar. "Kapılar ve kitaplar tehlikeli, evet. Ama asıl tehlike bendim, Mira. O zamanlar ne olduğumu bilmiyordum. Seni uzağımda tutmak zorundaydım. Ama şimdi, sen buradasın... ve bu kaçınılmaz."

 

Bu sözler, Mira'nın içinde bir şimşek gibi çaktı.Atlas'ın sadece bu dünyalar arasındaki sırlarla ilgili değil, kendi geçmişiyle de savaştığını anlıyordu. Yıllar önce sessizce kaybolmuş olması, onu uzak tutma çabası, şimdi her şey daha mantıklı geliyordu. Ama bu açıklamalar, aralarındaki gerilimi yok etmiyordu. Aksine, daha da yoğunlaştırıyordu.

 

"Artık kaçamazsın, Atlas. Ne kendinden ne de benden," dedi Mira, ona meydan okuyan bir tonda.

 

Atlas'ın bakışları daha da karanlıklaştı, ama bir adım geri çekilmedi. Tam tersine, ona doğru biraz daha yaklaştı, aralarındaki mesafe neredeyse sıfıra inmişti. "Kaçmak istemiyorum," diye fısıldadı. "Ama ne olacağını bilmiyorsun, Mira. Bu sırlar seni değiştirebilir. Beni değiştirdiği gibi."

 

Mira'nın kalbi hızla atmaya başladı.Atlas'ın sözlerindeki karanlık, onu biraz korkutmuştu, ama aynı zamanda içindeki merakı daha da körüklüyordu. Ona bir adım daha atarak, gözlerini hiç kaçırmadan onun karşısında dimdik durdu. "Ne olursa olsun, burada kalacağım. Sırlarla da seninle de yüzleşmeye hazırım."

 

Tam o anda, kapıdan içeriye sızan ışık bir an için titredi ve ardından sönmeye başladı. Kitap raflarının arasında bir hışırtı duyuldu, sanki sayfalar kendi kendine çevriliyordu. Atlas'ın ifadesi bir anda ciddileşti. "Hadi," dedi, Mira'yı kolundan tutarak ilerlemeye başladı. "Zamanımız daralıyor. Kapı kapanmadan önce buradan çıkmalıyız."

 

Mira, Atlas'ın peşinden giderken, içindeki karmaşayı dizginlemeye çalışıyordu. Hem bu tuhaf dünyanın içindeki tehlikeler hem de Atlas’a karşı hissettiği duygular, onun aklını karıştırıyordu. Ancak bir şeyden emindi: Bu yolculuk, sadece sırları çözmek değil, aynı zamanda geçmişleriyle yüzleşmek ve aralarındaki bağı yeniden tanımlamak anlamına geliyordu.

 

Koridorun sonuna yaklaştıklarında, karşılarına devasa, işlemeli bir kapı çıktı. Kapının üzerinde, Atlas'ın cebindeki anahtarın aynısı olan semboller parıldıyordu. Atlas anahtarı çıkarıp kapıya doğru yürüdü, ama tam o sırada Mira onun koluna dokunarak durdurdu.

 

"Atlas, eğer bu kapıyı açarsak… her şey değişecek, değil mi?"

 

Atlas, derin bir nefes alarak ona döndü. "Evet," dedi yavaşça. "Bu kapı, tüm cevapları açacak. Ama bazı cevaplar bizi değiştirebilir. Geçmiş, peşimizde."

 

Mira, derin bir nefes aldı. Atlas'ın gözlerinde, hem korku hem de umut vardı. "O zaman," dedi kararlı bir şekilde, "geçmişle yüzleşme zamanı."Atlas anahtarı kilide yerleştirdi ve döndürdüğünde, kapı ağır bir gıcırtıyla açıldı.---

 

Kapı ağır bir gıcırtıyla açıldığında, içeriye soğuk bir hava doldu. Mira, Atlas'ın yanında yürürken içine işleyen bu soğuğun sadece fiziksel olmadığını hissetti. Burası… başka bir dünyaydı. Etraflarını saran gri sisin arasında parıldayan eski yazıtlar ve havada asılı duran dev kitap rafları, buranın sıradan bir yer olmadığını kanıtlıyordu.

 

Atlas, sessizce etrafı incelerken bir yandan da Mira'nın elini tutuyordu. "Burası son kapı değil," dedi derin bir sesle. "Sadece bizi bekleyenlerin bir başlangıcı."

 

Mira, duyduğu bu kelimelerin ağırlığını hissediyordu. Ama gözlerini Atlas'tan ayırmadı. "Atlas," diye fısıldadı. "Geçmişte bu dünyaya nasıl girmiştin? Neden bana hiç söylemedin?"

 

Atlas'ın yüzünde bir gölge belirdi. "Bu dünyaya ilk girişim yıllar önceydi," diye itiraf etti. "O zamanlar ne olduğunu bilmiyordum. Sadece bu kapıların beni çektiğini hissettim. Ama bir süre sonra fark ettim ki, bu kapılar seni sadece sırlarla değil, seni kendinle de yüzleştiriyor. Korktum, Mira. Hem kendimden hem de seni tehlikeye atabileceğimden."

 

Mira, Atlas'ın itirafıyla kalbinde bir ağırlık hissetti. "Beni korumak istedin, ama beni dışarıda bıraktın," dedi, sesi biraz kırgın çıktı. "Oysa birlikte savaşabilirdik."

 

Atlas, Mira'nın yüzüne baktığında içinde bir şeyler kırılıyordu. "Bunu şimdi anlıyorum," dedi yavaşça. "Ama artık geri dönüş yok. Bu kapı, bizi geçmişten çok daha büyük bir gerçekle yüzleştirecek. Hem sırlar hem de duygularımız burada sınanacak."

 

Tam o sırada, koridorun sonunda eski bir kitap rafı aniden titremeye başladı. Rafın arasından bir ışık sızıyordu. Atlas anında tetikteydi. "Hazır ol," dedi sertçe. "Burası sadece bir geçiş noktası değil. Bizi izleyen bir şey var."

 

Mira'nın kalbi hızla çarpmaya başladı, ama içindeki korkuyu bastırdı. Atlas'ın yanında, korkusunu kontrol altına alması gerektiğini biliyordu. Birlikte adım atmaya devam ederken, Atlas ona bir işaret verdi ve ikisi de dikkatle raflara doğru ilerledi.

 

Birden, rafın ardındaki ışık parladı ve etraflarını saran sis aniden dağıldı. Karşılarında büyük bir salon belirdi. Salonun ortasında devasa bir masa ve masanın üstünde parlayan, işlenmiş sembollerle dolu eski bir kitap duruyordu. Kitabın sayfaları yavaşça kendi kendine çevriliyordu, sanki onları çağırıyordu.

 

"Bu kitap," dedi Atlas, gözlerini kitaptan ayırmadan. "Bu, tüm kapıların ardındaki sırrı saklıyor."

 

Mira dikkatle kitabın yanına yaklaştı, ama bir adım atmadan önce Atlas onun kolunu tuttu. "Dikkatli ol," dedi uyarıcı bir sesle. "Bu kitap seni içeri çekebilir. Her şey göründüğü gibi değil."

 

Mira, Atlas'ın elini nazikçe tuttu ve gözlerini onun gözlerine kilitledi. "Atlas," dedi yavaşça. "Geçmişte seni anlamamış olabilirim ama artık geri çekilmeyeceğim.Bu sırlar seni içeri çekse bile, ben buradayım. Birlikte başa çıkabiliriz."

 

 

 

Loading...
0%