Yeni Üyelik
4.
Bölüm

BUDA GEÇECEK

@nadiirsevvaal

Demir Fey, bir anda durduğu yerde titredi ardından sırtındaki kanatlarını kırpıştırdı sonrasında kafasını sağa doğru hareket ettirdi ve başının üzerindeki kumral saçlarını savurdu. Akabinde hemen önündeki kaleyi farketti. Eski bir yapıya benziyordu. Duvarlarından sarkan renkli parlak ve değişik şekillere sahip bir sürü ot; kapısını çevrelemiş bir yığın sarmaşık ile gizeminin çözülmesini bekliyordu. Demir Fey kaleye doğru yürüdü sihir ile kapıdaki sarmaşığı çözmeye çalıştı, fakat başarılı olmadı. Güçleri buna yetmedi. Demir Fey, yardım istemek için geri dönmeye karar verdi geriye doğru bir adım attı ki, ayağını bir anda sarmaşıklar sarmaya başladı eğer kurtulamazsa iki ihtimal vardı : Ya ölecekti ya da bu lanetin sahibine hizmet edecekti.

Tiz bir kahkaha ile beraber bir ses yankılandı kulağında :”Sen kimsin ? Tuzağa düştün! Onu bizden alamayacaksın!”

Ardından Demir Fey’in gözünün önünde, Umay’ın görüntüsü belirdi. “Umay! Onu siz kaçırdınız! Onun burada olduğunu bilmiyordum… Ama eğer bilseydim daha değişik planlarım olurdu.! ”

Peri dünyasının en güçlü perilerinden olan olan Mine Sultan’ın o gün verdiği doğum günü davetine Zaman perisi İrisi çağırmayı unutunca İriste onun en mutlu gününü mahvetmişti. İçerden Umay’ın sesi duyuldu. “Demir Fey, git anneme kötülük krallığında olduğumu söyle!” Demir Fey’in sihir olarak denemediği tek bir sihir kalmıştı.Ellerini birleştirdi ve sihirli sözcükleri söyledi :”Tarara, tarara aliye rerara!” birinci söyleşinde sarmaşıklar gevşedi.Tamamen çözülüp kaybolana kadar bunu tekrarlayacaktı. Tamamlanınca ise kendine koruma sihri yapacak ve bir daha ona sarmaşıklar bulaşamayacaktı. Tekrarladı :”Tarara, tarara aliye rerara!” Sonrasında derin bir oh çekti “Biraz daha gevşedi.”Sıkıntılı bir sesle:”Hadi git! “Tarara, tarara aliye rerara” sarmaşıklar kendini geri çekti ve toprağın altına geri girdiler.

Loading...
0%