@namellessworrior
|
Sınıfımın kapısına gelince Özgür bana dönüp " Tek bir sıkıntımız var, o da aynı sınıfta olmamamız" dedi. Yanımdan geçen Teoman'ı görünce " Olsun aşkım, tek sorunumuz bu olsun" dedim. Şuan kendime inanamıyordum. Özgür yanımızdan geçen Teoman'ı fark edip " Görüşürüz birtanem" dedi. Özgür kendi sınıfına geçince bende sınıfın kapısını açıp sırama doğru ilerledim. Sırama oturur oturmaz sınıfın kapısı açılıp kapandı. Yanıma koşarak gelen Işık'a şaşkın şaşkın bakarken Işık " Dökül" dedi. Işık anlam veremediğim bir şekilde bakıyordum. Sadece aynı sınıfta kırk dakika boyunca ders işliyorduk. Pek bir yakınlığımız yoktu! -Kim olarak soruyorsun bu soruyu? Işık" Sıra arkadaşın olarak." -Ya öyle mi? Ben herkes ile konuşmam canım ya! Işık" Anlatmayacaksın dimi?" -Hayır. Işık benim ile konuşmasını kesip yanıma oturdu "Neyse oturupta cenazeyi ne zaman kaldıracağımızı düşeneyim, kırk dakika boyunca" dedi. Okulun en dedikoducu kişisi ile birlikte oturuyordum ve unutmadan Işık'ın Tarih hocamızı bir fosil olarak gördüğünü söylemek isterim.
***
İpek : Sence bu oyun ne kadar sürer? Özgür: Ne oldu canım, benden bu kadar çabuk mu sıkıldın? İpek: Özgür benim amacım sevgili yapmak değil! Tek derdim var Teoman'a kenara atılacak bir kız olmadığımı göstermem. Özgür: Ya siz 18 yaşında veletlersiniz, ne kanera atılması! İpek: Diyene bak, sanki bana 20 yaşında. Özgür: 18,5 yaşındayım tatlım ben :) İpek: Şu an varya sana dede diyesim geldi. Ne kadar da büyükmüşsünüz! Özgür: Hadi hadi kıskanıyorsun beni kabul et. İpek: Ne alaka be? Özgür: Ne alaka mı? İpekcim hem senden büyüğüm, hemde senden uzunum. İpek: Hiç de bile, ben kısa değilim. Özgür: Dimi canım sen kısa değilsin ben çok uzunum! İpek: Evet, ayrıca benim boyum uzun 167 boyum var benim, hıh. Özgür: Ufalda cebime gir İpek! Senin boyun taş çatlasa 155 ancadır! İpek: Tamam ya tamam kabul ediyorum 154, ama boyumun kısa olması aklımın kısa olduğunu göstermez. Özgür:??? İpek: Aa anlamadın mı aklı kısa arkadaşım? Özgür : Aman aman büyümüşte abisine laf sokarmış düdük makarna. İpek: Düdük makarna ne be, lahana! Özgür: Asıl lahana ne? İpek: Bir sinirle söyledim pek bir anlamı yok! Özgür: İpek farkında mısın biz çok iyi ikili olduk. İpek: Bilemiyorum, sana fazla güvenemiyorum Özgür. Sanki aniden bana dönüp " Seni satıyorum tatlı kız" deyecek gibisin. Özgür: Dışarıdan nasıl görünüyorum inan bilmiyorum İpek, ama asla birini satmam! İpek: Ya güvenim boşa çıkarsa? Özgür: Bu işleri düşünmek için çok geç değil mi tatlı kız! Ayrıca bana güvenmekten başka çaren yok. İpek: Lanet olası dış mihraklar! Özgür: Sorgulamamayı tercih ediyorum. İpek: Aferin sana lahana. Özgür: Tamam düdük makarna. İpek: Şunu yapmayı kes! Özgür: Önce sen başlattın! İpek: Olabilir! Ve yine İpek üste çıkmaya uğraşır. Mutlu son, şaka şaka mutlu son değil annem mutfaktan bağırmasaydı mutlu bir son olabilirdi. -Efendim! -Buraya gel İpek! -Senin bir kızın yoktu diye hatırlıyorum! Ne akıllı kızım ya, annemi kendi sözleri ile vuruyordum. -Bana bak İpek beni oraya getirtme, yersin kafana terliği! Ne kafiyeli söylemişti be. " Geldim geldim" diye bağırdım odamdan. Yine bir İpek ve annesi vakası, mükemmel. Yine bir bölüm sonu. |
0% |