@namellessworrior
|
-Bunun ile bunu topluyoruz. Doğru gidiyorum dimi? Özgür başıyla beni onayladı. -Uff Özgür bu çok zor! Özgür" Eğer kolay olsaydı, herkes yapabilirdi. Emin ol zoru başarmak kadar mutlu eden bir şey yok" dedi. Tamam sakinim, şimdi eğer bunu şunun ile çarparsak ve bununda karesinin iki katını alırsak bir dakika buldum galiba. -Özgür cevabın 42 olma ihtimali kaç? Özgür " Yüzde bir milyon" dedi gülerek. -Yes be! Olum varya benden zekisi mezarda, şu kafaya şu beyne bak bir! Özgür" Bence sen öğretmenine şükür et. Nasıl biriymiş ki sana bir saatte konuyu anlatmış" dedi kendini överek. Aslında çok haklıydı kendini övmekte, çünkü muhteşem anlatıyordu. -Aferin lan sana lahana! Özgür" Asıl sana aferin düdük makarna" dedi. Okulun kütüphanesindeydik, iki gündür öğle arasında kütüphaneye gelip ders çalışıyorduk. Evet evet İpek Güngören ders çalışıyordu. Özgür" Sen yaparsın bu işi çaylak" dedi gülerek. Biraz sesli bir şekilde söylemiş olmalı ki karşı masadaki kız sessiz olmasını belirtti. -Ee karar verdin mi? Özgür" Neye karar vermem gerekiyor?" -Cansu'yu hâla isteyip istemediğine. Özgür" Bilemiyorum, yani...İpek boynuzlarımdan kapılardan geçemiyeceğimi biliyorum. Cansu'nun şimdiye kadar bir kişi ile ciddi olduğunu görmedim" dedi. -Saçmalama, bak her ne kadar Cansu'yu sevmesemde, ki haklı sebeplerim var. Sen istersen eğer onu yola getirebilirsin, kalbin eğer onun için atıyorsa, onu kendine aşık ettirebilirsin. Belkide aşka inanmıyordur, bunu bilemeyiz ama eğer öyleyse bile inandırabilirsin. Özgür gülümedi, buna karşılık " Hem olum niye bu kadar kafana takıyorsun her şeyi. Bir kere yakışıklısın, boylu poslusun hayata bir sıfır önde başlamışsın. Her ne kadar seni dahaca bir haftadır tanısamda bir arkadaşın olarak bunları söylüyorum. Mutlu olmanı istiyorum Özgür, çünkü hak ediyorsun" dedim. Özgür uzanıp omuzlarımda biten saçlarımı elleri ile karıştırdı " Sanki sen mutlu olmayı hak etmiyorsun!" dedi. -Bana bak lahana saçlarımı karıştırmayı derhal bırak! dedim, ciddi olmayan sesim ile sonrada " Çünkü sıra bende" diyip Özgür'ün saçlarını karıştırdım. -Siz ikiniz, derhal dışarı çıkın! Kütüphane görevlisinin bize bağırması ile yerimden sıçradım. Özgür ile birlikte gülerek kitaplarımızı topladık " Aman çokda umurumuzdaydı!" dedim. Özgür" Turşu!" dedi lafımın sonunda. Özgür'ün koluna girip kütüphaneden çıktık. Özgür" Sencede bitirim ikili olmadık mı?" dedi kahkaha atarak. -Aynen kanks. *** -Şu kıza sinir oluyorum! Özgür" Hangi kıza?" dedi. Kafam ile işaret edip Deniz'i gösterdim. -Kıvırcık saçlarını yolasım var! Özgür Deniz'e dikkatle bakıp " Bence kendi halinde takılıyor, hem niye sinir oluyorsun bu kıza?" dedi. -Ay ne bileyim Özgür, canım istiyor. Özgür yüzünü buruşturarak " Canının her istediğini yapar mısın?" dedi. Özgür'e dönüp, pardon kafamı havaya kaldırıp " Evet" dedim. Özgür kafasını onaylamaz bir şekilde iki yanına salladı " Her neyse, eğer sen sinir oluyorsan bende sinir olurum düdük makarna" dedi. -Niye? Özgür" Bilmem, belkide canım istiyordur" dedi. Onun bu haline güldüm, bazen bir çocuk gibi davranıyordu. -Biliyor musun benim hiç arkadaşım olmadı. Yanlış anlama selamlaştığım insanlar var ama bu kadar özelimi açtığım birisi olmadı. Özgür" İlk olmayı severim" dedi. -Umarım son olursun, çünkü herkese kendimi açıklamak...ah her neyse. Özgür uzanıp bana sarıldı, neden böyle bir şey yaptığını anlamaya çalışıyordum ki önümüzden Teoman geçti. " Teşekkür ederim" diye fısıldadım. Özgür" Önemi yok sahte sevgilim" dedi. Özgür benden ayrılıp, kendi sınıfına ilerledi. O gittikten sonra bende kendi sınıfıma girmiştim. Aslında her şey en başında çok normal gidiyordu taki edebiyat öğretmenimiz Işık ile Deniz'in yerini değiştirene kadar. Hayır sorun yerlerinin değişmesi değildi, Deniz'in yanımda oturmaya başlamasıydı. Deniz" Ne o öyle far görmüş tavşan bakışları?" dedi. Ve yine İpek Güngören'liğimi konuşturup meşhur lafımı söyledim. -Sanane be?
|
0% |