10. Bölüm

1.0

NamellessWorrior
namellessworrior

Özgür ile konuşmamızın üzerinden iki gün geçmişti. Bu iki gün boyunca İzel ve İlker'i görmemiştim. Umarım ayakları birbirine dolanmış, kafalarını yere vurup ölmüşlerdir.

 

Bu iki gün boyunca gayet huzurlu ve mutluydum. Arada sıra arkadaşım Deniz ile tartıştığımızı saymazsak tabi.

 

Özgür iki gündür yoktu çünkü basketbol ile ilgileniyordu. Hayır yani senin burada tatlı mı tatlın makarnan var sen ne diye basketbol ile ilgileniyorsun. Kantinde oturmuş ayranımı höpürdete höpürdete içerken gözlerim iki vasıfsıza takılmıştı. Tam dolu dolu sinirleniyordum ki arkalarından Özgür çıka geldi, onu gördüğüme bu kadar mutlu olacağımı hiç düşünmemiştim.

 

Özgür'ün girişte sağda oturan bana gözleri takılınca koşarak yanıma gelmesini saymazsak her şey çok iyiydi.

 

Özgür " Naber makarnam" diyip yanağımı sıktı.

 

Kızgın bir surat ile " Üç yaşında çocuk mu seviyorsun Özgür!" dedim.

 

Özgür " Aman da aman hemende kızarmış" diyip yanımdaki sandalyeyi çekip oturdu.

 

-Eee nasılsın?

 

Özgür" İyi sen?" dedi.

 

-Bir kaç gün daha yanıma gelmeseydin kötü olabilirdim, okuldaki herkes ayrıldık sanmaya başlamıştır bile.

 

Özgür " Sen takma kafana şu zevzekleri" dedi kantindekileri göstererek. " Ayrıca bizim ayrıldığımızı düşündüyseler soyunma odasındaki dolabıma fotoğraflarını yapıştırabilirim" dedi.

 

Şu an saçma bir teklifte bulunduğunun farkında mıydı acaba?

 

-Ne alaka Özgür? Ayrıca senin kokuşmuş dolabına fotoğrafımı astırmak eşittir nefessizlikten ölmek gibi bir şey" dedim.

 

Özgür" Her neyse öyle bir şey olsaydı, ki olmadı ayrılmadığımıza inandırırdık. Çünkü ayrılmadık" dedi.

 

Özgür'ün konuşmasına kahkaha atarak gülüyordum. Bu çocuğun IQ seviyesi nerelerdeydi acaba?

 

Masanın etrafındaki diğer iki sandalyede çekilince gülmemi kesmiştim.

 

İzel" Ne o bizi gördüğüne sevinmedin mi?" dedi.

 

Masanın öbür tarafında oturan İzel'e doğru eğilip " Amacın ne senin?" dedim.

 

İzel " Hiç, bence sen bazı şeyleri abartıyorsun. Yani aklında büyütüyorsun olanları" dedi.

 

İlker " Kız kavgası, hiç hoşlanmam" diyip önündeki sodasından büyük bir yudum aldı. En azından zararsız bir canlıydı.

 

-Biliyor musun İzel, senin ile uğraşmama kararı aldım.

 

İzel " İsabet olmuş" dedi.

 

Özgür " Kızlar artık tartışmayı kessek mi? Ayrıca İzel bu olayı abartmaya başladın. Sizden tek bir isteğim var o da anlaşmanız" dedi. Sakin bir ses tonu ile.

 

İzel " Anlaşmak istemezsem ne olur?"

 

İlker " İzel, sus" dedi.

 

İşte bu koca adam ile ilk defa aynı şeyi savunuyorduk.

 

İzel " Size ne oluyor? İki gün önce gelen kıza mı tercih ediyorsunuz beni?" dedi.

 

Özgür" Ne alakası var İzel?"

 

İzel " Sadece...sadece artık" diyip derin bir nefes aldı " her neyse" diyip sessiz kalmayı tercih etti.

 

Aslında İzel için kötü birisi diyemezdim, dememeliydim. Sadece arkadaşını bir başkası ile paylaşmak istemiyordu. Belkide sahte sevgili olduğumuzu öğrense mutlu olurdu. Her şeyi anlatmalımıydım? Özgür'ü hiçe sayıp İzel ve İlker'e anlatmalımıydım?

 

İzel'in masadan kalkıp kantinden çıkması ile Özgür rahatsızca bir nefes verdi.

 

İlker " Her zamanki hali eminim fileyi patlatınca rahatlar" dedi.

 

İlker'in neyden bahsettiğini düşünürken zil çalmıştı. Herkes sınıflarına dağılmıştı ama benim tek düşüncem İzel'di.

 

Kırk dakika boyunca dersin bitmesi için türlü türlü dualar etmiştim. Zil çalıncada kendimi koridora atmıştım.

 

İlk olarak İzel'in sınıfına ilerleyip sınıfta mı diye baktım , görünen o ki sınıfa hiç gelmemişti. İlker ne demişti filenin patlama- tabi ya spor salonu.

 

Zemin kattaki salona inip, aralık olan kapısını açıp içeri girdim. Topları yanına dizmiş ve voleybol filesine doğru atış yapan İzel'i izledim bir müddet.

 

-Belkide tek oynamamalısındır.

 

İzel arkasını dönüp beni görünce " Ne demek istiyorsun ?" dedi.

 

-Sadece tek oynayarak tadının çıkmayacağını söylüyorum.

 

İzel kaşlarını havaya kaldırıp " Geç o zaman karşıma" dedi.

 

Karşıya geçerken bir yandan da konuşuyordum " Ben öyle kuru kuruya oynamam" dedim.

 

İzel " İddia mı istiyorsun?"

 

Kafamı sallayarak " Hıhı eğer sen kaybedersen sorduklarıma cevap verirsin" dedim.

 

İzel " Sadece üç soruna, eğer ben kazanırsam sen benim sorularıma cevap verirsin" dedi.

 

Kafamı sallayarak " Tamam kabul ama ben senin tek soruna cevap veririm" dedim. Beni başıyla onaylayıp topu bana gönderdi.

 

Başlamadan önce " 10 yapan kazanır" dedim.

 

İzel " Bana fark etmez" dedi.

 

-İyi olan kazansın.

 

****

 

-Maçı kim kazanmıştı tatlım?

 

İzel gözlerini devirip " 10'a 9 ile sen kazandın abartma istersen" dedi.

 

-Olabilir, sonuçta kazandım.

 

İzel hiç bir şey demeyip soyunma odalarının yanındaki duvara yaslandı.

 

-Soruyorum ilk sorum İlker ve Özgür'ü kimse ile paylaşmak istemiyor musun?

 

İzel kaşlarını çatıp " Evet, onları kimse ile paylaşmak istemiyorum" dedi.

 

-Neden?

 

İzel " Çünkü onlar benim çocukluğum ya başka birisini bulup giderlerse ve beni bırakırlarsa" dedi.

 

Aslında ne demek istediğini tam anlamıyordum. Çünkü benim şimdiye kadar arkadaşım dediğim birisi olmamıştı. Derdimi anlattığım, gülüp gezdiğim birisi hiç olmamıştı. Bu yüzden de arkadaşların kıskanılmasını bilmezdim.

 

-Peki benden neden nefret mi ediyorsun?

 

İzel gülüp " Nefret mi? Ben senden niye nefret edeyim? Benim konuşma şeklim bu. Eğer birisine laf attığımda o lafın altında kalmazsa, lafın altında kalana kadar ona laf sokarım. Bu benim için eğlence gibi bir şey. Eğer sende benim gibi çıkmasaydın seninle pek uğraşmazdım" dedi gülerek.

 

-Yani bana güttüğün bir kin yok, uğraşmak için uğraşıyorsun.

 

İzel " Aynen öyle" dedi.

 

-Peki ya İlker, onun olayı ne?

 

İzel " Üç soru hakkın doldu malesef bu soruna bir cevap veremeyeceğim" dedi.

 

-Ne? Nasıl?

 

İzel " İlk sorunun ardından," neden? " diye tekrar bir soru sordun" dedi.

 

Oha onuda mı saymıştı vay be.

 

-Neyse ben öğrenmek istediğimi öğrendim. Bu arada teşekkür ederim, oyun için.

 

İzel" Aslında ben teşekkür ederim. Tekken fazlada eğlenceli değildi" dedi.

 

-Hâla arkadaş olmak için bir şansımız var mı sence?

 

İzel " Bilmem, belkide" dedi.

 

-Belkide

 

Selam, İzel ve İpek'i neler bekliyor acaba?

Bölüm : 30.11.2024 20:45 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...