-Bir kere o sayılmaz!
İlker'e dönmüş çirkefliğimi konuşturup bağırıyordum.
İlker" O niyeymiş?" dedi.
-Çünkü sayılmaz!
İlker kaşlarını çatıp " Sırf senin güzel canın istiyor diye mi sayılmayacak" dedi.
Onu onaylar bir şekilde kafamı salladım. Evet tam olarak bunun için sayılmaz. Ne yapayım yani yenilmeyi asla kabul edemem.
Özgür " Makarnam sakin ol alt tarafı bir tane bile labut düşüremedik" dedi.
Bu beni motive etmeye mi çalışıyordu? Hayır yani sadece daha fazla sinirlenmeme neden oluyordu da.
-Özgür, bu İlker nasıl bunların hepsini düşürüyor.
Arkamdan gelen ses ile ellerimi yumruk yapmıştım. Şeytan diyor yumruğunu indir yüzüne akıllansın.
İlker " Beceri işi kızım bu, birazda zekaya bakıyor. Sen beceriksizsen ben ne yapayım?" dedi.
İlker'e sırtım dönük olduğu için istediğim gibi ağlayabilirdim. Özgür'e bakıp sinsice gülümsedim.
Özgür ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyordu. Az ilerimizde duran mekanizmaya ilerleyip top aldım. Ben kazanmadan bu iş bitemez arkadaş, kazanmaya aç bir kızım ben!
Topu yuvurlamaya çalışırken Özgür dudaklarını oynatarak " Sakın" dedi.
İlker'e dönüp " İzle ve gör ablanı" dedim ve topu ileri doğru attım.
Bağırmam ile bütün gözler bana dönmüştü. Allah kahretsin ya! Yalandan bileğimi incitmiş gibi yapacakken gerçekten bileğimi incitmiştim.
Yanıma hızlıca gelen İlker kolumu ellerinin arasına aldı.
İlker" Ah be gü- İpek ne diye inat edersin ki? Hayır yani yeniliyorsan yenil, canın acıyor mu?" dedi.
Başımı olumsuzca iki yanıma salladım. Sağ tarafımda duran Özgür'e dönüp dudaklarımı büktüm.
Özgür" Sana yapma demiştim" dedi.
İzel" Neyi yapmamasını söylemiştin? Ayrıca kızın canı baya acıyor şuna bakın ağlamaktan helak oldu" dedi ciddi ses tonu ile. O söyleyene kadar ağladığımın farkında bile değildim.
Yüzümde gezen eller yanağımdan süzülen yaşları silmişti. Yerde olan gözlerimi karşımdakinin yüzüne çevirdiğimde İlker'i görmeyi beklemiyordum.
İlker ellerini yüzümden çekip gözlerini koluma çevirdi. " Burası acıyor mu?" dedi.
Kafamı olumsuzca sallayıp " Hayır" dedim. İlker kolumda nerenin acıdığını sorarken yanımıza İzel gelmişti. Hakikaten o nereye gitmişti?
İzel elindeki buzu İlker'e uzatıp " Tamam kızın kolunu yoğurmayı bırak! Al şu buzu" dedi.
İlker başını olumsuzca iki yanına sallayıp İzel'in elindeki buzu aldı.
-Gerisini ben hallederim İlker.
İlker'in elinde duran buzu alıp kolumun acıyan kısmına tuttum. Bazen gerçektende üç yaşındaki bir çocuk gibi davranıyordum. Büyü artık İpek!
****
Kolumun acısını unutmuş önümdeki hamburgeri aşkla yiyordum.
İlker ve Özgür tercihlerini hamburger almaktan yana kullanmışlardı. İzel ise salata alarak, anlatabiliyormuyum sa-la-ta.
Özgür" Mayonezini bana ver bari" dedi önünde oturan İlker'e dudaklarını bükerek.
-Banane oğlum, bu benim mayonezim.
İlker'e kaşlarımı çatıp sinirle baktım, hayır yani mayonezi verse ne olurdu sanki?
Özgür' e dönüp " Lahana sıkma canını, benim mayonezimi yiyebilirsin" dedim tepsimdeki mayonezimi Özgür'e uzatarak.
Özgür gülümseyerek " Gerçekten mi? Makarnam ciddisin dimi?" dedi.
Özgür'e gülümseyip " Ciddiyim sevgilim" dedim.
Özgür elimdeki mayonezi hızlıca alıp açtı.
İzel " Sevgilim mi? Öğk"
Onun bu haline yüzümü buruşturdum " Niye miden bulandı? Ayrıca insan sevdiğine her şeyi diyebilir bence" dedim.
İzel " Sevgi cümlelerinden nefret ediyorum" dedi.
Ben İzel'e laf yetiştirirken önüme konulan mayoneze takılmıştı gözlerim. Acaba Özgür mü koymuştu? Özgür'e baktığımda moyenezi bitmesin diye yavaş yavaş yiyordu patateslerini. İlker'e baktığımda göz göze gelmiştik. Ne yani İlker mi koymuştu tabağıma mayonezi.
Bu konunun üzerinde fazla durmayıp yemeğimi yemeye devam ettim.
AVM'den çıkmış üçümüz yan yana yürüyorduk. Havanın aşırı rüzgarlı olması ile üzerime mont almadığım için pişman olmuştum. Halbuki sabah sadece arada esiyordu.
Özgür" Ne iyi ettikde buluştuk dimi?" dedi.
İzel "Ya ya sorma kışın ortasında buluştuk" dedi.
İlker" Madem kış niye etek giyorsun kızım?" dedi.
İzel" Bana bak dangaloz ne giyip giymeyeceğimi sana soran oldu mu?" dedi.
İlker" O zaman tatava yapma!" dedi.
Evimin önüne geldiğimizde " Gençler ben kaçar artık. Ee bugün için çok teşekkür ederim, pazartesi görüşürüz" dedim.
Özgür" Kendine dikkat et makarnam. Ah kalbim nasıl acıyor bir bilsen sensiz 24 saat geçireceğim" dedi.
Özgür'ün bu haline gözlerimi devirip " Benim yokluğuma dayanamayan bir bey mi? Ah ne hoş" dedim.
İlker bize kaşlarını çatmış bakıyordu. Sanki bir şeyleri anlamaya çalışır gibi bir hali vardı.
İzel " Haydi geri zekalılar önüme düşün" dedi.
İzel, İlker ve Özgür'ü önüne alıp yürümeye başladılar. " İlker, teşekkür ederim" dedim. İlker bana dönüp bir kaç saniye bakıp yamuk bir şekilde sırıttı.
Hiç bir şey demeden arkasına dönüp yürümeye başladı.
-Kereste ne olacak!
Okur Yorumları | Yorum Ekle |