18. Bölüm

1.8

NamellessWorrior
namellessworrior

Gece geç saatlerde dışarıda olan bir insan görürseniz, hiç düşünmeyin. İpek Güngören diyin geçin.

 

Okulda uyuya kalmam sonucunda kimse beni uyandırmamış üzerine birde yarım saat fazladan okulda kalmıştım.

 

Okuldan çıkıp eve yürürken aklıma gelen kitaplarım ile pek de yakında olmayan bir kitapçıya gitme kararı vermiştim. Almam gereken kitapları alıp eve doğru yürümeye başladım. Ne kadar zamandır yürüyordum bilmiyorum ama gözlerimin takıldığı noktaya doğru yürümeye başladım. Elimdeki kitap poşetini kenara koyup banka oturdum. Özgür ile plan yaptığım yerdeydim. Zaman ne kadar hızlı akıp gitmişti.

 

Geçmez dediğim, bitmez dediğim zaman ellerimden akıp gitmişti.

 

Başladığım noktaya geri dönmüştüm belkide...

 

Aklıma gelen şey ile gülümsemem silindi. Bir dakika ya olabilir miydi? Özgür ile benim sahte sevgililiğimi bana gıcık olduğu için o duyurmuş olabilir miydi?

 

İyi ama onun için bir hiçken neden benimle uğraşsın ki?

 

Ulan Teoman eğer bu işin altından sen çıkarsan sonun çok kötü olacak.

 

Hazır eve geç kalmışken biraz daha oturmaya devam ettim. Manzaranın,gökyüzünün, sakinliğin, sessizliğin....Sadece tadını çıkarmak istemiştim. Ayak ucumda duran topu görünce kaşlarım çatıldı.

 

Bu da neydi böyle?

 

Yalnız kalmak istedim ya sadece yalnız kalmak istedim. Kafamı kaldırıp gördüğüm kişi ile şok olmuştum. Gözlerimi İlker'in gözlerinden ayırmadan bir kaç saniye baktım.

 

-Senin burada ne işin var?

 

İlker beni dinlemeyip yanıma oturdu.

 

İlker " Oturabilir miyim klişelerine hiç girmeyeceğim çünkü sen oturma desende oturacaktım." dedi. Kafasını bana çevirip

" Çünkü yoruldum" dedi eli ile ayağımın dibindeki topu göstererek.

 

-Bende yoruldum ama hayatın hızından,acımasızlığından.

 

İlker bir şey demeyip ayak ucundaki topu eline alıp oynamaya başladı.

 

İlker" Sessizlik her ne kadar insanların sesini kesmesi sanılsada aksine bir yalnızlık biçimidir. İnsanlar sessizlik istediğinde senin susmanı değil bir bakıma onu yalnız bırakmanı ister" dedi.

 

-Sen ne istiyorsun?

 

İlker " Sessizlik ama yanımda birisininde olmasını" dedi.

 

-Kimin olmasını?

 

İlker bana dönüp " Ablamın" dedi.

 

Kaşlarımı çatmış ona bakıyordum.

 

İlker " İstesen gelir deme boşuna çünkü ben 7 yaşındayken öldü" dedi.

 

Parmaklarım ile oynarken " Başın sağolsun" dedim.

 

İlker " Niye gittin?" dedi.

 

-Ne?

 

İlker " Niye gittin? Bir oyun yaptınız diye sizi arkadaşlıktan silecek değiliz. Gerçi Özgür'ü istesekde silemeyiz" dedi.

 

Gülümsedim, saçımı kulağımın ardına sıkıştırıp

" Aslında sizin ile olmayı seviyorum; gülmeyi, kavga etmeyi.... Ama sizin yanınızda kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Zaten birden hayatınıza daldım" dedim.

 

İlker " Şimdiye kadar biz üçümüz vardık ama bu aramıza bir dördüncüyü almayacağımız anlamına gelmiyor İpek böceği" dedi.

 

Gülümeseyip " Bilmiyorum İlker" dedim parmaklarım ile oynarken. " Sanki sizinle yıllardır tanışıyormuş gibi hissediyorum. Hep yanımdaymışsınız gibi. Böyle hissetmem normal değil...değil mi?" dedim.

 

İlker elindeki topu işaret parmağı ile çevirirken

" İnsan huzuru bulduğu yerde kendini hep oraya ait gibi hisseder. Belki de huzuru buldun." dedi.

 

Gözlerimi kısıp " Sen felsefe yapmayı nereden öğrendin?" dedim gülerek.

 

-Böyle konuşmam felsefe yaptığımın göstergesi mi? Kime göre neye göre? Göreceli bir durum ama felsefe yaptığımı düşünüyorsan bu özelliğimi babamdan almışım.

 

Gülerek " Yani siz evde böyle mi konuşuyorsunuz? Düşünüyorum o halde varım falan" diyip kahkaha attım.

 

İlk defa duyduğum ses ile şaşırmıştım. Dudaklarım yavaşça eski haline dönerken İlker'e şaşkınlık ile bakıyordum. İlker'i ilk defa kahkaha atarken görmüştüm. Ve nedensizce kahkahası hoşum gitmişti.

 

-Sen demin güldün mü hissiz adam?

 

İlker gözlerini devirip " Hissiz mi? Hadi ama İpek o kadar da korkunç değilim" dedi.

 

-Öyle diyorsun?

 

İlker göz kırpıp " Öyle diyorum" dedi.

 

Bir kaç dakika daha oturduktan sonra çalan telefonum ile ayağa kalkmıştım. Annemin endişeli sesini duyduğumda eve haddinden fazla geç kaldığımı anlamıştım.

 

İlker ile vedalaşıp arkamı dönüp yürümeye başladım. Sonra bir anda adım atmak üzere kaldırdığım ayağımı yere geri indirdim. Arkamı dönüp " Belkide hep sizinle olmam gerekiyordu. Belkide başından beri hep dört kişi olmalıydı bu arkadaşlık. Belkide bu oyun sayesinde dördüncünün eksikliği belli olmuştur" dedim.

 

İlker gülerek " Belkide hep içimizdeydin" dedi.

 

Ne demek istemişti bilmiyorum ama bu gerzekleri bırakamıyacağımı biliyordum. Ben İpek Güngören ilk defa kendimi bir yere ait hissetmiştim.

 

 

BÖLÜM SONU

Bölüm : 17.01.2025 12:41 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...