19. Bölüm

1.9

NamellessWorrior
namellessworrior

Saçlarımın tepesini örüp geriye kalan kısımları açık bırakmıştım. Okul üniformamın yakalarına parfümümü sıkıp odamdan çıktım.

 

-Günaydın Güngören Ailesi!

 

Annem elindeki patates kızartmasını masaya koyarken " Günaydın" dedi.

 

Babam önündeki gazatesinden kafasını kaldırmayıp " Günaydın kızım" dedi.

 

Masadaki yerime geçip önümdeki çayımı yudumladım. Annem ve babamın üzerimde dolaşan bakışlarını fark edince " Ne oldu?" dedim.

 

Annem " Sevindirici bir haber mi aldın?" dedi.

 

Ne dediğini anlamadığım için boş boş bakmıştım. Babam gülerek " Normalde çay içmezsin İpek. Mutlu bir haber aldığında ise çay içersin o yüzden sorduk" dedi.

 

Gülümseyerek " Beni benden daha iyi biliyorsunuz" dedim. Annemin sorgulayan bakışlarını görünce " Özgür'e sürpriz yapıcam da o yüzden " dedim.

 

Babam gözlerini gazatesinden saniyelik ayırıp geri gazetesine döndürdü.

 

Onun bu halini seviyordum yaptıklarım için beni sorgulamıyordu. Yaptığım şeylerin ardında duruyordu sonuçta bu benim hayatımdı ve bir şeyden ders almam gerekiyorsa yaşayarak almalıydım.

 

Yemeğimi yedikten sonra masadan kalkıp

" Görüşürüz canım ailem " dedim.

 

Babam ayağa kalkıp " Ben götürürüm seni" dedi. Canıma minnnet be Hilmi Baba.

 

Kapının yanında duran çantamı alıp ayakkabılarımı giymek için dışarı çıktım. Beyaz spor ayakkabılarımı ayağıma geçirip merdivenleri koşarak aşağıya indim.

 

Babam arabayı açınca kapıyı açıp ön koltuğa kuruldum. Bir kaç dakikalık yolculuğumun sonunda okulun önüne gelmiştim. Tam arabadan incektim ki babam " Unutma İpek ne yaparsan yap arkandayım. Çünkü sen doğrunun yanlışın ne olduğunu çok iyi biliyorsun. Bu yüzden sana güveniyorum" diyip göz kırptı.

 

-Ayıpsın Hilmi Baba.

 

Babam gülerek elini " in hadi" dercesine salladı.

 

Arabadan inip koşarak bahçeye girdim. Bahçeye girer girmez Özgür'ü aramıştım ama bulamamıştım. Neredeydi bu çocuk?

 

Sınıfa çıkıp çantamı sırama bırakıp Özgür'ün sınıfına gittim. Çantası sırasının üzerindeydi, kantindemiydi acaba?

 

Kantine inip masalara baktığımda Özgür, İzel ve İlker üçlüsünü görmüştüm. İstemsizce elim saçıma gitmişti, saçlarımı düzeltip kendimden emin adımlar ile bulundukları masaya ilerledim. Özgür gözleri yarı açık bir şekilde İzel'i dinliyordu.

 

Yanlarına varınca Özgür'ün yanındaki sandalyeyi gürültülü bir şekilde çekip oturdum. Özgür kafasını benim olduğum tarafa çevirince gözleri büyümüştü. Beni gördüğüne bu kadar çok mu şaşırmıştı?

 

Özgür " İpek?" dedi.

 

İlk tanıştığımız gün aklıma gelince gülerek

" Özgür?" dedim.

 

Özgür ne yaptığımı anlayınca kahkaha attı.

 

İlker bana tebessüm ile bakıyordu. İzel ise şaşkınlık ve mutluluğu bir arada yaşıyor gibiydi.

 

Özgür " Hangi rüzgar attı seni buraya?" dedi.

 

Sırtımı sandalyeye yaslayıp bacak bacak üstüne attım.

 

-Belkide hep içinizdeydim.

 

Bu cümleyi İlker'e bakarak söylemiştim. Başını iki yanına salladı ama ben dudaklarının iki yana açıldığını görmüştüm.

 

İzel sessizliğini korurken Özgür " Ne demek istiyorsun?" dedi.

 

Havalı bir şekilde " Artık bensiz nefes bile alamazsınız canlarım. Biraz zorla oldu ama artık bende sizinleyim" dedim.

 

İzel gülerek " Biliyordum bu kızın başımıza dert olacağını" dedi.

 

Özgür beni yanına çekip sarıldı. Sarılışına karşılık verip elim ile saçlarını dağıttım.

 

Özgür saçlarını dağıtmama bile bir şey dememişti. Beni kendinden uzaklaştırp " Bana bak sırf saçlarını karıştırmayayım diye mi saçlarını ördün?" dedi.

 

Gözlerimi kısıp " Hihh bu bilginin çok gizli olması lazımdı. Ancak çok zeki birisi bulurdu inanamıyorum" dedim.

 

Özgür " Aa o zeki kim? Aa benmişim" dedi.

 

Yanından geçen kıza seslenip " Kız boya kutusu ben yılın zekisi seçildim. Peki sen ne seçildin biliyor musun? Sulu boya kutusu tebrikler" dedi.

 

Kız elindeki kağıdı buruşturup Özgür'ün yüzüne attı. Dur bir dakika bu kız Deniz'di.

 

O attığı kağıt neydi? Tam yerdeki kağıdı almak için eğilmiştim ki Deniz benden önce davranıp kağıdı alıp koşarak çıktı.

 

İzel " Bu kızda bir şeyler var ama anlayamadım. Ya sen anlayabildin mi yılın zekisi?" dedi.

 

Özgür " Nedense umurumda olmadı" dedi.

 

İlker " Olmayan beynini kullanmak istemedi gerzek" dedi.

 

Özgür " Beynim yoksa nasıl kullanıyım pek zeki olmayan arkadaşım" dedi.

 

İlker " Özgür biliyor musun benim yumruğum çok güzeldir" dedi.

 

Gözlerimi devirip " Onu biliyoruz canım, teflon tavamın yüzünü dağıttığında gördüm" dedim.

 

İlker " Lan it sen yüzünü dağıttığımı hani kimseye göstermiyecektin?" dedi.

 

Özgür " Ahh biliyorum kankeytom senin şiddet yanlısı olduğun gerçeğini herkesden saklıyacaktık" dedi gözlerini devirerek.

 

İzel " Hepiniz geri zekalısınız" dedi.

 

Özgür " Günlük geri zekalı kotamı doldurdum arkadaşlar. Daha fazla çekemiyeceğim öğle arasına kadar buluşmayalım" dedi ve ayağa kalktı.

 

Onun ardından bizde kalkmıştık. Özgür'ün kolunun altına girip kantinden çıktım. İşte aradığım huzurdu...

 

 

AÇIKLAMA : ÖZGÜR’ÜN “SULU BOYA” SÖYLEMİ DENİZ’İN ELİNDEKİ RESİM KAĞITLARINA İTAFEN SÖYLENMİŞTİR.AÇIKLAMA SONU

Bölüm : 18.01.2025 20:46 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...