27. Bölüm

2.7

NamellessWorrior
namellessworrior

-Her şeyi anladım, ama aklıma takılan bir şey var?

İzel " Ne?"

-İlker ve Özgür bu Efe denilen çocuğu neden sevmiyor?

İzel " Şey, ııhhmm nasıl desem"

-Direkt söylesen?

İzel " Özgür'ün kardeşi İlke...of söyleyemicem ben galiba" dedi.

-Söyle!

İzel " Efe'nin abisi Çağatay İlke'yi sevdiğini söyledi zamanında. İlke'den bir yaş büyüktü Çağatay" dedi.

Kendimce Özgür'ün kardeşinin yaşını ve Çağatay denilen çocuğun yaşını hesaplamaya çalışıyordum.

İzel " Geçen sene oldu bu olay, Çağatay bizimle yaşıt 18 yaşında falan. İlke ise 17 falandı sanırım." dedi.

-Eee sonra ne oldu?

İzel" İlker İlke'yi kardeşi gibi sever, Özgür zaten İlke'ye çok düşkün." dedi.

-Kötü bir son mu?

İzel " Hayır, sadece Çağatay İlke'yi çok sevdiğini söylerken bir yandan da başka bir kız ile görüşüyormuş." dedi.

-Teoman kılıklı it!

İzel beni umursamayıp " Neyse işte İlke bunu bir şekilde öğrenmiş. Eee bizimkilerde İlke'yi üzgün görünce Çağatay'ı dövmeye gittiler." dedi.

-Bu sırada İlke ne yapıyordu?

İzel " Ne biliyim, yatağında uzanıp ağlıyordu her halde"dedi.

-Bir dakika bir dakika sen nerdeydin?

İzel " Nerede olucam Çağatay'ı dövüyordum" dedi.

-İzel her seferinde beni şaşırtmayı nasıl başarıyorsun?

İzel " Şaşırma o zaman" dedi.

-Tamam abla, bir dahakine öyle yaparım.

İzel" İyi" dedi kısa saçları ile oynarken.

-Bizimkiler Çağatay'a gıcık oldukları için kardeşi Efe'yi istemiyorlar mı?

İzel " Hem o yüzden hem de fazlasıyla Çağatay'a benzediği için" dedi..

Anlamadığımı fark edince " Efe Çağatay'ın aynı zamanda ikizi" dedi.

-Yok daha jüpiter be kardeşim. Bu ne yaman çelişki!

İzel " Kısacası ne yapacağımı bilmiyorum" dedi.

-Konuşma.

İzel " Efendim?"

-Konuşma! Yani bizimkilere söyleme, sen söylemedikten sonra nasıl öğrenebilirler ki?

İzel " O zaman Efe'yi ikna etmem gerekecek" dedi.

-Evet, ayrıca salak salak davranmayıda kes. Bir kalem için yapmadığın şey kalmadı.

İzel dilini çıkartıp " Çok konuşma kıvırcık!" dedi.

-Üff seninle daha fazla uğraşamayacağım, ben bizimkilerin yanına gidiyorum.

İzel " Hadi ya bende burda toplar ile birlikte oturmayı düşünüyordum" dedi.

İşte o anda kafamda çakan şimşekler ile yutkundum.

-Hırka!

İzel " Ne?" dedi.

Koşarak spor salonundan çıktım. İzel arkamdan koşarak geliyordu, bir yandan da " İpek nereye? Ne hırkası? İpek!"

İzel'in sınıfına hızlı bir dalış sergilemem ile sınıftakiler bana ilk defa telaşlı bir insan görmüş gibi baktılar.

İlker'in yanına gidip " İlker...hırka" dedim soluk soluğa.

İlker " İpek bir şey mi oldu? Ne hırkası?" dedi.

-Bilmiyorum, olmuşda olabilir olmamışta.

İlker " İpek ne oldu söylesene?" dedi.

-Senin hırkan bende kalmış. Bende annem görmeden kenara köşeye sakladım. Bugünde sana getirecektim ama masamın üzerinde unuttum.

İlker saçlarını karıştırıp " Bu muydu?" dedi sesini yükselterek.

-Evet buydu, annem kesin yanlış anlıyacak. Ne yapıcam ben?

İlker " Anlasın ne olur sanki?" dedi.

Ağzım açık İlker'i dinlerken İlker " Yani...yalan mı yok? Erkek reyonundan aldım dersin oldu bitti" dedi.

-İlker, hırkaya üzülmüyorum ki ya annem evirip çevirirken içindekini düşürürse?

İlker " Neyi düşürür?" dedi.

-İlker ablanın bilekliği hırkanın cebindeydi, yani ben onun bir yere düşmesini istemem.

İlker " İpek, sakin ol" dedi.

-Ben müdürden izin alıp eve gitsem? Sana hırkanı getirsem, evet evet en iyisi ben eve gidey-

İlker " İpek! Sakin ol!" diye bağırdı.

Bağırmasını beklemediğim için yerimden sıçramıştım.

İlker " Özür dilerim amacım seni korkutmak değildi. Bak ne yapalım biliyor musun okuldan sonra birlikte sizin eve gidelim, sende bana hırkayı ver olur mu? Hem içinde rahatlar." dedi.

Kafamı sallayarak " Olur" dedim.

Normalde bir hırka için bu kadar telaş yapmazdım ama içinde İlker için önemli bir şey vardı.

İlker'in bana bir şey demesinden, kırılmasından o kadar çok korkmuştum ki kollarımı İlker'in beline sardım.

-Kızıcaksın sandım.

İlker kollarını belime yerleştirip " Sana mı? Asla" dedi.

İzel " Lan bir sarılma için mi koşarak geldin sınıfa" diye bağırınca yerimden sıçrayıp, kollarımı İlker'den çektim.

Ne yapmıştım ben demin? İlker'e mi sarılmıştım? Kızım İpek sen kendini baya aştın.

-Hayır,yok öyle bir şey.

İzel " İyi ne halt yerseniz yiyin" dedi.

-Ee şey ben sınıfıma gideyim. Özgür ile öğle arasında kantine geçerken sizide alırız.

İzel kafasıyla beni onaylayıp, bir yandan da eli ile kapıyı gösteriyordu.

İlker " Tamam görüşürüz" dedi.

Sınıftan çıkıp, koridorun başındaki sınıfıma ilerledim.

***

Özgür " İpek, hadi!" dedi.

Telefonumu masamın üzerine dayayıp, bir yandan da Özgür'e dönüp " Tamam inicem şimdi aşağıya" dedim.

Saçlarımı tararken ekranda beliren ikinci yüz ile ne yapacağımı şaşırmıştım.

Normal davran İpek, normal davran.

İlker " Olum çek şu telefonu burnumun dibinden" dedi.

Özgür " İpek'e merhaba de İlker" diye bağırıyordu.

İlker telefonu yüzünden uzaklaştırıp ekrana baktı. Beni görünce şaşırmıştı, bende gülümseyip elimi salladım.

-Selam.

İlker " Selam"

Özgür " Tamam ver artık telefonumu, kankamla konuşucam" diyip İlker'in elinden telefonu çekti.

-Aşağıda mısın?

Özgür " Yoo"

-Nerdesin?

Özgür " Sizin sokağa doğru yürüyoruz" dedi.

-İzel gelmiyor mu?

Özgür " Evde partiliyecekti ama benim vazgeçilemez cazibeme daha fazla dayanamadı" dedi.

Arkadan gelen ses ise İzel'e aitti " Yemin ediyorum geri zekalı" diye söyleniyordu.

Özgür " Ayna ayna" dedi.

Yüzümü buruşturup " Bunu en son ilkokuldayken duymuştum" dedim.

İlker " Özgür'ün beyin yaşı ilkokulda kaldı" dedi.

-Neyse, ben çıkıyorum görüşürüz.

Özgür" Görüşürüz makarnam" diyip telefonu kapattı.

Dolabımın içinden siyah montumu alıp odamdan çıktım. Siyah botlarımı elime alıp " Anniş ben çıkıyorum, bizimkiler gelmiş" dedim.

-İpek bir dakika bekle!

-Tamam ama hızlı ol.

Annem salondan çıkıp yanıma geldi.

-Bu arkadaşların ile her hafta bir yere gidiyorsun, kafa dağıtıyorsunuz iyi hoşta bunları bir görseydim bende.

-Tanıştırırım bir ara anne.

-Arkadaşlarına söyle yarın gelsinler.

-Tamam, bir dakika ne yarın mı?

-Evet yarın

-Ama anne ya müsait değillerse?

-O zaman müsait olsunlar. Söyle gelsinler itiraz istemiyorum.

-Tamam söylerim, hadi ben çıktım.

-Dikkatli gidin.

***

-Şike oğlum!

-Ne şikesi lan!

-Banane şike!

-He Özgür şike, tamam sen haklısın.

Özgür " Görüyorsunuz yine ben haklı çıktım" dedi.

İlker " Caz yapma lan!" dedi.

-Sizin evinizde oynayacak bir bilgisayar oyununuz yok mu? Hayır yani teknoloji mağzasında oyun oynayan bir tek siz olabilirsiniz de...

İzel " Bu mallardan başka kimse gelmez buraya" dedi oturduğu yerden.

-Artık çıksak mı? Hem size söylemem gereken bir şey var.

Özgür " Korkmalımıyız?"

-Yani bilemiyorum.

Mağazadan çıkarken bir yandan da " Annem yarın sizi bekliyor, çok sevgili arkadaşlarım ile tanışmak istedi. Müsait olup olmadığınızı sormuyorum. Çünkü olmama gibi bir şansınız yok" dedim.

Sessizliğini ilk bozan tabiki de Özgür olmuştu.

Özgür " Vallahi ben gelirim" dedi.

İzel " Banada uyar" dedi.

Hepimizin bakışları İlker'e dönünce

" Gelirim...galiba" dedi.

Kaşlarımı çatmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Özgür " Naz yapma lan!"

İlker " Ben sen miyim lan naz yapıcam?"dedi.

Özgür ellerini havaya kaldırıp " Ben bilmem" dedi.

İlker gözlerini devirip " Canımı sıkıyorsun Özgür" dedi.

Özgür yiyeceği dayağı anlayınca yanında duran İzel'i çekip " Gel fırtınam biz şuradan bir şeyler bakalım" diyip bir mağazaya doğru ilerlemeye başladı peşinde sürüklediği İzel'le.

Onlar yanımızdan ayrılınca çantamda duran hırkayı çıkarttım.

-Bu senin, başına bir şey gelmeden sana vermem iyi oldu.

İlker " En fazla yıkanırdı İpek, abartma" dedi.

-Olsun, içindekini düşürme!

İlker hırkanın cebine elini sokup içinden kırmızı ipi çıkarttı. Bir kaç saniye elindeki ipe baktıktan sonra pantolonun cebine koydu bilekliği.

Ortamın havasının dağılması için " Ee yarın geliyor musun?" dedim.

İlker gülüp " Geliyorum İpek böceği, geliyorum." dedi.

Bölüm : 04.03.2025 00:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...