Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@narem_karaca

Merhaba :)

Çok şükür yeni bölüm geldi. Vizelerim yaklaştığı için rahatlıkla yazamıyorum ama bugün sizi bölümsüz bırakmak istemedim ve yeni bölümü yazdım.

İnşallah beğenirsiniz.

İyi okumalar ☺️

​​​​​​

 

 

 

 

Sanki herkes ve her şey bugünümün kötü geçmesi için elinden geleni yapıyordu. Ben hâlâ şaşkın yüz ifadesi ile ona bakıyordum.

 

"Aşağı in yoksa seni de aileni de bitiririm."

 

Sesi duyan amcam ve kuzenim kapıya geldiler. Birden ne oldu anlamadım, kuzenimle Behram Ağa birbirlerine girmek üzereydiler.

 

"Durun! Behram Ağa, seninle gelecem."

 

Dediklerimle ikisinin de yumrukları havada durdu. Ailemden birine bir şey olsun istemiyordum. Ailem bu hayattaki tek dayanağım.

 

Behram'la aşağı indik, dışarı çıkana kadar tek kelime etmedim. Binayı ayağa kaldırmak istemiyordum ve neyse ki yanımdaki şahıs da ses çıkarmadı. Resmen fırtına öncesi sessizlik... Ne kadar sessiz olursa o kadar büyük bir fırtına gelecek demektir.

 

Binadan çıktık, arabasına doğru ilerledi. Bende peşinden gittim, zaten patlamaya hazır bomba gibi, bari hasarı en aza indireyim. Ne demişler yangına körükle gidilmez.

 

Bende olduğumdan daha bir uysal oldum. O bakışlardan sonra ne yapsam zarar. Yerinde durdu. Bir şey diyecek ama nereden başlayacağını bilmiyordu sanki. Bu durumdan tırsmaya başladım. Ne yapacaksa yapsın ne söyleyecekse de söylesin kurtulayım bir an önce.

 

"Sen, bundan sonraki hayatında diken üstünde yaşayacaksın Gülsüm Dinçol. İster Urfa'da ol ister Mersin'de her yerde peşinde olacam. Her yerde beni görecen, seni ve aileni öldürmekten beter edecem."

 

Ailemden bahsediyor kendimle ilgili yeri geçtim, ailem benim her şeyim.

"Aileme zarar verme bana ne istiyorsan, hangi işkenceyi yapacaksan yap ama aileme zarar verme. Ha bi' de ben ne yaptım da sen bu kadar hiddetlendin?"

 

"Ne mi yaptın? Sen bütün..."

 

Hızlıca elimi ağzına götürüp "Şşş, sessiz ol mahalleyi ayağa kaldıracaksın." dedim.

Böylelikle bu haraketimle ölüm fermanımı kendi ellerimle imzalamış oldum. Elimi tutup aşağı indirdi.

 

"Sen Harran'ı ayağa kaldırdın, ben mahalleyi ayağa kaldırsam ne olacak?"

 

Sesi bir öncekine göre daha azdı buna rağmen kulağımda onun sesi zonkluyordu. Gözlerim fal taşı gibi açıldı, bütün Harran. Ne yaptım ki ben, bana normal olup da şu şahsiyete anormal olan ne?

 

"Peşindeyim Gülsüm. Sen sen ol kaçacak yer bul, hoş bulsan da ben yine de bulurum seni."

 

Başka da bir şey demeden arabasına binmeye gitti. Ben hızlı olduğunu düşündüğüm şekilde araba ile onun arasına girdim.

 

"Bana yapacaklarında özgürsün ama ailemi işin içine katma" dedim tireyen sesimle.

 

Onun ise yüz hatları gerim gerim gerildi. Tek kelime, buz gibi sesiyle HAYIR dedi. Beni kolumdan tutup başka yöne doğru fırlattı. Bak fırlattı diyorum, çekmedi bile. Böyle birinden medet bekliyordum.

Beni fırlatmasıyla dengemi kaybettim ama neyse ki yere düşmedim. Ani hareket sonucu ayağım ağrımıştı.

 

Fırlatmasıyla Ahh! demem bi oldu zaten. Sol elimle bacağımı tututuyordum.

 

"Bu numaralara gerek yok. Bu şekilde yırtamazsın."

 

Gözlerimi ayağımdan çekip onun gözlerine diktim. Bu adama dert falan anlatılmazdı.

 

"Ne yapmak istiyorsan yap Behram Ağa, ben sana daha hiçbir şey demiyorum. Senin öfken ve kibrinle ördüğün bu duvarı aşamam." dedim.

 

Sendeleye sendeleye binaya doğru yöneldim. Binanın yanındaki banka oturdum, akmasın diye uğraştığım göz yaşlarım artık beni bi' sal, diye haykırıyorlardı.

 

Bende onları dinledim ve gözyaşlarım akmaya başldılar. Böyle bir şey olacağını bilseydim değil Urfa'ya gelmek, Urfa'nın sınırına dahi yaklaşmazdım.

 

Ne yapacağım, ne edeceğim derken biri sol tarafından bana bir mendil uzattı. Bina kapısı da açılmadı, kimdi ki bu?

 

Başımı çevirip baktığımda küçük çaplı bir şok geçirdim.

Behram Ağa gitmemiş miydi ki?

Ve bu bay kibirli bana mendil mi uzatıyordu?

Daha demin gitmek için can atıyordu ama gitmemişti.

 

"İstemiyorum kalsın. Senden ancak zarar gelir."

 

"Bence şansını çok fazla zorlama."

 

Yardım ederken bile sesi tehditkar çıkıyordu. Derin bir nefes alıp kolumla gözyaşlarımı sildim.

 

O adamın hiçbir şeyini almak istemiyordum. Mendili banka bıraktı ve yanıma oturdu.

 

Yanımdaki şahsın bipolar olma olasılığı çık aklımdan!

 

"Ailene benden zarar gelmez ama aynı şey senin için geçerli değil korkuluk hanım."

 

Bu Ağa'nın böyle sakin konuşması beni daha çok ürkütüyordu.

 

"Senin fikrini değiştiren ne Behram Ağa?"

 

"Bu seni ilgilendirmez."

 

"Sana bir şey soracam Behram Ağa ama alacağım cevaptan biraz korkuyorum."

 

Söylediğimle hem başı hem de vücuduyla bana doğru döndü.

 

"Sor bakalım. Cevabımın seni korkutup korkutmayacağına o zaman karar verirsin."

 

"Sen bipolar mısın?"

 

"Ne?"

 

"Ne, ne ? Gayet açık ve net bir soru."

 

"Bipolar değilim de bu da nereden çıktı?"

 

"Çünkü öyleymiş gibi davranıyorsun."

 

"Sana cevap veren de kabahat. Her neyse, sende kalk git evine. Yarın saat sekizde otobüsün var kaçırmak istemezsin."

 

Kalkıp hızla arabasına binip gitti. Arkasından bir enkaz bırakıp gitti, şaka gibi. Benim sekizde otobüsüm olduğunu nereden biliyordu ki?

Cevabı çok basit Gülsüm çünkü kendisi ağa. İstediği bilgiye hemen ulaşır. Bizse sadece hastanede görev yapan sağlık personeliyiz.

Sen bizi övdün mü gömdün mü bilmiyorum ama benim anladığım bu adamdan çekeceğim var.

Ha şunu bileydin, akıllanmaya başladın. Aferin sana, ayakta alkışlıyorum seni.

Sağol ya çok yardımcı oldun iç ses.

Ne demek ne zaman istersen buradayım, kapı sana her zaman açık.

 

Bir süre daha oturup yukarı çıktım. Evdekiler meraktan ölmüşlerdir. İçeri girer girmez soru yağmuruna tutuldum. Hepsinin sorularına tek tek cevap verdikten sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi yatmaya gittim.

 

Bazen kendime çok yüklenince beynim error veriyor ve anormal bir şeyi normal gibi algılayıp kaldığı yerden devam ediyor. Bense aynen o günlerimden birini yaşadım bugün.

 

 

 

Bölüm sonu...

Bu bölüm diğerine göre daha uzun oldu ve bence çok da güzel oldu.

Umarım sizde böyle düşünüyorsunuzdur.

Yeni bölümde görüşmek üzere :)

Hoşçakalın 😊☺️

​​​​​

​​​​​​

 

 

 

 

 

​​​​​​

Loading...
0%