Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@natasamariay

 

 

 

MAHKÛMUN ATEŞİ

 

 

 

en sevdiğim maviydi, gökyüzünü animsatirdi hep dışarda deli derecesine kar yağıyordu ama gökyüzü hala görünüyordu, bu zamana kadar 4 yıllık savcilik,2 yillik avukatlık yapmıştım, 27 yaşındaydım bu zamana kadar nasıl böyle bı davaya baktimi düşünüyordum bu gün o davanın mahkumuyla gorusecektim bu iyimiydi, kötüydü bilemiyorum ama bu işin sonu boka varacak emindim o onanin kapısının önünde durdum baktım, bı daha baktım, burada olmamın sebebini nasıl bı mahkuma denk geldimi, adım söylendiğinde içeri girdim, içerde bı masa iki sandalye ve cam var canım arkasında diğer savcı, hakim, avukatı vardı biliyordum yada hakim yoktu, çok iyi bı oyun hazırlanmıştı ama, hiçbir oyun kusursuz değildir.

 

 

 

Oturduğunda iki dakika boyunca onu bekledim, en sonda o geldi omuzları dimdik, saçları taranmış ela yosun gibi olan gözleri cazibesini arttırıyordu, üstünde mahkum üni forması vardı ellerinde kelepce, vardı özgür değildi bende ondan farksizdim her sekilde onun elinde kelepçe vardı benimkimde dosya, onun yaşamı kardeşleri ailesi içindi,bennimki abim farksizdik kesinlikle farkımız yoktu, ela gözleri beni arıyor gibi beni süzdü saçımı yüzümü beyaz tenimi ayakkabılarımı renkli elbisemi mavi giymiştim onun için bu gün, o da benim için yaramıştı saçlarını, değil mi benim için özel olarak gülümsüyordu umuyorum,

 

 

 

Kasimdaki sandalyeye oturdugunda elleriyle ritim oluşturdu kafasından iyi miydi kafadan mi sakatti bilmiyorum,

 

 

 

" Müvekkil, mahkum Soykan nasılsıniz" sesim tiz çıkmıştı ama bu engel değildi konuşmama, kafasını kaldırıp bana baktı gözlerimin içine el ritmi hızlandı bı anda elini yumruk yapıp vurdu masaya, dudakları aralandı

 

 

" İyiyim sayın savcım, mektubumu almışsın bakıyorum" bronşuna kaydi gözlerim hala yakıyordu içki kadehini, irkilmistim vurmasından ama caktirmadim kahkahasi bütün odayı dolduruyordu resmen

 

 

 

" Aldım, mahkum soykan okuduğun kitap Emile zola meyhane bedeninden af diliyor musun" .

 

 

 

" Sence" dedi öyle gururla çıkıyordu ki sesi

 

 

"Af mi dinliyorsunuz"

 

 

" Evet" dediği an kalbim durdu çıkacaktı bu kadar çabuk mu hayir, evet çıkacaktı elim ses kaydına kaydı açtım elim ayağıma dolandı

 

 

 

" Tekrar edermisiniz : emile Zola meyhane kitabı okumaktan af mi dinliyorsunuz"

 

 

 

" Evet, af diliyorum bu kitabı daha erken okumalıydim" kahkalar attı güldü eğlendi bence öylece bu gururuma dokundu incildim hemde çok

 

 

" Komik değilsiniz, mahkûm soykan"

 

 

"Öyleyim savcım"

 

 

"Tamam anladım, konusmiyacaksin sen"

 

 

"Senden bişey isteye bilir miyim" bu söz beni durdu kapının kolunu bırakıp arkamı döndüm avukay savcı gitmişti, ne var der gibi baktım .

 

 

" Buyrun mahkum Soykan"

 

 

" Bana aryayi getire bilir mısın ve arp i lütfen" gözlerim doldu anımı hatırladım oda beni böyle düşünüyor mudur diye bişey diyemedim istesem yapardım yapacakmiydim bilmiyordum, yapacaktım bı süre sonra kafamı kaldırıp ona baktım acı bı bakış vardı kardeşi benden 2 yaş küçüktü arp aynı yastaydi talp ile düşüncelerimden ayrılıp dudaklarımı araladım

 

"Ne zaman"

 

"Gerçekten mi savcı" bı çocuk gibi sevinmişti resmen

 

"Yarın getir, bu iyiliğini unuymiyacam sayın savcım"

 

Unutmassan iyi edersin mahkûm soykan"

 

Elini cebine atıp bana bı kağıt uzattı kanliydi ama aldırış etmedim

 

" Bunu senin için yazdım" açacağım sırada beni durdurdu

 

" Burda açma lütfen bide teşekkürler savcım"

 

" İyi günler "

Loading...
0%