
Önümdeki dosyalara bakarken boynumun ağrıması ya da tutulmasını umursamıyordum.Kafamı dosyalardan kaldırmadan elimi kahveme uzattım.Elime gelen kupanın hafifliği ile kahvenin bittiğini anladım.En sinir olduğum şeydi bu lakin kahvemin bitmesini umursamadan dosyaları incelemeye devam ettim.Bir süre daha dosyaları inceledikten sonra artık işten çıkmaya karar verdim.Otoparka inmek için asansöre bindim.Çantamın içindeki telefonumun titremesi ile 5 saattir telefonuma bakmadığımı hatırladım.Annem kesin ağzıma sıçacaktı.Telefonumda annemden en az 10 arama ve 50 mesaj olduğuna emindim.Telefonumu alıp baktığımda ise 25 arama ve 70 mesaj olduğunu gördüm.İşte bunu beklemiyordum. Tamam,annem bir tık endişeli biriydi lakin bu kadar da değildi.Annemin bu kadar yazmasının bir nedeni olmalıydı.Bu benide endişelendirdi ve hemen annemi aradım lakin açmamıştı bu ise daha çok endişelenmemden başka bir şeye yaramamıştı.Yani madem açamayacaksın neden bu kadar arıyorsun ki.Tam mesajlara girecekken asansör durdu ama kat benim ineceğim kat olmadığı için başka birinin asansöre gireceğini anlayıp kendime çeki düzen verdim.İçeri Ufuk savcı girince bir sabır çektim.Bu adamdan hazetmiyordum lakin benden kademeliydi bu yüzden bir şey de diyemiyordum.Ufuk savcı içeri girdiğinde direkt konuşmaya başladı.
“Nasılsınız Alya Savcım?Bugünde geç çıkmışsınız anlaşılan.Hiç yorulmuyor musunuz?Gerçekten bu işe olan sevginizi takdir ediyorum.”
Cevap vermek zorundaydım.
“İyiyim Ufuk Savcım.Bu işten geç çıkmak benim için sıkıntı değil.Dediğiniz gibi bu işi sevgiyle yapıyorum ve bu millet,bu vatan,bu devlet için çalışmak benim için yorucu değil.Ayrıca takdiriniz için teşekkür ederim.”
Güldü ve devam etti.
“Diğer söylediklerinize katılırım ama iyi olduğunuzdan pek emin değilim Savcım.”
Ne demek istiyordu bu adam ayrıca bu asansör niye hala otoparka inemedi.
“ İyi olmadığımı nerden çıkardınız Savcım.”
“Çok kötü gözüküyorsunuz renginiz solmuş ve gözleriniz kötü bir şey olmuş gibi bakıyor.”
Adam savcıydı.Tabii ki dikkat yeteneği iyi olacaktı.
“Yok bir şey savcım sadece anneme ulaşamadım ve bu beni endişelendirdi.”
Sonunda asansör otoparka inmişti.Asansörün kapısı açıldığı gibi kendimi dışarı attım lakin Ufuk Savcı da dışarı çıkmıştı.Mantıken onun da arabaya gitmesi gerekiyordu zaten.
“İyi olduğunuza emin misiniz?Arabayı kullanamayacaksanız ben sizi bırakabilirim.”
“Gerek yok Ufuk Savcım.Hem size zahmet olur Hem de arabam burada kalırsa sabah otobüsle dönmek zorunda kalırım.”
“Öncelikle şu an iş saatleri içinde değiliz bu yüzden bana sadece Ufuk diyebilirsiniz ve önemli değil ben sizi sabah alabilirim.”
Yok yani adam kafaya koymuş vazgeçmiyor lakin ben vazgeçirmesini bilirim.
“Gerek yok savcım ben kullanabilirim eğer kullanamazsam bir arkadaşıma beni alması için haber verebilirim.Ayrıca sizin söylediğiniz gibi yaparsak sizce buradaki insanların düşüncelerini durdurabilir miyiz?”
Evet son kozum buydu.
“Haklısınız Savcım.O zaman iyi akşamlar.”
“İyi akşamlar Savcım.”
Dediklerimin üzerine başka bir şey demesinin imkanı yoktu.Ufuk savcı geldiğimden beri bana yakın davranıyordu.İlk başta belki yeni savcılara yardımcı olmaya çalışıyordur demiştim lakin sadece bana karşı yakın davranması şüphelerimi doğrulamıştı.O günden sonra ne kadar ondan uzak durmaya çalışsamda aynı iş ortamında ve benden kıdemli olması bu uğraşımı boşa çıkarıyordu.Arabama doğru ilerlerken ilk önce araba anahtarımı çantamdan çıkarıp arabamı açtım içine girip direkt telefonumu çıkardım. Annemin attığı mesajlar beni gerçekten tedirgin etmişti.O mesajları görmeden ve ne olduğunu öğrenmeden asla araba kullanamazdım.Mesajlar ise endişemi geçirmişti lakin şaşırttığını inkar edemezdim.Şu an bunların gerçekleri sindirmeye çalışıp bunun beni nasıl etkileyeceğini düşünmeye başlamadan önce arabayı çalıştırıp otoparktan çıktım.Yolda bunları düşünecek baya zamanım olacaktı.
Bu arada ben Alya Özyurt.Cumhuriyet Savcısı Alya Özyurt.25 yaşında gençliğimin ve mesleğimin baharındayım.Mesleğimi sevdiğimi zaten anlamışsınızdırKüçüklükten beri birçok mesleğin hayalini kurmuştum Anaokulunda bir prenses,ilkokulda bir sınıf öğretmeni,ortaokulda bir mimar ve lisede bir savcı.En ergen zamanlarımda bu mesleğe karar veren beni cidden çok tebrik ediyorum.O kafada çok saçma şeyler yaparken bu kadar doğru bir karar vermesi her düşündüğümde onu takdir etmemi sağlıyordu.Ergen halim bir tık saçma kararlar verdiği için o zamanlarımı çok düşünmemeye çalışırdım.Bir tek bu konuda düşünürdüm.Ergenliğimi düşünmeyi geçiyorum çünkü cidden konuşmayı gram sevmiyorum.Annemin attığı mesajlarda abimin geleceği yani izne çıkacağı yazıyordu.Şimdi annen neden bunu bu kadar abartıyor diyebilirsiniz.Annemin bunu bu kadar abartmasının sebebi abimin tatile neredeyse hiç çıkmamasıydı.Abim Türk Devletinin şanlı askerlerinden biriydi.Özel kuvvetlerde bir timdeydi ve birkaç ay önce uzun soluklu bir göreve çıkmışlardı.Bunun sonucunda uzun zamandır-yaklaşık 7 yıldır-almadıkları uzun soluklu tatili almışlardı anladığım kadarıyla.Uzun soluklu dediğime bakmayın sadece 1 haftaydı.Onlara göre bu çok uzundu.Bu tatili onlara verdiklerinde hepsinin itiraz ettiğine emindim.Ben de bu ülke adına çalışıyordum lakin onların önüne geçemezdim.Onlar bu ülkeyi korumak için canlarını ortaya koyuyorlardı.Onlar için bu ülkenin geleceğinden önemli bir şey yoktu.Onlar hem bu ülkenin geleceği için çalışıyorlardı hem de bu ülkenin geleceğiydi.Onlar gelecekti.
Yüzbaşı Giray Deniz Köksal
Üsteğmen Çelik Özyurt
Teğmen Ahmet Toprak
Astsubay Başçavuş Polat Akın
Astsubay Başçavuş Su Ortan
Astsubay Üstçavuş Melike Eser
Astsubay Çavuş Asır Işık
Onlar bu ülkeye vaat ettiklerinin ismini taşıyorlardı.Onlar İstiklal Timiydi.Bu ülke için çalışan şanlı Türk askerlerinden sadece birkaçıydı.Abim Çelik bunlardan biriydi.Abime ne kadar sinir olsamda onu çok seviyordum.Göreve çıktığında endişeleniyordum.Özlüyordum.Ne kadar gıcık olsamda abimdi,kanımdı,canımdı.Annemin mesajlarında beni şaşırtan detay ise Giray abi detayı olmuştu.Annem bir haftalık tatilin ilk üç günü Giray abinin bizde kalacağını yazmıştı.Giray abi abimin en yakın arkadaşı ve komutanıydı.Aynı timde komutan-asker,en yakın arkadaş ve birbirini koruyan tim arkadaşıydılar.Birbirlerine çok değer verdiklerini dışarıdan biri göremezdi.Onların ilişkisi çok farklıydı.Bunu anlatacak kelimeleri seçemiyordum.Giray abi ile abim liseden beri arkadaşlar.Giray abimle ben ortaokuldayken tanışmıştık.Bir gün abim askeri liseden izin aldığında yanında Giray abimde vardı.Annemin çok şaşırdığını abimin ise umursamaz tavırlarıyla onun sorularına cevap verdiğini çok net hatırlıyorum.Annem abimin habersiz misafir çağırmasına çok sinirlenmesine rağmen Giray abinin kalbini hiç kırmayıp onu çok iyi ağırlamıştı.Giray abi ile abim uzun zamanlı tatillerinde birbirlerinin evlerinde kalırlardı.Daha doğrusu birbirlerinin ailesinin evlerinde zaten görev yerlerinde aynı avde kalıyorlardı.İlk başta askeriyede beraber kalıyorlardı lakin sonradan bir eve taşınmışlardı.Annemi ise bu daha çok korkutuyordu iki erkeğin aynı evde yaşama düşüncesi ona sadece dağınık ve pis bir evi anımsatıyordu.Tabii bu ilk ev ziyaretine kadar sürmüştü.Annem gittiğinde temiz ve tertipli bir evle karşılaşınca Giray abinin düzenli biri olduğu anlaşılmıştı.Zaten abim söylemişti lakin annem görmeden ikna olamamıştı ama görünce fikri tabiikide değişmişti.Annemin mesajda yazdığına göre Giray abi ilk 3 gün bizde kalacaktı çünkü ailesi yurt dışındaydı.Aklımdaki endişeler dinip düşüncelerim durunca arabayı çalıştırıp evime doğru sürmeye başladım.Ailemle aynı ilde yaşıyordum fakat semtler farklıydı.Yarın abim burada olacaktı.Bu da demek oluyordu ki benim yarın sabah evde olmam gerekiyordu.Annem beni yanında istiyordu abim geldiğinde çünkü ailemiz tam o zaman bir arada oluyordu.Hemen eve gidip eşyalarımı hazırlamam gerekiyordu.Evin önüne geldiğimde arabayı rezidansın otoparkına park edince asansöre binip eve çıktım.Eve geldiğim gibi çantamı odama koyup direkt banyoya geçtim.Saçımı saçma bir topuz yapıp makyajımı çıkardım.Ardından üstümüde çıkarıp kendimi duşa attım.Duştan çıktıktan sonra acayip rahatlamıştım ama aklıma yarın sabahın köründe annemlere gitmem gerektiği için hazırlanmam gerektiği gelince moralim bir tık bozuldu lakin duştan sonra genellikle hiçbir şey benim moralimi yerle bir edemezdi.Üstümü giyinince kalan moral taneme tutunup saç ve cilt bakımıma geçtim.Saçlarıma spreylerimi uyguladıktan sonra ısı koruyucumu da sürüp bir güzel kuruttum.Ardından cildime maskelerimden bazılarını uygulayınca işim bitmişti.Banyodan çıktığımda ilk iş banyoyu temizlemek olmuştu.Banyoyu temizledikten sonra odama gidip çantamı boşalttım.Size bir ironi söyleyeyim mi?Çantamı boşalttığım gibi başka bir çantayı toplamaya başladım.Çantaya sadece 5 gün boyunca giyeceğim iş kombinlerimi,bir pijama takımımı,Cilt bakım malzemelerimi,düzleştiricimi ve sabah hazırlanmak için ayırdığım iki üç makyaj malzemesi dışında diğer makyaj malzemelerimi bir çantaya koydum.Çantamı hazırladıktan sonra yarın sabah giyeceğim kombini hazırlanıp salona geçtim.Bundan sonraki bir hafta abim ile uğraşmaktan yorulacaktım o yüzden bugünü iyi değerlendirecektim.
Biraz dinlendikten sonra birazda işimle ilgili şeylere bakıp uyumuştum.Sabah kalktığımda apar topar hazırlanıp annemlere doğru yola çıktım.Yarım saate oraya varmıştım.Hemen arabadan inip yukarı doğru çıktım.Kapıyı çalınca kapıyı bana babam açtı.
“Hoşgeldin canım kızım.”
“Hoşbulduk babacım.”
Yanağına bir öpücük bırakıp hemen içeri geçip çantamı odama götürmeye çalıştım ama sadece çalıştım çünkü annemin içeriden sesi duyulmuştu.
“Alya gelip bana yardım et kızım.Lütfen.”
“Tamam anne.”
“Annen her zamanki gibi işte ama bu sefer iki katı.”
Güldüm çünkü Giray abinin gelişi annemi daha çok sıkıntıya sokmuş anlaşılan.Hayır yani bu kadar stres olması gerçekten gerekli miydi?Doğrusu anne değildim bu yüzden onu pek anlayamazdım ama bu kadar sıkıntı yapılabilecek bir şey var mıydı?Sanmıyordum.Çantayı hemen bırakıp anneme yardıma koştum.
Biraz sonra işimiz bitmişti.Bizim işimiz bittiğinde annem abimleri bekleyene kadar evde cirit atacak diye korkmuştum lakin abimlerin zamanlaması bizimki ile birebir aynıydı.Annem elindeki işi bitirince direkt kapıya koştu ve abimi görünce sevinç çığlığını bastı.Ardından abimin sesi geldi.
“Neden bağırıyorsun Arzu Hanım?Apartmandakiler kovacak bizi.”
Ardından gülme sesleri geldi.Ben de onların yanına gittiğimde babam da tam o anda kapının önüne gelmişti.Babamla bakıştığımızda bizi de bir gülme aldı.Kapıdaki herkes gülüyordu ve ben bu gülme seslerine hem çok alışıktım hem de çok seviyordum.Lakin bu gülme seslerinin arasında uzun zamandır duymadığım ve benim dikkatimi çeken bir ses oldu.Kafamı kaldırdığımda ise gördüğüm şey benim için çok yeni bir şeydi.
Sanki aradığını yeni bulmuş gibi bana bakan bir çift koyu kahve göz…
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |