13. Bölüm

Biz artık aslan' la evliydik karnım da onun bebeği, elimde onun yüzüğü vardı. Artık iyi ki babam beni aslana satmış diyordum.

Şimdi eve dönüyorduk tabi ki berklerin arabasıyla çünkü arabamız kurşun içindeydi camları kırılmış her yer kurşundu Allah'tan kimse vurulmamıştı.

Berk şoför koltuğunda aslan yanındaki koltukta kaan ve ben arka koltuktaydık.

" ne düşünüyorsun nehir" diyen sesle düşüncelerimden ayrıldım, sesin sahibi kaandı.

" hiç öyle dalmışım birde yorgunum bebek çok yoruyor" dedim aslan bana dönüp baktı.

" aslan doktor geçen kontrole gittiğimizde bebeğin cinsiyeti belli olur demişti doktor bugün neden bir şey demedi" dedim canım sıkılmıştı bu duruma.

" bilmem sevgilim söyler belki bir dahakine" dedi ve önüne döndü eve geldiğimizde arabadan indik aslan elimi tuttu biz önde berk ve kaan arkada geliyordu.

eve girdiğimizde üstümüze konfeti patlatılmasıyla minik bir çığlık attım, etraf mavi ve pembe balonlarla kaplıydı cinsiyet partisiydi. Gözlerim şaşkınlıkla aslana döndü bunu o planlamış gibi sırıtarak bana bakıyordu.

" Bunu sen planladın sen bebeğin cinsiyetini biliyordun" dedim koluna bir yumruk geçirdim.

" sana sürpriz olsun istedim sevgilim" diye cevap verdi.

Kapının önünden ayrılıp salona doğru ilerledim etrafa inanamayarak baktım duvarda büyük harflerle yazılmış " ACABA BEBEĞİMİZİN CİNSİYET NE" yazısı yerlerde mavi ve pembe renk balonlar vardı salonun ortasında duran bir pasta ve büyük bir kutu duruyordu. pastamızı kestik içinden PEMBE renk çıktı kutuyu açtığım da pembe renk balonlar çıktı içinden...

sabahın ilk ışıkları pencereye vurduğunda gözlerimi araladım. yanımda uzanan aslanın yüzü, yumuşacık sabah ışığında daha da masum görünüyordu. Cinsiyet partisindeki kahkahalar, gözyaşları ve sürprizlerin yankısı hala kulaklarımdaydı.

"Kızımız olacak" diye fısıldadım içinden. Kalbimde kıpırdayan sıcaklıkla aslana döndüm o sırada aslan gözlerini araladı.

" Günaydın karım ve minik meleğim" dedi gülümseyerek elini karnıma koydu, " hazır mısınız bugün alışveriş günü."

hafifçe güldüm." hazırım ama önce sen şu dağınık saçını topla " diyerek yastıkla kafasına vurdum.

yataktan kalkıp yüzümü yıkadım üstüme beyaz bluz altıma mavi kot pantolon giyindim aşağı indiğimde aslan siyah pantolon beyaz gömlek ile karşıladı beni.

bir saat sonra şehirde lüks bir bebek mağazasına geldik. Renk renk elbiseler, minicik ayakkabılar, oyuncaklar... her şeye hayranlıkla bakıyordum.

" Aslan şu tavşanlı tuluma bak Bu çok tatlı değil mi" dedim.

Aslan elinde bir kaç şeyle yaklaştı " hepsi senin kadar tatlı değil ama idare eder" dedi ve göz kırptı.

Aslanın bu hareketlerine daha da aşık oluyordum, her şey mükemmeldi. Hayatımda ilk kez gerçekten güvende hissediyordum.

"nehir, lavaboya gidip geliyorum, hemen gelirim" dedi aslan ve arka taraftaki işaretleri takip ederek gitti.

o sırada bebek battaniyelerine bakmak için reyonun arka tarafına geçtim, arkamdan bir ses duydum.

" Pardon bir şey düşürdünüz galiba" diye fısıldayan kadın sesine döndüm ama yüzünü göremedim, şapkalı biri bana doğru eğilmişti.

o an kolumda ani bir baskı hissettim, gözlerim karardı.

"AS-" diyemeden biri ağzımı kapattı, nefesim kesildi kalbim delice atarken, biri beni arka çıkışa doğru sürüklüyordu

Dışarıda siyah camlı bir araç bekliyordu. Nehir ne olduğunu anlayamadan arabaya bindirilmiş, kapı yüzüne kapanmıştı.

o sırada aslan lavabodan çıkıp reyonlara döndü. Gözleri nehiri aradı.

" Nehir " sessizlik

"Nehir şaka mı yapıyorsun"

Bir anlık tereddüt... sonra panik. Mağaza çalışanlarına koştu, güvenliğe bağırdı. Kameralara bakıldı ama nehirin son görüldüğü yer sadece bir koridordu. ve sonra. hiçlik,

Aslanın yumruğu kasıldı. Kalbindeki huzur bir anda yerini delici bir korkuya bırakmıştı.

" kim aldı seni, Nehirim"

" kim elimden hayatımı çaldı"