Uzun yüzyıllar önce bir efsanenin zehri her tarafa akarak doğayı yok etmiştir. Yok olan doğayla beraber hükümet rahata ermiş ve tüm gücü eline almıştır. Gücünü kötüye kullanan hükümetin tek bir amacı vardır: Doğaya, gökyüzüne, ateşe, suya, toprağa ve geleceğe sahip olmaktır. Doğaya sevdalı gökyüzü boş durmayarak planlar yapmaya başlamıştır.

Gökyüzü'nün amacı doğanın yeniden doğmasını sağlamaktı. Ne zaman doğa yeniden doğar işte o zaman hükümetle savaşa başlanırdı.

Bir tarafta hükümet yani vinkatov krallığı...

Diğer tarafta ise doğa, gökyüzü, ateş, su, toprak ve gelecek yani senteria krallığı...

Doğa, hükümet yüzünden sevdalandığı gökyüzüne küsmüş kendi evreninin içerisinde kaybolmuştu. Bunu ihanet olarak algılayan gökyüzü, yüzyıllar sonra gerçeği düşmanı olan hükümetten öğrenmiş ve doğasını bulmak için ateş, su, toprak ve gelecekle işbirliği yapmıştır. Gökyüzünün içindeki sevda ve özlem fırtınalara yol açmaya başlamış. Doğa ise hükümet yüzünden tüm hafızası silinmiş bir sekilde yaşamaya başlamıştır ta ki gökyüzü ve ekibi onu bulana kadar...

Gökyüzü, doğa'nın onu unuttuğunu fark edince yıkılmıştır. Koskoca sevdaları yerle yeksan olmuştur. Bunlar yaşanırken hükümet bu olayı fırsata çevirerek savaş hazırlığını bitirmeye başlamıştır bile. Gökyüzü sevdasını bir süreliğine rafa kaldırarak sadece kraliçe olduğunu ve bir kraliyetinin olduğunu anlatmıştır doğaya. Doğa başta böyle bir şeyin imkansız olduğunu fark etmiş daha sonra kanıtları görünce kraliyetinin başına tekrardan geçmiştir. Gelecek sayesinde düşmanları olan hükümetin savaş hazırlığında olduğunu öğrenince işe koyulmuşlardır.

Tanrılar ve tanrıçalar ikiye bölündü kimisi seçimlerinin bedelini ödeyerek ruhlarını heykele kazıdı kimisi ise onların gölgelerinde yaşamaya devam ettiler.

Lotus ise sonsuza kadar bataklığının içinde tertemiz yapraklarıyla yaşadı...