TANIŞMA (1.B)

"1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19,20...tamam herkes" diye orta ses düzeyiyle kendim'de katarak saydım.Önümde duran arkadaşlarıma;dört tane ekip,takım duruyordu son üçü geleli bir,iki ay olmuştu ilk ekip ise benim ekibim'di,ailem'di.

Birazdan amirimiz gelicekti hepimizle tanışıcaktı gerçi bizi tanıyordu...neyse herkes buradaydı,öncelikle ben kendi ekibimin lideri'ydim sonrasında ise on beş kişinin lideriydim

"amirimiz ne zaman gelecek on? On değil mi kod adın?" gözlerimi saatten alıp bana soru soran kıza baktım
"amirimiz beş dakika'ya burda olacak ve evet on,kod adım on" gülümsedim kız da gülümsememe karşılık gülümsedi böyle insanları seviyorum...

"ON! Rafet amir geldi" üç'ün beni uyarmasıyla yanına geçip ellerimi önümde bağladım,amirimiz gelip önümüzde durdu,gözlerini teker teker yeni gelenlerin üzerinde gezdirdik'ten sonra gözleri tekrar bana döndü "senden başlayalım tanışmaya,kod adın,yaşın" sesi sert ve netti ama aslında eskilerden olan herkes bilir ki çok Şevkat li,merhametli biri olduğunu..

"Tabii amirim,kod adım on,yirmi dört yaşındayım"
"kod adım üç,yirmi dört yaşındayım"
"kod adım saka,yirmi üç yaşındayım"
"kod adım siyah,yirmi beş yaşındayım,keskin nişancı'yım"
"kod adım dokuz,yirmi üç yaşındayım,tetikçi'yim" işte ben ve ekibim.Ailem

Bizimkiler rafet amirimiz'den izin alıp yemekhane'ye gitmişlerdi ben ise yeni gelenleri tanımak için kalmıştım aslında yemekhane'den bile burası duyuluyordu ama olsun...
"sen duracak mısın?" başımı hafifçe yukarı aşağı salladım "evet duracağım amirim"

İkinci ekip kendini tanıtmaya başladı;
"mayıs,yirmi dört yaşındayım"
"deniz,yirmi dört yaşındayım"
"yeşil,yirmi dört yaşındayım"
"kamil,yirmi dört yaşındayım"
"on dört,yirmi üç yaşındayım"

Üçüncü ekip;
"on beş,yirmi dört yaşındayım"
"beş,yirmi dört yaşındayım"
"sekiz,yirmi dört yaşındayım"
"otuz,yirmi dört yaşındayım"
"dört,yirmi üç yaşındayım

Dördüncü ekip;
"ırmak,yirmi dört yaşındayım"
"yedi,yirmi üç yaşındayım"
"on bir,yirmi iki yaşındayım"
"on iki,yirmi dört yaşındayım"
"on üç,yirmi üç yaşındayım"

Herkes kendini tanıtmış herkesin kod adını öğrenmiştim bu yüzden rahattım yani yabancılık çekmeyecek'tim,herkes dağılınca bende bizimkilerin yanına gitmek için yemekhaneye doğru yöneldim "ON" diye seslenmesi'yle durdum arkamı döndüm "buyurun amirim" boş ellerimi tekrardan önümde bağladım "pelin adında bir kız var eğitim içinde sen ve ekibini görevlendiriyorum" yanına bir kız geldi amirimiz'in yanında durdu "tabii verdiğiniz görev başımızın üstüne de...biz zaten görevdeyiz biz görevdeyken nasıl eğitim vereceğiz?"

"ne yapıyorsanız,nereye gidiyorsanız pelin'de sizinle gelecek bu şekilde ne yaptığınızı öğrenecek" başımı 'tamamdır' anlamında salladım,önde ben arkamdan pelin geliyordu sadece tanışıp evine ya da nerde kalıyorsa gidecekti biz yarın yola çıkacaktık

Yanlarına yaklaşıp oturdum pelin'de yanıma bizimkiler konuşuyordu bende onları bölmek istemedim

"Bak tam sana benziyor senin gibi huysuz saka" dokuz gülerek "kim saka ya benziyormuş dokuz?" hepsi bana doğru döndü,dokuz telefonunu bana döndürüp saka yı neye benzettiğini gösterdi

Güldüm "Buz Devri Manny...yani mamut değil mi bu?" Saka gözlerini devirip dokuz'un koluna vurdu "tip olarak mı? Karakter olarak mı? Benzettin diego"

"Allah'ım bugünkü konumuz Buz Devri karakterleri'nin size ne kadar benzediğimi?" diye sordum "bugün mü? Bir asır de sen ona"
Siyah gülümseyerek,üç'ün bakışları yanımda oturmuş bizi dinleyen pelin'ne kaydı

"Sen kimsin?" peline doğru,mesafeli ses tonuyla,olayı ben ele aldım,çünkü üç'e biraz daha açıklama yapmazsak pelin'ni sorgu odasına götürürdü

Yapmışlığı vardı.

"Bu pelin yeni istihbaratçı rafet amirin emriyle eğitim süreci boyunca bizimle olacak" dememle dokuz'un ayaklanması bir oldu "bizimle mi? On biz göreve gideceğiz bu kız bizimle'yken nasıl görevimizi yapıcaz!" diye çıkıştı evet haklıydı haksız sayılmazdı ama emir büyük yerden'di

"Hadi otur dokuz hadi...evet biliyorum görevimiz var,biliyorsun emir büyük yerden" dedim dokuz yerine oturdu,gözlerimi üç'e çevirdiğim'de bakışları hâlâ pelindey'di

"Evet haklısın biz görevimizi yerine getireceğiz pelin'de zaten bizi sadece izleyecek uzaktan...tabii uzaktan izlemek istemezse'de göreve gitmeden bilmiyorsa silah kullanmayı öğrenecek" dedim sert ses tonuyla aslında asla bu ses tonumu kullanmazdım ancak sinirlenmezsem.

&&&

Pelin'ni poligon'a getirmiştik,bütün silahları kullanacak,deneyecek'ti,biz arkaya sıralı bir şekilde dizilmiştik,eline ilk SAR9 SP almıştı bütün şarjörü boşaltmıştı,bütün cam şişeler kırılmıştı,atışları iyiydi ama bizim atışları geçemezdi,siyah silahların yanına gidip durdu kırılan şişeleri,kurşunları inceledi ve o çok dikkatini vermişti'ki kaşlarını çatılmıştı "evet ne düşünüyorsun siyah?" diyerek ortamdaki sessizliği ilk bozan ben olmuştum.

"fena değil...DEVAM" diye bağırdı sesi bağırınca kalınlaşıyordu,siyah tekrardan gelip yanımda durdu "benimle bir dakikalığına gelebilir misin? Seninle bir şey söyleyeceğim"
"tamam çıkalım dışarıya" dedim,ikimiz beraber poligon'un kapısının önüne çıktık,sabah geldiğimde fark etmiştim morali bozuk gibiydi "ben yarın göreve biraz geç geleceğim haberin olsun" dedi sesi kötü çıkmıştı

"neden geç geliyorsun,olmadı seni bekleriz" dedim
"kardeşim...onun yanına gideceğim uzun zamandır görmüyorum,biliyorsun-"
"Psikolojik Destek Merkezi'inde kalıyor" dudaklarını bir birine bastırdı "evet oraya gideceğim"
ağızımı açacağım sırada arkamdan boynuma atılan kolla ağızımı kapattım "biz neciyiz lan burda? hep beraber gidelim" diye fikirde bulundu dokuz "tamamdır hep beraber gideriz" üç bir anda kolunu siyahın omzuna attı siyah sola doğru tökezledi neredeyse düşecekler'di "o zaman sen gidip bizim bücür'e haber ver"

Poligon'da işimiz bittiği için tesise dönmüştük siyah telefonundan psikolojik merkezinin numarasını çeviriyordu,ben kendimi koltuğa atmıştım ayak ucumda şiir kitabı kurcalan saka,diğer koltukta kendi aralarında konuşan üç ve dokuz vardı.

Koltuktan kalkıp siyah'ın yanına gittim kardeşiyle konuşuyordu çünkü yüzünde gülücükler açmıştı resmen
"hah bak on'da burda veriyim konuşmak ister misin?" daha bir şey demem kalmadan telefonu bana uzattı,alıp kulağıma dayadım "nasılsın canım iyi misin?"
"iyim sadece biraz üşütmüşüm" dedi belliydi sesi yorgun geliyordu "geçmiş olsun canım yarın geliyoruz"
"biliyorum abim söyledi,benim kapatmam lazım seansım varda"
"tamam git sen görüşürüz herkesin selamı var" diyip telefonu yerine koydum,arkamı döndüğümde siyah saka'nın başına dikilmiş kitabı çekip çekip duruyordu,yanlarına oturdum

"Siyah Allah aşkına niye dikildin başıma zebellak gibi?" kitabı kapatıp yanına koydu,siyah ise saka'nın bu tepkisine pis pis sırıtıyordu "canım istedi manny!" dedi bende sırıtmaya başladım "hay senin- Başımın belası" diyip kalktı üç ve dokuz'un olduğu koltuğa oturdu.

"on gelene baksana" dedi üç,arkamı dönüp üç'ün baktığı yere baktım pelin'di gelen ve üç pelin'den resmen nefret etmişti ilk günden biz birde göreve gidicektik...Allah bana sabır versin

Amin on amin...

Pelin gelip yanıma oturdu elinde dosya vardı büyük ihtimal bana getirmişti "bu dosyalar bana getirdin galiba?" dosyaları uzattı,aldım açıp baktım çökerteceğimiz rus çetesi ile ilgili bilgilerdi;isimleri,akrabaları,tam net olarak bilinmeyen telefon numaraları ve bastığımız bütün mekanlarının konumları...

"Çete ile ilgili mi on?" saka gözlerini üzerimden ayırmadan "evet çete ile ilgili..." ayağa kalktım "toplantı salonuna" dedim sadece önde ben arkamda dokuz,siyah onların arkasında üç,saka en arkada ise pelin geliyordu,

Gözlerimi koridorlarda gezdirdim herkes işinde gücünde,işi olmayanda ayak altında dolaşmıyordu,herkes tıkırında'ydı...

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
BÖLÜM SONU