Yeni Üyelik
2.
Bölüm
@nazlimgunay

Çıkış zili çalarken eşyalarımı toplamaya başladım.Beni Ateş abimin alacağını bildiğim için oldukça yavaş hareket etmeye çalışıyordum.Çantamı sırtıma takarak çıkışa ilerlemeye başladığım sıra gözüme takılan görüntüyle olduğum yerde durmak zorunda kalmıştım.


40-45 yaşlarındaki adam kollarını açarak kızının ona sarılmasını bekledi,çok geçmeden kızda koşarak kollarını babasına dolamıştı.


"Neler yapmış benim biricik kızım bugün okulda?"


Kız yaptıklarını babasına anlatırken uzun süre gözlerimi onlardan ayıramadım.Baba sevgisini ben bu zamana kadar hiç tatmamıştım,merak ediyorumdum nasıl bir his olduğunu...Nasıl bir histi bir babanın kızının saçlarını okşaması?


Gözlerimi onlardan ayırmamı sağlayan şey kolumdan ani bir şekilde çekilmemdi.Çeken kişiye baktığımda Ateş abimden başkası değildi,gözlerinde kat-kat artan öfkesiyle bana bakıyordu .


"A-abi?"


"Ben arabada seni bekliyorum,sen burda dikilmiş etrafı seyrediyorsun.Seninle uğraşmak zorunda mıyım ben?!"


Öfkeyle burnundan solurken ben sadece tepkisiz tutmaya çalıştığım gözlerimle onu izliyordum.Kolumdan çekiştirerek arabaya götürmeye başladığında hissettiğim acı dudaklarımı ısırmama neden olmuştu.Arka kapıyı açarak beni bir çöp misali arabaya fırlattı.Güldüm,evet sadece güldüm.


"Çok fazla yüz verdik sana o yüzden bu sözümüzden çıkmaların."


Başımı önüme eğdim.Üzerimdeki bu kırgınlığın sebebi söylediği ve söylemeye devam edeceği sözler miydi?Oysa bu sözleri hak edecek kadar büyük bir şey yapmamıştım.


"Ağlama Kardelen."


Ağlamıyordum fakat böyle demesi gözümden bir damla yaş düşmesine neden olmuştu.


"Ağlamayı kes!"


Oturduğum yerde sıçrarken gözlerimi kapatıp açtım.

Derin nefes al ve sakinleş dedim kendi kendime.Derin nefesler alırken araba ani bir şekilde durmuştu.Gözlerim dışarıya kaydığında evin önünde durmuştuk.Ateş abim hızla arabadan inerek benim kapımı açtı,yeniden kolumdan tutup eve süreklemeye başlarken korumalar kafalarını eğmiş olanlara göz yumuyordu her zamanki gibi.


Abim eve girdiği gibi beni odama bir çöp gibi fırlattı.Evet,bu yere yapışmama neden olmuştu.


"Odadan dışarı adımını atmayacaksın,akşam yemeğine bile inmeyeceksin.Biraz otur ve düşün,abimi nasıl kızdırmamalıyım diye."


Kapıyı çarpıp çıkarken arkasında bıraktığı enkazın farkında mıydı?Sanmam,o anca kendine insandı.Ayağa kalktığımda birkaç adım sendeledim sanırım başımı çarptığımdan kaynaklanıyordu bu sersemlik.Buğulu gözlerimle banyoya girdim,aynada karşılaştığım yansımamla gülümsedim.


Gözlerimin altı kızarmıştı,başımda akan sıcak sıvıyı hissettiğimde sağlam olan elimle başıma dokundum.Elime bulaşan kanla banyo dolabında bulunan beyaz havluyu başıma bastırdım.Gözlerim kararırken gözlerimi sıkıca kapadım.


Eğer bayılırsam kimse yardım etmeye gelmezdi.Ölsem haberleri olmazdı;o kadar haberleri yoktu benden.


Kendimi daha iyi hissetmeye başlarken ilk yardım çantasını alarak yatağıma oturdum.Önce başıma tuttuğum havludan sonra üzerimdeki kan bulaşmış üniformadan kurtardım.Pamuğa az bir şekilde tentürdiyot dökerek elimdeki kurumuş kanı temizledim.Başımdan akan kanı azda olsa durdurmayı başarmış yapabildiğim kadarda küçük bir bant yapıştırmıştım.Abimler görmemeliydi çünkü.


Kanlı havluyu alarak odamda bulunan çöp kutusuna attım,abimler farketmezdi bile.


Üzerimdeki pis kıyafetlerden kurtulup kanlı tişörtümle birlikte kirliye attım hepsini.Azda olsa rahatlarken karnımdan gelen guruldama sesiyle aç olduğumu şimdi farketmiştim.Sabah kahvaltı etmemiştim,okulda da yapmaya fırsatım olmamıştı.Ateş abim akşam yemeğine inmemi yasaklamıştı,yarın ki kahvaltıyı bekleyecektim.


Test çözmem gerekiyordu fakat elimi kaldıramayacak kadar kötüydüm.Uyuşuk adımlarla yorganımı kaldırarak yatağıma yattım.Yatmamdan kaynaklı olarak tutmakta olduğum gözyaşlarım akmaya başlamıştı.Canım yandığı için ağlamıyordum,hak etmediğim halde yediğim onca hakarete ağlıyordum.Gözyaşlarımda sahibini belli edercesine sessizce süzülüyordu yanaklarımdan..


Sanki Ateş abim kalbime bıçak saplamıştı sürekli onu döndürüyor gibiydi.Çıkartmak için değil canımı yakmak için yapıyordu bunu.


Ağlamaktan ve başımdaki yaradan ötürü başım ağrımaya başlarken kendimi karanlığa bırakmıştım.Fakat uyanmam o kadar uzun sürmemişti.


Görmüş olduğum kabusun etkisiyle kan ter içinde uyanırken hızlı hızlı nefes alıp veriyordum.Ayaklarımı yataktan sarkıtarak elimi kalbime koydum.Kabuslarımda bile kötü adamların kim olduğu belliydi.


Ayaklarımı soğuk parkeyle buluşturarak ayağı kalktım,odayı bir tek camdan vuran ay ışığı aydınlatıyordu.Gözlerim saate kaydığında 12 olmasına 15 dk kalmıştı.Ben uyuyamadığımı sanmıştım fakat saate bakılırsa 2 saatten fazla uyumuştum.


Işığı açtığımda çalışma masamın üzerinde duran tepsi dikkatimi çekmişti,birkaç adım daha atıp tepsinin içinde ne olduğu baktım.Bi parça ekmek ve bi kepçeden az bi mercimek çorbası vardı.


Gülümsedim,en azından karnımı doyuracaktım.Sandalyeye oturarak tepsiyi önüme çektim.Çorba soğuktu fakat aldırış etmemiştim.Biten çorba kasemi kenara koyarak test kitabı çıkardım.


Neden sürekli test çözüyorsun diye sormayın...Odamda test kitapların başka bir şey yoktu ama çok eskiden annemin bana bebekken ördüğü bebeğim vardı fakat Barış abim onu almış,bir daha geri vermemişti.Ben de olay çıkmasını istemediğimden geri istememiştim.


Aradan geçen yarım saat sonunda kilit sesi duymamla kafamı kaldırdım.Ateş abimin geldiğini sanarak ayağı kalktım.


Gelen kişinin Barış abim olması korkumu azaltmamıştı,Ateş abimden sonra en sinirli olan Barış abimdi.Üzerime gelmeye başlarken geri-geri gitmeye başladım.


"Okulda kavga etmişsin."


Hızla kafamı iki yana salladım.


"Etmedim."


"Yalan söylemeye de mi başladın?"


Sol tarafım bir kez daha acıyla burkuldu,bana inanmıyorlardı bile.


"Yalan söylemiyo-"


"Sus!"


Çenemi iki parmağı arasına alarak sıkmaya başladığında elini tuttum.


"Hangimizden alıyorsun bu yüzleri?Utanmadan bir de yalan söylüyorsun,bu hareketlerin sadece senden utanmamı sağlıyor biliyorsun değil mi?"


Dediği şeyler,söylemek istediğim şeyleri boğazıma dizerken konuşamadım.Benden utanıyor muydu?Ama ben onu utandıracak hiçbir şey yapmamıştım ki.


"Şimdi ya sen doğruyu söylersin ya da ben gidip kavga ettiğini Ateş abime söylerim.Karar senin."


"Abi yemin ederim ki doğruyu söylüyorum."


Tutuşu sertleşirken gözlerim sulanmaya başlamıştı.


"Sen doğruyu söyleyene kadar buradayız."


Şu an tek yapmak istediğim şey kafamı duvarlara sürtmekti.Neden bir kere de bana inanmayı denemiyorlardı?


"Cevap ver!"


Ateş saçan gözleri bir mürekkep gibi yüzüme sıçrarken nefesimi düzene sokmaya çalıştım.


"Etmedim."


Barış abim sertçe çenemi bırakarak arkasını döndü.Elini saçlarına attığında küfürler savurarak saçlarını çekiştirdi.Korku dolu gözlerle ona bakarken onun gözleri odamdaki çöp kovasına kaymıştı.Titreyen dudağımı dişlerim arasına aldığımda duvarın dibine sindim.Şimdi korkmaya başlamıştım işte.


Korkuyla dizlerimi kendimi çekerken titriyordum.Elini çöp kutusuna atarak içindeki kanlı havluyu çıkardı.Şu zaman kadar başımı farketmemesi bile büyük bir şeydi.


"Bu ne?"


Cevap vermedim.Ne diyecektim ki ?


Ateş abim beni odaya getirdiğinde yere itti ve başımı vurdum,demem mi gerekiyordu?


"Cevap ver Kardelen!"


Barış abimin sesi olduğundan yüksek çıkmış olmalı ki odaya Ateş ve Savaş abimde girmişti.Gözlerim Ateş abimle kesiştiğinde hiçbir şey hissetmemiştim ona karşı.Ne öfke ne de kin...


"Ne oluyor?Neden bağırıyorsunuz bu saatte?"


"Ben söyleyeyim ne olduğunu Kardelen Hanım yine bir haltlar karıştırmış ve saklamaya çalışıyor."


Üç çift göz bana dönerken ben sadece halının desenine bakıyordum.Ne desem inanmayacakları için boşa kendimi paralamayacaktım,bugün yeterince hırpalanmıştım.


"Ben halledeceğim,çıkın siz."


Serçe yutkundum,istemiyordum.Ateş abimle aynı odada nefes almak bile zehir etkisi yaratırken bedenimde şimdi onunla baş başa kalmak istemiyordum.Fakat bu istediğimi umursayacak bir abim yoktu,diğerleri Ateş abimin sözünü ikiletmeden odadan çıkmışlardı bile.Ateş abim üzerime gelmeye başlarken yatağımın en uç köşesine gittim.Azarlayacaktı beni biliyordum.


Elini kaldırdığın kafamı yan tarafa çevirip,gözlerimi kapattım.Bir an önce bu anın bitmesini istiyordum,bittin artık bu işkence.


"Kardelen bana bak."


Sesi normaline göre oldukça yumuşaktı,ne olmuştu birden bire?Ona bakmamaya devam ederken çenemden tutup kendine çevirdi.Sıkmıyordu fakat tutuşu sertti.


Kafamdaki bandı açarak gözlerini bir süre yaramda gezdirdi.Dokunduğunu hissettiğimde elini tuttum.Ne kadar kızacağını bilsemde canım acıyordu.Keskin bakışları beni buldu,dudaklarımı aralayarak kısık çıkan sesimle konuştum.


"Dokunma.Sen dokununca acıyor."

•••



Bu kitap fazlasıyla hüzün ve gözyaşı içermektedir!Bunun bilinciyle okuyunuz.

Yalnız olan ve yalnızlığı kendine ev yapmış herkese itafen yazılmıştır.


Loading...
0%