Yeni Üyelik
6.
Bölüm
@nazlimgunay

(Savaş Boran'ın dilinden)

 

"Kardelen'in durumu ne olacak?Elinde sonunda gerçekleri o da öğrenecek."

 

"Hayır,ikinizde bu konu hakkında Kardelen'in yanında ağzınızı açmayacaksınız."dedi Ateş abim.

 

"Peki ne yapıcağız abi?"

 

Sorduğum soruya karşıt yeni çıkmaya başlayan sakallarını sıvazladı.Yorgun gözüküyordu,gece uyumamış olmalıydı.Üzerindeki kıyafetler kırışmıştı.Bunun sebebi üzerinde çalıştığı proje olmalıydı.

 

"Kardelen'i Mirza'nın yanına göndereceğim."

 

"Ne?!"

 

Barış abim oturduğu yerde dikleşmiş dehşetle Ateş abime bakıyordu,ben de ondan farksız bir durumda değildim.Ne demek Kardelen'i göndereceğim?!Hemde Mirza abimin yanına ?!

 

"Saçmala abi!Kardelen Mirza abimin yanında yapamaz!"

 

"Bana sesini yükseltme Barış."

 

Mirza abim aramızdaki en sert olanımızdı.Bazen Ateş abimin bile ondan korktuğu zamanları görmüştüm.Kardelen konusu gelecek olursak yeterince bizden korkuyordu bunu hareketlerinden anlamak kolaydı.Bizden yeterince korkarken Mirza abim onun için kabustu.

 

Mirza abim Kardelen'i oldum olası istememiş,sevmemişti.Evi de bu yüzden terk etmişti zaten.

 

"Mirza abim kabul etmez bunu."dedim araya girerek.

 

"Etti."

 

"Nasıl?"

 

"Ben de bilmiyorum.Kendi aradı beni.Kardelen'i yanına almak istediği söyledi, o ilgilenecek bir süre.Bu akşam gelecekmiş."

 

Barış abim dudaklarını araladı konuşmak için fakat gözleri kapıya kaydığında geri kapattı.Merakla baktığı yere bakarken Kardelen'i görmemle hızla ayağı kalktım.

 

"Kardelen?!"

 

Ateş abimde kaşlarını çatarak arkasını dönerken Kardelen'in ona seslenmem üzerine koşarak odasına gitmişti.

 

•••

 

(Kardelen Ceylan Boran'ın dilinden)

 

Duyduklarımı sindirmeye çalışırken hıçkırığımı yuttum.Mirza abime gidecektim.Tabi ya bu sebepli iyi davranmışlardı bana.Cehenneme gitmeden önce son iyilikleriymiş meğer...

 

Aptal kafam yine tam tersini düşünmüştü.Sinirle güldüm.

 

"Kardelen..."diyerek bir adım attı Savaş abim.Bir adım daha atmasına izin vermeyerek odama koşmaya başladım.

 

Mirza abime gitmektense şu an evet evet tam şu an ölmeyi tercih ederdim.Ölüm kurtuluş yaşamak azaptı benim için.

 

Hikayemin başında size 4 kardeş olduğumuzu söylemiştim fakat Mirza Boran'ı unutmuştum.Mirza abim ben 7,8 yaşındayken evi terk etmişti çünkü beni kız kardeşi olarak görmemiş anlayacağız sevmemişti.Nefret edilesi bir kızdım bunu biliyordum.İstenmemeye alışıktım özellikle abilerim tarafından.

 

"Kardelen kapıyı aç!"

 

Sırtımı duvara yaslayarak bacaklarımı kendimi çektim,benimle konuşma çabalarını göz ardı ettim.Gözyaşlarım istemsiz bir şekilde dökülüyordu ne kadar silsem de geri akmaya devam ediyordu.

 

Başımı yan bir şekilde dizlerime koyarak gözlerimi kapattım.Beni kendine esir etmeye çalışan karanlığa

engel olmadım.

 

•••

 

Gözlerimi hissettiğim hareketlilikle araladım.Işığı alışmayı beklerken burnuma gelen yabancı kokuyla irice gözlerimi açtım.Hızla yattığım yerden kalkarken karşımdaki adama bakmaya çalıştım.

 

"Rahat dur ."

 

Başımı kaldırarak sesin sahibine baktım.Karşılaştığım karanlıkta bile parlayan mavi gözlerle gözlerimi kıstım.Kimdi bu adam?

 

"Sen kimsin?"

 

O da benim gibi gözlerini kıstı,üzerime eğildi.

 

"Abini hatırlamıyor musun?"

 

Olduğum yerde kaskatı kesilirken dudaklarım düz bir çizgi halini aldı.Ağlamaktan yorgun düşmüş uyuya kalmış olmalıydım.Evde olmam gerekirken Mirza abimin yanındaydım.Aptal kafam bu aralar çalışmıyor,olacakları hayal edemiyordu.Ateş abimin dedikleri film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden Kardelen'i yanına almak istediğini söyledi...Bu akşam gelecek Kardelen ile geri dönecekler,bu kadar hızlı olacağını düşünmemiştim.Ben uyurken neler olmuştu?

 

"Ateş abim nerde?"

 

Histerik bir gülüş peydahlandı dudaklarında.

 

"Abileri bu kadar sevdiğini bilmiyordum."

 

"Sen benim hakkımda ne biliyorsun ki?"diyemedim,sessiz kaldım.Uzun zamandır görmediğim çehresinde gezdirdim gözlerimi,değişmişti.Yüzü biçimli bir hal almıştı,saçları dağınık bir şekilde anlına dökülmüştü bu görüntü küçüklüğümden beri hoşuma giderdi.Hep oynamak istemiştim fakat korkup vazgeçmiştim.Mirza abim bana ne kadar uzaksa o kadar yakın olmuştum ona ama o hep elinin tersiyle itmişti beni.Babamı bile hatırlamazken,yerine Mirza abimi koymuştum.O da beni yanıltmamış,istememişti beni şimdi ise seneler sonra karşımdaydı.Ben bir babamı bebekken kaybetmiştim diğerini ise hiç benim olmadan kaybetmiştim.Çünkü beni sevmek çok zordu.

 

"Nereye gidiyoruz?"

 

"Her şeyi bilmek zorunda değilsin."

 

Sert tonda çıkan sesi içimi titretirken diyeceğim şeyleri seçmeye çalışıyordum.

 

"Seninle kalmak istemiyorum,"dedim yorgunlukla.

 

"Fikrini sorduğumu hatırlamıyorum."

 

Derin bir nefes alarak başlamadan biten konuşmamızı kenara atıp cam kenarına oturdum.Oda itiraz etmeden beni bırakmıştı.

 

Söylemek istediğim o kadar şey vardı ki dağlara taşlara haykırsam onlara olan kinim bitmezdi.Hiçbir şey olmamış gibi seneler sonra hayatıma karışması,abilerimin buna karşı çıkmayıp beni ona vermeleri,ordan oraya sürüklenmem oyuncak mıydım ben?

 

Bir kere şu korkumu yenip içimdeki şeyleri dile getirsem onların gözünde kendimi acındırırdım değil mi?

 

"Çoçuk gibi trip mi atıcaksın?Abilerin fazla şımartmış seni belli,"dedi.

 

Sözlerimi canımı yakmıştı.

 

Bu adam beni sınıyordu,ondan korktuğumu bile bile kullanıyordu bunu.Şuan karşısında ezilip büzülmemim tek nedeni ondan ölesiye korkmamdı.

 

"Özür dilerim."

 

Kaşlarını çattı,az öncekinden daha sertti bakışları.

 

"Şımarık davranıyormuşum ya özür dilerim,"diyerek açıklama yaptım.

 

Başımı eğmiş ellerimi bakarken titreyen elimi saklamak amacıyla kollarımı birleştirdim.Her şey çok çabuk gelişmişti,anlam veremiyordum.Hayatım bir anda tepe taklak olmuştu.Bunları kaldıracak kadar güçlü müydüm bilmiyorum fakat benden başkası kaldırmazdı beni bunu daha iyi biliyordum.

 

En son odamdaydım.Birkaç dakikalığına kapattığım gözlerimi tekrar odamda açacağımı zannederken yabancı olduğum bir yerde yabancı olduğum fakat abim diye bildiğim biriyle açmıştım.Yanımda ne bir eşya ne de herhangi bir şey vardı.Arabaya taşınırken nasıl hiçbir şey hissetmemiş,uyanmamıştım aklım almıyordu.

 

Başım zonklama başlarken titreyen parmaklarımla şakaklarımı ovaladım.Yorgun gözlerle yanımda oturan Mirza abime baktım,hissetmiş gibi o da bana baktı.Hızla gözlerimi ondan çekerken nefesimi tuttum.

 

"Korkma benden Kardelen."

 

Ona bakmazken kafa salladım,söylemesi kolaydı.Hep aynı muameleydi.Korma Kardelen,etme Kardelen,şunu yapma Kardelen,Kardelen de Kardelen.Çenemden tutarak kendine çevirdi,öfkeli nefesler alırken neye sinirlendiğini anlamaya çalışıyordum.

 

"Benimle konuşurken yüzüme bak."

 

Gözlerimi kırpıştırarak elini indirmeye çalıştım.Mirza abimde Ateş abim gibi sinir hastasıydı daha kötüsü ufacık şeylere sinirlenebiliyordu.

 

Diğer elini kaldırdığında refleksle yüzümü kapattım.Yaşadığım zulmün bir an önce bitmesini istiyordum.Ellerimi yüzümden çekmezken karşılaşacağım görüntüden korkuyordum eş zamanda başka bir ses duyuldu.

 

"Geldik efendim."

 

Arabayı süren siyah takım elbiseli adamın sesiyle açılan kapıdan hızla aşağı indim.Arkamdan Mirza abim inerken siyah bir villanın önünde durmuştuk.Gözlerim bahçeyi tararken sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi davranıyordum.Bu kadar şiddet mağduru olduğumu göstermemeliydim.

 

Mirza abim kolumdan tutup bahçe kapısından içeri girerken şaçlarım rüzgardan yüzüme çarpıp durmuştu.Evin içine girdiğimizde bizi ilk karşılayan orta yaşlarda bi kadındı.

 

"Hoşgeldiniz Mirza Bey."

 

Kadının bakışlarını beni buldu,sevecen bir tavırla gülümsedi.

 

"Sizde hoşgeldiniz Kardelen Hanım."

 

Adımı nerden biliyordu?Hanım demesi rahatsız olmama neden olurken Mirza abime baktım.

 

"Kardelen'e odasını göster."

 

Kadın abimin sözünü ikiletmeden beni kalacağım odaya götürmeye başladı.Merdivenlerden hızlı adımlarla çıkarken bir an önce uyumak istiyordum.Beyaz bir kapının önünde durduğumuzda kapıyı açtı.

 

Mor ve gri renkte bir oda bizi karşılarken burukça gülümsedim.Kapının karşısında beyaz bir yatak vardı,yatağın çaprazında kalan küçük bir çalışma masası,çalışma masasının yanında beyaz renkte iki dolap mevcuttu.Odanın içerisinde bir de beyaz renkte bir kapı daha vardı büyük ihtimalle banyoydu.Çalışan abla iyi geceler dileyip giderken ayakta dikilmeye devam ediyordum.Yatağa serili olan çarşaf,raflarda bulunan test kitaplarını,dolapta bulanan kıyafetlerin hepsi bana aitti.Benim buraya geleceğimi önceden biliyor olmalılardı ki evdeki eşyalarımı biz gelmeden buraya taşımışlardı.

 

Bulanık görmeye başlarken bir kaç saniye kendime gelmeyi bekledim.Yavaş adımlarla banyoya ilerlerken duş almaktan zarar gelmezdi.Üzerimdeki kirli kıyafetlerden kurtulup kendimi soğuk soyun altına bıraktım.Akan suyun ardından gözyaşlarım dökülürken suyun altına girdim.

 

Zihnime hücum etti tüm olanlar ...Abimlerin bana bir anda iyi davranmaya başlamaları,Ateş abimin beni Mirza abimin yanına göndermesi,benden habersiz yapılan onca hazırlık ve daha nice olanlar hepsi çıkmaz bir yokuşu sürüklerken beni nefes alamadım.

 

Su ciğerlerime dolarken kenarlara tutunarak kendimi dışarı çektim.Hızlı nefesler alırken asılı duran havluyu ıslak bedenime sardım.Göz bebeklerim dahi titrerken aynada gördüğüm yüz bana ait değildi.Kızarık göz altları,yemek yemememden kaynaklı içe çökmüş yanaklarım,bembeyaz olan tenim ve üzüntü barındıran ela gözlerim.

 

Tükenmişliğin vücut bulmuş hali ben olabilir miydim?

 

Kendimi banyodan dışarı atarken dolapta bulduğum pijamaları gelişigüzel üzerime geçirdim.Göz kapaklarım daha fazla açık kalmaya dayanamazken yatağı girdim.Ağlamanın vermiş olduğu rahatlık ve ağır basan uykuyla kendimi karanlığa bıraktım.



••••

Sevgisiz büyüyen her kız,ona uzatılan her eli sevgi sanar.

Loading...
0%