Yeni Üyelik
7.
Bölüm
@nazlimgunay

Kulağıma dolan seslerle gözlerimi aralarken elleriminde ve ayaklarımda hissettiğim şeyler canımı yakıyordu,ne olduklarını bilmiyordum.

 

Etrafıma bakarken cam bir fanusun içinde olduğumu fark ettim.Ellerim ve ayaklarım bağlı bir şekilde cam yüzeyde yatıyordum. Korkuyla gözlerim dolarken neden burda olduğumu anlamaya çalıştım.

 

"Kimse vardı?!"diye bağırdım.Az önce duyduğum seslerden eser kalmamıştı.

 

"Sesimi duyan var mı?!"

 

Boğazımı yırtarcasına bağırırken işittiğim tanıdık sesle irkildim.

 

"Demek uyanabildiniz Kardelen Hanım."

 

Kulaklarım idrak edemiyormuşçasına isyan ettiğimde başımı yana yatırıp Savaş abime baktım.Ama ben en son Mirza abimin yanındaydım.O burda ne arıyordu?Göz ardı etmeye çalışarak yalvaran gözlerle baktım ona.

 

"Abi çıkar beni burdan."

 

Sesim titriyordu.Savaş abim bundan keyif alır gibi gülümsedi.Beni umursamadan ıslık çalmaya devam ederek yanıma geldi.Beni çıkaracağını düşündüğüm için gözlerimin içi gülerken aksini yaparak fanusun kapağını kapattı.Diğer tarafıma geçtiğinde gördüğüm kişilerle gözyaşlarım bir bir dökülmeye başlamıştı,gözlerimdeki ışık toz misali uçup gitmişti.

 

Yabancı olmadığım o üç yüz...Mirza abim,Ateş abim ve Barış abim.Savaş abimde onların yanında durduğunda konuşamadım.

 

Neden buradaydım?

 

Abilerim neden bana nefret eder gibi bakıyor?

 

Neden gözyaşım her düştüğünde gülümsüyorlar?

 

Neden acı çekmem onların hoşuna gidiyordu?

 

Ben nasıl bir şeyin içindeydim böyle?

 

Mirza abim durdu bu seferde yanımda ne yaptığını göremezken ayaklarımdan başlayıp başıma kadar hissettiği ıslaklıkla çırpınmaya başladım.

 

"Keşke senin gibi bir kız kardeşim olmasıydı."dedi acımazsızca cümlelerini sarf ederken.Sesi ne kadar boğuk gelsede ne dediğini anlamak mümkündü.

 

Su,çene hizamı geçerken artık hareket etmekten yorulmaya başlamıştım.Yalvaran gözlerle diğerlerine bakarken onlar murada ermişçesine bana bakıyordu.

 

"Keşke hiç doğmasaydın."

 

Çırpınışlarım kesilirken su çoktan boyumu geçmişti.Ne kadar nefesimi tutmaya çalışsamda olmuyordu.

 

"Keşke annem ve babam yerine sen ölseydin."

 

1...

 

"Senden nefret ediyorum."

 

2...

 

"Ölde kurtulalım artık."

 

3....

 

Su ciğerlerime dolmaya başlarken kendimi serbest bırakmıştım.Hiçbir şey duymuyor,tepki vermiyordum.Ölüyor muydum?Abilerim tarafından öldürülüyor muydum?Eğer ölüyorsam kurtuluyorum demekti.

 

"Kardelen uyan!"

 

Birinin beni sarstığını hissederken gözlerim zorlukla açıldı.Gözlerimde yaşlar dur duraksızın akmaya başladığında Mirza abim beni göğsüne çekti.

 

"Ağlama kabus sadece."

 

Kollarımı beline dolayacakken saçlarımdan tutup geri çektiğinde acıyla çığlık attım.

 

"Gördüğün o kabus gerçek Kardelen."

 

Çığlık atmama izin vermeden diğer eliyle ağzıma kapattı.

 

"Seni sadece ölmeni istediğim için yanıma aldım."

 

Kafamı iki yana sallamaya çalıştım.Kabus bitmemişti,devam ediyordu.Gördüğüm ve duyduğum hiçbir şey gerçek değildi değil mi?

 

"Senin ölümün benim ellerimden olacak."

 

"Hayır!"

 

Yataktan sıçrayarak kalkarken kollarımdan tutan elleri geri iterek kendimi duvara yasladım.Ölmemi istiyordu,o beni öldürmek istiyordu.

 

"Dokunma bana!"

 

""Kendine gel abinim ben senin!"

 

Tekrar bana yaklaşmaya çalıştığında kendimi olabildikçe ondan uzak tuttum.

 

"Dokunma bana,lütfen..."

 

Sesin az öncekine göre oldukça kısık ve mesafeli çıkmıştı.Biz küçükken de böyleydik.Ben ne kadar ona yakın olmaya çalışsam o hep geri adım atardı.Bi süre sonra otomatik olarak ona yakın olmayı kesmiş,tamamıyla iki yabancı insan olmuştuk.

 

"Tamam,dokunmuyorum."

 

Havada duran ellerini indirerek benim gibi sırtını duvara yasladı.Gözlerinin yüzümde gezindiğini hissetsemde dönüp bakmadım.Gözlerimi o hariç her yerde gezdirirken gözyaşlarımı silmeye çalışıyordum,karanlıkta ne yaptığımı anlamazdı ne de olsa.Onlar yanında ağlamakta istemiyordum,ağladığım için nefret ediyordum kendimden.

 

Derin derin nefesler alırken kabus olmasına bir kez daha şükrettim.İçimdeki nefret dolup kabından taşarken onun duymacağımı umarak konuştum.

 

"Sizden nefret ediyorum."

 

Bana gülen ve acı çekmemden keyif alan halleri gözlerimin önünden gitmiyordu.Ya kabus değil de gerçek olsaydı bütün olanlar ?Garantisini veremezdim.Böyle bir şey yapmayacaklarını söyleseler inanmazdım bile.

 

"Anlat."

 

Gözyaşlarım arasında güldüm.

 

"Önemli değil."

 

Gözyaşlarım sile sile bir hal olmuştum,sinirle homurdandım.

 

"Dur artık."

 

Erkeksi bir kıkırdama kulağıma dolarken kaşlarımı çatıp Mirza abime baktım.Komik bir şey dememiştim neye gülüyordu?Bunu umursamadan konuştum.

 

"Uykundan uyandırdığım ve benimle uğraşmak zorundan kaldığın için özür dilerim."

 

Korkudan cümleyi bile düzgün kuramamıştım.Her şey mi üst üste gelirdi?!

 

"Sürekli her yaptığın şeyde özür mü diliyorsun?"

 

Konuyu değiştirme şeklime ayak uydururken içimdeki çığlıklı duymadığı için mutluydum.Gerçi duysa bile umursamadan gelip geçerdi.

 

"Anlamadım?"

 

"Özür dilemeyi yasaklıyorum,anladın mı?"

 

Dudaklarımı dişleyerek kafa salladım.

 

"Ayrıca..."

 

Yataktan kalkıp beni yatağın içine yerleştirirken üzerimi örttü.

 

"Ağlamakta yasak."

 

Bir şey demeden arkamı dönerek gözlerimi kapattım.Ağlamazsam nasıl içimdeki yangını söndürecektim?Ağlamak rahatlamamı sağlıyordu.Abilerimin bana dar ettiği hayatımda onlara söylemediklerimi ağlayarak dışa atıyordum ben.İlk başlarda sulu göz olmadığı söylemiştim ve hala lafımın arkasındaydım.Ağlamayı sevmiyorum diye canımı sürekli yakıp ağlamamı sağlıyordu...

 

Kapı kapanma sesi duyduğumda Mirza abimin gittiğini düşünerek yataktan kalktı.Camın kenarına otururken kollarımın üzerine başıma yasladım.

 

Siz üzgün olduğunuzda ne yaparsınız?

 

Ben şarkılara sığınırdım.Belki kulağınıza saçma gelebilir fakat ben böyleydi.Bir cümle,bir söz öyle dokunurdu ki kalbime sabaha kadar dinleyebileceğim şarkılar bulurdum kendime.

 

"Çok yorgunum,

Beni bekleme kaptan."

 

"Seyir defterini başkası yazsın."

 

Yavaş yavaş gözlerim kapanırken mayıştığıma sevinmiştim.Umarım yine kabus görmez,birilerini başıma dikmezdim.Birini atlatamadan ikincisini kaldıramazdım.

 

Arkamı döndüğümde Mirza abimi görmemle irkildim.Kimsenin şarkı söylediğimi bilmesini istemiyordum fakat diğer abilerim gibi Mirza abimde beni yakalamıştı.

 

"Sen gitmemiş miydin?"

 

"Hayır,"dedi düz bir sesle.

 

Utançla parmaklarım ile oynarken başımı önüme eğmiş diyeceklerini bekliyordum.Bir şey söyleceğinden değil,hemen söyleyip gitmesini istememdi.Bulunduğumuz her aynı ortam,soluduğum aynı hava bile artık kötü gelmeye başlamıştı.

 

"Hiç duymamıştım sesini?"

 

"Duymak istemedin çünkü."

 

(Geçmiş)

 

Küçük kız heyecanla dışarda oyun oynayan küçük çoçukları izliyordu.O da onlarla oynamak istiyordu fakat abileri buna izin vermemiş üstüne üslük odasına kapatmıştı Kardelen'i.

 

Kardelen'in bildiği tek oyun beştaştı bu yüzden dışarıda topla oyun oynayan çoçukları merak içerisinde izliyordu.Onun için paha biçilemez bir şeydi yeni bir oyun öğrenmek.Ortada iki çocuk,onların arkasında ve önünde bir çoçuk vardı.Topu karşısındaki çocuğa atarak ortadaki iki çocuğu vurmaya çalışıyorlardı.

 

Kendini o kadar çok kaptırmıştı ki içeri giren abisini farketmemişti bile.

 

Mirza işte yaşadığı sorunlardan ötürü oldukça sinirlenmiş,sinirini her zaman ki gibi Kardelen'den çıkarmak istemişti.Mirza,anne ve babasını 14-15 yaşındayken kaybetmişti o zamanlar Kardelen daha bebekti.Yaşı küçük olduğu için velayetlerini amcası almıştı.Mirza 18 yaşına girdikten sonra kardeşlerinin velayetlerini üzerine almıştı.Kardeşlerine bakmak için ayrıca geceleri çalışıyordu.

 

"Kardelen!"

 

Kardelen abisinin sesini duymasıyla arkasını döndü.Gözleri dolmuş,dudağı titremeye başlamıştı.Çoçukluğunun verdiği tatlılık onu olduğundan daha da masum gösteriyordu.Ama bu Mirza'nın umrumda bile değildi.Kardelen'in 6 yaşında bir çocuk olduğunu bile bilmiyordu.

 

"Ne zamandan beri sözlerime karşı çıkar oldun?!"

 

Abisi Kardelen'i dışarı bakmaması için uyarmıştı fakat Kardelen yakalanmayacağını umarak göz ardı etmişti abisinin sözlerini.

 

"Özür dilerim,bir daha sözünden çıkmayacağım abi."

 

Mirza siniri alamamışçasına Kardelen'in saçlarını çekiştirdi.İçinde Cennet'e karşı beslediği kin büyüktü.

 

Nerden bilebilirdi ki bir gün bu nefretin ona pahalıya patlayacağını?



••••

 

 

Öncelikle Y.C. sonu belli olan,final vermiş bir kitaptır.Köyde olduğum için interneti çok kullanamıyorum.Beni mazur görünüz,elimden geldiğince yeni bölüm atmaya çalışacağım.

 

Oy ve yorum olmadan yeni bölüm atmayacağımı bilmenizi isterim!

 

Diğer bölümde görüşmek dileğiyle..

Loading...
0%