Yeni Üyelik
10.
Bölüm
@nazlimgunay

(Ateş Boran'ın dilinden)

 

"Ben kız kardeşimi özledim."

 

Barış'ın iç çekerek söylediği şeyler karşısında duvarda olan bakışlarım acıyla kapandı.Ben de özlemiştim kardeşimi fakat yüzüne bakmaya cesaretim yoktu.Özlemeye bile hakkım yoktu belki de.Kardelen'e karşı beslediğim kinin sevgiye dönüşüyor olması canımı sıkıyordu.

 

"Abi lütfen geri gelsin,dayanamıyorum."

 

Sıkıntılı bir şekilde sakallarımı sıvazladım.Kardelen'i ne kadar yanıma geri almak istesem Mirza o kadar karşı çıkacaktı,bundan kuşkum yoktu.İsterken bile rica etmemiş aksine vermezsen gelir alırım demişti.Aramızda 1 yaş olsa bile verdiği imaj farkıydı.

 

Barış'ı ve Savaş'ı göz ardı ederek Kardelen'in odasına çıkmaya başladım.O gittikten sonra kimse cesaret edip girememişti odasına.

 

Sikerim böyle ızdırabı kız kardeşimin odasına girerken bile vicdanım sızlıyordu.

 

Kapının kulpunu kavrarken sanki içeride Kardelen varmışçasına heyecanlanmıştım.Büyük bir hiçlik karşılarken beni burnuma dolan papatya kokusuyla derin bir nefes çektim.O yoktu fakat arkasında kokusunu bırakmıştı.Ellerim arasından kayıp gidişi içimi titretirken yatağın kenarına oturdum.

 

Buğulanmış gözlerimi odada gezdirirken bu ben değildim.Neden bir kız kardeşimin olduğunu şimdi farkına varmıştım?Hem de namlunun ucu ona döndüğü anda?

 

Elimi yastığının üzerinde gezdirirken sesi kulaklarıma doldu.

 

"Ben seni seviyorum abi.Neden sen de beni sevmiyorsun?"

 

O gün söylediği kelimeler bile kırgınlıkla doluydu.Elimde olsa o ana geri döner bana olan sevgisini elimin tersiyle itmek yerine kollarım altına alırdım.Şimdi ise bana ne sevgisi kalmış ne de güveni kalmıştı.

 

"Affet beni küçüğüm....Ben kendimi affedemeyeceğim bari sen beni affet."

 

Acı çektiği her an gözlerimin önüne gelirken aldığım nefesi dar ediyordu bana.Ayağa kalkarak çalışma masasına ilerledim.Parmaklarımı kitaplarının üzerinde gezdirirken dokunduğum tüylü kitapla kaşlarımı çattım.

 

Yaralı Ceylan'ın günlüğü

 

12.04.2017

 

Merhaba sevgili günlük Ceylan ben,kötü hikayenin tükenmiş yazarı...

 

01.06.2018

 

Barış abim bugün annemin bana yaptığı bebeği elimden aldı.Aklımı karıştırdığını düşünüp benim bulamacağım bir yere koymuş oysa tek oyuncağım oydu benim...

 

23.05.2018

 

Biliyorum günlüğüm sana bir şeyler yazmam zor oluyor...Sen de bana sırtına dönme.Gerçi nasıl döneciksin ki?Sadece sayfalardan oluşan bir karton parçasısın olsun yine de dönme.Abilerim sırtını döndü bana sen dönme...

 

08.12.2020

 

Ateş abim bugün okula geldi.Ne yaptığımı bilmiyordum fakat yine kızgındı.Bağırdı,ceza verdi sonrada beni odama kitledi sanırım yine yemek yememe izin vermeyecek...

 

10.01.2021

 

Ateş abim bugün benden nefret ettiği bir kez daha anlamama yardımcı oldu.Bana olan nefretinin sebebi neydi bilmiyordum fakat artık dayanamıyordum.

 

Ben de onları yok sayıp,bağırıp çağırsam onlarda benim gibi sessiz kalırlar mıydı?

 

(Kardelen Ceylan Boran'ın dilinden)

 

Kapımın ani bir şekilde açılmasıyla elimdeki kitabım yere düşerken çığlık attım.

 

"Kardelen!"

 

Mirza abim koşar adımlarla yanıma gelip yüzümü elleri arasına aldı.

 

"Özür dilerim korkacağını düşünmedim!"

 

Ben hala şaşkınlıkla karışmış korkuyla abime bakarken Mirza abim beni kendime getirmek ister gibi sarttı.

 

"Kardelen cevap ver abim bana?!"

 

Halüsinasyondan çıkmış gibi irkilirken abime baktım,endişeli gözlerle bana bakıyordu.Neden bu kadar abartmıştı ki?

 

"İyiyim abi."

 

Beni göğsüne çekerek sarıldı.Mirza abim bu aralar bana hiç olmadığı kadar iyi davranıyordu ve bu benim sinirlerimi bozuyordu.

 

"Ateş abinler gelecek."

 

Bedenim kasılırken acıyla yutkundum.Ben birine zor dayanıyordum nasıl 2 tane sinir hastası ayriyeten 2 tane piskopata nasıl dayanacaktım?

 

"Ateş abimler gelecek?"

 

Titreyen sesime karşıt beni dizine oturtarak ona bakmamı sağladı.

 

"Sevinmedin mi?"

 

Bunu ciddi ciddi soruyor muydu?Bu adam neden beni anlamak istemiyordu?Sanki beni seviyorlarmış gibi bir de geleceklerine mi sevinecektim?

 

"Bilerek mi yapıyorsun abi?"demedim,diyemedim.Bir şey söylemeden dizinden kalktım,dolabıma ilerledim.

 

"Üzerime değiştiricem abi çıkar mısın?"

 

Başını iki yana kütleterek ayağı kalktı.Bu dikbaşlılığıma sinir olmuşa benziyordu gerçi ben de nasıl diklendiğimi bilmiyordum.Bir şey demeden odadan çıkarken dolu gözlerimi elimle yelpaze yaptım.

 

Hepsine ayrı ayrı o kadar öfkeliydim ki bir kez konuşsam Boran ailesini parçalara bölerdim.

 

Üzerime siyah tulumumu geçirirken duyduğum erkek sesleriyle kaşlarım havalandı.Bu kadar çabuk mu gelmişlerdi?

 

Salona girdiğim Mirza abim hariç herkesin arkası dönüktü.

 

"Hoşgeldiniz."

 

Kısık sesimle herkes bana dönerken havalandığımı hissettim eş zamanda da saçlarımda baskı.

 

"Çok özledim çok..."

 

Savaş abimin mırıltılı çıkan sesiyle beni bırakması için omuzlarından ittirdim fakat bırakmadı .

 

"Bırak kızı birazda biz sevelim kardeşimizi."

 

Barış abimin dediği şeyle acıyla güldüm.Biz abi-kardeş olabildik de benim mi haberim yoktu?

 

Savaş abim,Barış abimin tıslarcasına konuşmasına karşılık beni yere indirdi.Savaş abimin yerini Barış abim alırken birkaç adım gerileme isteğimi yok saymaya çalıştım.

 

Kollarını belime dolayıp beni kendine çektiğinde saçlarımın arasında burnunu hissetmiştim.

 

Dokundukları yerler karıncalanırken bir an önce bu anın bitmesini istiyordum,kendimden tiksinmeme yardımcı oluyorlardı.

 

Son olarak Ateş abim bana sarılırken gözlerinde anlamadığım bir ifade vardı,bu meraklanmama neden olmuştu.

 

Ateş abim,Barış ve Savaş abimin aksine başını boyun girintime koydu.Bu huylanmamı sağlarken başımı anında geri çektim.

 

"Hoşbulduk abim."

 

Sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmaları taktir ediciydi.Sonuçta olayın üstüden 3 hafta geçmişti.

 

Ateş abim elimden tutup içeri girerken gözlerim Mirza abimi aradı.Az önce buradaydı şimdi nereye gitmişti?

 

Şu durumda bile Mirza abimi düşünüyordum.Geri zekalının önde gideniydim ama yine de kendime engel olamıyordum.

 

Onlardan uzak olan koltuğa oturacağım an Savaş abim beni yanına çekmek için hareketlenmişti fakat başkası tarafından geri çekilmiştim.

 

"Neler yaptın bizsiz?"dedi Barış abim beni yanına oturturken.Bana dokunmasını istemediği belli ederek elimi koluna koyup ittirdim fakat anlamış olmalı ki kolunu belime sardı.Pes ederek elimi geri çekerken dişlerimi birbirine bastırdım.

 

"Hiçbir şey."

 

Odayı tekrar sessizlik kaplarken üzerimdeki bakışlarla sanki diken üzerindeymiş gibi hissediyordum.

 

Başka biri tarafından başka bir tarafa geçerken bu durum oldukça canımı sıkmaya başlamıştı.Odama gitmek istiyordum.

 

"Neden yüzün asık abim bişey mi oldu?"dedi Savaş abim parmağının tersiyle yanağımı okşuyordu.

 

Oldu sizsiz hayatımı yaşamaya çabalarken yine hayatıma girdiniz abi.Mutlu olucağım derken

siz çıktınız.Sanki bir halta yaracakmışsınız gibi burnumun dikine geldiniz.

 

Sessiz kaldım.

 

Tedirginlikle parmak etlerimi yolarken içim içimi yiyordu.Birinin ellerimi tutmasıyla irkildim.

 

"Bu parmaklarının hali ne Kardelen?"

 

Ateş abimin sorgular bir şekilde kalkan kaşı onu ürkütücü gözüktürmeye yetmişti.

 

Ben konuşmamaya devam ederken gözlerimi kaçırdım.Kapıdan içeri girmekte olan Mirza abimle kekiştiğinde gözleri elime kaydı.

 

"Mirza?"

 

Mirza abimde yanıma gelip parmaklarıma bakarken abarttıkları kadar değildi sadece tırnak etlerim kanıyordu,bazıları ise yara olmuştu.Hiçbir yaram onları açtıkları kadar kötü olamazdı.

 

"Aslı ilk yardım çantası getir!"

 

Mirza abimin sesi fazla yüksek çıkmıştı,çok bağırmıştı.

 

"Mirza."diyerek gözleriyle beni işaret etti Ateş abim.

 

Sanki zamanında bana bağıran o değildi.Ellerimi kendime çekerek kollarımı birleştirdim.

 

"Bir şeyim yok benim."

 

"Kardelen...Bize mesafeli olmayı bırak.Abileriniz biz senin yaralandığında ya da üzüldüğünde bize söyleyebilirsin."

 

Bu sözleri gerçekten içtenlikle mi söylemişti?14 sene sora her şeyin biteceği anda mı?

 

"Siz istediniz mesafeli olmamı.Sana,size dokunduğumda bile rahatsız olduğunuzu söylediniz.Siz ne dediyseniz onu yapıyorum ben de."

 

"Onu söyleyen dilimi sikim."

 

Savaş abim ağzının içinde birkaç şey gevelemişti fakat ben anlayamamıştım.Mirza abimin sert bakışlarını maruz kalırken saçlarımın arasında verdiği nefesi hissetmiştim.

 

"Biz senden bunu istemiyoruz Kardelen."diyerek konuşmaya dahil oldu Barış abim.

 

Başımı iki yana salladım;kukla değildim ben.

 

"Ne istiyorsunuz abi?Karşınıza geçip kukla gibi oynamamı mı?"

 

"Kardelen."

 

Mirza abimin dişlerini bastırarak konuşmasına karşılık dudaklarımın iki yana büzüldü.Konuşmanın iyi bir yere gitmeyeceğini bildiğim için dudaklarımdan son bir cümle çıktı.

 

"Özür dilerim."


••••

 

 

 

Lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayınız,bölüm atacak hevesim olmuyor.Sizleride kırmak istemiyorum.

 

Sağlıcaklı kalın!

Loading...
0%