@nazlimgunay
|
Ben her zaman arka plana atılmış kız çocuğu oldum. -Cennet Aksoy •••
(Cennet Aksoy)
Karşımdaki boylu boyunca dizili oturan adamlarda bir kez daha gözlerimi gezdirdim.Hangisi dayımdı?Ayrıca koca mekanı biz kaplamıştık bunlar kimdi ve ben neden baş köşede oturmuş olan Adar abinin dibinde oturuyordum?
"Biri bana ne olduğunu anlatabilir mi?"
Adar abi sanki yeterince dip dipe değilmişiz gibi elini omzuma atarak şakağıma uzun bir buse kondurdu.Ardından yanımızda oturan Aral abiye ithafen konuştu.
"Duman nerde?"
Aral abi kolundaki saate bakarak konuştu.
"Geleceğini söylemişti,buralarda bir yerlerdedir."
Adar abi başını sallayarak tekrardan bana döndü.
"Biraz daha bekle bebeğim."
Başımı salladığımda mekanın boş olması meraklanmamı artırıyordu.Üç tane masayı birleştirip ortaya koymuşlardı.Açıkçası bir tek dayımla tanışıcağımı zannediyordum şimdi daha iyi anlıyordum ki benimle tanışmak isteyen birçok kişi vardı.Sanırsın belediye başkanıydım.
Tuvalete gitmek için ayaklanıyordum ki omzumdaki el sayesinde geri oturmuştum yerime.
"Nereye kaçıyorsun fare?"
Adar abi itinayla kaldırdığı tek kaşıyla sorgularcasına gözlerimi bakarken gözlerimle WC yazan yeri gösterdim.Başını salladı ardından ise ayağa kalktı.Onun gibi tek kaşımı kaldırdım,sorgularcasına.
"Sen nereye gidiyorsun?"
"Seninle geliyorum küçük hanım."
Kaşlarım şaşkınca havalandı,gülmeye başlarken bana bakan gözlerden habersizdim.Elimi karnımı koyup gülmemi zar zor sonlandırdığımda gözümden akan yaşı elimin tersiyle sildim.Çok gülmüştüm.
"Güzel şaka."
WC yazan yere doğru ilerlediğimde arkamdan adım sesleri duymamla elimin içini anlıma vurdum.Evet,şaka yapmadığını anlamam geç sürmüştü.Adımlarım yavaşlarken arkamı döndüm.
"İçeride girmeyeceksin değil mi?"
Anlamsız bir şekilde bu soruyu sorma gereği duymuştum.Çünkü gözleri girecekmiş gibi bakıyordu.
"Gireceğim bu yüzden erkekler bölümüne gireceksin."
Gözlerimi irileştirerek inanmıyormuşçasına ona bakıyordum.Restorandı zaten kapatmışlardı,tuvalette başıma ne gelebilirdi ki?
"Adar abi alt tarafı..."Devam edemeyerek başımı diğer tarafa çevirdim.Ayıp bir şey değildi fakat ben onunla konuşurken utanıyordum.Gülen gözlerle gözlerimin derinlerine bakarken yutkundum.Niye böyle derin bakıyordu ki?
"Hadi ufaklık ."
Kız ve erkek tuvaletlerin önünde durduğumuzda hızla kızlar bölümüne girdim.Arkamdan homurdanmalarını duysamda ses çıkarmamıştı.Zafer kazanmışçasına gülümsediğimde Adar abiyi bekletmemek amacıyla gülmeyi sonlandırıp tuvalete girdim.Çok geçmeden işlerimi bitirmiş,ellerimi yıkayıp tuvaletten çıkmıştım.Fakat karşılaştığım boş koridor kaşlarımın havalanmasına neden olmuştu,gittiğini düşünerek masaya yürümeye başladım.Ancak koridoru döndükten sonra çarptığım-sanırım duvar-ile dengemi sağlayamamış yerle buluşmuştum.Başımı ovalayarak çarptığım şeye bakmak için başımı kaldırdım.İri yarı tipli bir adamdı fakat daha adamın kopyam olması dikkatimi çekmişti.Gözlerimi ovalayarak gerçek olup olmadığına baktım,gerçekti.Benim gibi ela gözleri,kumral saçı ve sakalı vardı.Hah benim sakalım yoktu orası ayrı.
"İyi misin küçük kız?"
Ne zaman yanıma eğildiğini bilmiyordum fakat bir nefes yakınımdaydı.Sorusunu es geçerek bu benzerliğin nedenini merak ettiğimden konuştum.
"Sen kimsin?"
Elimden tutarak ikimiz birden ayağa kalktık.Sorumu cevaplaması için gözlerinin içine bakarken o inatmış gibi sessiz kalıyordu.Normalde yeni tanıştığım-özellikle benden yaşça büyük insanlarla-böyle konuşmazdım fakat bu adamın restoranda olması demek akrabalarından birisi olması demekti.
"Duman Kızılırmak."
Evet,abimden çok dayıma benziyor olmam büyük bir ironiydi.Bu adam gerçek miydi yoksa benim karşı cins kopyam olarak yaratılmış robot muydu?
Ben ona ağzım "0" olmuş şekilde onu izlerken o gözlerindeki ışıltılarla benim hareketlerimi izliyordu.
"Tanıştığıma çokça memnun oldum Cennet."
Birkaç adım gerileyerek ilerimizdeki masaya baktım.Bütün herkes gülümseyerek bizi izliyordu,Adar abinin yüzünde bile yarım bir gülümseme vardı.Gözlerim tekrar beni izleyen ela gözlere kaydı,bu gözler yıllar önce gördüğüm gözlerle aynıydı...Silik silik hatırlıyordum.7 sene önce aynı bankta oturmuştuk.İsmini sormamıştım fakat gözlerindeki o bakışı unutmamıştım.
"Beni hatırlamıyor musun?"
O belki unutmuştu fakat ben beni hayata döndüren kişiyi nasıl unutabilirdim ki?
Kaşlarını çattı,ardından gözlerini yüzümde gezdirdi.Hatırlamak ister gibi...Adımı Adar abiden öğrenmiş olmalıydı onun haricinde dış görünüşüm oldukça değişmişti belki de o yüzden unutmuştu.
"Yaralı Ceylan ben,parkta görüp yanına oturduğun Ceylan."
Kahramanlar masallarda olur sanırdım, oysaki kahraman olmak için pelerin takmaya gerek yoktu.Tek bir söz,tek bir bakış,tek bir sarılış bile kahraman olmayan birini kahraman yapardı.İşte Duman Kızılırmak'ta benim kahramanımdı,belki bana çok şey vaat etmemişti,tek bir konuşmasıyla beni hayata bağlamıştı.
Bakışları tekrardan gözlerimle buluştuğunda ela gözleri koyu bir hal aldı.Omuzları gerginleşirken gülümsemesi soldu.
"Yaralı Ceylan..."dedi beni tekrar ederek.Hatırlamış gibi görünüyordu,gözlerim dolduğunda Aral abinin sesi kulağıma ilişti.
"Neler oluyor?"
Duman abi arkasını dönerek Adar abiye seslendi.Bense sanki o anı tekrar yaşıyormuş gibi bakışlarım donuklaşmıştı.
"Adar benimle gel."
Beni kolumdan tutup koridorun sonundaki odaya yürümeye başladı,Adar abi kaşları çatık bir şekilde arkamızdan geliyordu.Odanın kapısını açıp beni bıraktığında masanın üzerinde duran isimlikte Duman kızılIrmak yazıyordu.Zihnindeki parçaları birleştirdiğimde bu restorandın onun olduğunu anlamıştım.
"Ne oluyor Duman?"
Adar abinin dayısına ismiyle seslenmesi garibime giderken sessiz kaldım.Her şey yine her zaman olduğu gibi tepe taklat olmuştu.
"Cennet'i nerde,ne zaman ve ne halde buldunuz hepsini anlat."
Adar abi kaşlarını çattı.
"Duman bunları sonra konuşuruz,şimdi sırası değil."
Duman abi bir ileri bir geri yürüyerek saçlarını karıştırdı.Sinirli gözüküyordu,nedenini az çok anlıyordum.Geç kalmışlığın acısını çekiyordu,o gün söylediği şeyler beliriverdi zihnimde.
Unutma,canını yakan ne varsa bir gün sana muhtaç kalır.
(7 sene önce)
Küçük kız,Barış abisinin onu evden kovması sonucunda kendini parka atmıştı.Sebebi ise evde ses istememesiydi.
Cennet bunu fırsat bilerek alt sokaktaki parka gitmişti.Başını salıncağın demire yaslamış ayağını oynatarak hafiften sallanıyordu.Hava ağır ağır kararmaya başlamıştı bile fakat bu Cennet'in umrunda bile değildi,tek istediği şey kısa bir anda olsa mutlu olmaktı.Çıplak tenine değen soğukla yerinden kıpraşarak parkın ıssız kalan bankların birine oturdu.Tek başına dışarda olmaktan korkmuyordu,ev ona daha korkunç geliyordu.Dizlerini kendine çekerek anne ve babaların çocukların elinden tutarak parktan çıkışlarını bir bir izledi.
Yanında hissettiği hareketlilikle bakışlarını zar zor ayırdı çocuklardan.Yanına genç bir adam oturmuş düz bir şekilde etrafı izliyordu.Cennet,adamı ilk gördüğünde aklına bin bir türlü şey gelmişti.Yana kaymak için hamle yapmıştı ki genç adamın sesi onu azda olsa yatıştırdı.
"Merak etme niyetim zarar vermek değil."
Cennet inanmayan gözlerle baktı amacı neydi bu adamın dedi içten içe korkuyordu.Duman yanında oturan Cennet'e baktı.Titrediği uzaktan bile anlaşılıyordu.Ayağında açık bir terlik,üzerinde ise ince bir tişört vardı.
"Üşümüyor musun?"
Cennet konuşmadı.
"Anladım,konuşmayı sevmiyorsun."
"Annem yabancılarla konuşmama izin vermiyor,"dedi kısık bir sesle Cennet.Yüreği anne kelimesiyle ezildi,parçalara ayrıyan yüreği göğüs kafesini kırdı.
"Annen bu saatte dışarda olmamanı da söylemedi mi?"
"Bu seni ilgilendirmez!"diyerek Duman'ın gözlerinin içine baktı.Öfkelenmişti,tanımadığı adamın onu zayıf noktasından vurması yüreğindeki acıyı harlamıştı.
Duman'ın gözleri Cennet'in kanayan dizlerine kaydı.Sözlerini çok aldırmışa benzemiyordu.
"Dizlerin kanıyor..."Dedi bilinçsiz bir şekilde.Cennet şaşkın bir şekilde kanayan dizlerine baktı.Abisi onu dışarı doğru savurduğunda düşmüştü.Dizlerinin kanadığının farkında bile değildi,hissetmemişti.
Duman,Cennet'in bu haline içi titreyerek izledi.Cebinden çıkardığı peçeteyi ona uzattı.
Cennet ilk başta şaşırsada peçeteyi dizlerine bastırdı.Gözleri dolarken canının acısından çok başka birinin ona acıması canını yakıyordu.Duman böyle bir şey söylemese bile Cennet alışkan edinmişti bu acınası bakışları.
"Neden ağlıyorsun?"
Küçük kız titrek bir nefes çekti.
"Neden bana yardım etmeye çalışıyorsun?"
Cennet'in sesindeki hüzün sanki Duman'a sıçramışçasına canını yakmıştı.Duman tereddüt dahi etmeden konuştu.
"Çocukları seviyorum.Ve üzgün çocuk görmeye dayanamıyorum."
Cennet alayla güldü.
"Nesin sen süper kahraman falan mı?"
"Bakarsın olurum?"
Cennet karşısındaki adamı bir daha görmeyeceğini hesaba katarak konuştu.Şu ana kadar olan konuşmaları Cennet'i Duman'ın tacizci olmadığına inandırmıştı.
"Sevmiyorum."
Duman kaşlarını çattı.Kızın bilmece gibi konuşması ona göre özel bir çocuk olduğunun kanıtıydı.
"Kimi?"
"İnsanları..."
Duman gözlerini boğuk havada gezdirdi.Bugün farklı bir hava vardı gökyüzünde.Soğuk ve boğucuydu.
"Teşekkür ederim ama sende kalsın."
Duman ceketini giymeyerek kucağına koydu.Üzerindeki ince tişörtle kızla aynı duruma düştü.Amacı Cennet'i yalnız hissettirmemekti.Sözleri Duman'ı hiç olmadığı kadar etkiliyordu.
"Unutma,canını yakan ne varsa bir gün sana muhtaç kalır.Ne yaşadığını bilmiyorum fakat yara aldığın belli.Çocuksun ama birçok şeyi biliyor gibisin."
Cennet omuz sikti.
"Hayat bu bazı şeyleri erken öğretiyor abi."
Duman inanmaz bir şekilde izliyordu Cennet'i.Kaç yaşındaydı da böyle içli içli konuşuyordu?
"Sakın kendinden vazgeçme."
"Anlamadım?"
"Eğer sen kendinden vazgeçip düşersen kim seni ayağa kaldırır?Kimse...Yalnız kalırsın,"Gülerek Cennet'in gözlerine baktı.
"Bu söylediklerimi anladığını biliyorum.Gözlerindeki parıltıların sakın sönmesine izin verme.Seni,sen yapan bu parlayan gözlerin..."
••• Umarım keyif almışsınızdır! Yazım yanlışım varsa kusura bakmayın,kontrol ettim ama gözümden kaçanlar olabilir. Bölüm hakkında düşünceleriniz? Duman? Cennet? Diğer bölümde görüşürüz.✨🦋 |
0% |