Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Bölüm:4

@nazyaziyor

 

Merhabalar, 2 gündür bölüm gelmiyor farkındayım. Biraz rahatsızdım, okul falan derken çok yoğundum. Hemen bu bölümü ara öğün olarak sunuyor ve asıl ANA yemeğe bekleniyorsunuz... Ya bu gece, yada yarın sabahtan hemen atarım diğer bölümüde. Heyecanlı bölümler bizi bekler:) ⭐️ oy ve yorumlara bekleniyorsunuz!🙏

Keyifli okumalar...

 

 

 

Öylece geçip giden yedi gün fazlasıyla sıkıcı ve maroton geçmişti. Şehir hastanesine gidip bir kaç form doldurmuş ve dosyamı bırakmıştım. En kısa sürece dönüş yapacaklarını söyledikleri için beklemedeydim.


Annem bu günlerde biraz daha toparlamıştı. Dün gittiğimiz kontrolde doktoru böyle giderse son evreyi de atlatıp bu hastalıktan kurtulacağını söylemişti.

 

Annemi tekrardan sağlıklı, mutlu görmek istediğim tek şey olabilirdi.

Az önce annemle güzel bir kahvaltı yapmıştık. Babam otelin işleri, Emir abim ise nişan hazırlıkları için erkenden evden ayrılmıştı.

 

Emir abim de evleniyordu. Defne'yle üniversitede tanışmışlardı. Şimdiyse Defne özel bir şirkette insan kaynaklarda çalışıyordu, abim geçen kış evlenme teklifi etmişti. Ve galiba kışa girmeden, bir kaç aya düğünümüz vardı.

 

Begüm nişanı duyar duymaz, ne giyeceğiz derdine düştüğünden sabahın köründe beni arayarak elbise bakmayı teklif etmişti.

 

Bende işe başlamadan her şeyimi halletmeliyim diye düşünüyordum.

 

Ela teyze annemin yanında duracaktı. Begüm hazırlanmış aşağıda beni beklerken, bende hızla hazırlandım.

 

Saçlarımı dysonla dalgalandırdım. Üzerime bordo günlük bir elbise giydim. Kahve tonlarında bir kemer ve spor ayakkabıyla kombinimi tamamlayıp sade ışıl ışıl bir makyaj yaptım.

 

Kahve güneş gözlüklerimi ve çantamı da kaptığım gibi aşağı indim.

 

Annem ve Ela teyzemin kahkahalarıyla gülümseyerek, "neşeniz daim olsun hanımlar?" Dediğimde, Ela teyze elindeki telefonu bana çevirdi.

 

Ekrandaki sarışın, tatlı yüz hatlarına sahip genç bir kız vardı. Kaşlarım çatıldı.

 

"Kim bu?"

 

"Bizim memleketten, eltimin yeğeni. Arhan'a beğeniyorlar bu kızı, nasıl sence yakışırlar mı?"

 

Ela teyzenin sorgulayıcı bakışları, benim yüzümü düşürürken başımı salladım.

 

"Niye yakışmasın... bebek gibi kız. Tatlı." Dediğimde Begüm elindeki tepsiyle yanımdan geçti.

 

"Hadi Begüm geç kaldık."

 

"Anneciğim sabahın körü nereye geç kaldın?" Diyen anneme gülümsedim.

 

Begüm annem ve Ela teyzeye kahvelerini uzatırken, "hizmet ediyorum tatlım, 2 saat inemedin! Köle oldum burada, kahve yap! Fotoğraf at!"

 

"Fotoğraf?"

 

"Abimin fotoğrafını attım ya yengeme, hadi çıkalım! Ay neyle gitcez? Ben elbise giydim, otobüslerde sürünmeyelim..."

 

Abisinin fotoğrafını atmış, o kız kaç yaşındaydı acaba? Vallahi 20 yaşında duruyordu, Arhan'la yan yana koysak abisi derdim...

 

"Bahar!"

 

"He? N'oldu?"

 

"Bizim galeriye uğrayıp araba alalım diyorum!"

 

"Ha?" Dedim anlamsızca.

 

"Ödünç..."

 

"Vallahi insanın babasının galerisi olması böyle bir şey heralde! Sende ehliyetini al da arabanı çek altına." Dediğimde, arnavut kaldırımında kol kola yürüyorduk.

 

"Ben dj'im Ecoş! Her zaman, her yerde müzik!"

 

"Kız! Leyla'nın kızı!"

 

Bakışlarım hemen yan tarafımızda evin önünü süpüren, başındaki yazma kaymış 30'lu yaşlardaki kadına döndü.

 

Neriman abla. Görümceliğiyle mahalleye nam salmış örümcek Neriman.

 

"Efendim örü-- Neriman abla!?"

 

"İyi bizi unutmamışsın! Biz adını unuttuk vallahi! Eee okudun geldin, iş bulabildin mi?" Güneşten gözlerini kısarken, eteğinin önünü kıvırmaya başladı.

 

"Şehir hastanesine başlayacağım inşallah abla!"

 

Baştan aşağı süzdü bizi.

 

"Kız elbiselerinizde ne güzel, mini mini... biri var mı biri?" Diyip bize doğru yaşlaşınca, Begüm kolumu sıktı.

 

"Yok abla, çalışacağım ben..."

 

Dudak büzdü. Bakışları Begüm'e dönünce, "bana hiç bakma, 1 sene mezuna bıraktım! Anca bitirdim okulu işe gireceğim şimdi! İlk Ece sonra ben!" Dedi Begüm panikle.

 

Dirseğimi sertçe boşluğuna geçirince, "biz gidelim! İşimiz var!" Yaptı. Hızlı adımlarla yürürken, Neriman abla arkamızdan seslendi.

 

"Emir'de nişanlanıyormuş! Hayırlı olsun komşuluk ölmüş anam!"

 

"Ay! Bu kadının ağzına düşen yandı!"

 

 

***
 

 

Ağladım içime attım her şeyi biriktirdim Gecikmeli coştum taştım bu yüzden de duruldum

 

Arabayı dolduran Bengü'nün sesine eş basbas bağıran Begüm'le kırmızı ışıkta durmuştuk.

 

"Saygımdan birazda seni unutmaya kıyamadıysam!" Diyerek bende ona eşlik etmeye başladığımda, birden bire çalan korna sesi benim hızla başımı ışıklara çevirmeme sebep oldu.

 

Fakat bir anda arabanın içine yayılan gürültüye eş sarsıntıyla, gözlerim kocaman açıldı.

 

"Ah! Çarptı! Ece bize çarptı!" Diye bağırdığında elimi koluna atıp onu susturmaya çalıştım.

 

"Tamam sakin..." Begüm tam bir panik ataktı.

 

"Napcaz!? Abimi arıyorum! Babam beni öldürcek! Araba gitti kesin!"

 

"Arabada kal," dediğimde, yan aynadan gördüğüm görüntü hiçte hoşuma gitmemişti.

 

Arabadan inen 30'lu yaşlardaki adam öfkesi her halinden belli bir şekilde bizim arabaya doğru geliyordu.

 

Camı açmaya korkarken, bir anda arabanın kapısına inen yumrukla kaşlarım çatıldı​​​​​​.

 

"Napıyor bu ya!? Ece bir şey yapacak bize delirmiş!"

 

"O deliyse ben ondan deliyim! Elim hızla arka koltuktaki çantama gitti. Biber gazını avucuma aldığım gibi, kapı kolunu çekerken "arabada kal Begüm."

 

Kapıyı bacağına vurarak açtığımda, sinirden kırmızıya dönmüş orta boylardaki adam sinirle bana baktı.

 

"N'apıyon lan!?"

 

"Pardon!?" Dedim elimdeki metal şişeyi sıkarken, "karşınızda asker arkadaşınız yok. Haklıyken haksız duruma düşmek istemiyorsanız, hareketlerinize ve üslubunuza dikkat edin beyefendi!" Dedim sinirle.

 

Adam, elini gömleğinin açık yakasından sokup boğazını kaşırken "yeşil yanalı olmuş kaç saat! Hanfendi arkadaşıyla fingirdeşsin! Keyfinizi mi bekleyeceğiz!? Kullanamıyorsan geçme şu direksiyona kardeşim!" Dediğinde iyice sinirlendim.

 

"Bak fingirdeşmek falan, düzgün konuş diyorum sana! Sonra sizin gibilere adam ol diyince kıyamet kopuyor!"

 

"La sana mı kalmış benim adamlığım!? Ne demek istiyon sen!?" Elini kaldırıp sallarken, sinirden yüzümü ovuşturdum.

 

Ankara bebesine çatmış bulunmaktaydık. Kesinlikle Ankara'lılara karşı bir önyargım yoktu. Lakin bu denli deli olduklarını duymuştum.

 

"Bakın beyefendi beni bazı şeylere itiyorsunuz, zorlamayalım. Arayalım polisi neyse o çözsün..."

 

"Aradım ben! Abimi aradım geliyor!" Begüm'ün götüne kaçmış sesiyle bir anda arkamda belirmesi ödümü koparırken, adam sinirle güldü.

 

"La birde gelmiş bebe abimi aradım diyor!? Gelsin lan abin ondan mı korkacağız!"

 

O sırada duyulan polis sireni, tüm dikkatleri hemen yanı başımıza çekti.

 

Bir polis aracı ve bir motorsiklet.

 

Arhan simsiyah üniformasıyla, kafasındaki kaskı çıkarıp motora bırakırken bakışları anında beni buldu.

 

"Geldi abim! Abi!" Begüm koşar adım Arhan'a yönelince, bizim Ankara bebesi bir yutkundu. Hafiften şakakları terlerken, "Eee abisinden mi korkacaksın ya..." diyerek ortamın gerginliğine tezat neşeli bir kahkaha patlattım.

 

Bu tüm bakışların bana dönmesine, 'bu deli napıyor' gibi baklarına sebep olurken benim bakışlarım Arhan'daydı.

 

Yeşil gözleri bir ok misali mavilerime saplanmışken ona şirince gülümsedim.

 

Kazamız mübarek olsundu...

 

 

 

 

Bölüm sonu.

 

Loading...
0%