@nebiyye.bkrtrbz
|
*** Motorlarımız geldiğinde hepimiz binip gaza bastık. İzmir'in havası değişik gelmişti. İstanbul'da yaşadığım için buraya adapte olmam zor olacak gibiydi. Her yer çiçeklerle, deniz havası ile dolmuştu. Gittikçe akşam olurken batan güneşin kızıllığı yüzüme vuruyordu. Bir süre sonra denizden uzaklaşıp bir ara sokağa girdiğimizde villaların olduğunu gördüm. Sokak çok güzeldi. Plaja yakın bir yer gibi havası vardı. Evler birbirinden fazla uzak olmasada karşı mesafe fazlaydı. Bir villanın önündeki durduğumuzda eve baktım. Çok güzeldi. Demek burda yaşıyorlardı. " Evet burası da bizim ev " Dedi umut omzuma kolunu atarak. Tamda sevdiğim gibiydi. Çiçekler, kelebekler vardı ve arkada orman vardı. " Burası çok güzel" Dedim heycanla görkeme dönerek. O seçmişti evi. En son ev bakarlarken görkemin seçtiğini söylemişlerdi. Görkemin sol dudağının köşesi hafif kıvrıldı ve göz kırptı. Ne tarafa bayılıyoz gençlik. Koşarak görkemin beline sarıldım " Sağol maviş" Dedim. " Bir şey değil kızılım" Dedi kollarını bana sarıp saçımın üstüne öpücük koyarak. Kafamı pusata çevirdiğimde kaşları çatık bakıyordu " Ayrıl lan ikizimden" Diyip kendine çekiyordu ki" Defol be. Dokunma benim mavişime" Alınmış gibi dudak büzdü ve gidip umuta sarıldı " Ştt, bunlar da geçer be " Dedi umut titrek sesle. Göz devirdim. Babam ve oğuz amcam gibiydiler. Viran amcam tarafsız olduğu için geçmişlerini anlatırken fazla gömmüyordu ama verda teyzem anlatırken baya bir çekinmeden gömmüştü. Galiba baya çektirmişler verda teyzeme. Oda annem gibiydi hatta benim annemin belkide göstermediği şevkati göstermişti. Viran amcam da bana düşkündü ve bunu utana sıkıla sorduğumda beni kolunun altına almış " Biz kız çocuğu çok istemiştik ama allah böyle nasip etti. Sen bizim olmamış kızımız gibisin " Demişti. Yüzümde yine gülümseme oluştu " Kız kızıl panda, sen neye gülümsüyon? Çıkmış o iki gamzen" Dedi anıl " Hiç" Dedim. " Hadi girelim" Görkem benden ayrıldı ve evin kapısını açtı. Açması ile üstüme uçan 'zeytin' ile yere düştüm. Götüm acıdı be ama onu düşünmek yerine yüzümün her yerini yalayıp bana sırnaşan zeytini durdurmaya çalışıyordum Evin etrafını havlamaları sarmış sevinçle zıplıyordu. Ben gelicem diye zeytini önceden götürmüşlerdi. Bir aydır ayrıydım. " Oğlum dur" Dedim gülerek. Anında durdu ve geri çekilip dizleri üstüne durdu. Gözleri dolmuştu. Her canlı ağlardı. Şuanda zeytinin gözleri doluydu. Benimde doldu" Zeytin ağlama ağlarım " Dedim. Arkasını döndü hemen. Her şeyi öğretmiştir ona. Bütün komutları biliyordu. " Köpekle iletişim kurman gözlerimi yaşarttı kızıl panda. Senin dilin buna nasıl çalışıyor? " " Yıllardır sizinle büyüyünce istemeden dillerini anlıyorum " Dedim ve zeytini kucağıma aldım. Görkem bile alınmış gibi baktı. Yok artık. Cidden mi alındılar? " Tribinizi çekemem" Dedim isyanla. Umut, anıl ve pusat kol kola girip arkalarını döndüler ve içeri gittiler " Sen bana köpek mi dedin kızılım" " Yo-yok alındın mı sende? " Dedim. Ben niye utandım lan? Bana bakmayarak oda gitti. Hadi be? Görkem ve trip. Ben bu dörtlüyle kafayı yiyeceğim. Telefonum çalınca cebimden çıkarttım. Verda teyzem arıyordu " Efendim meleğim? " " Kızım gittiniz mi izmire? Bir sıkıntı çıkmadı dimi? Bir yerinde birşey yok? Onlarla yaşarken dikkatli ol. Yemen'e içmene dikkat et" Diye sıralarken dudaklarım titredi " Tamam meleğim" Dedim " Dikkat ederim. Viran amcama selam söyle " " Dur dur. Lan bir dursana viran kızımla -" " Alo kızım nerdesin? Bizim mallarla kafanı yorma. Kendine iyi bak. Bir sıkıntın olursa ve babam açmassa beni ara " " Tamam amca. Hadi fazla yormiyim sizi görüşürüz" Diyip kapattım. Derin bir nefes alıp verdim ve gittikleri yöne gittim. Eve de bakıyordum bir yandan. Beyaz ve gri ile dekore edilmiş, bitkiler vardı. Renkli renkli çiçeklerle çok güzeldi. Salona girdiğimde büyük bir veren da ve büyük bir cam vardı. Ardından ormanı gören bir yerdi. Hepsi koltuklara kolları bağlı oturuyordu. Görkem yine soyutlanmış ayakları masada kolları bağlı, kafası koltuğun başlığında tavana bakıyordu Hayır kimseye bakmadığı kadar niye tavana bakıyordu. Her gün baktığı tavana bakıyordum mal gibi. Birşey yok. " Alınmayın be" Dedim umuta giderek. Umut yan gözle baksa da biraz daha döndü. " Umut " Dedim dürterek. Hafif başını çevirip yeşil lerini bana dikti. " Dayanamıyom lan ben " Diyip bana sarıldı " Senin köpeğinde olurum ben kızıl panda " " Hehe " Dedim . Onlarda bu gülüşüme gülmeye başladı " Hadi sana odanı gösterelim " Dedi anıl ayağa kalkarak. Hepimiz ayağa kalktık ve üst kata çıktık. Burda odalarımız vardı. En uçtaki odaya geldik. " Aç bakalım" Dedi pusat. Elimi kulpa koydum ve aşağı indirip açtım. Yüzüme gelen suyla " Ananı sik-" Diyecekken ağzımı umutlar kapattı " Bak şuna kim attı? " Dedi görkem. Yüzümdeki suları sildim ve " Yarabbi şükür " Dedim ' kızım yüzüne su gelmiş yarabbi şükür diyorsun. Git bak bakayım kim atmış' diyen iç sesime göz devirdim. Kaç zamandır yoktu. 'Nerdeydin ve niye geldin kamuran ' " Özlemedin mi beni' 'Çı özlemedim ' 'Kırıyorsun bu kalbimi ama perim' 'Sus be cadı' 'Ben senin iç sesinim. Ben cadıysam sen de cadı oluyorsun ' 'Bravo çok zekisin ya' " Lan peri " Diye kolumda hissettiğim acı ile duvara kitledi ğim bakışlarımı kaşlarımı çatarak beni çimdikleyen kişiye döndüm " Kim atmış suyu? " " Okula gidince anlarsın " Dedi pusat ve beni dolaba yöneltti " Üstünü değiştir. Hasta olma" Hepsi bana bakıyordu " Lan çıksanıza değiştiriyim üstümü" " He" Diyip çıktılar. Bende odaya baktım. Yeşil ve beyaz lâ döşenmiş, yatağımın başında sarmaşıklar vardı. Kitap okuma köşemde ışıklandırmalar ve kahve masası vardı. Bir kapı daha vardı. Açıp girdiğimde sevinçle çığlık attım. Kırmızı oda. Resim çekmeyi sevdiğim için yaptırmışlardı. (Anlattığım kadarı ile düşünün arkadaşlar. Ben bu resmi koydum ama) Oradan çıktım ve giyinme dolabından kıyafetlerimi alıp odadan çıktım. Banyoya girdiğimde benim bütün cilt bakım eşyalarım vardı. Hehe nasıl da korkutmuşum gözlerini ki büyük bir bölümü bana aitti. Kabine girip güzelce duş aldım ve kurulanıp üstümü giyindim. Saçıma havluyu sardım ve yüzüme bakımı yaptım. Nemlendirici sürdüm ve dudak nemlendirici sürüp gözlüğümü takarak tarakla banyodan çıktım. Aşağı indiğimde gülmemeye çalıştım. Can bonomo nun 'dem' şarkısını söyleyerek yemek yapıyorlardı. Tabii görkem ise uzaktan 'bunlarla ben nasıl büyüdüm' diye kendini sorguluyordu. Umut yanıma gelip bana bakıp gülmeye başladı" Kızıl pandam. Yeni çeri olmaya mı karar verdin? " Dedi Anıl ise o sırada bağıra bağıra " Dem hadi gel yanıma Al beni kollarına " Derken umutla ortada görkemi işaret ederek söylemeye başladılar. Gülmemek için dudaklarımı dişliyordum. Pusat , anıl ve umut Görkeme umutsuz vaka bakışı atıp ortaya geçtiler ve bağırarak söylemeye başladılar. Bide borozan gibi sesleri yok mu? "Şimdilik ayrıyız ama Düştüm yine yollarına Dem bir dokun tenime Deysin elin ellerime Şimdilik ayrıyız ama Yeter benim hasretime" Diye bağıra bağırarak söylerken fırından gelen sesle ve dumanla panik oldum. Üçlü kendini kaptırmıştı ve görkeme aradan " Görkem mutfağa koş" Diye bağırıp mutfağa koştum. Etraf duman olmuştu ama bizimkilerin de kafası dumandı. Fırını açınca yüzüme gelen dumanla öksürmeye başladım " Peri çekil" Dedi görkem . Kenara çekildim. Görkem eline bez aldı ve fırında ki patlıcanları çıkarttı. Tezgaha koyunca şarkı bitmişti " Ben bir patlıcanlar ba- Aaaaa" Dedi anıl. " Patlıcanlar yanmış" " Aaa deme ya. Götünüzü kıvıracağınıza yaptığınız işi bitirin " Dedim bezi anıla atarak. " İyi oynadık he" Dedi pusat rahat bir şekilde " İkiz"diye cırladım " Cırlama kız" Gözlerimi devirdim ve salona yönelip havluyu çıkarttım Ben demeden görkem koltuğa oturdu. Bende yere oturup bacaklarının arasına girdim ve saçlarımı açıp tarağı uzattım. Her zaman ki durumdu bu. Eğer aynı ortamdaysak saçlarımı her zaman görkem tarardı. Saçlarımı tararken etrafa baktım. Anıl ve pusat yemek yapmaya çalışırken umut pencereyi açıp kapatıyor kokuyu çıkarmaya çalışıyordu. Kafamı biraz kaldırıp görkeme baktım. Oda kafası eğik olduğu için bana baktı. Mavi leri yeşiller ime odaklanmıştı. Anlık dudaklarıma kayan bakışlarını hemen çekip gözlerime odakladı Bende hemen kafamı düzelttim. " Kız panda sen niye pancar gibi oldun? " Dedi umut Elim yanaklarıma gitti. Yanıyordum lan ben. " Yo-yok bir şey. Sıcak olduda " Dedim. Umut bir anda görkeme baktı ve sırıtıp yukarı kata çıktı. Kaşlarımı çattım. Ne oluyor bu aşağılık evde? Zeytin yanıma gelip kucağıma yerleşti. Tüylerini okşayıp öptüm. Miss gibi kokuyordu. Her zaman yıkardım. Bazen yanıma gelip banyoya kendisi yönlendiriyordu. " Örüyim mi kızıl? " " Yok maviş. Açık kalıp kurusun " Dedim ve ayağa kalktım. Havluyu ve tarağı alıp üst kata çıktım ve yerlerine koydum. Tekrar aşağı indiğimde yemek masasına geçtik. Ne mi vardı? Makarna. Evet. İki saattir uğraşıyorlar ve ortaya sadece makarna çıktı. " Afiyet olsun canikolarım " Dedi umut ve makarna tabağına daldı. Bizde gülüp yemeğe başladık. Babam aklıma gelince zar zor yutkundum. Özlemiş miydi acaba beni? " Babamı düşünüyorsun dimi? " Dedi pusat. Kafamı eğdim " Beni aradı. Seni sık boğaz etmek istemiyormuş. Nasıl olduğunu falan sordu. Sesi biraz titriyordu ama iyi " Şimdi rahatça yiyebilirdim. Babam olmasa. ..bilmiyordum. Bir kız çocuğu ilk babasına aşık olur derler ya. Evet bendim. Babama düşkündüm. Herşeyden koruyan babamdı. Yemeği gülüp eğlenerek yemiş şimdi dışarı çıkacaktık. Bunun sonu bok yolu ama artık. Üstümü değiştirip gözlüğümü geri taktım ve saçımı açık bırakıp yeşil şapkamı taktım. Aşağı koşturarak indim. Hepsi bir yerlere yaslanmıştı umut hariç. Yine abartı yolunda yere yatmış " Bakın kökümü saldım" Dedi. Esprisine yüzümü buruşturdum. Pusat gelip elimi tuttu. Görkem diğer yanımda kolunu omzuma atmıştı. Umut ve anıl ise arkamızda atışıyorlardı. Zeytin ise onlara havlıyordu. Benimkilerde baya yakışıklı olmuş he. Boş boş yürürken " Diyorum ki çaklıt mı alsak? " " Ay evet evet " Dedi umut bir anda önümüze atlayarak. Biz anında durunca anılda bize çarpmış " Ay burnum " Diye böğürmüştü. " Acıdı mı? " Dedim " Yok be. Bunda Karadeniz burnu var" Dedi umut Vallahi Karadeniz burunların da kemikli falan derlerde Görkemin de, Anılında burnu fındık gibiydi. " Tamam hadi " Dedi görkem ve bir sokağa girdi. Biraz ilerde ışıkları yanan markete girdik ve biz umutla koşturarak çikolata reyonlarına gittik. " Yeminle çocuk gibiler " Dedi pusat arkamızdan Umut beni omzuna çıkartıp çikolataları aldırıyordu " Umut az sol yap" Dedim. Sağa Kayın ca " Mal orası sağ . Sol mu? " Dedim. Sola kayınca istediğim çikolatayı alıp arabaya attım. Bir anda bağırışlar gelince yukarda olduğum için baktığımda bakmaz olaydım " Ne oluyor kız? " " Kavga" " Tamam boş ver " Dedi " Mal görkemler ediyor indir beni" Dedim. Umut beni yere atıp koşarak kavgaya gitti. Ayağımın üstüne düştüğüm için acı ile inledim. Umut sıçacağım ağzına. Seke seke kavga alanına gittiğimde hepsi birbirlerini yumrukluyordu. Biri bıçak çıkartınca adamın eline vurdum ve yumruğu yüzüne yapıştırdım. Naziğiz ama yerinde canım. Polis sirenleri duyunca yine bir karakol vakası ile karşılaşacaktık. Kolumdan tutan polis memuruna " Abi ayağımı burktum yavaş gidebilir miyiz? " Dedim. Abi bacağıma bakıp kafası ile onayladı ve yavaşça arabaya koydu Karakola gelince nezarethaneye atıldığımızda sadece karşımızda bizim yaşlarımızda bir grup ki bunlar ve benimkiler niye ters ters bakışıyor bide yaşlı teyzeler ve amcalar vardı. Yanımdaki umuta ters ters bakmaktan gözlerim ağrımıştı. Bana dönünce gözlerimi gördü " Ne var be? " " Ne var mı? " Dedim ." Omzun dayken kavga var diyip beni yere atan kimdi? " Karşımda küçüldükçe küçüldü. " Ben seni yere mi attım ya?" Dedi kafasını kaşıyarak. Yerinden kalktı ve ayağımı uzattı. Şişmiş ve morarmıştı. " Öfff" Dedi üzüntü ile " Birşey olmaz sıkma canını" Dedim. " İyi misin kızıl panda? " Dedi anıl " İyim iyim" Dedim " Düştüm mapus damlarına " Diye bağıra bağıra şarkı söyleyen ikizime bu benle nasıl aynı anda çıktı diye sorgulamaya başladım " Yanınızda kız mı taşıyorsunuz artık? " Dedi karşı taraftan biri. Üç erkek iki kız bir gruptu. Piçe benziyorlardı. Başka soru? " Sen de yanında taşıyorsun" Dedim. Bana döndü. Biraz fazla şerefsiz havası vardı bunda benden demesi adostlar. " Hiç bir kız almazlar grubuna. Seni almalarına şaştım. Gerçi seni nasıl gruba aldılar ise " Dedi bir kız beni süzerek . Çakma sarışino . " Niye sende mi çok istiyordun girmek. Tüh ya seni almamışlar " Dedim üzgünce bakarak. Sinirle önüne döndü. Hay sinirine sıçtığım. Cürmün kadar yer yakarsın anca. Kapı açıldıktan sonra içeri giren suat abiye baktım" Suat abi" Dedim şaşkınca " Lan peri" Dedi " Yine mi düştünüz mapusa? Burda ne işiniz var? " " Buraya taşındık abi. Yenge nasıl? " Dedim " Bir çocuğumuz oldu. Bil bakalım adı ne? " " Ne? " " Peri" " Hadi be. Vallah mı? " " He. Yengen dedi. Perimin ismini koyacağım dedi" Güldüm. " İyi hadi abi beni çıkart. Vallahi yine suçum yok. Bunlar yüzünden sürekli içeri alınıyorum. Polisler bana acıyor artık," " Birazdan çıkartıcaz zaten " Dedi ve gitti. " Kavga sebebiniz neydi acaba? " Dedim kollarımı göğsümde bağlayarak. " Alacağım şeyi aldı" Dedi görkem " Neydi peki o? " " Cam Küre" Dedi bana bakarak. Ne dediğini anlamıştım. Ben hep cam küre istemiştim. " Hadi be. Tüh ya" Dedim. Duvara dayanıp sakat ayağımı kaldırdım. Tek ayak üstünde duruyordum " Sen hangisisinin orospu susun? " Dedi diğer kız. Güldüm hatta kahkaha attım " Bunlar beni hala tanımıyor? Peki siz beni tanıyın. Kendimi size söyleyecek kadar düşmedim. He bu arada bu gruba girmek bir orospuluksa sen de bu gruba girmek isteyenlerdensin,artık bilemedim yanii" Dedim ve önüme döndüm. " Sen ne diyorsun be? " Dedi cırlayarak " Sesine dikkat et. Nazik Dursamda bir dayağıma bakar mezara girmen " O sus pus olurken bizde açılan kapıdan çıktık. Umut beni koluna almış seke seke yürüyordum Sorgu odasına girince dayımı gördüm " Dayı" Dedim şaşkınca " Yeğenim" Dedi bana bakakalarak " Ne işin var burda? " " Bunların yanına taşındım " Dedim " Burdasın yani artık" Kafam ile onayladım. Dayım sayesinde çıktığımız nezarethaneden Görkemin sırtında ilerliyordum. Eve gelince kapıyı açacakken başka kapı sesi duydum. Baktığımda karşı evde bizim ile atışan grup vardı. Kızlar yanlarında yoktu. Yüzümü buruşturdum Onlarda bize döndü ve " Eve kız mı atmaya başladınız? " Diye bağırdı bir erkek " İndir beni maviş" Dedim. Görkem ne yapacağımı bildiği için beni indirdi. Seke seke karşı eve gittim ve tam karşısında durup elimi uzattım" Çok ısrar ettiniz. Seviyemi düşürüp kendimi tanıtıyım. Ben peri" Dedim " Sinan Çetinin kızı ve Pusat Çetinin ikizi Peri Çetin" Onlar şaşkınlıkla bana bakıyorlardı. Önümdeki kişi elini uzatacakken elimi indirdim ve arkamı dönüp yürümeye başladım. " Hafızamda çok isim var. Gereksiz isimler aklımda durmadığı için boşuna söyleme " Dedim ve tekrar ona dönüp sırıttım" Hatırlamam" Diyip ev geçtim. Kapıyı kapattığımda " Zeytin nerde?" Dedim. " O evin yerini biliyordu. Arka bahçede oynuyor " Dedi anıl Bende kafamı slladım " Ben yatacağım yorgunum" Dedim. Görkem gelip beni kucağına aldı ve yukarı taşıdı. Odaya girdiğimizde yatağa beni koydu. Başımda dikilince yine anlayıp " Üstümü değiştiriyim öyle gel" O odadan çıkınca bende şortlu pijamalarımı giyip yatağa yattım. " Gel" Dedim. Görkem de pijamalarını giymişti. Siyah tşört ünü çıkarttı ve yatağa girip belime sarıldı. Bende saçını okşadım Görkemle bağımız daha farklıydı. O mesela kokumla uyurdu. Bir aydır bensiz uyuyordu. Gizlice odama girip benimle uyuduğu çoktu.(asla gökçen değil hahah) Nedendir bilmiyordum ama bende ona sarıldığım da başka bir his yayılıyordu içime Bende onun çıplak omzuna sarıldım ve kafamı siyah gür saçlarına koydum. Gözlerim yavaştan kapanıyordu. Günün yorgunluğu ile gözlerim kapandı. Ev Salon Mutfak Yemek odası Oturma alanı *** "Bugünde çok dertliyim civcivlerim.Umarım bölümü beğenirsiniz. Sizi çoook seviyorum"😍🥰😘 " Kelime sayısı 2260 |
0% |