Yeni Üyelik
12.
Bölüm

SEVGİLİ

@nebiyye.bkrtrbz

 

Gözlerimi beyaz tavana açtım. Yarabbim bu tavan nasıl sökülmemiş. Pürüzsüz. Ben bile bu kadar pürüzsüz değilim be.

 

Etrafta kıkırtılar gelince kafamı sese çevirdim. Çevirmez olaydım. Rezilim ben yarab.

 

Herkes burdaydı. Selin ve umut abartma nın üstüne çıkmış anırarak gülüyorlardı.

 

Etrafa baktığımda kafası öne eğilmiş eli çenesinde diğer eli yumruk olan kuzey duruyordu. Kerem ise bulutla duvara yaslanmış dolu gözlerle bana bakıyorlardı. Toprak ise elimi tutmuş uyumuştu.

 

İkizime döndüm. Yoktu ki. Anıl ve Umut susmuş bana bakıyorlardı. Selin ise yanıma geldi

 

" Düşünme " Dedi elimi tutarak. Buyduk. Birbirimizi sevmeksekte düşeni kaldırmaya çalışırdık. Ona gülümsedim ve tekrar Kuzeye döndüm. Bu defa bakışları bendeydi. Koyu kahve gözleri yeşillerime odaklanmıştı.

 

Herkes sessizce çıktı odadan. Sadece kuzeyler kaldı. " Meleğim" Dedi kerem " Sensin" Dedi bir göz yaşı akarak.

 

Gözlerim doldu. Annem yüzünden neler çekmiştik. Acaba çok canları acımışmıydı?

 

" Çok mu ağladınız? " Dedim dudaklarım titreyerek " Çok mu yalvardınız? "

 

" Çok" Dedi bulut " Abi derdin bana. Hatta sürekli keremle kavga ederdik. Bana abi diyecek diye. Sen kereme desende kalbim kırılmasın diye bana da diyordun" Dedi " Takii o güne kadar. Her gece ağladık. Bir yerden fırlayıp abi diye koşmanı o kadar çok istedim ki"

 

Kerem ve bulut çıktı odadan ağlayarak. Toprak ise suskunca çıktı. Kuzeyle kaldık sadece.

 

Gözleri kızarmıştı. Şimdi farkediyorum da saçları dağılmış çökmüştü. Yavaşça ayağa kalktı.

 

Yanıma yaklaşınca kokusu vurdu burnuma. Çok sigara içmişti. Kokusunu bile bastırmıştı

 

" Nefesim " Dedi önümde eğilerek. Elimi tuttu ve avucunun içine aldı. " Nefesim" Dedi inanamıyormuş gibi.

 

" Kuzey" Dedim titrek sesle. Rüyamda gördüğüm, babamın ayaklarının dibinde duran, ağlayıp yalvaran oydu. Kuzeydi.

 

Benim için çabalamıştı. Alnını alnıma yasladı. Akan göz yaşı yanağıma düştü " Çok aradım seni. Bulamadım. Saklamışlar seni benden. Nefesini saklamışlar benden. Seni benden aldılar, kalbimi söktüler san ki" Dedi kafasını boynuma koyarak. Göz yaşları boynumda yol çizmişti.

 

" Kuzey" dedim sadece. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Sadece adı çıkıyordu ağzımdan.

 

Burnunu boynuma sürttü. Hafif çıkan sakalları boynumu gıdıklandırdı. 20 yaşında bir erkekte olsa hafif çıkmıştı sakalları.

 

Kıkırdadım duruma rağmen. Boynuma nefesi vurdu. Dudaklarını bastırdı dövmeme.

 

Titredim. Görkemle uyurken bu his yoktu veya yanağımdan öperken. Bok suratlı. Tövbe yarab tövbe Allahım sen affet. Onla yakınlaşmamız bile bir oyun amacıydı

 

Kuzeyde öyle bir amacım yoktu ve garip bir hisle sarmalanmıştı içim.

 

" Öyle kopardılar ki seni benden. Sesin, çığlığın, ağlayışların hala kulağımda " Dedi büyük eli yanağımı okşayarak. Yüzümü istemsizce eline daha çok yasladım. Gözlerim kapandı yavaşça. Kapanma etkisiyle bir göz yaşım avucuna düştü.

 

 

Kapı pat diye açıldı ve pusat girdi" İkiz" Dedi korku ve endişe ile. Hafifçe gülümsedim. Ona öpücük attım. O sırada normal nefes alışveriler veren kuzeyin boynumda uyuduğunu anladım. Kolumu omzuna attım.

 

Saçlarını okşamak için başından beri karıncalanan ellerim yuvasını bulmuş gibi saçlarına gitti.

 

" Lan ben varım be"

 

" Çıkabilirsin sıkıntı yok" Dedim rahatça. Kınayıcı bakışlar atıp çıktı.

 

" Kuzey " Dedim saçını okşayarak " Hadi sen eve git"

 

Hafif kıpırdandı ve kırmızılaşmış gözlerini yeşillerime dikti. Sadece baktık birbirimize. San ki özlemi böyle alabilirdik. Bakışlarımı dudaklarıma düştü. Yaklaştı yavaşça. Eli yanağımda benim elim omzunda burunlarımız değdi. Tam dudaklarımız değiyordu ki kapı pat diye açıldı

 

" Hayır hayır. Bu zamanda girmedim dimi? Öpüşmeyecektiniz? Sadece yanağında kıl vardı ve onu alacaktı di mi? Hayır bunu bozmuş olamam" Dedi selin yere diz çökerek. Biz şaşkınca seline bakıyorduk

 

" Yarın hastanede gel işe başla paspas olarak. Yakıştın yere" Dedim alayla.

 

" Aman ben sizin mutluluğunuza diyorum bir kere " Dedi ve somurttu. Kuzeyle birbirimize baktık ve sonra bir anda geri çekildik.

 

Elini ensesine attı. Bir dk yanakları kızarmıştı. Kuzey utanmıştı. Acayip taylıydı şuanda.

 

" Şey ben çıkiyim" Diyip hızlıca postalları ile kapıya döndü ve seline baktı " Kızım çıksana "

 

" Enişte utandın mı sen? Aman yarabbi. Utangaç erkek. Benim sevgilim hiç böyle değil. Yapışıyor hemen dudaklarıma vallahi" Dedi kapıya kafasını dayayarak

 

Göz devirdim " Terbiyesiz "

 

Kuzey selini ayağı ile ittirdi " Kızım kaç kilosun sen çıksana şu kapıdan çıkayım"

 

" Öfff yer soğuktu napayım"

 

" Isınacak ne yaptınız ki soğutacak alan arıyorsun acaba" Dedim tek gözümü kırparak.

 

Yerden kalktı ve ikimize ters bakışlar atıp çıktı. Kuzey ise bana döndü ve günler sonra bir dudağının hiç değilse kıpırdanıp gülümsediğini gördüm. Kapıyı örtüp çıktı ardından.

 

Derin bir nefes alıp cama döndüm. Güneş doğmuş sabah olmuştu. Gün ışığı yüzüme vururken benden saklanan, hayatımla oynanan gerçekleri öğrenme ağırlığını şimdi hissediyordum.

 

Babam niye benden saklamıştı yetimhaneye verildiğimi? Benden hala bir şeyler saklandığını düşünüyordum. Bu kadarı ile olmazdı. Annemin gözlerinde hala anlatmak istediği ama anlatamadığı bir bakış vardı.

 

Sıkıntılı bir nefes verdim dışarı. Büyük bir umutla gittiğim yerde daha kötü bir sonuçla dönmüştüm. Beklediğim gerçekler bu kadar ağır mı olmak zorundaydı?

 

Bu kadar yük mü yüklenmeliydi omuzlarıma? Ne yapıcaktım? Sevdiğim babamın bile benden sakladığı şeyler vardı. Sevmek zorunda hissettiğim annemin sevecek yönlerini bulmuşken daha kötüsü ile yolluyordu beni.

 

Annem onu affetmem için birşey söyleyecek umuduyla beklerken daha da kötü oluyordu aramız.

 

Kapı açıldı ve içeri kıyafetlerle Kuzey girdi. Kaşlarını hemen çattı. Çenesi seğirmeye başladı. Hızlıca yanıma geldi. Yatağın köşesine oturdu ve yüzümü avuçladı " Kim ağlattı nefesimi. Söyle sikeyim dalaklarını" Ettiği küfüre yüzümü buruşturdum.

 

'Sen etmezsin Allah var '

 

Diyen iç ses haklıydı. Ederdim de yüzüme karşı söylenince ne bileyim.

 

" Şey sadece annem geldi aklıma" Dedim. Yanaklarımdan akan yaşlardan haberim dahi yoktu.

 

Yaşlarımı yavaşça sildi ve yanaklarımdan öptü " Ağlama sen, düşünme tamam mı? Ben seni iyileştireceğim. Çocukluk hayallerimizi gerçekleştireceğim " Dedi. Gülümsedim. İki gamzemi okşadı. Alt dudağıma dokunan eli ile göz göze geldik.

 

Kapı tekrar pat diye açıldı " Elimin ayarını sikeyim" Diyen selin " Yine mi allah belamı vermesin? " Diyip çıktı.

 

Peşinden gülmeye başladım. Cidden salaktı " Sana kıyafet aldım. Giyin sen. Selini çağırıyım mı? "

 

" Yok gerek yok" Dedim. Odaya hemşire girdi ve serumu çıkarttı. Kuzeyde üstümü giyinmem için çıkarken bende banyoda elimi yüzümü yıkayıp saçımı düzgün bir şekle soktum ve üstüme alınan kıyafetleri giydim.

 

Hazır olunca odadan çıktım ve kapıda bekleyen arkadaşlarımın yanına ilerledim.

 

" Oo kızıl pandam yine çok güzelsin " Diyen umuta öpücük attım. Hala yorgun hissediyordum kendimi. Bunu farkeden kuzey tek hamlede omzuna attı " Salak kucağa alınır. Ne halı gibi attın kızı omzuna " Dedi selin cırlayarak.

 

Şuanda niye ben Kuzeyin totosuyla bakışmak zorundaydım acep?

 

Kuzey durdu ve tek hamlede sırtında olan beni kollarına aldı. Çevikliği e bak be.

 

" Sanırsın pervane kız"

 

" Lan bir susun" Diye kükredi kuzey. Hastane koridoru kuzeye baktı. Atmış yaşında teyze benimle kuzeye yaklaştı

 

" Sizden olmaz. Çok ters duruyorsunuz "

 

" Pardon da sana mı düz teyze? " Dedim anında. Şuanda atmış yaşında teyzeyle Kuzeyin kavgasını ettiğime inanamıyordum.

 

" Evet. Yakışıklı oğlan. Benim koca başkası ile gitti. Bende başka denizlere yelken açtım. Gel gemimin kaptanı ol, sevdam ol " Diyen teyzeye sinirimden gülmeye başladım.

 

Kuzey ise masum masum göz kırpıştırıyordu.

 

Kafamı kuzeyin koluna gömdüm ve gülmemeye çalıştım

 

" Teyze o çoktan birisinin gemisinde kaptan zaten" Dedi Anıl sırıtarak. Kuzey kafasını eğdi ve kucağında olan bana baktı. Kafama yediğim bastonla nevrim şaştı

 

" Teyze eline koluna sahip çık. İsteme de vermem sana oğlanı" Dedim sırıtarak. Anında bastonu arkasına sakladı

 

" Ne zaman geleyim size"

 

" Biz geliriz teyze " Dedim. Belime atılan çimdikle iki büklüm olup inledim" Allah cezanı versin senin Kuzey. Acıdı hödük" Dedim omzuna vurarak. O da sırttı

 

" Ben nişanlıyım teyze. Seviyorum ben hadi selametle " Diyen kuzey hızlı adımlarla hastaneden çıkarttı beni. Arabaya geldiğimizde beni ön koltuğa oturttu ve şoför koltuğuna geçti. Arabayı çalıştırınca gülmeye başladım.

 

" Allahım. Kız isteme de yapmadım demem" Dedim. Oda güldü. Ağlanacak halimize gülüyorduk. "Kuzey sen ne okuyorsun? " Dedim birden.

 

" Mimarlık . Son senemdeyim" Dedi.

 

" Ama bir yı-"

 

" Erken başladım okula. O yüzden şuanda üniversite son sınıfım " Dedi. Kafamla onayladım.

 

" Anladım" Dedim. Sustuk sadece eve gidene kadar.

 

Hava o kadar karmaşıktı ki sabah hava güneşli iken öğleye doğru kar yağmaya başlamıştı. Yağan kara gülümseyerek bakıyordum

 

" Hala karı görünce gülüyorsun " Dedi kuzey

 

" Sen ne -"

 

" Seni bıraktıklarında kış ayındaydık. Kar yağıyordu. Seni içeri alamadılar. Kara oturdun kalkmadın. Sen kalkmayınca bizde seninle oynamaya başlamıştık. Sonra da beşimiz hasta olmuştuk " Dedi gülerek.

 

Bende burukça tebessüm ettim " Acaba sizden ayrılmasaydım ne olurdu? Nasıl bir hayatım olurdu? " Dedim sesli düşünerek.

 

" Galiba bizim göz bebeğimiz olmuş sende bize eziyet ediyordun" Dedi

 

" Ben. Eziyet ne alaka be? "

 

" Delisin kızım sen. Deli " Dedi yüzüme karşı alayla. İkimizde gülmeye başladık. Belkide hiç gülmediği kadar güldürmüştüm. O gülerken ona bakma isteği çok fazla öyle fazla ki koltukta yan dönüp ona bakmaya başladım.

 

Gözleri bana kaydı ,sonra yola " Niye öyle bakıyorsun? "

 

" Nasıl bakıyorum "

 

" Şaheser mişim gibi? "

 

" Öylesin zaten " Dediğimde dilimi ısırdım. O gülerek arabının direksiyonunu çevirdi. Çevirirken açık kollarında olan damarlar, dövmeler Allahım ben düştüm. Kaldıranım yoğğ.

 

" Al kes senin olsun peri kolum. Yedin bitirdin zaten kemik kaldı sadece " Dedi gülerek

 

" Köpek mi demeye çalıştın sen bana ? " Dedim işaret parmağımı kendime doğrultarak " Boğarım seni kuzey. Elimden alamazlar" Dedim omzuna vurarak.

 

O yalandan inleyerek aranabayı kullanmaya devam etti.

 

Eve gelince arabadan indik. Bugün herkes kendi ailesine gidiyordu. Pusat ise karakola gitmiş eksik belgelere bakıyordu.

 

Kuzey beni kucağına aldı ve içeri taşıyıp salonda koltuğa koydu.

 

" Aç mısın? Ya da dur sen hep açsın ben yemek yapayım" Diyip giderken arkasından terliğimi fırlattım.

 

" Bu aç kişi seni yemesin? " Dedim

 

" Sen yiyeceksen ben tavukta olurum " Dedi bağırarak.

 

Yanaklarım kızarmaya başladı. Kuzey salona gelince kızaran yanaklarımı gördü ve gülmemek için dudaklarını dişledi " Utandın mı? " Dedi yavaşça yanıma gelerek.

 

Koltuğa yaslandım. Ayaklarım yerde kesilmişti. Niye mi? Boy yok çünkü.

 

Önümde diz çöktü ve kızıl tutamlarımı alnımdan çekti. Elini koltuğa koydu ve üzerime eğildi. Geri çekilemedim. İki elinide koltuğa yaslayıp hafif yerden doğruldu ve belimden tutup koltuğa yatırdı birden. Üstümde yerini alırken ben şokla ona bakıyordum

 

Delirttik çocuğu iyi mi? Pardon bir dk. Ben ne ettim ki?

 

Ben bu düşüncelere dalmışken bana yaklaşmış dudaklarımızın arasına bir nefeslik yer bırakmış kuzeyi yeni fark ediyordum.

 

Setçe yutkundum. " İzin var mı? "

 

" Var" Dedim direkt " Yaklaşıp öpecekken ne diye bana soruyon oğlum. Öp gitsin işte. Niye romantik olmuyorsun " Dedim. Oda güldü ve dudaklarını birden sertçe dudaklarıma kapattı.

 

Dişlerimizin çarpma sesi kulaklarımı çınlattı. Uzun zamandır bekliyordu herhalde.

 

Dudaklarımda ki dudaklara aynı şekilde karşılık vermeye başladım. Elleri yanımda, destek alarak üstümde eğilmiş şekilde duruyordu. Bir kolumu omzuna sarerken diğer elim sert çehresindeydi.

 

Ben ilk öpücüğümü kuzeye vermiştim. Şuanda deli gibi çarpan kalbim, dışarıya çıkmaya çalışan duygularla salak olmadığım için kuzeye aşık olduğumu anlamıştım.

 

Üst dudağımı kavrayıp ısıran kuzeye doğru inledim.

 

" Oha bu defa oldu. Oldu da oldu" Diyen sesle ayrıldık.

 

Kafamızı çevirince bize bakan grup arkadaşlarımızla ben utanarak kafamı kuzeyin boynuna gömdüm.

 

" Kızım elime baksana mal" Diyen selinle ona baktım. Doğum günü pastasıydı.

 

'18 . Yaşınız kutlu olsun kızıl pandam ve sucuk kardeşim' yazılı bir pasta vardı.

 

Kuzey düzeldi ve elimden tutup benide çekti. Bugün pusatla doğum günümüzdü.

 

" İyi ki doğdunuz ikizler " Dedi herkes bağırıp konfeti patlatarak.

 

Pusat yanıma geldi ve şokla baktı. Kapıdan giren çocuk ne olduğunu anlamamıştı tabii

 

" Al bakalım size toplu hediyemiz " Dedi umut bana büyük bir hediye vererek.

 

İçini pusatla açtık. Ama içinden sadece anahtar çıktı

 

" Bu ne? " Dedim masumca

 

" Ev anahtarı. Sen kafa dinleyemiyordun. Pusatta sessizlik seven biri. Size dağ başında bir dağ evi aldık. Biriktirdiğimiz yıllık paralarımız bu arada " Dedi selin.

 

Heyecanla Pusat a döndüm. Yanımda değildi. Sevgilisine sarılıyordu. Göz devirdim.

 

" Biz şey... Ne sevdiğini bilmiyorduk. Yani yaşın büyüdüğü için" Dedi kerem elini ensesine atarak " Özür dileriz bir şey alamadık " Dedi. Hepsi utanmış ve çekinmişlerdi.

 

Hepsine koşup sıkıca sarıldım" Sizler abilerim siniz. Boş verin. Sizler zaten hayatıma girerek bir hediye verdiniz " Dedim.

 

Kerem alnımdan öptü " Abinim di mi? "

 

" Abim sin abi " Dedim ve yanağına öpücük kondurdum.

 

" Sıra benim hediyem de " Dedi kuzey. Cebinden bir kutu çıkarttı ve Pusat a verdi" Al kardeşim"

 

" Sağol kardeşim" Dedi ve çıkan saati koluna taktı. Bana döndü ve gülümseyerek yanıma geldi.

 

Bir anda önümde diz çöktü.

 

Selin, Umut ve Anıl aldıkları gülleri yolup kafamızdan aşağı atmaya başladılar.

 

Benim gözlerim dolmuştu mal gibi. Niye doluyorsunuz be yeşillikler?

 

" Yıllardır senden ayrı kaldım nefesim. Nefesini kestiler "

 

" Nasıl yaşadın o zaman? " Diyen Anıla ters bakışlar attı herkes.

 

" Neyse. Evet... Ne diyeceğimi unuttum. He. Senden onca yıl ayrı kalmışken seni bırakamam. Seni seviyorum benimle çıkar mısın? " Dedi.

 

Pusat kaşlarını havaya kaldırıp indirdi ama selin onu farkedince dirseğini pusatın karnına geçirdi

 

" Evet " Dedim gülerek. Oda güldü . Ayağa kalktı ve tam bana sarılacaktı ki iki el ateş sesi duyuldu evde.

 

Karnım da büyük bir acı hissettim. Kuzey ise yere dizlerinin üstüne çöktü.

 

Bende yere düştüm ve kuzeye son kez baktım. Yan yere devrildim. Kuzeyle ellerimiz yerde birleşti. " Ambulansı arayın çabuk" Bağırışlar geliyordu ama ben iki göze dalmıştım. Dolu gözlerim onun kahvelerini bulanık görmemi sağlıyordu

 

" Ağlama kardeşim ağlama bir şey olmaz" Diyen selin saçlarımı ensemden ve yüzümden çekti " Lütfen bir şey olmasın. Arayın şu siktiğimin ambulansını" Diye bağırdı ağlayarak " Bak seninle daha abla kardeş gibi takılmadık. Kavga etmedik. Yaşayacaksın "

 

Karnım da ki tarifsiz sızı büyümüştü

 

" Kuzey aç gözlerini" Diyen sesle kuzeye baktım. Gözleri kapanmıştı. Benimde kayıyordu gözlerim. Dayanamadım daha fazla. Gözlerim kapandı. Daha yeni hastaneden gelmiştim amq.

                            ***

 

Bir bölümle daha karşı karşoya kaldınız. Bombayı ortaya attım. Ben kaçar. Uöarım bölümü beğenmişsinizdir? 😍🥰😘

 

Şimdilik İyi Akşamlar. Bu bölümde nasıl uyunulacaksa

Loading...
0%