Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Neredeyiz?

@nebiyye.bkrtrbz

Gözüm karşımdaki ıssız ormanda idi. Bir haftadır farklı sesler geliyor ben bakınca kesiliyordu.Yatağıma tekrar yürüdüm ve içine girdim. İki dakika da soğuyan yatağımda başta irkilsemde sonradan alıştım ve yorganı iyice üstüme çekip yarın ki mezuniyetimi düşündüm.

Oxford üniversitesinde bilgisayar mühendisliğini bitirmiştim. Burslu olarak giriş yaptığımda tanıştığım iki kız vardı. Biri clara ve diğeri kate olmuştu. Nica ile eskiden bir arkadaşlığımız olmuş dostluğa sürüklenmişti. Saçma durum şu ki hepimiz farklıydık. Ortak yönlerimiz yoktu. Clara gastronomi , Nica moda tasarım ve Kate ise hosteslik okumuştu. Ama şuana kadar bir birimizle kavga etmemiştik ufak sürtüşmeler dışında. Artık gözlerim yanmaya başlayınca yandaki penceren sanki son kez görüyormuşum gibi ormana baktım ve gözlerimi yumdum.

                                                                                       ***

Gözlerimi yoğun ağrı ile açtım. Gözlerim sızlıyor açılmamak için uğraşıyordu. Sonunda gözlerimi açtığımda dikkatimi çeken kapalı havaydı. Gri bulutlar toplanmıştı. Halbu ki hava durumunda yağmur göstermiyordu. Komidinin üstündeki saate baktığımda 10.00 dı. İki saate hazır olmam gerekiyordu. Yatağımdan kalkıp kollarımı açıp gerildim ve odamdaki banyoma ilerledim. Üstümü çıkarınca aynaya baktım. Vücudum beyaz ve pürüzsüz, kıvrımlı idi. Yüzüme bakınca çığlık attım. Gözlerim kızarmış ve şişmiş, Kahverengi saçlarım birbirine girmişti. Yüzümü buruşturup duşa girdim ve kendimi sıcak suyun etkisine bıraktım.

Duştan çıktığımda saçlarımı kuruttum ve dişlerimi fırçaladım. Ardından Kate den öğrendiğim gibi bir dağınık topuz yapmış perçemlerimi çıkarmış kıvırmıştım. Vücudumu kuruladıktan sonra gece parlak mavi renginde uzun kollu, beline kadar hafif bol boğazlı, belinden sonrası ise büzülü şekilde idi elbisem. Dizimin üç parmak yukarısında bitiyordu. Ayaklarımda mavi tek bantlı ucu açık stlettolarımı geçirdim. Yüzüme haylayter ,maskara ve mat ruj sürmüştüm. Üstüme hafif olan şekerli ama kadınsı kokan parfümümden boynuma ve bileklerime sıktım. Aşağıdan gelen korna sesi ile son kez eve baktım ve kapıyı kapatıp elimde gümüş çantamla çıktım.

Aşağı indiğimde etrafta taksi yerine evimin tam önünde duran siyah büyük bir araba duruyordu. Bana gelmediğini bildiğim için evimin kapısın omuzumu yasladım ve bir bacağımı diğer bacağımın üstüne attım. Kafamı gökyüzüne kaldırdığımda bulutların biraz daha koyulaştığını ve yaz ayında da olsak büyük yağmur yağacağını gösteriyordu.Çalan korna ile yerimden sıçradım. Önümdeki arabanın camı açıldı ve yüzü gözükmeyen adam " seni mi bekliyeceğim binsene?". Kaşlarımı çattım

"siktirin gidin beyefendi " . Önüme döndüğümde onun benden beklemediği kelimeler sonucu afallayan yüzünü görmüştüm. Bana yaklaşan taksi ile düzeldim ve yavaş adımlarla ilerledim. Taksi durunca tam binecekken kolumdan tutulup sürüklenmem bir oldu. Siyah arabaya beni sertçe oturtan adama tersçe bakıp " kimsin?" diye sordum

"kes senini ve konuşma" . Gözlerimi devirdim ve başımı cama çevirdim. Taksi yoktu ve ne ara ortadan kaybolmuştu ? Yarım saatlik yolculukta ara sıra sinirli gözlerimi kaldırıp ona dikiyor dikiz aynasında yeşil gözlerim zifiri karanlık hareleri ile buluşuyordu.

Mezuniyet alanına geldiğimizde kapımı açan adama vurmamak için zor tutuyordum kendimi. Etrafta kimse yoktu ve yanlış geldiğimizi düşündüm başta. Telefonumu çıkartıp Kateyi aradım. Açılan telefondan kate nin sesinden önce nefes alış veriş sesleri geliyordu.

"a-alo ?". Kate ağlamaklı sesi ile konuşuyordu ve bu beni endişelendirmeye başlamıştı

"kate nerede siniz?" diye sordum. Telefondan hıçkırık sesleri geldi

"Le-lenora o-ormandayım ve burda biri var hatta bir sürü var hepsi çok garip, korkuyorum lenora" . Ard arda konuşan kate den bir şey anlamamıştım

"ormana niye gittin kate?"

"clara aradı beni. Ormanın içindeyim dedi. Güney yakasındayım dedi ama yok burda ...korkuyorum " . Clara niye kateyi ormana çağırsın ki? Kate'nin orman korkusunu neredeyse herkes bilirdi.

"ben ormana yaklaşınca söyliyeceğim ıslık çal tamam mı?"

"tamam"

"telefonu kapatma" dedim ve ormana yürüdüm. Ormanın sığılaştığı bölgede durdum ve "çal" dedim. Beş saniye sonra gelen melodi ile ormana girdim ve ilerlemeye başladım. Topuklularla zordu ama alışmıştım. Beş dk bir süre sonra yerde oturan siyah ve pembe, tülü yerlere sürülen elbisesi ve ağlamaktan yüzüne akan maskarası ile kate duruyordu. "kate?"

"yaklaşma oradalar" dedi birden bağırarak. Anında durdum ve etrafıma baktım ama hiç bir şey yoktu

"kate iyi misin?Kimse yok geliyorum" dedim ve bir adım atacak iken

"yanında inan bana lenora" dedi . Gözlerimi kapattım ve nefesimi dışarı verdim

"ne tarafta?"

"sola dönüp iki adım at" dedi . Attığımda "tam karşında"

Elimi boşluğa uzattım. Ne yaptığım hakkında gıdım fikrim yoktu ama kate'nin içi rahat olsun diye yapıyordum. Açlıktan mı yoksa heyecanda mı delirdi anlamış değildim.

"neresine dokunuyorum?"

"yakalarına".

"İyi" deyip görmediğim kişiye kafa attım. Evet evet görmediğim kişiye

"aman tanrım lenora. Adam bayıldı ve herkes şaşkınlıkla sana bakıyor". Gözlerim dehşetle ona döndü. Ne diyordu bu kız?

"delireceğim kate ne saçmalıyorsun?"

"bilmiyorum ama şuanda onlarda bize bakıyor ve mala bakarmış gibi bakıyorlar acaba mal mıyız?"

"bu düşünceler ile eline belge bile verilir kate ". "ayrıca diğerleri nerede?" dedim.O sırada iki ıslık sesi duyduk.

"calaranın ıslığını bilirim . Sen soldan git bende sağdan. Buraya gelin yine" diyip sağa döndüm ve ilerlemeye başladım. On dk sonra etrafa boş bakışlar atan clarayı gördüm. Beni görünce yanıma geldi ve sıkıca sarıldı

"kızım beni niye çağırıyorsun buraya? İki saattir seni bekliyorum" . Kaşlarım şaşkınlıkla kalktı ve derince yutkundum

"ben seni aramadım clara çağırmadımda ?". Bana kafasnı hızlıca çevirdi

"nasıl ya? Ormanın kuzeyinde meşe ağacının altında beni bekle diyen sendin, eminim?". Kafayı yiyecektim

"size ne oluyor bugün? Bir kate bir sen yeter delireceğim" dedim "yürü gidelim bekliyolar ". Koluma girince buluşma alanına yürüdük. O sırada yağmur çiselemeye başladı. Tanrım lütfen fazla yağmasın hasta olmak istemiyordum.

"dondum".

"bende. Yaz ayında havanın bu kadar kasvetli olması beni tedirgin ediyor" dedim. O dakidan sonra susmuş yağmur sesi ve gök gürültüsü ile alana gelmiştik. Nica ve Kate korku dolu gözlerle bir yere bakıyordu. Başımı çevirdiğimde bu defa ben de onları görebiliyordum. Bir sürü siyah pelerinli kişiler ve yüzleri kapalı en önde duran dört yüzü pelerinle kapalı kişiler vardı. Üstlerinde zırhlı deri kıyafetler vardı.

Yanlarına yürüdüğümüzde "kim bunlar lenora?" dedi nica

"ne biliyim ben?" dedim .Onlara dönüp klasik" kimsiniz?" sorusunu sordum

"eben derse gülerim" dedi clara . Stresli anda en berbat esprileri yapack kişiydi kendisi. Koluna vurdum sertçe. Bu sus anlamına geliyordu.

"el ele tutuşun ve gözlerinizi kapatın" diyen adama döndüm.

"cin mi çağırıcağz ?". Alaylı cümlemde kızlar kıkırdarken karşımdakiler yüzlerini sıvazladı. Şansımızı zorluyoduk belli ki."saçmalamayın ve kim olduğunuzu söyleyin artık" dedim bıkmışlıkla.

"gidince öğrenirsiniz. Daha bekleyemeyiz aoran kapı kapanacak"

"ne kapısı?"diye sorduğumda

"cehennem kapısı herhalde giderken yanlarında dört kişi gerekiyordur ve bizde talihsiz dörtlü olduğumuz için o kadar kişiden bizi seçmişlerdir" . Claraya ters bir bakış attık.Ben bile korkrmaya başlamıştım şuanda.

"kızlar ben kokrmaya başladım"

"ne ? Sakın sen korkma lenora. En cesaretli sensin aramızda şuanda "

"deme ya? Tamam korkmuyorum...siktir korkuyorum evet . Koşsak mı?"

"yakalarlar"

"ağaca tırmansak?" diye öneride bulunan nica ile

"sen öneride bulunma nica" dedi kate. Önümdeki kişi bıkmış olmalı ki kafa haraketi yaptı ve anında o dörtlünün her biri arkamıza geçti. Kolumdan tutan adam zorla kate ve nicaya elimizi birleştirdi ve yüzüme büyük gelen kemikli ve damarlı elleri ile gözlerimi kapattı. Kızlarla çırpınıyorduk. Arkamda ki daha sıkı tuttu beni ve bir süre sonra koro halinde dörtlünün seslerini duyduk. Bilmediğimiz bir dille bir şeyler fısıldıyor kaçmayalım diye daha sıkı tutuyorlardu. Etrafımızda mor,mavi,yeşil ve kırmızı içeren renklerde balon oluştu . Ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Bunlar kimdi?Işıklar,hava değişimi aklımı yitirme derecesindeydim. Kendime o kadar demiştim bu kadar ders çalışma kafayı yersin diye.

Bir süre sonra gözlerimden çekilen ellerle yere çöktüm ve kusmaya başladım. Başım felaket derecede dönüyordu.Ama artık hava soğuk değil sıcaktı ve güneşliydi. Kafamı kaldırmamla çığlık atmam bir dolu

Aman tanrım buda ne?

 

Loading...
0%