Tekrardan selamlar efendim. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Kitabın ilk bölümüyle geldim. Umarım beğenirsiniz.

Hayat çok acımasızdır bana göre hep. İstemeden dünyaya gelip sürdürmemiz gereken bir yaşam. Ne saçma. Fakat bazılarımız için iyidir. Güzel bir aile, iyi eğitim hayatı ya da sevildiğini bilmek...

Hep düşünürüm de ben neden hiç yaşamadım böyle birşey. Neden hayat şartlarımı iyi hale getirmek için sadece ben çalıştım.

Kötü bir çocukluk, ailesi tarafından sevilmeyen, test kitabı almak için çalışan... bir sürü bu gibi şey. Neden ben yaşadım?

Düşünürüm diyorum ama düşünürdüm yani eskiden. Artık eskisi gibi değilim. Bunları düşünüp ağlamaya hiç zamanım yok ya da ben bunlara zaman vermiyorum. Artık güzel bir hayatım var.

Bir yayıncıyım. Oyun videoları paylaşan ve aynı zamanda hukuk okuyan bir öğrenci. Ve birde tasarım yaparım. Takı, topuklu ayakkabı, kıyafet... kadınlara ait ne varsa işte.

Tabii bunlar eskidendi artık bir CEO'yum. Nasıl mı?

Tasarımlarımı yeteri kadar güzel olduğunu düşünüp bunları bir şirkete verdim onlar da bana bir iş teklif etti. Ne kadar kabul etsem de bir zaman sonra oradan istifa ettim. Yorucuydu. Tekrar tasarım yapmaya devam ettim ve kendi şirketimi kurdum.

Bunları yaparken tabii hiç kimse yanımda olmadı.

Bunların hepsini tek başıma yapmaya çalıştım ve herkes yapamayacağımı söyledi. Size bahsettim mi bilmiyorum ama fazla hırslıyımdır ve benim dersem benimdir. Yapamayacağım hiçbir şey de yoktur.

Evet buraya kadar okuduysanız teşekkürler. Umarım beğenmiştirsiniz. Bu bölüm biraz Nilda'nın hayatında olanlardan bahsettim bu yüzden hiç diyalog yok. Ama ilerleyen bölümler tabii ki böyle olmayacak. Ve bazı işlerle alakalı terimleri bilmediğim için nasıl bir anda CEO olduğunu kısa kestim Umarım sizi rahatsız etmemiştir.

Bir diğer bölümde görüşmek üzere...