Yeni Üyelik
2.
Bölüm

-Yeni Hayatta İlk Gün-

@nehiburck

💙

Çoğu zaman insan unutmak isterdi hayatını geçmişini ama şimdi anlıyorum ki unutmak hatırlamaktan daha çok acı veriyordu. Ben her şeyi unutmuştum. Dakikalar önce odama gülerek girip titreyen göz bebekleriyle çıkan bir adam vardı. Ben onuda unutmuştum ve benim onu unutmam onu derinden etkilemiş gibi duruyordu.


Daldığım düşüncelerden hızla açılan kapıyla ayrılmıştım. İçeriye herkesin dikkatini kolayca çekebilecek tarzda yüzü olan ama benim midemi kaldıran bir adam girmişti. Acaba onu da mı tanıyardum?


Sanırım unuttuğum için sevineceğim tek insan oydu. Gözleri baştan ayağa bir kaç kez vücudumu taramıştı ama bakışları midemi kaldırıyordu. Dudaklarında çarpık bir gülüşle bana doğru ilerlemeye başladı. "Ne o hayatım tanıyamadın mı beni iki haftada çok mu değişmişim?" Ağzından çıkan her kelime kafatasıma çarpıp beynime hücum ediyordu.


-Neden bana hayatım diyordu? Ben bu adama aşık olacak kadar salak mıydım? Belki beni kandırıyordur? Benim hatırlamadığım ama var olan heyt maşallahlık bir abim vardı kendisine ulaşa bilir miyiz? Gelip bizi bu adamdan kurtarsın lütfen!-


Karşımdaki adam yetmiyormuş gibi birde kafamın içinde kendi kendine coşan bir ses vardı. Acaba taburcu olduktan sonra bir psikoloğamı görünsem?


-Ay merak etme canım benden zarar gelmez sana ama şu kıl kuyruk tipliden gelebilir kov gitsin şunu midemi bulandırıyor.-


İçimdeki sese göz devirdikten sonra karşımdaki adama dikkatlice bakmaya başladım. Saçları uzundu ve arkadan topuz yapmıştı. Yüz hatları çoğu kadını kendini hayran bırakacak türdendi ama benim ilgimi çekmiyordu. Gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladım. "Siz kimsiniz ben sizi tanımıyorum lütfen dışarıya çıkar mısınız!?" Duyduklarından sonra kafasını eğdi ve ağzının içinda vir şeyler mırıldandı dudaklarındaki o iğrenç gülümse kafasını eğmesine rağmen görünüyordu.


-Kızım bıraksana kibarlığı kov gitsin işte yada o doğal afet gibi abimizi çağıralım o bizim için halleder bence. Hadi be kızım bir ben mi gıcık aldım bu heriften seninde gözün tutmadı işte.-


Karşımdaki adam kafasını kaldırıp yalandan hüzünlenen gözleriyle bana doğru yaklaşmaya başladı elini yatağın kenarına koyarak ayak ucuma oturdu. Ellerini uzatarak elimi avcunun içine aldı ve konuşmaya başladı. "Bebeğim benim nişanlın Sinan unuttun mu beni? Hani birbirimizi hep hatırlayacaktık hep sevecektik?" Sözleri o kadar sahte geliyordu ki midem kalkmıştı.


Elimi ellerinin arasından hızla çekerek dizlerimin üzerine bıraktım. Ben tam ağzımı açıp karşılık verecektim ki hızla açılan kapıyla içeriye giren adama baktım. Çatık kaşlarıyla ayak ucumda oturan adama döndü. "Sen buraya hangi yüzle gelip bir de kardeşimle konuşuyorsun şerefsiz!"diye bağırıp boğazına yapışmıştı.


"Abi ayıp ediyorsun ne şerefsizliğimi gördünde kızıyorsun?" diyerek pişkin pişkin sırıtıyordu.


-Gördün mü ben sana demiştim doğal afet abimizi çağıralım o halleder diye.-


Tamam abimiz hallettide bu adam nasıl bir şerefsizlik yapmıştı da abimiz bu kadar sınırlıydı ona.


-Aman boş ver be kızım kesin bize nişanlı olduğumuzu söylerkende kandırıyordu bizi. İnşallah abimiz o muhteşem kollarıyla bir tane çakarda yerle bir olur.-


İç sesim kendi kendi daha da saçmalamaya devam ederken abimiz konuşmaya başlamıştı."Lan! Lan şerefsiz kardeşim senin yüzünden bu halde senin yüzünden beni abisini bile unutmuş." Gittikçe sesi çatallaşıyordu "Çık dışarıya. Çık dışarıya Sinan!" diyerek yakasından sürükleyerek dışarı çıkartıyordu.


Onlar dışarı çıkınca duymayacağımı falan mı sanıyorlardı çünkü ben konuştukları her şeyi duyuyordum.


"Lan Sinan ben sana demedim mi kardeşime yaklaşmıyacaksın diye sen hangi yüzle benim kardeşimin yanına gelip onunla konuşursun!"


"Abi bak beni gerçekten yanlış anladın ben yaşanan her şey için çok pişmanım. Ben nişanlımın bu duruma düşmesini istermiydim hiç. Ben Linayı gerçekten çok sevi... Aaaağğğ" Cümlesini tamamlayamamıştı gelen acılı sesle abimin dayanamayıp ona vurduğunu anlamıştım.


"Gökmen dur öldürecek misin çocuğu?" Anladığım kadarıyla bu pislik adam bana olanların sorumlusuydu ve abim bunun acısını ondan çıkarmak istiyordu.


"Öldüreceğim Melis öldüreceğim kendi ellerimle morga koyacağım bu puştu. Hem kardeşimi aldatıyor yetmiyor kardeşimle kavga ediyor. Lan puşt bilmiyor musun benim kardeşim çok üzülünce bayılıyor o haldeyken kardeşimin tek başına o arabaya binmesine neden izin verdin lan." Dışardan gelen inlemeyle abimin hala o pisliği dövdüğünü anlamıştım.


Ama duyduklarım bir yumruk gibi vurmuştu göğsüme. Ben gerçekten çok aptal biri olmalıydım ki böyle iğrenç biri yüzünden kendimi bu hale düşürmüştüm.


-Bu mikrop bizim gibi bir taşı bulmuşmuş da nankörlük etmiş bir de. Biz aldatılacak kadın mıyız be Lina. Sanırım gerçekten salağız biz .-


Keşke burda dövseyi abim bende izlerdim hem. Dışardaki sesler kesildiğinde kapı tekrar açıldı ve içeriye abim girdi.


-Dehşet verici bir şekilde çok yakışıklı olan abimiz girdi-


Sanırım iç sesim biraz fazla açık sözlüydü ama bunu sevmiştim. Gözlerim abimin ellerine kaymıştı parmaklarının eklemleri kızarmıştı ama bunu pek umursadığını düşünmüyordum.


"Linam iyimisin güzelim sana bir şey söyleyip üzmedi dimi seni eğer üzdüyse söyle bir posta daha döveyim." Söyledikleriyle dudağımın kenarı kıvrıldı. Gözleri dudağıma kaydığında o da gülümseye başladı.


-Hadi be kızım o bizim abimiz sende sarılmak istiyorsun kandırma kendini. Sığınacak bir limanımız olduğunu bilmek istiyorsun. Hadi sarıl abimizede o muhteşem kasları hissedelim.-


"Şimdi siz benim abimsiniz ya sizden bir şey isteye bilirmiyim?" Sorduğum soruyla gözlerinin içi gülmeye başladı. " Tabiki benden her şeyi isteye bilirsin güzelim." Söylediği her kelime içimi ısıtıyordu.


"Size sarıla bilir miyim içimden bir ses size sarılmamı söylüyorda."


-Hemen de beni ortaya at sanki sen istemiyorsun sarılmasını. Konuşmayacağım seninle sustum ben.- Ben gerçekten yaşıyordum iç sesim bana trip atıyordu.


"Tabiki de seve seve sarılırım ama nolur bana siz deyip durma ben senin abimin güzelim." Konuşurken sesi çatallaşıyor du. " Sana sarıla bilir miyim abi." Karşımda yıkılmaz bir dağ gibi duran adamın omuzları düştü ve dolan gözleriyle kollarını belime sararak sıkıca sarıldı bana. Dakikalar su gibi akıp gitti ama ne abim ne de ben kollarımızı birbirinden ayırdık. Taki kapı açılıp içeriye biri girene kadar. Abim hızla kollarını benden ayırılıp gelene baktı.


"Hoş geldin Batu bende seni bekliyordum."


-Lina bu adam bizi kolları arasına alsın yıllarca bırakmasın. Bune be bu insan evladıysa biz hayvan evladıyızdır. Seni dünyaya getiren ananın ellerinden öpmek gerekir. Keşke bizim olsa sadece bizim olsa ben yıllarca inmem üstü...-


Gıcık tutmuş gibi öksürmeye başladım. Abim aceleyle bana dönerek tedirgin bir şekilde bakmaya başlamıştı. "İyi misin Lina? Melisi çağırayım mı?"


"Yok. Hiç gerek yok sadece gıcık tuttu."


-Bizi gıcık değil bu adam tutsun Lina. Asırlarca bırakmasın bizi. Adam bir harika!-


Susar mısın lütfen çok terbiyesizsin!


"Lina bu benim askeriyeden bir arkadaşım benim iznim bitmek üzere o yüzden ben yokken seninle Batu ilgilenecek. Merak etme Batudan sana zarar gelmez. Seninle gözü gibi ilgilenceğini biliyorum. Ona söyleyemeyeceğin bir şey olursa Meclise söyle o halleder."


-İşte bu be kızım Yunan heykeli gibi adama emanet edildik. Bize gözü gibi bakacakmış inşallah kucağında bakar bize. Dakikalarca hiç durmadan baksa keşke bize.-


Ben bana baksın istemiyorum belki. Neden kucağında bakacak bize. Terbiyeli ol biraz!


-Tabi tabi inandım bende. Kimi kandırıyorsun kızım sen ben senin iç sesinim.-


Seninle daha fazla uğraşamam. Çok terbiyesiz bir iç sesim varmış. Kesin kafamı çek sert vurdum o yüzden seninle konuşuyorum.


-Ben hafızan yerindeykende varımdır kesin. Yoksa ben olmadan sen bu yaşa gelip birde Avukat olamazdın. Hem ne varmış yakışıklı erkek görünce çoşuyorsam ben senin bastırdığın duyguları dile getiriyorum. Yakışıklı erkeğede vay anam babam demek bizim bir görevimizdir.-


Önceden de varsan kesin o sümsüğede sen vurulmuşsundur.


-Lütfen hatırlatma bana o pisliği. Ortık sen mi vuruldun ben mi çoşturdum orasını hafıza gelince öğrenicez ama bu adama yürürsen bilki ben coşturu...-


"Bir şey mi oldu Lina daldın iyice." O kadar çok sessiz kalmıştım ki abimin dikkatini çekmişti.


"Yok bir şey öyle dalmışım." Abim kafa sallayarak tekrar yanında duran adama döndü. Bir şeyler anlatıyordu.


Daha fazla hastanede kalmak istemiyordum. Burda durdukça duvarlar üstüne üstüme geliyordu.

"Abi ben burdan gitmek istiyorum. Duvarlar üstüme üstüme geliyor. Ruhum daralıyor." İsyanım abimin dikkatini çekmişti.


"Tamam güzelim ben Melisle konuşayım taburcu işlemlerini başlatalım. Ben şimdi gideyim bir şey olursa Batu burda ona söylersin." Abime onaylar bir şekilde kafa salladığımda odadan çıkıp gitmişti.


Hastane odasında yabancı bir adamla kendime bile yabancıyken tek kalmıştım. Ben ona kaçamak bakışlar atarken o gözlerini hiç ayırmadan bana bakıyordu. Hiç beklemediğim bir anda bana doğru yürümeye başladı yatağımın yanında duran koltuğu yatağa daha çok yaklaştırdı ve gözlerini benden ayırmadan koltuğa oturdu.


Her dakika dudağında gittikçe kendini belli eden bir gülümseme oluşuyordu.


-Lina şöyle bizde ona doğru yaklaşsak ensesinden çekip dudaklarına yapışsak soran olursa hastayım ben ne yaptığımın farkında değildim dersin.-


Sen fikirlerini kendine sakla arsız iç ses.


Gözlerimi kaçırmadan yüzünü incelemeye başlamıştım. Dakikalar sonra tekrar sesini duymuştum ama duyduklarımla kalbime inme inmişti.


"O güzel yüzünü o kadar çok özledim ki. Sahi kaç yıl oldu beni terk edip gideli hiç hesapladın mı? Çünkü ben her gününü aklıma kazıdım Lina!"


Devam Edecek...


Loading...
0%