Yeni Üyelik
2.
Bölüm
@nehir_16

***


Burada bulunduğum her dakika, her saniye dışarıda yaşananlara olan merakımı arttırıyordu. Bir insan ne kadar büyürse büyüsün merak onlarla beraber dururdu. Belki de sadece benim için öyleydi. Bu duyguya yenildiğim anlar fazlasıyla çoktu ama kontrol altında tutmayı görev edinmiştim. Şimdi burada bulunmam bile bende merak duygusunu açığa çıkarıp korkuyu besliyorsa, aşağıda olacak olan konuşma nasıl etki edecekti tahmin dahi edemiyordum.


Merdivenin taş basamaklarından sakince iniyorduk. İçimizde ne kadar gürültü kopsa da bunu yansıtmıyorduk. Şimdilik.


Aşağıya indiğimizde çok fazla kalabalık olduğunu fark ettim. Burası yukarıya kıyasla daha düzenli ve daha renkliydi. Ama normal bir saray beklentimin altındaydı. Kralı kalabalıktan yüksekte olan bir basamakta gördüm. Herkesin gelmiş olduğunu düşünerek konuşmaya başladı "Öncelikle merhaba" Arada elindeki parşömen parçasına bakıyor arada da kalabalığa doğru bakışlarını çeviriyordu. "Burada olmanızı isteyen, planlayan kişi benim. Hepinizin aklındaki soruların fazlasıyla mantıklı sorular olduğunu biliyorum. Ama herkes aklındaki sorulara cevap bulamayabilir. Buraya gelme sebebiniz apaçık ortada. Bir savaşın ortasındayız. Yıllar önce topraklarımıza olan intikam duygusunu yenemeyen o aşağılık yaratıklar tekrar saldırıya başlıyorlar. Sizler bu ülkenin kurtuluşusunuz. Göstereceğiniz bu cesaret asırlar boyu unutulmayacak. Bu görevi ülkenize olan borcunuzu ödemek için kullanacaksınız. Eğer vazgeçecek veya kabul etmeyecek olan varsa ölümle cezalandırılacaktır."


Önümde duran çocuğun suratından tedirgin olduğu anlaşılsa da sesindeki titrekliği engellemeye çalışarak konuştu "Ne saçmalıyorsunuz siz! Ben buradan gidiyorum." Ama kral yanındaki muhafızlara bir emir vererek adamı alıp götürdüler. Herkes sessizce izledi. Kimse bu duruma karşılık vermedi. Tahminimce; karşılık vermek isteyenler de ikinci kez düşününce kararlarının saçma olduğunun farkına varmışlardı. Ama o adamın yerinde olma düşüncesi içlerinde bir korku olarak yaşayacaktı. Her şekilde bu işin sonu ölüme gidiyordu. İlk ölenlerden olmaktansa son ölen olmayı tercih ederdim.


Bu sefer konuşan zırhlı bir muhafızdı "Şimdi odalarınıza gidebilirsiniz. Yarın gruplara ayrılacaksınız." Bahsettiği gruplar tam olarak neydi bilmiyordum. Bu sorumun cevabını almak için yarına kadar bekleyecektim.


Şimdilik herkesin yaptığı gibi odama gidip güzel bir uyku çekmek kendime yapacağım en güzel iyilik olurdu. Ama oda dedikleri yer eğer ki az önce bulunduğumuz yer ise bunun iyilik olacağını pek sanmıyorum. Korkarak da olsa diğerlerine dönüp "Nerede uyuyacağız?" diye sordum.


Onların da bilmediğini yine yüz ifadelerinden anlamıştım. Hızlıca bir muhafız gözüme kestirip aynı şeyi ona sordum ama o, korktuğum cevabı vermişti. "Buraya geldiğinizde uyandığınız yerde tekrar uyuyacaksınız." Bizden hem onlar için savaşmamızı isteyip hem de böyle acımasızlık yapmaları hiç adil değildi.


Hep birlikte üst kata çıkıp aynı şekilde konumlandık ama burası uyumak için fazla kirliydi. Neva buna aldırış etmeden üzerindeki ceketten yastık yapıp yere uzandı. O öyle uzanınca ben de onun gibi uzandım. Diğerleri şaşkınca bize bakıyordu ama mecburen artık böyle yatacaktık. Bize bakmaları uzun sürünce "Bir sorun mu var?" diye onları tersledim. Sanki keyfimizden uzanmıştık buraya.


Kapı birden açılıp muhafızlar ellerinde uyku tulumlarıyla girince Neva ile birlikte bakıştık. Gerçekten tam anlamıyla rezil olmuştuk. Gözümü kapatıp "Kahretsin" diye fısıldadım. Ama ilk günden de olmazdı ya.


Sanki az önceki şey yaşanmamış gibi Neva iki uyku tulumu alıp birini bana uzattı. Elinden alıp teşekkür ettim. Alin ile Laren hala daha şaşkın şaşkın bize bakıyordu. Alin "Siz önceden tanışıyor muydunuz?" diye sorduğu gibi ikimiz de kafamızı hayır dercesine salladık. Nereden çıkarıyordu bunları.


Herkes uyku tulumuna girmiş uyuyordu. Belki de uyuyamıyorlardı. Ama uykum zihnimdeki düşünceleri yenerek beni kollarına aldı.


***


Loading...
0%