Yeni Üyelik
4.
Bölüm
@nehir_16

****


Burada iki gündür bulunuyordum ve dışarıda olanlara olan merakım fazlasıyla artmıştı. Kim bilir belki onların da dertleri bizlerin burada olmasını unutturmuştur. Belki de krallık onlara buraya getirilmemizin amacını söylememiş başka bir yalan uydurmuştu. Aksi olsaydı -doğruları söyleseydi- bir çok tartışma çıkabilirdi.


Başka bir ihtimal olarak hiçbir şey dile getirmemiş olmaları da vardı. Bu ihtimal daha bir kargaşa yaratırdı. Ama bu savaşın ortasında insanların çıkaracağı bir kargaşa, krallık tarafından pek önemsenmeyecek bir şeydi. Oysa insanların en ufak sinirlenişte dahi bir canavardan farkı kalmadığına çok kez şahit olmuştum.


Bu sarayda bir şeylerin döndüğünü dışarıdan gelen bir insan dahi hissedebilirdi. İçeride bulunan atmosfer insanı fazlasıyla gerebilirdi. İçimden bir ses bu savaşın çok yanlış yerlere gideceğini söylüyordu. Ama bu hisse güvenerek bir harekette bulunmam canıma mal olabilirdi. Bu riski şu anlık almak tamamen aptallıktı.


Savaşın başlaması an meselesiydi. Her dakika içimizde gizlemeye çalıştığımız bu korkuyla yaşamak fazlasıyla zordu. Karşılaşacağımız yaratıklar hakkında kimse pek bir bilgiye sahip değildi. En ufak bir bilgi belki de bir insanın canını kurtaracaktı. Bu ihtimal bile o bilgiye ulaşma isteğimizi körükleyerek bilgi arayışına girmemizi sağlıyordu.


Diğerlerinin yanına gittiğimizde Neva onlara bir şey anlatmak ister gibi bir haldeydi. Adımlarımızı hızlandırarak yanlarına vardık.


Neva ellerini hareket ettirerek "Savaşacağımız canavarları tanımak için bir yerlere bakmalıyız. Onlara dair bir bilgi mutlaka olmalı." dedi. Nevanın sözleri benim de bugün için aklıma takılan bir konuydu. Diğerlerine dönerek Neva'nın dediklerini aktardım. Onlarda onaylayınca ilk adım olarak etrafı gezmeye karar verdik.


Laren bir fikir ortaya koydu "Hep birlikte gezmek biraz dikkat çekebilir ayrılmalıyız." Mantıklı konuşmuştu. Alin katılıyorum dercesine başını sallayarak "O zaman ben , Neva ve Meyra birlikte geziyoruz."


Herkes onaylayınca dağıldık. Saray fazla büyüktü buna etraftaki insanların çokluğu da eklenince gezmek epey uzun sürecekti.


İlk önce büyük salondan çıkıp, uzun taş merdivenlerden yukarıya doğru ilerledik. Duvarda sarayın haritası bulunuyordu. Tahta üzerine işlenen bu harita işimize çok yarayacaktı. Diğerlerine dönerek "Bu haritayı yanımızda taşıyacak şekilde bir yere kopyalamalıyız." Aklıma gelen bir düşünceyle sözümü devam ettirerek "Kral konuşma yaparken elinde bir parşömen parçası vardı sanıyorum ki bunlardan daha bir sürü vardır." Alin aklına takılan bir şeyler olduğunu belirtircesine elini kaldırdı "Peki şöyle bir sorunumuz var sanırım. O kağıtları nereden bulacağız?"


Haritaya tekrardan odaklanarak onları nerede tuttuklarını düşündüm. Kral odası? Oraya istesek de girmemiz pek mümkün değildi. Mutfak? Az önce gördüğüm kadarıyla yoktu. Kütüphane? Evet orada olma ihtimali çok yüksekti. Elimle kütüphaneyi göstererek "Buraya gidiyoruz."


Kütüphane odaların bulunduğu katın bir üstündeydi. Hızlıca merdivenlere doğru yöneldik. Elimdeki yiyecek poşeti buna biraz engel olsa da dikkat çekmeden koşmaya başladık. Alin poşeti yeni fark etmiş olacak ki "İçinde ne var?" "Biraz yiyecek." diye yanıtladım.


Kütüphanenin kapısının önüne vardığımızda kapının ardına kadar açık olduğunu fark ettik. İçeriden konuşma sesleri geliyordu.


İçeri girdiğimizde bir grubun da araştırma yaptığını fark ettik. Çok dostane insanlara benziyorlardı. Bunların üçü erkek ikisi kızdı. Erkek olanlardan biri dikkatimi çekmişti. Sırtı buraya dönüktü.


Korkarak da olsa onun ismini söylemiştim "K- kaira?" Kafasını çevirerek göz göze gelmemizi sağladı. Gerçekten de oydu. Şaşkınlığı yüzünden dahi okunuyordu ve beni burada görmek onu üzdüğü de ayrı bir gerçekti. Kaira şaşkınlıkla karışmış sesiyle "Senin burada ne işin var?"


Sorusuna aldırış etmeden koşarak ona sarıldım.


****


Loading...
0%