Yeni Üyelik
5.
Bölüm
@nehir_16

****


"Suo, koşma lütfen. Yere düşeceksin."


Suo ile Meyra mutlu bir şekilde kasabalarında dolaşıyorlardı. Suo küçük ve yaramaz bir çocuktu ablasınınki gibi kahverengi kısa saçlarıyla etrafa neşe saçardı. Suo ablasını yanına çağırarak ellerini hareketlendirdi. "Bu saati yerde buldum lütfen benim olsun."


Ablası elindeki saati incelemek için eline almıştı. Saat epey eskiydi, yine de kardeşini üzmemek için onayladığını gösteren bir tebessüm etti. Eve dönme saatleri gelmişti. Annelerinin kızacağından endişelenerek. Suo'yu çağırarak eve doğru yürüdüler.


Evlerine döndüklerinde Suo çok bitkin düşmüştü. Bu yürüyüş hasta vücudunu çok kötü etkilemiş yataktan çıkamaz duruma getirmişti. Ablası Meyra her an bir şey olacak korkusuyla yanından ayrılmıyor onunla son vakitleri olduğunu bilerek güzel vakitler geçirmeye çalışıyordu.


Bir günün sonunda Suo hastalığa dayanamamış, yenilmişti. Yatağında onu, ablası Meyra bulmuştu. Ağlamaktan bitap düşmüş Meyra, annesine durumu açıklayınca suçlu olarak kendisi seçilmişti.


Meyra bu durumdan kendini suçlu hissetmiş ve gösterilmişti. Bir gün elinde kardeşinin saatiyle dışarıya çıkmıştı. Bir taşın üzerinde oturup ağlarken birisi omzuna dokunarak gözünden akan yaşların durmasına sebep olmuştu.


Yanına gelip oturarak hiç konuşmamıştı. Meyra gözündeki hüzün dolu yaşları silerken yanındaki kişinin kim olduğuna bakmak için kafasını çevirmişti. O an yanındaki dostunu görünce birlikte hiç ayrılmayacaklarını anlamıştı.


****


Kaira'yı şu an burada görmek yalnızlık hissimi benden söküp atmıştı. Onunla kardeşimin ölümünden beri arkadaştık. Her zaman şakalaşıp gülüştüğümüz, gerçek bir dostluğumuz olmuştu. Buraya gelmeden önce o, birkaç gün önceden ortadan kaybolmuştu.


Kaira'ya sarıldıktan sonra ufak bir işimizin olduğunu söyleyerek kütüphanedeki parşömenlerden ve masaların üzerindeki kalemlerden bir kaç tane alıp haritanın olduğu yere gittik. Haritayı kağıda geçirdikten sonra Pera ve Laren'le karşılaşmıştık.


Alin yanıma gelerek imalı bir şekilde "O çocuğun kim olduğunu hala söylemedin." dedi. "Kaira benim buraya gelmeden önceki tek dostumdu." diye sorusunu yanıtladım.


Laren "Biz pek bir şey bulamadık. Zaten çok karışık bir yer burası" diye durumu özetledi. Ben elimdeki haritayı göstererek "Bu haritayla daha rahat gezebiliriz. Ama ilk önce tekrar kütüphaneye gidelim orada bir bilgi bul-"


Alin sözümü keserek "Kütüphanede Meyra'nın bir arkadaşıyla karşılaştık. Onlar da bir şeyler araştırıyordu. Belki bir şey bulmuşlardır. Hadi gidelim." Hep birlikte kütüphaneye doğru giderken Pera yanıma geldi ve "Arkadaşın olduğunu bilmiyordum. Ne zamandan beri arkadaşın?" diye sordu. " "Yaklaşık iki yıl kadar." Ama zaten nereden bilecekti ki? Bu sorumu içimde saklamıştım.


Kütüphaneye girdiğimizde Kaira ve grubu hala daha oradaydı. Kaira'ya el sallayarak gelmesini işaret ettim. Yanımdaki Pera'yı görünce kaşları çatılmıştı. "Pera? Seni görmeyeli uzun zaman oldu." diyerek Pera'ya sarılmıştı. Herkes şaşkın bir şekilde Pera ve Kaira'ya bakıyordu.


Kaira şaşkınlık dolu sesiyle "Nerelere gitmiştin? Neler yaptın? Bunların hepsini ve daha fazlasını en yakın zamanda anlatıyorsun." Pera da yüzündeki tebessümle onayladığını göstermişti.


Üzerimdeki şaşkınlığı hala daha atamamıştım ki Kaira geri kalanımıza bakarak "Bu arada ben Kaira" diyerek elini uzatmıştı. Hepsiyle tek tek tanışmış sıra Neva'ya gelmişti. Neva ismini söyleyemeyince onun yerine Alin söyleyerek yardımcı olmuştu.


Kütüphanenin içine doğru yürürken "Hadi, şu yaratıkların ne olduğunu öğrenelim" dedim. Hepimiz birlikte kütüphanedeki kitapları inceleyip işe yarar olanları ayıracak ve bir bilgi bulmaya çalışacaktık.


*


Uzun süren arama sonrası elimizde bir kaç kitap birikmişti. Birlikte kütüphanedeki tahta sandalyelere yerleşerek kitapları okuyorduk. Elimde şu an savaşlara dair bir kitap bulunuyordu. Bir kaç çizili resimler vardı. Bu resimleri hemen diğerlerine de göstererek bunlar olabileceğini söyledim. Çizilmiş bu resimde ayıya benzeyen bir yaratık vardı dişleri fazlasıyla sivri, kafasında bulunan bir boynuz vardı. Gözleri yalnızca turuncuydu. Sanki delirmiş veya birisi tarafından kontrol ediliyormuş gibi.


Kürkü siyahtı ama yanına bir not bırakılmıştı. "Hepsi aynı renk değil"


Bu çizimin üzerine bırakılan başka notlar da vardı. "Gözlerine nişan alın" "Kontrol altındalar" gibi notlar bırakılmıştı.


Kaira da grubundakileri çağırarak bunu onlar a gösterdi. Grubundakilerle tanışmamıştık ve bu Kaira'nın da aklına gelince bizi tanıştırdı. Olivia aşırı samimi ve dostane yaklaşmıştı. İlk onunla tanışmıştım. Gözleri yeşildi ve sarı saçları Alin'inkinden koyuydu. Kylie, kahverengi saçını sıkı bir örgüyle toplamıştı. Mavi gözlerinin arkasındaki korku kolay bir şekilde gözle okunuyordu.


Sonra Matt ile tanışmıştık. Biraz garip bakıyordu ve içimden bir ses ona güvenmememiz gerektiğini söylüyordu. Turuncu saçlı ve açık mavi gözlere sahipti. Diğerlerine göre biraz kısaydı. Akel, yüzündeki tebessümü hiç eksik etmiyordu. Ama bu tebessüm içinde kibir barındırıyordu. Kazıtılmış kırmızı saçları vardı. Saçıyla aynı renk gözlerinde alay vardı.


Herkes resimdeki düşmanımızı inceleyince konuşmaya Pera başladı "Ben bu yaratıklarla olan savaşın bir sebebinin olduğunu düşünüyorum. Bir fikriniz var mı?"


Kylie tereddütte kalmış sesiyle "Belki de onların olan bir şeye bir zarar verdiğimizi düşünüyorlardır." diye fikir sundu. Kylie mantıklı bir fikir sunsa da bunun doğruluğunu öğrenebileceğimizi şu anlık düşünmüyordum.


Kütüphanede biraz daha vakit geçirdikten sonra akşam olmasıyla herkesi odalarına yollamışlardı. Yine odada duruyorken aklıma yiyecek torbası geldi. Hemen açarak içindeki yiyecekleri diğerlerine de gösterdim. Burada sadece bir öğün yemek veriyorlardı. Bunun da bizi pek doyurduğu söylenemezdi. Yalnızca bir öğün vermelerinin sebebi yemeklerin herkese yetmesi için olduğunu düşünüyordum.


Laren ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra "Kaira nasıl oluyor da ikinizi de tanıyor ve ikinizle dost olabiliyor" Laren'in sorusuna gelecek yanıt benim de merak ettiğim bir konuydu. Pera'ya doğru bakışlarımı çevirdim. O da bana bakıyordu. Ama hatırlamadığımı söyleyerek cevabı onun vermesini bekledim.


"Ben küçükken Meyra'nın evinin oralarda yaşıyordum. Kaira ile uzun süren bir dostluğumuz olmuştu. Meyra aslında beni çok kez gördü. Sonra başka bir yere taşındık ve Meyra beni unuttu. Bu kadar" Pera'nın söyledikleriyle beraber bir şeyler hatırlamıştım. Ama şu an Pera bir şeyleri eksik anlatıyordu hem de fazlasıyla.


****


Loading...
0%