Yeni Üyelik
6.
Bölüm
@nehir_16

****


Herkes uyku tulumlarına çekilmiş uyuyordu. Ama ben Pera'nın sözlerinden sonra aklıma gelen anılara odaklanmış, uyuyamıyordum.


Zihnimde bir şeyler oturmuştu. Pera'nın gittiği, beni bıraktığını hatırlıyordum. Pera benim dostumdan da öteydi. Ama gitmesinin üzerinden çok üzüldüğümü, buna da kardeşimin ölümü eklenince, bu şekilde unutmuş olabileceğimi düşündüm. O anları unutmuş olmak beni fazlasıyla üzmüştü.


Tulumumun içinden çıkıp sırtımı taş duvara yasladım. Herkesin uyuduğu belliydi fakat Alin'in hareketlendiğini görünce bu düşüncemde yanıldığımı anladım.


O da benim gibi uyku tulumundan çıkarak yanıma oturdu. Kısık sesiyle "Aklına takılan veya uyuyamamanı sağlayan şey ne?" diye sormuştu. Beni düşünüyor olması dudaklarımın kıvrılmasına yol açmıştı. Ama o, bunu karanlığın içinde görmemişti.


"Pera'yı nereden tanıdığımı hatırladım. Ve kendimi çok fazla kötü hissediyorum." Alin dediklerimle beraber heyecanlanarak "Ne? Nasıl? Nereden tanıyormuşsun çabuk anlat." dedi.


Ona anlamsızca güvendim ve anlatmaya başladım. "Pera ile dosttan da öteydik. Birlikte yaşadığımız anlar hala daha hafızamda olmasa da, mutlu olduğumu hatırlıyorum." nefes almakta zorlandığımı fark edince durup soluklandım. İyi hissedince tekrar konuşmaya başladım. "Ama Pera gittikten sonra her şey çok kötüleşti." Gözümden akan yaşları yeni fark ediyordum. Alin de bunu fark edince beni kollarına alarak ağlamamın şiddetlenmesine yol açtı.


Gözümden akan her bir yaş içimdeki birikmiş duyguları gün yüzüne çıkarıyordu. Rahatlamıştım. Kendimi biraz daha toparlayınca "Teşekkür ederim." dedim. Alin zaten dağılmış olan saçlarımı daha da karıştırarak "Ne yaptım ki."


Ağladıktan sonra vücudum ağırlaşmış ve uyku tulumunun içine girip buraya geldiğimden bu yana ilk defa rahat bir uyku çekmiştim.



"Meyra, çabuk uyan."


Laren'in duyduğum sesiyle birlikte gözlerimi açtım. Herkes uyanmış beni bekliyordu. Gerçekten de güzel bir uyku çekmiştim.


"İlk saldırı yapıldı. Herkesi aşağıda bekliyorlar." Laren'in sözlerinden sonra her şeyin daha yeni başladığını anlamıştım.


Hızlı olmaya çalışarak tulumumdan çıktım. Diğerleriyle birlikte merdivenlerden indik. Herkes aşağıdaydı. Neva ile kendi grubumuza giderek sessiz ama bir o kadar gergin bir şekilde bekledik. Okçular grubunda fazla kişi yoktu ama en çok kılıçlılar grubunda asker vardı. Kaira'nın da orada, Pera'nın yanında olduğunu gördüm. Onlar da bizim kadar gergindi.


Fırlatıcılar grubu görünmüyordu. Arkamdan omzuma dokunulan el ile başımı o tarafa doğru çevirdim. Karşımdaki kişi Akel'di.


"Siz de mi bu gruptaydınız?" Neva saçma sorusuyla gözlerini devirmişti. Ben ise onun bize yaptığı o kibirli gülümsemesinin aynısından ona yolladım. Nasıl hissettiği gram umurumda değildi. İnsanlar bencil olmayı bırakmalıydı.


Herkesi dışarıya doğru yönlendiriyorlardı. Okçular grubunu uzun duvarların üzerine yönlendirdiler. Kılıçlılar ise bir kısmı sarayı koruyacaktı bir kısmı da okçular ile duracaktı. Fırlatıcılar hakkında ise... işte onlar hakkında hiçbir fikrim yoktu.


Uzun taş duvarların üstünde beklerken Neva ile uzak konumlarda olduğumu fark ettim. Hemen yanımda duran Akel'i görünce gerçekten de şanssız bir insan olduğumu anladım.


Kılıçlıların bir kısmı yanımıza gelmişti ama içlerinde ne Pera ne de Kaira vardı.


Sesler gelmeye başlamıştı. Kükremeye benzer bu sesler yayımı sıkıca tutmamı sağlamıştı. Arkamda duran bir muhafız okun ucunu değişik bir ateş ile kapladı. Ateşe pek benzemiyordu, yeşil renkti. Bunun o yaratıklara daha fazla zarar vereceğini düşünüyordum.


Seslerin ardından onları görmüştüm. Sivri dişleri her ne kadar bizi korkutmaya çalışır gibi görünse de korku şu an dahi bana uğramış değildi.


****


Loading...
0%