Teneffüs zili çalınca Deniz, Bulutun yanına gideceğini söyledi. O sırada bizimkiler bana doğru geliyorlardı. Bende onlara yaklaşmaya başladım. "Yaw sen hani bize yetişecektin niye geç kaldın?" dedi Buse. Bende ne diyeceğimi şaşırıdm. Çünkü Toprakla karşılaştığımı söylersem gün boyunca benimle dalga geçeceklerdi. Özellikle Semih. Allah onun da belasını versin.
"Grupta yazmıştım, pastaneye uğradım ama orada baya sıra vardı." dedim. Aslında hiç sıra yoktu. Küçük bir pembe yalan söyledim. Ama olsun aramızda bu küçük yalanları takacak insanlar değildik. Sonrada öğrendiğimizde ya dalga geçer ya da hiçbir tepki vermezdik."Madem pastanede geç kaldın o zaman nerde lan simitler." diye isyan çıkardı Semih. Şaşırdım mı, hayır. Çantamdan simitleri çıkarınca ilk üzerime atılan kişi tabikide Semih idi. Semih elimden simitleri alırken bizde kantine doğru yürümeye başladık.
***
Sonunda son iki derse gelebilmiştim. Normalde çıkış zili çalana kadar uyurum ama dersimiz edebiyattı. O edebiyatçı olacak ahlak yoksunu Toprak yine dersten atmasın diye maalesef derse dinliyecektim. O sırada zil çaldı, içeri Deniz ve Bulut girdi.Bunların hareketlerinde bir sıkıntı vardı. Sanki küs gibiydiler. "Oo sınıfın çifte kumruları küsmüş. Sebebi nedir acaba?" diye atıldım. Arkasından Güney,Semih,Buse ve Ela girdi. Onları gördüğümde bi şaşırdım. Bunlar beni bırakıp nereye gitmişlerdi ki? "Şafağımm, aşk kuşumm, edebiyatçı seni istiyor." dedi Buse. Bir an şaşkınlıkla "NEĞĞ" dedim. Bunun üzerine herkes bana bakıp gülmeye başladı. "Arkadaşlar bunda gülecek ne var. Normal insanlar gibi tepkimi verdim." diyerek açıklamamı yaptım. Dediğim gibi kapıda edebiyatçı belirlendi. "Şafak gel yanıma seninle konuşmamız gerek." dedi Toprak. Yaww benle ne işi vardı şimdi. Ben ne güzel uyuyordum. Oflaya puflaya kalktım ve yanına gittim. Direk boş sınıflardan birine attı beni. "Noluyor lan!" dedim ani bir panikle."Dur sakin, merak etme birşey yapmıyacağım." dedi Toprak." E benle ne işiniz var acaba." dedim. "Şafak, sen Ozan'ın kardeşi olan Ebru'yu ne zaman gördün?" dedi. Neden bu soruyu sormuştu bu adam? Acaba kayıp mı olmuştu Ebru? Ya ne kaybolması 9. sınıfa giden biri niye kaybolsun." En son 1. dersin teneffüsünde gördüm." dedim. "Hım hım anladım. Sınıfa geçebiliriz." dedi." Haa buarada gidipte herkese benim böyle bir soruyu sana sorduğumu söyleme, söylersen külahları değiştiririz." diyerek beni uyardı. Bende kafamı "tamam" anlamında salladım. Sonra beraber sınıfa gittik. Sınıfa girdiğimde bizimkiler noldu bakışları atıyorlardı. Bende kafamı sorun yok anlamında salladım. Sonra yerime oturdum ve ders başladı.
***