Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@nehirruya

Yerde bir adam kanlar içinde yatıyordu. Dövüp atmışlar gibiydi. Hızlıca yanına eğildim. "İyi misin beni duyuyor musun?" diye seslendim.

İç ses: Nasıl iyi olabilir sence? Kanlar içinde ve senin sorun iyi misin mi?

Gözlerimi kendi kendime devirdim. O sırada kanlar içindeki adam konuşmaya başladı. "Kapıyı açabilir misin?" Anahtarı zar zor uzattı. Kapıyı açtıktan sonra kollarını boynuma dolamasını istedim. İçeriye geçtiğimizde tarif ettiği odaya yani salona getirdim. Koltuğa bırakır bırakmaz uyumuştu. İçim hiç rahat değildi. Muratta meraktan az sonra arardı. Gitmeli miydim? Ama ben kimseyi bu şekilde bırakamazdım. Eczadolabı gibi bir şey buldum.

İç ses: Şimdi gitmediğin için çok pişman olacaksın.

İç sesim gene drama kraliçesi halindeydi. Onu takmadan adamın yaralarını ılık suyla temizlemeye başladım. Kısık kısık inliyordu. Canını epey yakmışlardı. Pansumanı bitince ne yapacağımı düşündüm. Tam çantamı alıp gidecekken adamın mırıltısını duydum.

"Gitmesen olur mu gün ışığı?" Şaşkınlıkla baktım. Gün ışığı mı? "A-ama ben ne yapacağım ki? Yeterince yardımcı oldum." Yüzünü buruşturup telefonunu arıyordu. Bulduğunda saati gördü. Küfür mırıldandı. "Kardeşim gelecek. En azından üzerimdekilerden kurtulmalıyım. Yardımcı olabilir misin?" O sırada kapı çalmıştı. Elim ayağıma dolaştı. "Tamam yardımcı olayim ama ya anlarsa ya kanları benim gibi gördüyse hay aksi ne yapacağım ben şimd-" Sözlerimi dudaklarımın üzerine kapattığı elleri böldü. "Gün ışığı ne kadar gevezeymişsin sen. Kardeşim zaten sana kızmasını tamamlayana kadar ben gelirim." Anlamsızca ona baktım.

Tam soru soracağım belime kollarını sarıp kapının önüne itti. Kendi de merdivenlerden odası sandığım yere çıkmaya başladı.Kapıyı derin nefes alarak açtım. Karşımda minik bir kız vardı. Saçlarında kiraz tokaları, üzerinde kirazlı elbisesi vardı.

"Merhaba tatlım." Ne diyeceğimi bilemeyerek kıza baktım. Bu kız pek mi büyük gibi konuşuyordu. İçeriye girerken bana çantasını uzattı. Elinden alıp kapıyı kapattım.

"Abim nerede?" Heyecanla etrafta bir yandan abisini arıyordu. Yukarıya çıkacakken kucağıma aldım. Salon tarafına geçtim. "Abin duşta. Peki senin adın ne?"

"Benim adım Kiraz." Kıkırdayarak söylemişti. Üzerindekiler yüzünden olmalı. Çok tatlıydı. Sarı saçlarını savuruyor bir yandan da kucağımdan inmeye çalışıyordu. "Sen benim abimin nesi oluyorsun?"

"Ben arkadaşıyım. Adım Alina. Senin de ne güzel adın varmış. Abin inene kadar birlikte filim izleyelim mi?"

"Arkadaş mı? Hiç inanmadım. Abimin evinde gördüğüm tek kadın olabilirsin. Sakın bana yalan söyleme yoksa seni anneme ve babama şikayet ederim. Sevgili olduğunuzu söylerim ve abime de bu kızla olmaz derim görürsün. Bir de bana hakaret etti derim." Dehşetle içinden çıkan şeytana baktım.

"Böyle şeyler yapman gereksiz ve sana yalan söylemiyorum. Ben filim izleyeceğim sen de izlemek için yanıma gelebilirsin." Kenardan kumandayı alıp televizyonu açtım. Cartoon Network'ü açtım. Bu saatte de Gumball olurdu. Kiraz biraz düşündükten sonra kucağımda yerleşti. Kafasını göğsüme koydu. Bana baktığını hissettiğim için ona döndüm. "Yalan söylemiştim." Dediğinde gözleri dolmuştu. "Önemli değil ve senin gibi deniz gözlüye yakışmıyor ağlamak." Yanaklarına birer öpücük kondurdum. "Şey benim babam yok. Annem de bizimle ilgilenmez. Özür dilerim yani gerçek değildi." Saçlarından öptüm. "Seninle ilgilenmeyerek kendi kaybeder. Sil bakayım göz yaşlarını. Eğer istersen birikte mısır patlatalım sonra da filimimize devam edelim."

Ellerini çırptı. Kollarını boynuma doladı. Kucağımda mutfağa geçtik. Murat aradı mı diye kontrol ettim ama aramamıştı. Normalde arardı hatta merakından polise gitmesini bile beklerdim. Bir şey mi olmuştu? Aklımı dağıtan Kiraz'ın hadi yapalım filim bitecek deyişiydi. Mısırı patlatırken Kiraz bana biraz daha alışmıştı. Onu anlamıştım sevgisiz büyümüştü tek sevgiyi abisinden almıştı ve onu kaybetmek istemiyordu. Mısır patlattıktan sonra salona geçtik. Abisi gelmişti.

"Ege aşkıııım." Deyip üzerine atladı. İstemsizce kıkırdadım. Hem Kiraz'a hem de abisinin kendini bir anda değiştirmesine. Mısırları yanlarına koydum. Artık gitmeliydim. "Kiraz sonra eğer istersen görüşürüz. Bir alt katındayım." Bunu deyince gözleri ışıldadı. "Oleeey ben gelirim. Hatta abimle gelirim. Seni çok sevdim Alinacığım." Gülümsedim. "Bende seni sevdim Kiraz yanaklım." Çantamı alırken Kiraz'ın yanına geleceğini söylemişti abisi. Kapıdan çıkarken peşimden geldi. Elini ensesine atıp kömür gözleriyle bana baktı. "Sana nasıl teşekkür etsem az kalır. Bu arada ben Ege."

"Ben de Alina yani adım gün ışığı falan değil. Bir de daha dikkatli olmalısın çünkü kardeşin sana değer veriyor seni kanlar içerisinde görmek son isteyeceği şey olacağı kesin."

"Haklısın. Biliyor musun? Seni seveceğini düşünmemiştim ama hemen ısındı."

Gülümsedim. Fısıldayarak "Aslında beni tehdit etti ama sonra alıştı. Bende onu sevdim. Senin için sorun değilse istediği zaman gelebilir." Kafasını salladı. Aşağıya inerken mırıltısını duydum daha çok görüşeceğiz desene dedi. Anlamsızca baktım. Aşağıya indiğimde kapıyı açtım.

"Murat uyudun mu?" Baktığımda koltukta pizzaları bana ayırmış kendikileri yemiş uyuyordu. Bugün çok yorulmuştu eşyaların yerini beğenmeyince hep değiştirmişti. Murat'ın yediklerini topladım. Kendi pizzamı yiyecek halim kalmadı. Murat'ın yanına geri döndüğümde iyi ki yanımdasın her daim diye mırıldandım. "Çillim uyan hadi. Burada boynun tutulur." Birkaç kere tekrar edince kalkmıştı. Muratla odalarımıza geçtik. Ben üst katta Murat da alt katta yatacaktı. Kiraz'ın gözlerinin dolduğu yer aklıma geldi. Küçükken benim de ailem trafik kazasında ölmüştü hala daha kimin öldürdüğü belli değildi. Sonra beni Fehmi babam yanına almış büyütmüştü. Onu anlıyordum çünkü benim de annem benimle ilgilenmezdi. Acaba onunla konuşmaya yarın yanına çıksam Ege bana kızar mıydı?

Balkonumun üst tarafından kıkırtı sesleri geliyordu. Yataktan kalkıp balkonumdan dışarıya çıktım. Yukarıya baktığımda Kiraz gösterisi için abisiyle çalışıyordu. Gülümsedim. Neşe dolu olması da aynı benim küçüklüğüm gibiydi. "Kiraz!" Seslenince ikisi de bana şaşkınca baktı. Kiraz abisine kollarını sarıp aşağıya sarktı. "Benimle konuşacağını hiç düşünmemiştim. Sıradan geçiştirme kelimeler zanettim." Dediğine kalbim kırılmıştı. Seni üzeni üzeceğim diye mırıldandım. Kendi kendime söz verdim. "Hayır geçiştirme sözler vermem kimseye. Sana bir teklifim var yarın birinin yardımına ihtiyacım olacak gibi kirazlı kurabiye yapmak için. Bana eşlik etmek ister misin?" Gülerek çığlık attı. Kafasını salladı. "Gelirim canım." Sonra aklına bir şey gelmiş gibi dudaklarını büktü. "Yarın benim okulum var. Şey sen başka birini bul." Üzüldüğünü görünce "Üzülmeyi bırak hayatım. Yarın ben saat söylediğimi hatırlamıyorum. Okuldan sonra evime bekliyorum seni." Gözleri gene ışıldadı. Ellerini çırptı.

"İyi geceler size."

"İyi geceler canım."

"Geceler seninle iyileşiyor gün ışığı."

Ondan böyle bir şey duymayı beklemiyordum. Genellikle Murat bana böyle iltifatlar ediyordu. Kiraza gülümseyip kızarmış yanaklarımla içeriye girdim. Yatağıma uzandım.

Yorumlarınızı ve oy vermeniz beni mutlu ediyor :)

Diğer kitaplarıma da göz atabilirsiniz.

Bölümü beğendiniz mi?

Sizce kazanın çözülememe nedeni nedir?

Kiraz'ı nasıl buldunuz?

 

Loading...
0%