@nehirruya
|
Kapıyı biraz araladığımda Burak'ın karnında yumruk morartıları vardı. Tekme izleri de vardı. Hatta elinde de ayakkabı izi vardı. Ne olmuştu öyle. İçli içli ağlıyordu. "Bana inanmadılari işte ne vardı gelsen. Bekledim çıkışta onları da beklettim. Alp abim gelir demişti kalbi varsa ama kalpsiz değilsin değil mi? Ben seni çok bekledim Mavili?" diye mırıldanıyordu. Gözümden bir damla yaş düştü. Odama gidip Deniz'in kafama yaptığı ilk yardım çantasını aldım. Sonra Burak'ın odasına geri döndüm. Kapıyı açıp içeriye geldiğimde Alple konuşuyordu. Alp sadece elini görmüş olmalı. Ben içeriye girdiğimde konuşmanın sonunu duydum. Dikkat et Aledaya ve fazla güvenme kısmıydı o da. Beni görünce yırtıcı bakışlarını bana dikmişti. "Ne işin var senin burada?" "Bu seni ilgilendirmiyor. Burakla benim aramda." "Burak'ı kullanmana izin vermeyeceğim." "Ben kimseyi kullanmıyorum Alp!" "Sen kuklasın kızım. Bence de en kısa vakitte dön abiciğinin kollarına." Yutkundum. Alp beni çekiştirerek odadan çıkartmıştı. Kendi odama gelince beni içeriye sokup kapıyı kapattı. Kilitlememişti babam gibi. Bana böyle davranamazdı ama söyledikleri kalbimi yaralamıştı. Yarım saat sonra odama biri gelmişti. Göz yaşlarımı silip burnumu çektim. Gelen kişiye baktığımda Burak'tı. "Burak senin ne işin var burada?" "Ben, Alp abimle konuştum Aleda. Onun böyle davranmaması lazımdı. Sen neden gelmiştin odama?" "Ben özür dilerim ve şey söz yarınki çıkışına geleceğim." Şaşırmıştı ama yüzündeki gülümseme saniyelik yüzünde kalıp sonra silinmişti. "Gelmeyeceksin biliyorum. Alp abim mi zorladı seni? O hep bana karşı böyledir." "Beni kimse zorlayamaz Burak. Ne yaparsa yapsın kimsenin dediğini yapmam. Ben istedim hem yaralarını gördüm. Eğer izin verirsen yaralarını sarmak istiyorum. Kötülerdi." Gözlerinde ikinci cümleme kadar boş bakış vardı ama son cümlemde sinirlenmişti. Saf öfkeyle bana bakıyordu. Dişlerini sıktı. "Bana sakın acıma!" Ben ona acımamıştım ki. Bağırınca sıçramıştım. Benim yüksek seslere karşı fobim vardı. Bu yüzden korkmuştum. "Acımıyorum Burak. Kendime kızıyorum. Madem böyle bir durumun olacağını biliyorsun neden seni bu duruma sokanlarla arkadaşsın ki?" İç çekti. Bir yandan da üzerini çıkartmama izin vermişti. Yatağıma oturdu. "Onlar beni kabulleniyor. Diğerleri beni ezikliyor. Yaşıtlarıma göre çok duygusalmışım ve çocuksuymuşum diye." İstemsizce elini tuttum. Gözlerinin içine baktım. "Bence çocuksuluk iyi bir şeydir çünkü bende öyleyim. Kaybolursa geriye kirli bir ruh kalır." Bana derin derin baktı. Bende pansumana başlamak için pansuman kitini aldım. "Acırsa söyle." Kafasını salladı. Önce sırtına pansuman yaptım. İçim gitmişti bu haline. Sonra yatağıma uzanmasını söyledim. Karnındaki morluklara da pansuman yaptım. En son elini de sarınca Burak'a baktığımda yastığıma sarılmış uyuyordu. Rahatsız etmek istemediğim için bende yanına kıvrıldım. Gözlerimi kapattım. Alp Maver Aklım Burak'ta kaldığı için tekrar odasına girdiğimde görememiştim. Aleda'yı yanından alıp götürdüğüm için bana kızgındı ama sonunda o üzülecekti. Onu koruyan da ben olmalıydım. Tüm evde onu arıyordum ama bulamayacağında Aleda'nın ona zarar verdiğini düşünerek herkesi çağırdım. Hepimiz evi baştan sonra aradık. Tek bakmadığımız Aleda'nın odası olmuştu. Annem kapıyı çaldı ama kimse duymamıştı. Belki de uyuyordu çünkü saat gece yarısı ikiyi elli geçiyor diye mırıldandı annem. Ben dişlerimi sıktım. "Anne ne uyuması? Kardeşimi kaçırdı diyorum sana." "Oğlum önce ben gireyim. Üzeri belki müsait değildir." Haklıydı. İçeride olabilirdi ve üzeri müsait olmayabilirdi. Annem odanın kapısını açtığında kendisi baktıktan sonra bizi çağırdı biz de içeriye geçtik. Hepsi şaşırmıştı ama ben hiç şaşırmamıştım. Kardeşim Aleda'yı çok seviyordu bunu biliyordum. Burak'ın kafası Aleda'nın kalbinin üzerindeydi. İkisi de birbirlerine sımsıkı sarılmışlardı. Mırıldanarak uyuyorlardı. Annem rahatsız etmeyelim dediği için çıktı bizimkiler bende başlarında beklemek için odadaki koltuğa oturdum. Burak'a zarar vermeye çalışmamalıydı çünkü canını yakardım. Burak uzun yıllar Güneş'ten sonra psikolojik tedavi görmüştü. Yeni yeni iyileşiyordu. Aleda'ya kaba davrandığımı sabah düşünmüştüm ama eve gelince aldığım haberlerle öfkelenmiştim. Kendi ailesini nasıl üvey babasının şirketine satardı. Onu kukla gibi oynatıyorlardı. Azıcık aklı yok muydu bu kızın? Sabaha kadar üstleri açıldıkça örttüm. Normalde Burak'ın uyku sorunu vardı. Uyuyamadığı için sıklıkla yanıma gelirdi bende masal anlatırdım öyle uyurdu ama Aleda'nın kokusu ona huzurlu uykusunu getirmişti. Kahvaltı saati geldiği için aşağıya indiğimde bizimkiler sofraya çoktan oturmuşlardı. Hızlı yemek yediğim için babam aksi bir sesle bana kızdı. "O kadar da değil Alp. Burak'a zarar vermez." "Ben işimi garantiye alayım da. Bu arada baba bence gitmesin Burak bugün okula. Çok güzel uykusunu alıyor. Normalde alamaz biliyorsunuz." Annem gülümseyerek kafasını salladı. "Bizde tam onu konuşuyorduk oğlum. Aleda ile uyusunlar bolca belliki bizimki uyuyakaldı gidip." Dediğinde kafamı olabilir dercesine salladım. Kahvaltımı yaptıktan sonra saate baktım. Saat sekiz buçuktu. İşlerimi yapmak için bilgisayarımı ve dosyalarımı alıp Aleda'nın odasına gittim. Odaya girdiğimde çalışma masasına kuruldum. İşlerimi hallederken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordum. Gene aynısı olmuştu arkada mırıldanma sesi ile kafamı dosyalardan kaldırmıştım. Saat on ikiydi. Arkamı döndüğümde Aleda uyanmıştı. Uykudan yeni kalktığında büyük mavi gözlerinin etrafı ve dudakları hafif şişiyordu. Boyu babamın araştırma dosyasında yazdığı için biliyordum. 1,68'di. Yanımızda 1,50 gibi duruyordu. Yatakta da fark ettiğim sürekli üzerini açtığı ve cenin pozisyonda uzandığıydı. Bal köpüğü saçları yaptığı dağınık topuzdan düşmüş omuzlarına yayılmıştı. 21 yaşında olmasına rağmen 16 yaşında gibi gözüküyordu bu da giydiği tatlı pijamalar yüzündendi. Burak giydiği pijamaları uyanınca gördüğün de bir kez daha severdi Aleda'yı. Üzerinde Burak'ın en sevdiği karakter olan Spiderman'li pijamalar vardı. Aleda beni görünce sinirle bağırdı. "Senin ne işin var odamda?!" Kaşlarım çatıldı. Sanki ne haltlar karıştırdığını kendisi bilmiyordu. "Kardeşime ne yapacağını bilemediğimden başınızda bekledim." Sesimize Burak da kalkmıştı. Gördüğü pijamalar ile önce gülmüş sonra da saati görünce donup kalmıştı. "Çok uyumuşuz Burki." Burak afallamıştı. "Burki mi? Bu arada yakışmış Spiderman en sevdiğim karakter." Aleda şaşırmıştı bu sefer. "Benimde en sevdiğim karakter. Bende hayatımda biri daha en sevdiğim karakter demesini bekliyordum. Sürpriz kutum sana kaldı desene." "Ne sürpriz kutusu? Alp abi sen biliyor musun?" Heyecanla gözlerini ovuşturmuştu Burak o sırada bende bilmiyorum diye mırıldandım. Aleda dolabını açtığında gelen eşyalarının arasından büyük bir kutu aldı. Burak'ın önüne bıraktı. Burak kutuyu açıktan sonra gördükleriyle kahkahalar atıp oyuncaklara, çorap ve pijamalara bakmaya başladı. Kaşlarım çatılmıştı. Burak'ın Spiderman tutkusunu belki de babası biliyordu. Belki de bunların içinde böcek vardı ya da zehir vardı. Hemen önünden alıp camdan dışarıya fırlattım. "Abi ne yapıyorsun?" Burak ilk defa bana sesini yükseltmişti. Çatılan kaşlarım iyice çatıldı. "Karışma sen Burak. Belkide içinde akrep veya zehir vardı. Hangi kız spiderman sever? Hepsi oyun bunların. Bir daha Aleda'nın yanına gelmiyorsun." Burak ağzını açacakken Aleda şaşkın ve gözlerinden düşen yaşlarla bana baktı. "A-ama ben böyle bir şey neden yapayım ki? Hem gerçekten de çok seviyorum Spiderman'ı." Ona dik dik baktım. O sırada içeriye koruma girdi. "Lan burada kadın yaşıyor kadın. Şu kapıyı çalmadan bir daha girersen seni eşek sudan gelinceye kadar döverim." Koruma yutkundu ve başını salladı. "Abi aşağıya kutu düştü de Mehmet toplarken eli bir anda morarmaya başladı. Zehirliymiş. Hastaneye gittiler." "Tamam aslanım sen çık." Gittiğinde Aleda'nın üzerine yürüdüm. Bu kız kendini öldürtmek mi istiyor? "Sadece bir an güvendim ama sen güvenilecek biri değilsin. Burak hadi aslanım duş al sonra seni Spiderman'in yeni filime götüreceğim." Burak kafasını sallayarak üzüntüyle çıktı. Ben onun için yapıyordum bunu. Aleda'ya dönüp kardeşimden uzak dur. Bir daha böyle bir şey yaşanırsa seni öldürürüm duydun mu? dedim. Kapıyı da sertçe kapatıp bir üst kata odama geçtim. Aile gurubuna da olanları yazdım. Artık annem ve babamda endişeleniyordu. O kızı bu evden gönderecektik en yakın zamanda. Üstümü değiştirdikten sonra aşağıya inerken Aleda'nın odasından ağlama sesi geliyordu. Yalancı kız. Aleda'nın başta odasını değiştirecektik. Bizimle aynı katta olmaması lazımdı. Babam da onaylamıştı dediğimi. Bu yüzden hizmetlilerin kaldığı en alt kattaki odayı ayarlayacaklardı bugün. Yorumlarınız ve oy vermeniz kitabıma olan ilginizi gösteriyor bu yüzden bunları yaparsanız sevinirim. Kitap nasıl gidiyor canlarım? Alp'e kızgın mısınız? Aleda'nın yaptığına ne diyorsunuz? |
0% |