@nehirruya
|
Çoğu kişi okuyup oy vermiyor. Öyle olunca benim de yazasım gelmiyor. Kendinizi bana gösterirseniz sevinirim bebeklerim :) Alp'in ağzından Gökalp iç çekti. "Aleda ağlayarak benimle buluşmak istediğini söyledi. Bende kabul ettim. Bugün en sevdiği filim gösteriye girecekti bende üzgün duyunca sesini bilet aldım. Alışveriş merkezine çağırdım. Sanırım Burak'da oradaydı çünkü bilet sırasında karşılaşmıştık. Ben Aleda yakınım deyince sinema salonunun önüne çağırdım. Geldi gelmesine hatta ağlayarak bana sarıldı ama adamlar bastı etrafı. Sanırım ya sizin ya da öz babasının iş ihalesi sonucu tehdit olarak kaçırıldı. Burak da müdehale edeceğim derken hafif hırpalandı benim gibi." Annem dinlerken hıçkırarak ağlıyordu. Bir şeyler oturmuyordu çünkü biz ihaleye girmedik. Babam öyle anlarda bizi uyarırdı ki bende Burak'ı çıkartmazdım. Babam, öz ailesini çağırdı. Bir saat içinde oldular. Onlar da ihaleye girmediklerini söylediler. Burak da anneme sarılmış ağlıyordu. Kağan abim emniyete haber verecekken Gökalp sürekli engelliyordu çünkü zarar görebilir diye. Kağan abim gizli olacak anlamaz bile diye iç çekerek emniyetten tanıdıklarını harekete geçirdi. Bence kendisini kaçırılmış gibi göstermişti. Öğrendi anladıklarımızı kaçırılmış gibi davrandı ki döndüğünde affedilecek bir ailesi olsun diye. Baya uyanık bu kız. "Bence aramayı bırakın. Bilerek yapıyor. Sizde evimden defolup gidin. Aleda'yı bize karşı kullandınız. YETMEDİ KARDEŞİMİ ZEHİRLEMEYE KALKTINIZ!" Aleda'nın babasına ve abisine dövüyorken babam ayırdı. "Oğlum şimdi sırası değil kızım kaçırıldı. Belki ikimizden birini alırlar. Bunu onların yapmadığı kesin." Sinirle sustum. Gökalp telefonunu cebine koyup. Bize döndü. "Ben kalkayım efendim. Askeriyeden aramayı deneyeyim." Babam kafasını salladı bir de numarasını aldı. Sonra gitti. "Ben kızımı kaçırmadım. Evet teklif ettim Aleda'ya ama çok bilmek istiyorsanız o benim kızım mızım değil artık. Yıllarca yanımda büyümesine rağmen hem yanlış dosyayı gönderdi hem de bana hesap sordu. O artık benim kızım değil." Ne demek kabul etmedi? Yeni taktikleri bunlar mı? Babam öfkeli nefesini dışarıya verip bana eliyle dur işareti yaptı. "Bana bak bu yeni taktiğin mi?" "Ne taktiğinden bahsediyorsun sen. O zehirleme de benim işim, dosya da benim işim hep kendim yaptım. Aleda bana hiç yardımcı olmadı. Aksine köstek oldu. Öyle bir kızı istemiyorum ben." Sinirle hırladım. "Bana bak lan. Kulaklarımla duydum ortam yarat dediğini." Babası güldü. "Sizi baya inandırmışım ya. Aksine o konuşmanın sonunda Aleda bunu size anlatacağını söyledi. Tehditlerime rağmen." Ne? Gözleri dolu dolu bana bakışı canlandı gözümde. O kutuyu attığımda yapmadım ben diye mırıldanması. Gerçekten mi? Üvey babası elinde telefondaki yazışmaları gösterdi sonra da çıktı. Burak daha çok ağladı. Abisi çıkmamıştı. Yüzsüze bak. Deniz abim ve Kağan abim yaka paça attılar. Babam da herkese haber salmıştı ama haber yoktu. Kim kaçırmış olabilir ki Aleda'yı? O gün benim yüzümden çıkıp gitmişti evden. Dışarıya attım kendimi. Alışveriş merkezinin kameralarına bakmak için aracımla sürüyordum. Hukuken kağıt da çıkartmıştım. Bulmadan gelmeyeceğim seni Aleda. İçeriye girdiğim de kameraları incelerken biri yanıma gelip Aleda'nın düşen telefonunu verdi. Şifresiz olduğu için açtığım da en son yazıştığı kişiye baktım. Arkadaşlarıylaydı. Telefon konuşmalarında bilinmeyen numarayı buldum. Ses kayıtlarına erişsin diye Kağan'ı aradım. Kağan birini gönderip telefonu ve kamera görüntülerini aldırdı. Polis almadan önce izlemiştim ama Gökalp'in çok çabalamadığı, bayılınca da dudaklarının ufak kıvrıldığını ve Burak'ı arada döven'in o olduğunu gördüm. Bizimkiler ne kadar dikkat eder bilmem ama yanımıza geldiğin de Aleda kokuyordu. Belki de aracında eve kadar girdi Aleda'yla. Dişlerimi sıktım. Ofisime geldiğim de araştırmaya başladım. Seni bulucam Aleda. Aleda'nın ağzından Alışveriş merkezine gittiğimde Gökalp'i gördüm. Ben buraya Burak'ın hayati tehlikesi olduğunu ve babamın onu silahla vuracağını söylediği için geldim. Gökalp'i görünce yutkundum. O sırada birtakım adamlar gelmişti. Ben ne olduğunu anlamadan ağzıma kapanan bezle çırpınmaya başladım. Bir süre sonra nefessiz kalınca nefes almak zorunda kaldım. Gözlerim kapanmıştı. Gökalp ve Burak yanımıza gelip kurtarmaya çalışıyorlardı. Gözlerimi araladığım da vücudumu hareket ettiremiyordum. Eski püskü bir evdeydim. Penceresi kırık olduğu için üşüyordum. Bir anda mevsim kış olmuş gibiydi. Gözlerim açık uzanabiliyordum daha fazla hareket edemiyordum. O sırada odanın kapısı açıldı. İçeriye Gökalp girdiğinde içim bir tık rahatlamış ama korku da kaplamıştı. Bu adam beni takıntı haline getirmişti. Okul da yaptığı takıntılar yüzünden biyolojik olmayan abim onu dövmüştü ve okula bir süre gidemeyip okulum değişmişti. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Gökalp önümde eğilip göz yaşlarımı sildi. "Ağlama çiçek kokulum. Ben yanındayım. Yeni iğneni yapmak zorundayım. İğneyi sevmediğini biliyorum ama yapmam lazım." Koluma iğneyi yavaşça batırdı. Enjekte ettiği şey damarlarımı yakmıştı. Ağzımdan minik bir inilti çıkmıştı. Gözlerim kapanıyordu. Lütfen beni bulun. Burak lütfen beni bul kardeşim. Yorumlarınızı ve oy vermenizi bekliyorum aşklarım :) Sizce bölüm nasıldı? Gökalp'in ikili oynayışına ne diyorsunuz? Alp'in pişmanlığına ne diyorsunuz? Ponçik Burak'a oldu olan :( Diğer bölümde görüşürüz :)
|
0% |