@nehirssllyyy
|
TTÜÜÜNAYYDİİNN” Sesini işittiğimde gelenin halam olduğunu anladım. Her zamanki gibi neşesi yerindeydi. Evet ben Tansu, ismimi babam koymuş anlamı mucize,ama ben kimsenin mucizesi değilim. Bugün koskoca şehir olan İstanbul’a taşınma günü. Lise 11 e geçicem. Ve bunu İzmir’de değil İstanbul’da yapıcam. Babam bi psikolog ve onu çok iyi bir iş için İstanbula çağırmışlar o ise kabul etmiş. 1 gün önce. “Kızım ama olmaz böyle.” Diyen babama bıkmış bir bakış attım. “Ama baba benim orda kimsem yok. Ben orda tek olucam bırak işte siz gidin ben burada kaliyim.” “Kızım.” Diyen annemi babamın eli durdurdu. “Biliyorum zor bir süreç ama taşınmamız gerekiyor.” Daha fazla direnemeyeceğimi anladığımda mutfak sandalyesinden kalkıp odama gittim. “Eşyalarını topla. Mobilyalarımız yenilenicek orada alıcağız.” Diyen babamı işittim. Kendileri çok iyi insanlar ama İstanbul’a taşınma işine pek ısınamadım. Bu konuyu günlerdir konuşuyorduk. Ama ben ikna olmuyordum. Herkes eşyalarını toplamış gitmek için hazır haldeydi ve yarın gidiyorduk ama ben daha hazır bile değildim. Kabullenmişlikle dolabımın kapağını açıp en üst raftaki valizimi aldım. Tüm eşyalarımı ona doldurdum. Bir koli çıkardım ve üzerine siyah bir kalemle kocaman ‘DİKKAT KIRILABİLİR KIRILIRSA PARALARINI ÖDER YENİLERİNİ ALIRSINIZ!!!” Yazdım. İçine kar kürelerimi,kitaplarımı,peluşlarımı doldurdum. Ve yarın giyineceklerimi çıkarıp yatağa gittim… Şu an ki zaman Yatağımdan dikeldim. Ayağa kalkıp banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Dağınık suratıma baktığımda saçlarım dikkatimi çekti. Oldukça dağılmışlardı. Onları taradım ve üstümü giyindim. Altıma gri kumaş şort üstüne beyaz tişört giymiştim. Rahat olmak en iyisiydi. Küçük siyah kol çantamı aldım,içine şarj aleti,parfüm,cüzdan koydum. Sonra onu koluma taktım ve valizimi kapının önüne çıkardım. “Kız zilli hiç de demiyosun halama bir bakayım.” Diyen halama gözlerimi çevirdim. “Hala ya! Sende hiç demiyorsun bi yeğenime bakayım.” Diyerek kollarımı ona sardım. Sonra kahvaltı sofrasına oturduk hep beraber. Sabahları kahvaltı edince midem bulandığı için iki zeytin, iki salatalık, iki patates attım ağzıma. Babama gözlerimi çevirdim. “Kursum nolucak.” “Sorun yok orda kursuna devam edeceksin,kaldığın yerden.” Kafamı salladım. Hafta sonları yüzme kursuna gidiyordum. “Tansu.” Diyen anneme Tansu olduğumu belirten bir mırıltı çıkardım. “Kızım çok az yiyorsun biraz fazla ye.” Diyen anneme baktım. “Midem bulanıyor biliyorsun.” Sofradan kalktım ve valizimi de alıp aşağıya indim.Kısa süre sonra herkes aşağıda bizi uğurlamak için toplanmıştı. Halama baktım gözleri yaşlıydı. Küçük kuzenim-benden bir yaş küçük.- bana bakıyordu o benim favorimdi zaten onsuz ne yapacaktım şimdi elin İstanbul’unda. Nenem elinde bir sürahi suyla bekliyordu. Arkamızdan dökücekti ama yok nenem bu su gibi gidin su gibi gelin olayı değil bu su gibi gelin kum gibi kalın olayı. Herkesle vedalaştık. Sıra kuzenime gelince kollarımı ona sardım. Bana döndü ve konuştu. “Kuzenim,dile kolay taşınmak,ama yaşamak zor. Seni seviyorum biliyorsun dimi. İyiki benim hayatımdasın Tansu. Sen olmasan çoğu şeyi beceremez başaramazdım. Seni çok seviyorum. Kendine dikkat et.” Gözyaşlarımı tutamadım sarıldım sıkı sıkı öptüm. “Bende seni çok seviyorum gün ışığım.” Ona gün ışığım diyorum çünkü onun saçları çok güzel bir sarı tonunda gün ışığı gibi. Arabaya bindik ve babamda valizleri arabaya koydu. Ve babam arabaya bindi nenem arkamızdan bir kova su serpti bense son dakika çantama attığım kulaklıklarımı çıkarıp şarkı dinleyerek uyuklamaya başladım. |
0% |