@nehirssllyyy
|
Gözlerimi araladığımda anneme taraf döndüm. “Ne kadar daha yolumuz kaldı?” Annem bana dönerek “Çok az zaman kaldı.” Diye mırıldandığında onunda çok yorgun olduğunu görebiliyordum. Ayrıca çok az diye bir zaman dilimimi var. Belimi kıtlatmak için yerimden dikeldiğimde belime keskin bir acı girmişti. Allah seninde belanı versin koltuk. Başka bişe demiyorum. “Kızım geldik.” Diyen babama baktım. Gayet mutluydu. Ha şunu demişmiydim gideceğim okul tadilatta olduğu için okul benim için daha uzun bir süre tatildi. Hatta sadece bana değil burda olan tüm kasabadakilere. İstanbul’da olabilirdik ama tatil gibi bir yere gelmiştik kısaca kasaba gibi diyebilirim. Ve burda tek bir okul vardı ama şöyleydi. İlkokul, Ortaokul, Lise,Üniversite yani tam 4 okul var. Sadece branşları mı dersin ne işte onlar farklı. Ve şuan Lisesi tadilattaymış. Allah seninde belanı versin okul. Araçtan indim ve kocaman bahçesi olan siteye yürümeye başladım. Yaz tatili daha bitmemişti havalar soğumamıştı. Bu yüzden denize girme planlarım iptal de olmamıştı. Of çok akıllıyım cidden. Annem kapıyı açtı ve içeri geçti. Bende peşi sıra içeri girdim. Annemin gösterdiği odaya geçtiğimde kocaman sade güzel renklerle dekore edilmiş odama baktım. Annem seçmiş olmalıydı. Boy aynasının yan tarafında kalan makyaj masamın üzerine çantamı bıraktım kapının yanına ise valizimi. Dışarıya çıkıp etrafa bakmak istiyordum ama bir yandanda dolabımı düzeltmek istiyordum. Her şeyi anneme yüklemek istemiyordum. Kapım çalınınca “Gir.” Dedim kapı açıldı ve annem içeri girdi. “Kasaba gibi burası denize girme alanıda var otobüse binip okuluna gidiceksin ayrıca başka bir otobüse binerek de merkeze gidebilirsin.” Dediğinde başımı sallamakla yetindim. Zaten pekte işime yaramayacaktı -okul harici,he birde deniz var.- “Ve ayrıca dışarı çıkmak istersen gidebilirsin dolabını ben katlarım.” Ona baktım ve “ Her şey sana yük oldu ama istersen giderim,iyi olur.” Kafasını salladı ve “Tabiki gidiceksin hadi git bakalım.” Tam odadan çıkıcakken annem, “ Yemek yemeden çıkmıyorsunuz Tansu hanım.” Anneme döndüm ve yanağından öpüp “Ben kaçtım!” Dedim. Evet yemek yemek istemiyorum ve zorlanmak hiç istemiyorum. Obur bir insan değilim. Çantamı da alıp çıktım. “Dikkat et Tansu.” Diye seslendi babam arkamdan. “Tamam baba!” Dedim bende. Kulaklıklarımı çantamdan çıkarıp kulağıma taktım ve şarkı açtım. Ben sende tutuklu kaldım. Diyordu Sezen Aksu. Kuğuluda buluşalım diyordu Kalben. Yol boyu şarkı dinledim. Sahile geldiğimde ayakkabılarımı çıkardım ve kumlara ayak bastım. Kumların hala sıcak olması sabah cidden havanın sıcak olduğunu işaret ediyordu. Kumlarda yürümeye başlayınca bir anda ayağım bir şeye takıldı. Ne olduğunu anlamadan çığlığı bastım. Ayağım dehşetül vahşet acıyordu. Ayağıma denk gelen şeye baktığımda bir taş olduğunu anladım. Allah belanı versin taş. Yerde sızlanmaya devam ederken kumların ıslandığını varkedince kafamı kaldırdım ve tam tepemde yarı çıplak baklavalarını bana doğru eğilmiş bir şekilde bir çocuk gördüm.”İyimisin?” “Sence.” İnsanlar beni deli ediyor. Özelliklede erkekler. “Yardım ediyim.” Dediğinde eğilip ellerini bacaklarıma sardığında bir şey diyememiştim ama sinirim çok bozulmuştu. “Nerede oturuyorsun?” “Mardin’de desem beni burdan Mardin’e mi götürüceksin gerizekalı!” Diye sitem ettiğinde gülmemek için kendini zor tutuyordu. “Komikmi.” Dediğimde kafasını hayır anlamında salladı.” Pekala nerede oturduğunu söylecek misin? Yoksa seni kendi evime mi götürmeliyim?” “Şirinler sitesi”diye mırıldandım. Ayağım hala çok acıyordu. “Vay vay yoksa sen şu yeni taşınanların kızımısın.” “Ne.” Dediğimde yok bişe anlamında bir harakette bulundu. Yürümeye başladığında “Bu arada adım E…” diyorduki lafını böldüm. “Bana adını söylemene gerek yok çünkü bende sana adımı söylemeyeceğim.” Bu yaptığım onu kırmışsada umrumda değildi. Kapının önüne gelince kucağından indirdi bende sekerek kahverengi evin kapısına doğru yürüdüm. -daha doğrusu topallayarak yürüdüm- “Kendine iyi bak.” Dediğinde ona döndüm ve “Sanane.” Dedim. İnsan bir teşekkür eder be. O arkasını dönüp yürümeye başlayınca bende tam kapıyı çalarken arkamdan gelen sesle duraksadım. “Merhaba!” Arkamı döndüğümde bir kız gördüm. “Merhaba.” “Tanışmak ister misin? Benim adım Yağmur.” Bende kafamı kaldırıp kıza gülümsedim cidden iyi birine benziyordu. “Bende Tansu.” Dediğimde gülümseyip, “İsmin çok güzel anlamı ne?” Dedi. “Mucize,olağan üstü güzellik.” Diye mırıldandım. “O zaman hoşgeldin Tansu.” Dediğinde “Hoşbuldum Yağmur.” Dedim. “Yarın buluşalımmı? birbirimizi yakından tanırız. Kafamı salladım ve onu onayladım. “Anlaştık Mucize.” Dediğinde gülümseyip “Anlaştık, İyi akşamlar su damlası.” Bana gülümseyip yan kapıdaki eve girdi. Bende kapıyı çaldım ve eve girdim. merhaba lütfen beğenin ve yorumlarını eksik etmeyin🫶🏻 |
0% |