Günlerden pazar, bugün Çiğsem erkenden arayıp tüm ekibin onlarda toplanacağını haber vermişti. Ben kabul etmiştim. Ve şuan saat 6 olmuştu onlara gidecektim. “Anne ben çıktım.” “Kızım yemek yeseydin.” “Orada yeriz.” Bugün Çiğsem’lerde kalacaktım. Aslında tüm kızlar kalacaktık erkekler gidecekti. Üstüme giydiğim ince bluz ve altıma giydiğim siyah bol kot pantolon. Üşütmezdi zaten evde olacaktık. Kapıdan çıktım ve çağırdığım taksiye bindim. Kısa süre sonra Çiğsem’lerin eve varmıştım. Kapıya tıklattım. Kapıyı Can açtı. “Merhaba Tansu’cuğum ama sanırım sen geç geldin.” Gülümsedim ve “Merhaba Can, evet geç kaldım.” Can arkasını döndü ve, “Sevgilim ve diğerleri Tansu hanım geldi.” Onun bu halleri beni güldürüyordu.

“Hoşgeldin Tansu.” Dedi Ece. “Hoşbuldum. Sanırım Kumsal ve Emre yok.” Mert, “Emre lavaboda, Kumsal zaten bizle pek takılmaz nadiren gelir.” Dedi. “Anladım.” Dedim. “Otursana masaya yemek yiyeceğiz.” Dedi Ece. Kafamı salladım ve masaya oturdum. “Yemekler geldi.” Dedi Mert ve masaya 7 çeşit pizza bıraktı. “Emre hadi!” Diye seslendi Ece. Ece’nin yanında Mert. Karşılarında ben. Benim yanımda ise Çiğsem ve Can oturuyordu. Tekli kısımda ise Emre vardı. “Kumsal aradı.” Dedi Emre ağzındaki pizzayı çiğnerken. “Ne dedi.” Diyen Can’a bakan Emre “ Şöyle dedi. ‘Benden habersiz buluştunuz Emre ben size küstüm’ bende suratına kapattım” duyduğum cümleye ben dahil herkes kahkaha atmıştı. Yemek merasimi sonunda bitmişti. Herkes koltuklarda bişelerle uğraşıyordu. “Oyun oynayalım.” Dedi Çiğsem elinde bir şişe viski ve küçük bardaklarla. “Doğruluk cesaret oynayacağız. Soruyu cevaplamak istemeyen olursa bir bardak atacak.” Dedi. Herkes kabul edince bende ettim. Hayatımda içki içmemiştim bile. “Evet.” Dedi Can ve şişeyi çevirdi. Şişenin soru ucu Çiğsem’e cevap kısmı Ece’ye gelmişti. “Pekala Ece. Sen Mert ile ünü için mi oldun yoksa sevdiğin içinmi. Ece hazır sevap şeklinde “ Onu sevdiğim için ün için biri ile olmam.” Dedi ve o sırada Mert Ece’nin saçlarından öptü. Çevrildi çevrildi çevrildi ve soru kısmı Emre’ye cevap kısmı bana geldi. “Doğruluk? Cesaretlik?” Dedi. “Doğruluk.” Dediğimde bir bardağı alıp önüme koydu ve viski doldurdu. “Bu ne.” Dediğimde bana döndü ve. “O omzundaki iz ne? Ve ne oldu. Hikayesi nedir?” Gözlerim omzuma değdi ve bardağı elime aldım. Bu sırrı birine versem ne olurduki ayrıca hiç alkol almamıştım. “Bilmem.” Dedim ve bardakdaki sıvıyı tekledim. Sıvı boğazımı yakıp geçerken. Şişe tekrar çevrildi. Bir ucu bana diğer ucu Çiğsem’e geldi. “Merak ettim de şu iz nedir?” Dedğinde bunada bir bahane bulamazdım. Buluzumu sıvadım ve omzumdaki izi gösterdim. “Denizdeki akıntı günü. Beni çıkarırken gördü bundan bahsediyor.” Dediğimde Çiğsem’ kaşlarını çattı ve kendi omzunu sıyırdı. “Hikayesi aynı mı merak ediyorum.” Şok içinde ona bakarken tek şok olan ben değildim. “Ben anlatiyim aynıysa sonra söylersin zaten Can ve Ece biliyor.” Dediğinde kafamı salladım. “Hep gittiğim bir okul yolu var önceden sizin orada hatta aynı semtte yaşıyordum. Zaten bunu sende biliyorsun bende sonradan bu şehre geldim normalde senin önceden yaşadığın şehirdeydim. O yol kelebek sokağı.”Dedi ve durdu. “O yoldan yine bir gün geçerken okulumun zorba kızlarından biri ve bir çocuk. Kollarımdan sürükledi. Bir odaya ya da dükkana götürdüler. Hatırlamıyorum.” Dedi. Ve nefes alıp devam etti. “Kız beni kıskanıyormuş. Kıskandığı kızlara hep böyle yaptığından bahsetti ve çocuğun elindeki sigara paketinden bir dal çıkarıp yaktı. Sigaranın sonuna geldiğine bunu omzuma bastırdı ve sigarayı omuzum küllükmüş gibi söndürdü. O gün marketten litrelerce su alıp döktüm omzuma geçmedi. Geçtiysede geçmedi.” Bana da aynısı oldu ama benimki bir sigara değildi bir kalın demir çubuktu. Bunu söyleyemezdim. Bu iz sadece omzumda değil göğsümde de vardı. Annemlere bir düzleştirici yanığı demiştim. Göğsümdeki bilmiyorlardı. Ve tabiki o kızın o çocuk tarafından bana taciz ve tecavüz ettiğini hatta kızgın demir çubuk ile kasıklarımı bastıklarını. Söyleyemezdim. “Ece.” Dedim ve sustum. “ Çiğsem’e su verir misin ? .” Bana döndü ve, “Sanki Çiğsem’e değil’ de sana vermeliydiz ne dersin?” “Ben yatsam iyi olur.” Dedim ve iyi geceler dileyerek Çiğsem’in bahsettiği odaya çıktım. En son kendimi yatağa attığımı hatırlıyorum.

Yıllar önce…

Yolda yürüyen kızı bir kız ve çocuk sürükleyerek bir yere kapatmıştı kız korkudan titriyordu. Onu tehtid etmişlerdi. “Bu az acıktıcak daha kötüsü birazdan güzelim.” Diyen çocuğa baktı kız. Yüzüne tükürmek istedi.

Çocuk elinde tuttuğu demiri sobada ısıttı ve kızın göğsüne bastırdı. Kız çığlık çığlığa ağlıyordu. Kimse bilmiyor muydu. Biraz sonra zorla kızın acıdan baygın düşmüş ama hala bilinci açık bedenini soydu çocuk. Kendi penisine bastırdı bu çocuğa zevk vermişti. Kıza ise acı. ? Biraz sonra penisini kızın içine soktu. Çıkardı. Soktu. Çıkardı kız artık dayanamıyordu. Çocuk kızgın demiri kızın kasıklarına bastırdı. Kız yine bir çığlık attı. Sesi çıkmış mıydı bilmiyordu. Kız bir güçle çocuktan kurtuldu kendini geldiği yerin karşısındaki sahildeki iskeleye koşarken buldu. Derinliği boş verdi ve atladı.

Acıyordu. Çok acıyordu.

Sorsalar kıza ‘Acıyor mu?’ Diye kız ilk defa ‘Acıyor. Çok acıyor.’ Derdi.