Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Tehdit

@nehosunhikayeleri

Kuzey Akgün karşılaşmadan bir önce ki akşam saat 19:00 ;

Evin terasında Bartu ile oturmuş sigara içiyorduk. Dudaklarımın arasında ki yarımlamış olduğum sigara dalını yanımda duran kül tablosuna attım. Cebimden sigara paketini çıkarıp içinde ki son sigara dalını alıp dudaklarmın arasına yerleştirdim. Elimde ki paketide yanımda ki çöpe attım. Masada duran çakmağı alıp sigara dalının ucunu alevlendirdikten sonra çakmağı masaya bıraktım. Büyük bir zevkle içime çekip sigarayı dudaklarmın arasından ayırıp gri dumanını havaya üfledim.

Bartu'nun sesini duymamla bakışlarımı ona çevirdim. ''Hiç umrunda değil dimi ?'' Diyerek dudaklarını yaladı. Başını sağ omzuna yatırdı.

Baışlarımı yavaşça ondan ayırarak gökyüzüne çevirdim. Derin bir iç çektim. ''Bilmem. Ama sanırım umrumda değil. Hayat bu Bartu. Bir gün bir şey olur ayrılmak zorunda kalırsın. Ama ayrıldın diyede hayatına devam etmeme gibi bir lüksün yok. Yaşamak zorundasın. Lafımın başında da dediğim gibi hayat bu. Neyden ve nereden vuracağı belli olmuyor. Ya da bu hayatta nelerle karşılaşacağını bilemez insan.'' Diyerek sigaramı ardından dudaklarımın arasına yerleştirip içime çektim ciğerlerim sıkışıncaya kadar. Ardından tekrar dudaklarımın arasında ki sigarayı ayırıp gri dumanını havaya üfleyerek elimde ki bitmiş sigarayı kül tablosuna atıp ayaklandım. ''Hadi yürü.'' Dedim.

Bartuda ayaklanıp adımlarını bana yöneltip yanıma geldi. ''Nereye gidiyoruz ?'' Diyerek alnının ortasını karıştırarak kaşlarını çattı.

Dudaklarımın üzrine bir çarpık gülümseme oturttum. ''Eğlenmeye.'' Diyerek göz kırptım. Ardından terasın kapısını açıp içeriye girdim. Bartununda arkamdan geldiğni hissettim. Bu gece daha da eğlenceli olacaktı.

 

 

Hepimiz evden çıkıp arabalara binmiştik. Herkes kendi arabasına binmişti. Camı aralayıp öyle devam ettim sürmeye. Kırmızı ışık yandığında arabayı durdurdum. Yanımda duran sigara paketini elimde aldım. İçerisinden bir dal alıp paketi geri koydum. Sigarayı dudaklarımın arasına yerleştirdim. Cebimde ki çakmağı çıkarıp ucunu alevlendirip ardından çakmağı geri koydum. İçime çektim sigarayı. Dudaklarımın arasından ayırarak gri dumanını camdan dışarıya üfledim. Çok sigara içiyordum evet. Ama sigarayıda içemezsem bildiğiniz deliriyordum. İçkiyede bağımlı olmuştum. Bu ikiside beni ayakta tutuyordu. Ondan ayrıldıktan sonra böyle bir adama dönüşmüştüm. Evet ayrıldıktan 1-2 gün sonra unutması zor olmuştu ama şimdi sorsanız sikimde değildi. Neden bilmiyorum ama artık ona karşı içimde sevgiye dair bir duygu kırıntısı bile kalmamıştı. Yeşil ışık yandığında arabayı çalıştırıp sürmeye başladım. Eskiden hayatımın bir parçası olan o kız artık umrumda değildi. Benim gibi bir adam 19 yaşında ki bir küçük kız çocuğundan hoşlanacak bir adam değildi. Çünkü benim gibi bir adamların hoşlanacağı tek kadınlar olurdu. Eskiden bir hataya düşüp ona çıkma teklifi etmiştim. Ama sonra anladım ki ona karşı bir hoşlantı ya da aşık olma duygusu beslemiyordum. Amacım sadece onu kullanıp bir kenara atmaktı. Bende öyle yapmıştım. Artık biz diye bir şey yoktu. Ve asla bir daha onunla karşılaşmayacağım için rahattım. Elimde ki bitmiş olan sigarayı camdan dışarıya atıp camı kapattım. Ve yoluma devam ettim.

 

 

Hepimiz bara gelmiş içeriye girmiştik. Bir masada oturup içiyorduk. ''Oğlum kaç zamandır gelmiyorduk eğlenmeye. İyi geldi bu bana.'' Dedi Ege dudaklarının arasndan gülerek.

Bakışlarımı bizimkilere çevirdim. ''Ben demeseydim geleceğiniz yoktu amına koyayım.'' Diyerek gülmeye başladım.

Bartu bakışlarını bana çevirdi. ''Senin buraya geliş sebebin kendine yeni birisini bulmak değil mi ?'' Diyerek dudaklarının üzerine bir sırıtma yerleştirdi.

Dudaklarımın üstüne çarpık bir gülümseme yerleştirdim. Arkama yaslandım. ''Eee herhalde oğlum. Yalnız ölecek değilim bu dünayada.'' Ardından sırıtmaya başladım. Elimde ki içkiyi yudumladım. ''Tek gecelik kadın bulmak fena bulmaz aslında.'' Diyerek gülmeye başlayıp göz kırptım. Ardından ayaklanıp içi içki dolu bardağı elime alıp kasiyerin oraya gittim. Bakışlarımı etrafta gezdirmeye başladım. Gözlerim benim biraz uzağımda dans eden kadına ilişti. Yavaşça onu süzmeye başladım. Kadının üzerinde kırmızı diz kapaklarının yukarısında duran bir elbise vardı. Elbisenin bir omzu vardı. Diğeri yoktu. Kadının gözleri yeşili andırıyordu. Biraz da zayıftı. Saçlarının rengi bal renginin biraz koyusuydu. Aslında bu kadın bu gece benim işimi görürdü. Zaten kadın tek başınaydı. Yanında kimse yoktu. Bakışlarım kadında takılı kalırken kadında bakışlarını bana çevirdi. Sırıtıp göz kırptım ona. Kadında ardından bana göz kırptı. Masanın üzerinde ki içki dolu bardağını alıp adımlarını bana doğru yönlendirdi. Ve yanıma gelip karşıma oturdu. ''Naber güzelim.'' Diyerek dudaklarımın üzerine çarpık bir gülümseme yerleştirdim.

Kadının bana bakarken gözlerinin içi parlıyordu resmen. ''İyi senden naber yakışıklı. Adım Eda bu arada. Senin ki ne yakışıklı ?'' Dedi gülümseyerek.

İçkimin hepsini içip masaya bıraktım. ''Kuzey bende güzelim. Bu gece kendini bana teslim etmeye ne dersin ?'' Dedim sırıtarak.

Karşımda ki kadın gülümsedi. ''Neden olmasın yakışıklı.'' Dedi muzip bir ses tonuyla.

Ayaklanıp adımlarımı ona yaklaşdırdım. ''Hadi o zaman şurada ki odaya geçelim.'' Diyerek elinden tutup ayağa kaldırdım. Kadının dudaklarının üzerinde gülümseme belirdi. Hemen bizim karşımızda duran odaya gittik. Kadın adımlarını yavaşça yatağa yönlendirdi. Ardından yatağa sırtını değdirdi. Bende üzerimde ki ceketi çıkarıp bir kenara attım. Ardından yavaş adımlarla üstüne çıktım. Bir elimi saçlarına götürüp kulağının arkasına sıkıştırdım. Dudaklarımı yavaşça onun dudaklarına bastırdım. Ve onu öpmeye başladım. Birden gözümün önünde bir şey belirdi. Nil.

 

Geçmiş Nil Ve Kuzey :

Nil ile ikimizde yatakta yatmış bakışlarımızı bir birimize dikmiştik. Yavaşça bir elimi saçlarına götürüp kulağının arkasına sıkıştırdım. ''Seni ne kadar çok sevdiğimi söylemiş miydim deniz gözlü ?'' Dedim gülümseyerek.

Nil yavaşça bana yaklaştı. ''Peki ben seni ne kadar çok sevdiğimi söylemiş miydim ?'' Dedi yanağıma dudaklarını bastırarak. Bir elimi onun beline koyup hızlıca kendime yaklaştırdım. Gözlerim dudaklarına ilişti. Burnumu burnuna değdirip sürtmeye başladım. İkimizde gözlerimizi yavaşça kapattık. Dudaklarımı onun dudaklarına bastırıp onu büyük bir şevhetle öpmeye başladım.

 

Günümüz Kuzey Akgün ;

Hızlıca yumduğum gözlerimi açtım. Yapamazdım , Yapamazdım! Hızlıca kadının üzerinden kalkıp yanda ki koltukta duran ceketimi alıp bedenimi kapıya doğru döndürdüm. Kapının kulpunu indirip odadan çıktım. Derin bir nefes aldım. Neler oluyordu bana! Neden bir anda Nil aklıma geldi! Sikeyim! Bakışlarımı bizimkilere yönelttim. Ama oturduğumuz yerde yoklardı. Hızlıca arka cebimden telefonumu çıkarıp ana ekranda beliren mesaja baktım.

 

Bartu

Kuzey biz eve gidiyoruz haberin olsun. İyi eğlenceler kardeşim sana

 

Telefonu arka cebime geri koydum. Adımlarımı barın çıkışına yöneltip yürümeye başladım. Dışarıya çıkıp ceketimin cebinde ki sigara paketini çıkarıp içinden bir dal aldım. Paketi geri cebime koyup dudaklarımın arasına sigarayı yerleştirdim. Elimde ki çakmakla sigaranın ucunu alevlendirmeye çalıştım. Ama sigaranın ucu alevlenmedi. Tekrar denedim Yine olmadı. Hay sikeyim böyle işi! Çakmağı sertçe yere fırlattım. Dudaklarımın arasında ki sigarayı çekip bir elimle saçlarımın arasına geçirip karıştırdım. Zaten hiç bir bok yolunda gitmez ki! Yumduğum gözlerimi açtığım an gözümün önünde bir çakmak ve bir el görmüştüm. Bakışlarımı yanımda ki adama çevirdim. Bana çakmağını uzatıyordu. Başımı ''Teşekkür Ederim.'' Dercesine sallayıp elinde ki çakmağı alıp sigaranın ucunu alevlendirdim. Adama çakmağını geri uzattım.

''Eyvallah.'' Diyerek kırık bir şekilde gülümsedim.

Yanımda ki adam çakmağını arka cebine sıkıştırdı. ''Önemli değil.'' Diyerek gülümsedi. ''Sevgilinden mi ayrıldın sen ?'' Diye sordu.

Bakışlarım yere kaydı. Dudaklarımı ıslattım. ''Nereden anladın ?'' Diyerek bakışlarımı yerden alıp ona çevirdim.

Adam alayla güldü. ''Bundan 2-3 yıl önce sevgilimle çok kötü kavga etmiştik. Bir sürü ağır kelimeler söyledim ona. Kavgamızdan bir hafta sonra sevgilimin ölüm haberi geldi. Pişman olmuştum ona söylediğim laflardan dolayı. Mezerına gidecek yüzüm yoktu sen düşün. Her gece onun fotoğraflarına bakarak geri gelmesini diledim. İnsanlar çok sevdiğinin değerini hayatteyken değil , ölünce anlıyor. Eğer şu an o yanımda olsaydı kendimi affetirmek için her şeyi yapardım. Ama hayat bu , nereden vuracağı belli olmuyor.'' Dedi ve ardından kırık bir şekilde tebessüm etti.

Bakışlarımı yavaşça ondan çekerek geri yere yönelttim. Elmacık kemiklerimin ortaya çıkmasıyla beraber sertçe yutkundum. Düşündüm.. Ya aynısı onada olsaydı ? Ya da aynısı onada olursa ? Başımı iki yana sallayıp başımı gökyüzüne döndürdüm. Derin bir nefes aldım.

 

 

 

 

Arabama binmiş eve doğru gidiyordum. Yollar kapkaranlık ve bomboştu. Aklımda sadece Nil vardı. Sikeyim böyle işi! Tam unuttum derken neden sürekli aklıma gelip duruyor. Hızlıca arabayı sağa çekip durdurdum. Arabanın gizli yerinde ki yeri açıp Nilin bütün fotoğraflarını çıkarıp orayı kapattım. Ardından arabanın kapısını açıp arabadan inip uçuruma doğru yaklaştım. Bakışlarımı yavaşça onun fotoğraflarına çevirdim. Unuttum derken bir anda aklıma gelmesi iyi değildi. Ayrıca sevmediğim birinin neden fotoğraflarını tutuyorsam. Fotoğrafların hepsini uçurumdan aşağıya attım. Gözlerimi yumup derin bir nefes aldım. Ardından arabaya doğru yürümeye başladım. Şoför kapısını açıp arabaya bindim. Kapıyı geri kapattım ardından. Arkama yaslanıp büyük bir şekilde iç çektim. Doğru olan buydu. Arabayı çalıştırıp yola koyuldum.

 

 

Arabayı evin önünde durdurup kapıyı açıp yavaşça indim. Cebimden evin anahtarını çıkarıp anahtarı deliğe takıp çevirdim. Kapıyı açıp içeriye girdim. Ayakkabılarımı çıkarmadan merdivenlere yönelip merdivenlerden çıkmaya başladım. Odamın önüne gelip kapının kulpunu indirip içeriye girdim. Ardımdan kapıyı kapatıp dolabıma yöneldim. Arka cebimde ki telefonum titredi. Bıkkın bir şekilde telefonumu elime alıp gelen mesaja baktım. Kaşlarımı çatıp mesajı okumaya başladım. Ardından cevap yazdım yazan kişiye.

Altay ;

Kuzey yarın sabah erkenden burada ol. Kahvaltı yapmadan erkenden buraya geliyorsun.

 

Tamam.

 

Ne bok isteyecekti acaba yine. Gerçi Altay bu neden şaşırıyorsam her boku ister. Üzerimi değiştirip yatağıma girip gözlerimi yumup kendimi uykuya bıraktım.

 

 

Sabah saatleri 09:00 Kuzey Akgün ;

Evden bizimkiler uyanmadan önce çıkmıştım. Arabama binmiş yola koyulmuştum. Ve şu an yeşil ışığın yanmasını bekliyordum. Yeşil ışık yandığı an arabayı çalıştırıp sürmeye başladım. Altayın açıkçası ne bok isteyeceğini merak etmiyor değildim. Altay yine her zaman ki gibi ya adam öldürme ister ya da birisiyle bana görev verip adam kaçırma , adam öldürme. Altaydan bahsediyoruz sonuçta.

 

 

Arabadan inip Altayın büsbüyük şirkete benzeyen bir binaya geldim. Ardından içeriye girip Altayın odasına yönlendirdim adımlarımı. Ve kapısını çalmadan odaya girdim. Ben girdiğimde telefonu kulağından indirip masaya koydu. Altay bakışlarını bana döndürdü. ''Hoşgeldin Kuzey.''

Başımı salladım. ''Ne bok isteyeceksin yine.'' Dedim dudaklarımı ıslatarak.

Altay derin nefes aldı. ''Dur bakalım diğer arkadaşında gelsin öyle söyleceğim.'' Dedi tok bir sesle.

Kaşlarımı çattım. Acaba partnerim kimdi çok merak ediyordum. Kapının tıklanmasıyla birlikte bakışlarımı oraya çevirdim. Ardından kapı aralandı , aralandı ve içeri giren kişiyle şaşkınlığa uğradım. Oda şaşkınlığa uğramış olmalı ki şaşkınlıktan dudakları aralandı. Ve evet Nil Yakamoz tam karşımdaydı. Şu anda yüz ifadesi onun sinirliği olduğunu gösteriyordu. Şaşkınlığımı üzerimden atıp dudaklarımı tembelce yukarı kıvırdım. Ardından yavaşça eğilip kulağına yaklaştım. Nefesimi tam boyun girintisine getirdim. Şu anda nefesimi hissedebiliyordu. ''Hoşgeldin Nil Yakamoz. Yıllar sonra karşılaşmamız büyük tesadüf. Sakın bu operasyonda bana yanaşayım deme. Yoksa olacakları düşünmek bile istemezsin.'' Diyerek nefesimi boynuna doğru üfleyerek doğruldum. Ardından göz kırpıp dudaklarının üzerine çarpık bir gülümseme yerleştirdim.

Siniri yüzünden okunuyordu. Hatta şu an küfür bile ediyor olabilirdi. Bu iş sandığımdan da eğlenceli olacaktı.

 

Loading...
0%