@nektariguzeli
|
Merhaba Sevgili Okurlarım. Bugün 13. Bölüm ile karşınızdayım. Erken atmak istedim malum okula yarın gidicez son günün keyfini çıkarmak istedimm. Sizleri seviyorum.♥️😘 İyi okumalar.
Evin temizliği bitmişti. Ve şu an mutfaktaydım. Yemek için ne yapacağıma karar vermeye çalışıyordum. Ne sever ki? Hiç sormadığım için. Saate baktım. Okul çoktan bitmiş olmalıydı. Müsait olacağını düşünüp mesaj attım. Ben: Kaan sen en çok hangi yemeği seversin? Ben:Ne yemeği yapacağımı bilemedim. Ben: İkimize de en sevdiğimiz yemeği yapıcam Kaan: Mavi benim sevdiğim yemek seni çok uğraştırır Kaan: Ayağın hala tam iyileşmedi ki. Hafif anca basabilirsin Ben: Huysuz bey, lütfen beni düşünmeyi bırakın Kaan: Seni düşünmemek imkansız ki (Gönderilmedi) Ben: Şimdi en sevdiğiniz yemeği söylemenizi bekliyorum Ben: Hem bugün ayağıma basabiliyorum. Düne göre ayağıma gayet iyi. Endişelenme Kaan: Tamam o zaman karnıyarık severim Kaan: Ama bu yemek çok uğraştırıcı o yüzden ikinci sevdiğim yemeği yap bence Kaan: Mercimek çorbası yap Ben: Kaaaaannnn Ben: Gelirsem seni mahvederim Ben: Karnıyarık yapıcam ben de çok severim zaten Kaan:Senin en sevdiğin yemek ne Ben: Bennn Ben: Bilmem Kaan: Nasıl bilmiyorsun Ben: Yani ben bütün yemekleri çok severim Ben: Seçemem ki Kaan: Senin kadar bal birini daha görmedim (Gönderimedi) Kaan: Yine de söyle bir tane Kaan: Bileyim Ben: Tamam o zaman Ben: Salata çok severim Kaan: Salata yemek mi? Ben: Değil mi? Ben: Her neyse Ben: Neden yazıp göndermiyorsun Kaan: Vaz geçiyorum, boşver Kaan: Neyse sen yemeklerine yapane kadar ben de işlerimi bitireyim Ben: Tamam o zaman görüşürüz, kolay gelsin Kaan: Aynısından sana da. Son yazdığı mesajla güldüm. Komikti. Hem de çok tatlıydı. Başımı iki yana sallayıp telefonu masaya bıraktım. Kollarımı sıvayıp karnıyarık malzemelerini çıkardım. ___________________________ Sonunda karnıyarık bitmişti. Derin bir nefes alarak tadına baktım. Güzel olması için içimden ne dualar etmiştim var yaa... Bilmezsiniz. Kaşıklayıp ağzıma attım. Yavaş yavaş çiğnerken sıcak olduğunu unutmuştum. Of yandım anam. Koşup dolaptan suyu aldım. Bardağa döküp içtiğimde koca bir ferahlama geldi. Sjsjjs Bu defa da mercimek çorbası yapmaya başladım. Evet istediği iki yemeği de yapacağım ve zaten biri hazır. Biraz kızacak ama söylemeseydi de mi? Hamaratlığım sağ olsun. Çorbayı üstüne koyduktan sonra salatamı hazırladım. Sosunu o gelince koyucam. Yoksa ezilirler. Her şey tamam, o zaman gidip üzerimi giyeyim. Ayağım düne göre çok daha iyiydi. Artık basabiliyordum. Sabah basamamamın sebebi bir anda kalkmam ve ayağımın uyuşuk olmasıydı. Ama ben yine de yavaşça yürüyordum. Yukarı çıktığım da elbiselerime baktım. Hepsi güzeldi ama içlerinden kırmızı çiçekli beyaz bir elbise çok güzel görünüyordu. Üstüme giyip saçlarımı yanlardan örerek yaptım. Kırmızırujum olmazsa olmazımı da sürüp aşağı indim. Elime telefonumu alıp saate baktım. 19.21'di. Birazdan gelirdi. Sofra için bardakları götürüyordum ki kapı çaldı. Mutlulukla kapıyı açtım. Karşımda ki çok yakışıklıydı yine. O benim aksime çok rahat giymişti. Siyah bir tişört ve altına da gri bir eşofman. Bakışlarımı fark edince "Kusura bakma, rahat giyinmeyi severim de." deyip elini ensesine attı. Utanmış gibiydi. Benim yanımda utanmamalıydı. "Ben ondan bakmamıştım aslında, yakışıklı olmuşsun diyecektim. " Söylediklerimle gözlerinin içi parladı resmen. "Gerçekten mi?" Ona bakıp güldüm. "Gerçekten." Utanmıştı ama çaktırmamaya çalıştı. "Sen de çok güzel olmuşsun. Rujun çok yakışmış dudaklarına." Son cümlesiyle kızardım. Cümlesi sanki biraz değişik olmuştu. "İçer geçeyim mi artık Kırmızı Güzeli." Deyince daha çok kızardım. Ancak ben de çok belli olmuyordu. Dudaklarım kızarsa da zaten kırmızıydı. Utançla geri çekildim. "Tabi ki." Dedim. Ve elimi içeri doğru uzattım. Elimi çekerken o çoktan geçmişti. Arkasında pıtı pıtı yürüdüm. Mutfakta ki masanın taburelerinden birine oturmuştu. Ona bakıp gülümsedikten sonra çatal ve kaşıkları masaya koydum. Gerekenleri koyarken o da bana yardım etmişti. Son olarak tabaklar kalmıştı. Uzandım ancak ayağımdan dolayı parmak ucuma bile çıkamıyordum. Oflayarak arkamı dönecektim ki iki el belimden tutup tabakları alabileceğim kadar yukarı yükseltti. Donup kalmışken. Kulağıma fısıldadı. "Almayı düşünüyor musun Kırmızı Güzeli?" Fısıltısıyla ürperip hızla tabakları aldım. Yavaşça beni yere bıraktıktan sonra beni kendine döndürdü. Üzerime eğilip "Bana söyleseydim tabakları alabilirdim." Yine fısıldamıştı. Sesi çok güzel çıkıyordu.Kalbim duracak noktaya ulaşmıştı. O üzerime eğildikçe tabakları göğsüme bastırıp mutfak mermerne yaslanıyordum. Belim yay gibi bükülüydü. Beni biraz daha izledikten sonra tencerelere ilerledi. İki tencere görünce kaşlarını çattı. Diğer tencereyi fark etmiş olamalı ki kaşlarını çattı. Pilav yaptığımı biliyyordu ancak diğer tencereyi bilmiyordu, yeni fark etmişti. Merakla ve çatık kaşlarla kapağı kaldırdı. Mercimek çorbasını görünce gözlerini irice açtı. "Neden yaptın?" "Sen seviyorsun diye." Dedim. Ve tabakları doldurmaya başladım. Hala bana bakıyordu. Elimle yüzünü hafif yana itince kendine geldi. "Hiç zahmet etmeseydin be Kırmızı Güzeli." "Boş konuşma Kaan alt tarafı bir çorba yaptım." Sözlerinin taklidini yapınca güldü. Her şey tam olunca yemeğimizi yemeğe başladı. ______________________ Derin bir sohbete dalmıştık ki. Kaan'ın annesi arayana kadar. "Oğlum, eve ne zaman geleceksin? Bizim yurtdışına gitmemiz lazım. Bu akşam gideceğimizi biliyorsun." Bana baktı ardından hiç istifini bozmadan "Geliyoruz." Dedi. Ne dercesine kaş göz yaptım. Omuz silkti. "Kimle geliyorsun oğlum?" Bana bakıp gülümsedi. "Mavi'yle." Ardından her şey çok hızlı olmuştu. Masayı toplamıştık ve yanlarına gitmiştik. Onları yolcu attikten sonra Kaan araba sürmeyi bliyor musun diye sormuştu. Hayır deyince araba sürmeye gidiyoruz deyip beni düzlük bir alana getirmişti. Dördüncü denememizdeydik. Üçünü de istop ettirmiştim. Şu an arabayı kullanıyordum. Ancak direksiyondaki ellerim tir tir titriyordu. Kaan bana bir şeyler anlatıyordu. Ancak onu dinleyemiyordum. O kadar konsantre olmuştum ki... İki el ellerimi kavradı. Ellerini ellerimin üzerine örtmüştü. Ellerimdeki titreme sekteye uğramıştı. Şaşkınca ona bakarken bana çok yakındı. Karanlıkta bile hafif çillerini seçebilecek kadar hem de. Dudaklarıma doğru sıcak nefesi vurdu. Kalbim dört nala koşuyordu. "Sakin olmalısın yoksa kaza yaparsın." Dedikten sonra ellerimi bırakmıştı ama ben fark etemeden sakince kullanmıştım ve bir daha ellerim titrememişti. _____________________ Kaan'a yorulduğumu söyledikten sonra beni eve bırakmasını istemiştim. Memnuniyetle beni eve bırakmıştı. Yorgunluktan ölürken bulaşıkları bitirdim. Ruj elbise falan hepsini hallettim ve iki mesaj atıp uyudum. Ben: İyi geceler Çilli Yakışıklı Ben: Teşekkür ederim bugün için. Telefonu kapatmıştım ama iki bildirim sesi duydum. Kaan: İyi geceler Kırmızı Güzeli Kaan: Rica ederim. Ve yemek için teşekkür ederim. Mükemmel olmuştu. ________________________ Sevgili Okurlarım bugünlük bölüm bu kadar. Bolca yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın. Bölüm yorumlarını alayımmmm. Sizleri seviyorum.😘❤ Sonraki bölüme kadar görüşürüz.
|
0% |