Yeni Üyelik
14.
Bölüm

14. Bölüm

@nektariguzeli

Merhaba Sevgili Okurlarım.

Bugün 14. Bölüm ile karşınızdayım.

Sizleri seviyorum.❤😘

İyi okumalar.

 

Sabah her zamankine göre enerjik kalkmıştım. İlk defa hem de. Anlamsız bir şekilde mutluydum. İşlerimi halledip mutfakta kendime bir şeyler hazırlamaya başladım. Her şeyi hazırlamıştım. Sadece elimdeki domates ve salatalığı doğramak kalmıştı. Onları da hızlıca doğrayıp sofraya koydum. Sofra gerçekten iştah açıcı görünüyordu ancak tek başına kahvaltı yapmak güzel değildi. Telefonumu çıkarıp Kaan'a mesaj attım.

Ben: Kahvaltıya gelmek ister misin????

Ben: Gerçekten iştah açıcı bir kahvaltı

Ben: Lakin tek başına hiç de iştah açıcı değil

Ben: Tek başıma kahvaltı yapamıyorum

Ben: Yani yapıyorumda sağlam bir kahvaltı yapamıyorum

Ben: Gelmek ister misin?????

Ben: Zaten saat yeni yedi buçuk oldu

Ben: Biliyor musun

Ben: İlk defa mutlu ve enerjik uyandım

Ben: Sjsjsj

Ben: Normalde yataktan kendimi sürüyerek kalkıyorum

Ben: Hatta bir ara yatakta çok debelendiğim için pike vücuduma dolanmıştoı. Sonra biraz daha debelenince de yataktan düşmüştüm

Ben: Sjsjs

Ben: Eeee cevabın ne

Ben: Geliyor musun?????

 

Telefonu kapatmıştım ki ard arda mesaj gelmeye başladı. Tekrar telefonu elime alarak mesajlara girdim.

Kaan: Olur

Kaan: Geliyorum

Kaan: Ben de tek başıma kahvaltı yapamıyorum

Kaan: Tek başıma midem almıyor

Kaan: Kahvaltı için teşekkür ederim

Kaan: Kırmızı Güzeli

Kaan: Yataktan da düşmeyi başarmışsın demek

Kaan: 😂

Kaan: Aferim sana shshs

Kaan: Birazdan gelirim

Ben: Tamam Yakışıklı Bey

Kaan: Yakışıklı Bey mi

Ben: Evet

Ben: Ben nasıl Kırmızı Güzeli isem sen de Yakışıklı Bey'sin

Kaan: Hmmm, güzelmiş

Kaan: Yakışıklı Bey tam da bana layık

Ben: Egonu mu okşadım Yakışıklı Bey

Kaan: Hem de çok

Kaan: Sevdiğim kız tarafından böyle hitap edilmek tabii ki egomu okşar

(Gönderilmedi)

Kaan: Sen benim Kırmızı Güzelimsin ben de senin Yakışıklı Bey'inim

(Gönderilmedi)

Kaan: İkimiz birbirimize özeliz

(Gönderilmedi)

Ben: Yine neyi gönderip gönderip siliyorsun bakayım

Kaan: Hiç

Kaan: Kahvaltı da görüşürüz

Ben: Görüşürüz

Neden gönderip gönderip siliyordu ki? Gönderip gönderip silmesi marakımı şaha kaldırıyordu. En fazla ne yazabilirdi ki? Başımı iki yanıma sallayarak onu beklemeye başladım.

____________________

Gelmişti ve kahvaltımızı edip çıkmıştık. Servise binmiştik ardından ise okula girmiştik. Okula girdikten sonra pek konuşmamıştık, o kendi arkadaşlarının yanında ben de Aysima'nın yanındaydım. Hala o çarpıldığı çocuğu izliyordu. Yaklaşık bir saattir hem de! Onun yüzünden sıkıntıdan patlıyordum. Kalkalım diyorum biraz daha izleyeyim gideriz diyor ama yerinden santim kıpırdamıyor. Ben gideyim diyor olmaz diyor koluma yapışıyor ve beni çıldırtıyordu. Tam tekrar kalkacaktım ve isyan edecektim Kutlu'yu gördüm. Bize doğru geliyordu. Maviş gözleriyle bana bakarken havalı havalı geliyordu. Taaa ki kafasına çarpan basketbol topuna kadar. Topun kafasına gelmesiyle yerinden sendeledi. Havalı yürüyüşü ve bir o kadar oyunbaz olan hali havada buhar olurken bana bakarken ki masumiyet ve neşe yüzünde kaybolmuştu. Masumiyet yerini öfkeye bırakırken hızla arkasına döndü. Panikle arkamı dönüp Aysima'yı deprem olurcasına salladım. "Aysima kalk! Aysima! Kutlu çok sinirli! Aysimaaaa!" En son ki bağırışımla aşk ve beğeni dolu düşlerini bırakıp yerinden irkildi. "Noldu?" Dedi. Sinirle cevap verdim. "Elinin körü oldu, Aysima! Kalk diyorum Kutlu çok sinirlendi. " Kolundan tutup yerden kaldırdım onu. "Ne! Nerdeler?" Deyip etrafa baktı ve bir adet sinirli Kutlu gördü. Panikle koşturduk. Aysima ve Kutlu'yu tanıştırmıştım. İkisi çok iyi anlaşmıştı. Tencere kapak gibi, hatta ben ve Kutlu bile bu kadar yakın arkadaş değildik. O derece yani!

Koşarak Kutay'ın kolunu tuttum. "Kutay! Dur! " Beni ya duymuyordu ya da görmüyordu. Elimi önünde salladım ancak ne fayda... "Kutay merdiven mi dayayayım beni görmen için? Hey?" Deyip zıpladım. Birkaç zıplamanın ardından sonunda beni fark etmişti. Ya da etmek zorunda kalmıştı.Bilemiyorum. "Seni görüyorum Mavimtırak." Derin bir nefes alarak "Şükür vallahi şükür. Bir an görünmez oldum sandım." Deyip güldüm. Ama yüzünde kas bile oynamadı. "Çekil Mavimtırak." Başımı iki yanıma salladım. "Hayır." Dedim. Arkamda birinin sinirli soluklarını hissediyordum ve ben bunu yeni fark etmiştim. Ancak dönmedim. Kutlu'nun beline sarılıp "Kutlu sakin ol! Hadi gidelim. Kahve içelim, olur mu?" Bana kısa bir süre bakıp tekrar karşısındakine baktı. Sonra tekrar bana bakıp kafasını salladı. "Sen git Aysima ile ben geliyorum. Tamam mı?" Dedim. Yine başını sallayıp Aysima'yı kolunun altına alıp çıktı. Onlar gittikten sonra arkamı döndüm. Arkamda Kaan vardı ve kırmızı görmüş boğa gibi soluyordu. Sinirden kulaklarından biraz daha kalsa dumanlar çıkacaktı. Karşısında dimdik durdum. "Neden yaptın?" Konu arkadaşlarım olunca fazla korumacı olabiliyordum. Sinirle yüzüme baktı ama cevap vermedi. "Neden yaptın Kaan?! Neden ona zarar vermeye kalkıştın! O top ya kafasına daha sert gelseydi? Ya ona bir şey olsaydı?" Dediğimde son cümlemle çıldırmıştı. "Ya ona bir şey olsaydı mı? Birkaç gündür tanıdığın birine bu kadar derinden mi bağlandın? Gerçekten mi?!" Diye bağırdığında biraz irkilmiştim ancak çaktırmadan karşılık verdim. "Birkaç günlük mü? Kaan seninle kaç gündür konuşuyorum? Ha! Kaç gündür? O zaman sen de birkaç günlüksün!" Diye bağırdığımda irkildi. Sersemlemişti sanki. Birkaç adım geriye atarak yüzüme soğuk ve bir o kadar da kırgın olan bakışlarını yolladı. Ancak hemen sonra kırgınlığının üzerine sert bir set çekti ve bana duygusuzca baktı. "Birkaç günlük ha? İyiymiş. Senden ne bekliyorsam zaten. Neden sana değer veriyorsam artık? Bana yazan sensin ve bana bunları söyleyen de sensin. Mükemmel!" Dedikten sonraetrafına kısa bir bakış attıktan sonra omzuma çarparak sakin adımlarla gitti. Onun sert darbesiyle sarsılıp yere dizlerimin üzerine düştüm.Sakinliği ise kapıya ulaşana kadardı. Kapıyı öyle bir çarptı ki menteşeler yerinden fırlayacaktı az daha. Kapının çarpılmasıyla küçük bir irkildim. Son dediklerinde onun haklı olduğu kadar bende haklıydım. Ancak herkesin arasında onu küçük düşürmüştüm. Ve o da bana ağır konuşmuştu ve beni yere kapaklamıştı. Hiç bir şeyimken arkadaşımı kıskanıp ona saldırıyordu. Kırgınlıkla başımı iki yana salladım.Herkes bana bakıyordu. Burada tek değildik ve ben onu küçük düşürmüştüm! Tek olmadığımızı unutmuşum! Ancak o beni yere düşürdü ve insanların burada olmasını bile bile! Ve benim ona ilk mesajı attığım ortaya çıkardı!

Etraftakilerin bakışlarını umusamayarak ben de sinirle çıktım. Onu gerçekten çok kırmıştım ve şu an anlıyordum ancak bu bana saygısızlık yapabileceği anlamına gelmiyordu.

Diyorum ya arkadaşlarım için fazla korumacı olabiliyorum. Kutay'ın yerinde Kaan olsa yine aynısı yapar ve karşımdakine aynılarını söylerdim. Neden Kutay'a topu fırlattı ki? İkisi de benim arkadaşımdı. neden rekabet etmeye çalışıyor Kutay ile. Kıskanıyor ama sebepsiz yere. Kutay ile aramda hiç bir şey geçmedi ve geçemez de. Benim ona karşı hislerim olmadığı gibi onun da bana karşı hisleri yoktu. Ama Kaan bunu anlamak istemiyordu. O başlatmıştı ve o bulmuştu. Ne diyeyim?. Üzüntüyle başımı sağa sola salladım. Sinirden gözlerim doluyordu. Orada sakin dursam da çıktığım gibi içimdeki kırıklar yere dökülmüştü. Ve ben bu kırıkları toplayamazdım. Çok keskindi. Sol gözümden bir damla yaş aktı. Sınıfıma çıkıp çantamı aldım. Sınıftaydı. Camdan dışarıyı izliyordu. Herkes kavgayı duymuş olmalı ki ikimize bakıyordu. Göz yaşım gözükmesin diye saçlarımı yüzüme siper ederek arkamı döndüm. Fazla hızlı döndüğüm için gözümden düşen bir damla gözyaşı masama fırladı. Sınıftan çıkacaktım ki Aysima kolumdan tuttu. "Nereye Sare? Bekle, Kutay'ı çağırayım." Başımı iki yanıma sallamıştım ki "Sare!" diye yükseldi. Herkes bize bakarken umursamadı. "Bekle burada!" Dedikten sonra sinirle çıktı. Sadece ciddi zamanlarda bana Sare derdi. Ve ağlamamdan anlamıştı, sınıfı terk etmeye kalkışımdan anlamıştı durumun ciddiyetini. Sınıfta ayakta beklerken aradan beş dakika geçmeden Kutay içeri daldı. "Noldu Mavi? Niye ağlıyorsun? Hey bana bak! Benim yer cücesi kankam bak bana!" Deyince ıslak gözlerle ona baktım. Islak gözlerimi görünce dişlerini sıktı. "Kim ağlattı seni?!" Diye bağırdı. "Ku-" Dememe kalmadan "Kim dedim?!" Diye tekrar sordu. "Kutay şimdi olmaz, iyi hissetmiyorum. Gidelim lütfen!" Diyerek kolunu tuttum. İçi içini yemesine rağmen kafa salladı. Omzumdan kendine çekip sarılırken okul bahçesine çıktık. "Biraz oturalım mı?" Dediğimde benim tükenmiş halimi gördükleri için kafa salladılar. Kutay soluma, Aysima ise sağıma oturmuştu. Kutay saçlarımı yüzümden nazikçe çekip başıma bir öpücük kondurdu. Beni kendine çekip "Güzelim benim." dedikten sonra bir abi şefkatiyle sarmaladı beni. O sırada bizi izleyen Aysima kıskançlıkla kaşlarını çattı. "Ya ben senin güzelin değil miyim?" Diyerek kollarını göğsünde bağladı. Kutay Aysima'ya bakıp güldü. "İkiniz de benim güzellerimsiniz. " Diyerek diğer kolunu da Aysima'ya açtı. Aysima pıtı pıtı Kutlu'ya ilerleyip, sarıldı. Kutay onun da başını öptükten sonra "Tabi yengeniz olmadığı sürece." dedi. Aysima ile aynı anda kafasına birer şaplak vurduk. Bizim tepkimize kahkahalarla gülerken bizi de güldürmeyi başarmıştı. "Tamam tamam, yengeniz olsa da siz benim güzellerimsiniz." Deyince Aysima ile aynı anda "Ha şöyle," Dedikten sonra hocalardan izin alarak okuldan ayrılıp lunaparka gitmek için evlere dağılmıştık.

Yazarın Anlatımından...

Kaan üzgündü, hem de çok. Ama elinden bir şey gelmiyordu. Sevdiği kızın göz yaşının sıraya düştüğünü görmüştü. İçi yanmış, kül olmuştu. Camdan dışarı bakıyordu ama aslında onları izliyordu. Her hareketine kadar... Şimdi fark ediyordu da kız haklıydı. Boş yere çocuğa sataşmıştı. Ve yine boş yere kızı kıskanmıştı ama ne yapabilirdi ki? Sevdiği kızı başka biriyle yan yana görmek canını sıkıyordu.

Kız gittiği gibi kalkıp bir peçeteyle göz yaşını silmişti. Daha sonra ise cebine atmıştı. Onun bir göz yaşı bile boşa gitmemeliydi. Peçeteyi hiç kendinden ayırmamaya karar vermişti. Herkes ona şaşkınca bakıyordu ama her şeyi umursamadığı gibi bunu da umursamadı. Geri sırasına oturup cam kenarından bahçedekilere bakıyordu. Kutay gerçekten kızı mutlu ediyordu. Onu hiç kırmamıştı. Ama Kaan öyle mi defalarca onu kırmıştı ve şimdi de onu dedikodu malzemesi yapmıştı. Üstelik herkesin önünde dizlerinin üzerine düşürmüştü. Suçlulukla kafasını kollarının arasına aldı. Ne yapacağını bilemiyordu? Onu çok kırmıştı.

Kendine sinirlenerek sınıftan ok gibi fırladı.

_______________

Sevgili Okurlarım bugünlük bölüm bu kadardı.

Sizce Kaan Mavi'nin gönlünü nasıl alacak? Ya da alabilecek mi?

Düşünceleriniz nelerdir? Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yorumlarınızı alayımmm.

Sizleri seviyorum😘❤

Görüşürüz.

 

 

Loading...
0%