@nektariguzeli
|
Merhaba Sevgili Okurlarım 22. Bölüm ile karşınızdayım. Sizce kitap nasıl gidiyor? Bölümler sıkıcı mı geliyor? Daha mı eğlenceli yapayım? Sizleri seviyorum, iyi okumalaaar❤😘
Akşam karnıma ilacı iyice yedirmişti, daha sonra minik bir öpücük bırakıp gitmişti. Ben de pişmiş kelle gibi sırıta sırıta elim dudaklarımda girmiştim. Her halde aşk sarhoşu oldum sjsjsj. Bilemiyorum. Şu an okuldaydım ama son dersti. Uslu uslu sorularımı çözüyordum. Ta ki bir adet açık kahve gözleri üzerimde hissedene kadar. Arkama dönüp baktım. Ama o sırıtarak kafasını önüne eğmişti. Dudaklarımı birbirine bastırarak önüme döndüm. Gıcık şey ya, bakışları yine sırtımdaydı. Ama bu defa tepki vermedim, görmemezlikten gelerek sorulara odaklanmaya çalıştım. Ancak bu seferde sırtıma bir şey çarpıp yere düştü. Önce arkama sonra yere baktım. Yerdeki kağıt topu vardı. Eğilip aldım, kaşlarımı kaldırarak benimkine baktım. Kaşlarıyla kağıdı gösteriyordu. Kaşlarımı kaldırarak kağıdı hocadan gizlice açıp baktım. 'Çok güzelsin Kırmızı Güzelim.' Kağıda baka baka sırıttım.Çaktırmadan arkama bakıp benimkine öpücük atacaktım ki arkamdaki hocayı yeni fark ettim. Bu defa Fitnat cadısı değildi ama onunla yaraşır bir hocaydı. Remzi hoca... Ters ters bana bakıyordu. Ben ise gözlerimi kırpıştıra kırpıştıra ona bakıyordum. Nereden çıktı bu Fitnat cadısı kılıklı? Biz bakışırken sınıftan kıkırtı sesleri yükseliyordu. Çaktırmamaya çalışarak kağıdı elimde ezdim sonra da yırttım. Bunları yaparken hala hocaya bakıyordum. Mübarek sanki Hint diisi çekiyoruz sjsjsj. Benim gibi bunu fark eden hoca konuştu hemen. "Sanırım dersi yeterince dinlemişsin Mevi Hanım, çık tahtadaki soruyu da çöz o zaman. Dersi dinlemediğine göre konuyu biliyorsun." Deyip bir eliyle tahtayı gösterdi. Fitnat cadısı kılıklı adımı düzgün söylemiyordu. Şu zamana kadar da hep Mevi dedi. Mavi'nin nesi zor Allah aşkına ya! Oflaya puflaya tahtaya kalktım. Tahtadaki soruyla küçük ir bakıştım. Bildiğim bir soruydu. Hızlıca çözerken herkes bana şaşkınlıkla bakıyordu, einim. Soruyu bitirip elimdeki kalemle arkamı döndüm. Kalemi sakince masaya bırakıp yerime geçiyordum ki biri ayağıma çelme taktı. Ben düşmemek için hocaya tutunurken yanlışlıkla pantolonunu aşağı çektim. Hoca pantolonunu tutamazken pantolon ayaklarına kadar düştü. Ben yerde şaşkınlıkla hocaya bakarken hoca önce pembe panterli beyaz baksırına sonra bana baktı. Şaşkınlıkla ben de hocaya bakıyordum ki herkes şaşkınlığını bırakıp hunharca gülmeye başladı. Herkes eşek gibi anırırken hoca utançla pantolonuna uzanmıştı. Sarışındı bir de yanakları Amasya elması gibi kıpkırmızı omuştu. Adam bir de gençti. kırklarında ya vardı ya yoktu. Adam cağızda da bende de travma olarak kalacaktı bu olay. Hoca pantolonunu tekrar boş bir çapayla çekmeye çalıştı. Ancak dediğim gibi boşunaydı. Pantolonunu tuta tuta dışarı çıktı. Koridorda da böyle çıplak koştu ya kesin delirecek. Tımarhanelik olacak. Şaşkınlıkla göz kırpıştırırken Sevgilim olacak şerefsiz beni yerden kaldırdı. İki elini de yanaklarıma atıp " İyi misin?" dedi. Ancak ona ters ters sadece baktım. Ters bakışlarımı görünce iyi olduğumu anladı. Ters ters bakarken "Bekle sen seninde donunu böyle aşağı çekicem o zaman gülecen mi?" Dediğimde sapkınca sırıttı. "Sen yapacaksan neden olmasın?" Göz kırpınca başımı iki yana sallayarak sol elimi alnıma vurdum. Sapık şey ya! Ben sınıftan çıkarken "Teklifim hala geçerli!" diye bağırdı. Aman teklifi de ne kadar güzelmiş! Gel beni döv diyor mübarek. ________________________
Sınıftaki yaşadığım olaydan sonra pembe panterlere karşı bir tikim oldu ya! Bir de bunu üzerine eve gelirken dışarıda pembe panter kostümü giyen birkaç kişi gördüm. Elim burun kemerimde eve vardım. Anneme kısa bir selam verip odama çıkacaktım ki annem seslendi. "Sevgilini bugün yemeğe bize çağırsana. Hem babanla tanışmış olur." Pekala, babam beni annemle bile paylaşmazdı. Küçükken yanlarında yatarken sürekli beni kendi tarafına çeker benim kızım dermiş. Şimdi bu kadar kıskanç olan bir babaya sevgili gösterilir mi? Söyleyin a dostlar olur mu böyle şey? "Anne babam çocuğa av gözüyle bakar." Dedim, sırıttı. Ben bu sırıtışa biliyorum. Babamın kıskançlıklarını zevkle izleyecekti. "Olmaz bir şey. Hem her şekilde tanışacaklar dimi?" E doğru söze başka bir şey denmez. Eninde sonunda babamla tanışacaktı. Çaresizlikle başımı salladım. "Tamam." Annem merakla çatışmayı beklerken odama girip çantamı yana fırlatıp telefonumu çıkardım. Çaresizlikle yazdım. Ben: Sevgilim Ben: Ne yapıyorsun???? Anında cevap geldi. Sevgilim❤: Uzanıyordum Sevgilim❤: Sen ne yapoıyon Ben: yatakta uzanıym Ben: Sana bir şey söyleyecektim Sevgilim❤: Ne söyleyecektin Ben: Şey söyleyecektim Sevgilim❤: Ne söyleyecektin Ben: Şey işte Sevgilim❤: ney işte Ben: Şeyi söyleyecektim Sevgilim❤: Kırmızı Güzelim beni çıldırtmasana Sevgilim❤: Şey ne Ben: Ha Sevgilim❤: Ha dersin tabi. Çıldırttın ya için eridi Ben: Tam olarak öyle oldu Sevgilim❤:😒 Boğaldum vallahi boğaldum Ben: Sjsjsj tmm tmm söyleyeyim Sevgilim❤: Şükür namazı kılacam Ben: Annem sevgilin yemeğe gelsin bize dedi. Gelebilecek misin Sevgilim❤: Tabi ki ne var bunda sanki Ben: Babam vr Sevgilim❤: Bir şey olmaz korkmam babandan Ben: Sana şimdiden söyleyeyim çok kıskanç Sevgilim❤: Sever bei o merak etme sever Sevgilim❤: Çok kıskançlıklar gördüm hiç biri beni sökmedi bu mu sökecek Ben: Evet Sevgilim❤: Yapamaz, tecrübeliyim ben Ben: Tecrübe? Ne tecrübesi bu? Sevgilim❤: Sandığın gibi değil kanka tribi kıskaçlığı Ben: Ha iyi o zaman Ben: Çok büyük konuşuyon Sevgilim❤: Yooo geldiğimde görürsün Ben: Hadi bakalım ______________ Kaan gelmişti ve şu an yemekteydik. Annem ile ben karşı karşıyayken Kaan ile babam karşı karşıyaydı ve ortam bayağı gergindi ki Kaan tabağındaki bezelyelerden birine çatal saplayıp ağzına attı ama yutkunuşu bile gerginlik fışkırıyordu. Babam ise rahat ama bir o kadar da keskin bakışlarıyla ona bakıyordu. Kaan yavaş yavaş yemeğini yerken ortamın gerginliğini azaltmak için konu açmaya çalıştım. "Baba işler nasıl gidiyor?" Dedim. Bakışları hala Kaan'dayken konuştu. "İyi kızım, her zaman ki gibi." Dedi. Anneme baktım. Annem bile şu an gerilmişti. Çünkü babamın bakışları hiç de hayra alamet değildi. Tabağımdakileri hzılıca bitirdim. O sırada annemler yemeğine devam ediyordu. babam fark etmeden Kaan'ın bacağına ayağımla hafifçe vurdum. Kaş göz yaptım bana baktığında. Anladı gibiydi ama anlamamış gibiydi de. Hafifçe öksürerek "Elhamdülillahi çok şükür, ben doydum. Afiyet olsun." Dedikten sonra sofradan kaçtım. Babam bir şey diyecek gibi olmuştu ama bir şey dememişti. Tuvaletin önüne geldim. Üst kattaydı. Gerginlikle beklerken Kaan'ın sesi geldi. "İzninizle ben bir tuvalete gideyim. Tuvalet nerede söyleyebilir misiniz?" Demişti. Sonra ise annem tarif etmişti. Yukarı çıkan ayak seslerini sabırsızlıkla bekliyordum ki evet o geldi. Sağına soluna baka baka yanıma gelip kolumdan tuttu. Kolumdan tutmasıyla hızla tuvalete girdik. "Dedim sana babam çok kışkanç diye." Dediğimde kafasını iki yana salladı. "Yemin ederim gerginlikte götümde yay kalmadı. Baban asker falan mı?" Başımı iki yana salladım. "Değil, avukat." Dedim. "Yuh ya bir avukat bu kadar dikkatli mi olur. Ha Bordo Bereli ha avukat." Dediğinde kıkır kıkır güldüm. Ben gülerken bütün paniğini unutup beni izlemeye başladı. Daha da bir cilveyle göz kırpıştıra kırpıştıra güldüm. Yoğun bakışları dudaklarımda oyalanırken bana doğru eğildi. Nefesini dudaklarımda hissederken aniden kapıya bir darbe indi. Ben yerimden zıplarken o irkilmişti. "Oğlum çıksana lan tuvaletten!" Diye seslenen babamla korkuyla birbirimize baktık. Şimdi sıçmıştık! ______________ Merhaba Sevgili Okurlarım bugünkü bölüm bu kadardı. Sizce Mavi'nin babası gizliden Bordo Bereli olabilir mi? Sjsjsj İkisi nasıl çıkacak tuvaletten? Bölüm nasıldı, beğendiniz mi? Yorumlarınız merakla bekliyorummmmm. Bolca yorum yapmayı ve oylamayı unutmayınnnn Sizleri seviyorum ♥️ Görüşürüz.
|
0% |