@nektariguzeli
|
Selammmmm, çok beklemediniz inşallah. Nasıl gidiyor sizce kitap, Sevgili Okurlarımmmm. Size minik bir sır vereyim mi? Beyaz Leke ve Medusanın Ölü Kumları en sevdiğim kitaplar veeee Sevgili Avukat'ım en sevdiğim hitap. Size Sevgili Okurlarım dememim sebebi e bu. Çaktınız mı köfteyi??? Sizce bizim iki akıllı nasıl oradan kurtulacak? Neyse fazla bıdı bıdı okur usandırır. Sjsjsjj Sizleri seviyorum💕
Birbirimize bakıyorduk hala. Babam zaten yeterince sinirliydi çünkü Kaan ile biricik kızını paylaşmak istemiyordu. Üstüne bir de ikimiz aynı tuvaletteyiz. Mübarek adam anında hissetti sjsjsjj. Gölzerimi kırpıştırırken panikle etrafımda döndüm. Soru dolu bakışlarımı çok zeki olan sevgilime çevirdim. Gözlerini irice açmış kafasında bir şeyler tartıyordu. Eli çenesinde düşünürken tekrar babam konuştu. "Oğlum kaşık verelim mi?" Dedi. Gözlerimi irice açtım. Misafire böyle söylenir mi be baba? Ters ters ve panikle kapıya bakarken içimdeki ateşe su dökülmüş gibi oldu. Çünkü güzel, mükemmel, süperman, spiderman annem babama seslendi. "Huysuz adam gel hele şöyle!" Babam daha da sinirlenmiş gibiydi. Çünkü kapı arkasından bile hızlı nefes alış verişlerini hissedebiliyor, duyabiliyordum. Tırnaklarımı kemirirken babam hala buradaydı. "Tuncay in aşağı! Sana bir şey söylemem lazım! İnsene aşağı be adam!" Diye en son sinir krizi geçirdi. Babam gitmemekte ısrarcı gibiydi. Annem aşağıda sinir krizleri geçirmekle uğraşadururken muhtemelen babamın bu kadar da sert ve huysuz olacağını akıl edememişti. Demiştim ben ama! Sessizce oflarken sevgilim etrafına bakındı. Ama bir şey bulamadı. İkimiz de çaresizlikle bakarken kapıyı zorlama sesi geldi. Gözlerim yuvarlarından düşecekti ki babamın uzaklaştığını duydum ama nasıl sjsjsj. "Asiye bırak hele! Koskoca adamım ben bebek gibi sürüklüyorsun bir de? Bebek miyim ben? Kızımın sevgilisinin yanında bir de ayıp ayıp!" Derken gülmemek için nefesimi tutmuştum. Hala babam söylenirken hızla dışarı kaçtım. Kapıyı açtığım gibi fırlamıştım ki sevgilim olacak kopek kolumdan tuttu.Ansızın dudaklarıma bir buse bıraktı. Sonra ise yine ansızın çekilip "İçimde kalacağına yapayım dedim." diyerek güldü.Şaşkınlıkla ben göz kırpıştırırken bir daha öptü. Sonra bir daha. Veeee yine bir baba meselesi... "Hala mı tuvaletten çıkmadı bu çocuk. Kesin tuvalet deliğine düştü. Bekle ben bakayım." Dedi ki annem daldı lafa. "Tuncaycım iki dakika rahat dur yoksa seni koltukta da değil yerde yatırırım." Dediğinde gülmemi tutamayıp gülmeye başladım. Sessiz gülmeye çalışıyordum ama olmayınca odama koştum. Gülmem dinene kaadr burada kalacaktım ki benimki lap diye düştü içeri. Ayağı takılıp tam da ayaklarımın ucuna düşmüştü. O ayak baş parmağımla bakışırken ben küçük çaplı bir şok yaşadım. Şoku atlattığımda ise bu defa gülememi durduramadan gülmeye başladım. Babamın yerde yatması şokunu atlatamadan sevgilim kırmızı halı misali ayaklarımın önüne serilmişti. Sjsjsjsjj. Ben adeta anırırken yerdeki o da gülerek ayağa kalktı ve o güzel iltifatı etti. "Ayakların da senin gibi pek bir güzel. Kırmızı olması ise of off!" İltifatı beni daha da güldürürken babamın sesi yine duyuldu. Homurdanıyordu. "Kızım nerede benim? Kızımı özledim." Diye kendince bahaneler üretiyordu. Elimi yüzümü yıkamaya gittim. O sırada da benimki aşağı indi ki sesler duyulmaya başladı. Ellerimi ve yüzümü yıkayıp hemen indim. "Çocuğum kaşık mı lazımdı? Niye ses vermiyorsun?" Tabi benimki pek bir akıllıydı. "Tuncay amca tuvalette konuşursak eğer melekler yüzümüze en balgamlısından tükürüyormuş." Başını kararlılıkla salladı. "Annem demişti." Babam ters ters baktı bu cevaptan sonra. Gerçi zaten ters ters bakıyordu ama daha da ters baktı işte. Ben aralarındaki bu garip sohbete gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken anneme baktım. Umutsuz bir vakaymış gibi babama bakıyordu. Annem umutsuzlukla başını salladı. "Tuncay, kocacım, biricik sevgilim, aşkım , böceğim biz seninle mutfakta ne konuştuk?" Dedi ve baabmın tek takıldığı nokta neydi biliyor musunuz? İşte cevap: "Ben böceğin miyim? Böcek miyim lan ben? Benim niye bundan haberim yok?" Dediğinde annem "La havle!" diye çığlıklar atmak üzereydi. Onun yerine "Kocacım onca kelimenin arasından cımbızla mı seeçtin?" Dediğinde babam dürstçe "Evet," dedi ve ben olacakları anlayıp sevgilimi kapıya kadar götürdüm. "Sevgilim sen kusura bakma. Annem ve babam fazla şakacıdır." Dedim ve gülümsemeye çalıştım. O ise gülüp "Emin ol benimkiler de öyle. Özellikle babana bayıldım. Mükemmel ötesi bir adam." Dediğinde mahcuplukla gülümsedim ki içerden "O çocuğa sevgilim mi dedi?" Diyerek sinir krizleri geçiren babamın sesi yükseldi. Böylece daha bir panik olup hızlıca Kaan'ı öpüp kapıyı kapadım. KAAN'DAN... Maşallah babası ne değişik adamdı be? Hay anasını Mavi ve Asye Teyzem olmasa boğardı beni. Gerçi teyzeden çok annemdi ama her neyse evlenirsek tamamen annem olacaktı. Ama Tuncay amcanın babam olmasını düşünemiyorum. Ellerim dudaklarımda şaşkınlıkla kapıya baktım. Gözlerimi kırpıştırırken dudaklarımdan ellerime bulaşan şeyle elime baktım. Kandı. Kırmızı Güzelim artık nasıl bir panik yaptıysa dudaklarımı öpüceğine kafa atmıştı sjsjsjsj. Gülerek arkamı döndüm ki karşımda o pezevenk vardı. Mavi'ye saldıran. Kapüşonunu kafasına çekmişti. Ancak çok uzak olsa bile tanımıştım. O gün pasiftim ama bugün asla. Onu fark etemediimi sanıyordu ve evet bende aptalı oynadım. Ta ki onu takip edene kadar. MAVİ'DEN... Kaan'ı göndermemin üzerinden yaklaşık bir saat geçmişti. Ve annemle babam biraz daha tartışıp odalarına çekilmişti. Tabi ki babam yerde yatacak. Annem asla küçümsencek bir kadın değildi ssjsjsjjs. Düşmaları bile yola getirir sjjsj. Derslerime biraz olsa da çalışmıştım zaten o yüzden şu an boştum. Ve Kaan'ı sevgilimi aşk bahçemi şimdiden özlemiştim. Ben: Sevgilim Ben: Aşk bahçem Ben: Napıyon Ben: Tekrar bu akşam için özür dilerimmmm Ben: Ama dedim sana babam konu ben olunca huysuzlaşıyor diye Ben: Az daha fışkiyi yiyorduk Ben: Sjsjsj Ben: Canım, süperman, spiderman, captan marvel annem olaya el attı Ben: Yoksa bzi Ben: ÖLMÜŞKO Ben: bİTMİŞKO Ben: Olurduk Ben: Niye cevap vermiyon Ben: Huhuuuuu Ben: Bununla on beş mesaj oldu Ben: Normalde hemen cevap verirsin Yavaş yavaş panikliyordum. On mesaj olmadan cevap veriridi. Ama bu defa mesaj yoktu. Yarım Saat Sonra... telefonun ekranına bakarken dudaklarımı kemiriyordum. Tırnak etlerimi tırnaklamaktan kanatmıştım ama hala cevap yoktu. Dudağımı bir daha dişlediğimde bütün kan ağzıma doluştu. Yerimden kalkıp kanı tükürdüm. Sonraysa dudağımdaki kanı durdurmaya çalışarak telefona bakmayı sürdürdüm. Ancak cevap gelmedi. Kan da durmadı zaten. Yerimden kakıp montumu giydim, altıma da siyeh bir tayt giydim. Montu sıkı sıkı kapatıp telefonumu cebime attım. Gecenin bu vakti dışarı çıkmak akıl işi değildi ama umursamadım. Babamların odasına gidip babamın sigaralarından bir kaçını yanıma aldım. Çakmağı da koyup dışarı çıkmadan sigaranın birini yırttım. İçindeki tütünleri dudağıma bastırdım. Biraz böyle beklettikten sonra kan durmuştu. Telefonumu çıkarıp Aysima'yı aradım. Birkaç çalıştan sonra açmıştı. "Aysima, dışarı çık size geliyorum." Dedikten sonra kararlıkla motoruma bindim. Motorumu hızla kullanırken Aysima'ların evine gelmiştim. Bahçede beni bekleyen sadece o değildi. Yavuz abim de vardı. Sinirli bakışlarımı Aysima'ya çevirdiğimde "Benim dışarı çıktığımı fark edince peşime takıldı. Beenim suçum yok." demişti. Elimi başıma atarak yanalarına ilerledim. "Hemen anlatıcam ve yola koyulalım." Dedim ve iksine baktım. Yavuz abi tek kaşını kaldırdı. "Niye nereye bu saatte küçük hanım?" Dedi. Sabırlı bir nefes aldım. "Abi şimdi kızacaksın ama ben birinden haber alamıyorum. normalde çabuk dönerdi bana ve bu defa dönmedi." Dediğimde geniş geniş güldü. "Yatıyordur." Göz devirdim. "Abi o bu saatte yatmıyor. Daha geç yatan biri." Dediğimde yine güldü. Ama ben "O zaman sen gelme, ikiniz de kalın ben tek başıma da bakabiirim." diye arkama dönmüştüm ki mecburiyetle "Tamam, gidelim." deddi ve oflaya puflaya arabalarına atladılar. Ben motora ilerliyordum ki "Şansını fazla zorlama istersen ha abicim." deyince motoru düzgün bir yere park edip arabaya bindim. İlk evine bakmıştık ama bulamamıştık. Bu yüzden başka her hangi bir yere de arkadaşlarına falan da baktık ama olabileceği hiç bir yerde yoktu. Panikten tırnaklarımı kanatırken teleşla etrafı tarıyordum. Benle birlikte Aysima'da paniklemişti ki "Siz arabada kalın ben ormana bir bakacağım." deyip inmeye yeltendiğinde kolundan sıkıca yakaladım abimi. "Hayır, biz de geliyoruz." Diyerek onu dinlemeden asi bir şekilde aşağı indim. kapıyı kapatıp ona bakarken derin bir soluk aldı. Ama inadımın inat olduğunu da iyi biliyordu. La havle çekip torbidoya eğildi. İçinden bir silah ve iki şarjör çıkarıp silahlardan birini ve şarjörlerden birini ban uzattı. Ben hiç sıkıntı etmeden alırken Aysima "Siz ikiniz görevde misiniz? Niye bu kaadr rahat ve silah alıyorsunuz? Sare yoksa benden yaşını ve mesleğini mi gizliyorsun?" Diye korkuyla sorunca ortamın gerginliğine rağmen Yavuz abiyle güldüm. "Hani benim babam avukat ya Aysima. Her ihtimale karşı silah kullanmayı biliyorum." Dediğimde "Haaa!" diye bir serzeniş döküldü dudaklarından. Başımı ki yana sallarken silahı belime yerleştirdim, şarjörü ise cebime. İkimiz de birbirimize bakıp Aysima'yı ortamıza aldık. Birbirimizi kollarken etrafa bakıyorduk. etraf karanlıktı ve sadece ilerdeki bir sokak lambasını ışığı vuruyordu. Sakın ama bir o kadar da hızlı adımlarla ilerliyorken etrafımıza dikkat kesilmiştik. Biraz daha ilerlediğimizde ayakkabıma değen bir şeyle durdum. Kapşon vardı yerde. Yanında da bir kaç damla kan... ____________ Bölüm nasıl arkadaşlar? Hem komik hem de gerilimli bir bölüm oldu. Aksiyonlu bölüm istemiştiniz. Sizin için aksiyonlu bir bölüm yazdım. Hem Mavi karakteri fazla pasif gibiydi. Bu yüzden de böyle bir bölüm yazdım. Umarım seversiniz. Siz istediniz diye yazdım. Sizce o kan kime ait? Tuncay Beyciğimizi beğendiniz mi? Hele annesi mübarek MİT ajanı sanki... Bölüm hakkındaki yorumlarınız nelerdir? Sizleri seviyorum ♥️ Görüşürüz.
|
0% |