Yeni Üyelik
36.
Bölüm

28. BÖLÜM

@nektariguzeli

Merhaba Sevgili Okurlarım bugün 28. Bölüm ile karşınızdayım.

Bölüm atmamı isteyen meleklerim bölüm geliyorrrrr.

Yorumcular nerelerdesiniz? Yoksunuz ortalarda. Bir yorum yapın da şenlenelim.

Bolca yorum yapmayı ve oylamayı unutmayınnnn

Sizleri seviyorum ♥️

İyi okumalar.

 

O bana bakarken sakin kalmaya çalışarak Mavi'ye baktım. Bakışları fazlasıyla beni zorluyordu. Dikkatimi dağıtıyor ve soğuk terler dökmeme sebep oluyordu. Heyecandan ölebilirdim şu an. Acaba ben mi kafamda bana baktığını kuruyorum? Şizofreni mi oldum sonunda? Aman Allahım! Şaşkınlık ve iri gözlerle ona baktığımda bana bakıyordu. Kaşının biri havaya kalkmıştı. Ne var gibisinden. Yerimden hızla kalktığımda zaten bana bakan daha bir dikkatle baktı. Herkes bana bakarken "Ben eve gitmeliyim." dedim ve hızlı adımlarla kapıya doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan Mavi ve Kutay geliyordu biliyorum ama kaçmak için şu an onları burada bırakabilme potansiyeline sahiptim. Kolumdan kavradı. "Nereye Ay Yüzlüm?" Dediğinde tırnaklarımı yoluyordum. " Mavi o." Dedim ama anlamamış gibiydi. Kutay "Ney Ay?" Dedi. Kulağına eğildim tam bir şeyler söyleyecektim ki kapı önünde duran onu gördüm ve panikle geriye çekilip "Sonra konuşuruz." Dediğim gibi bir şey demelerine izin vermeden dışarı çıktım. Hızlı ve heyecanlı adımlarla eve giderken daha yeni birkaç metre gitmiştim ancak arkamdan ayak sesleri gelmeye başlamıştı. İçimi bir panik sararken çaktırmamaya çalışarak sakinmiş gibi çantamdan aynamı çıkardım. Elimi yüzümü düzeltir gibi yaparken arkamdakine tuttum aynayı. Oydu. İçimdeki panik azalmak yerine arttı. Aynayı çantama atıp hızla koşmaya başladım ama arkamdan ses gelmiyordu. Arkama baktığımda sakin adımlarla bana bakıyordu. Ne yaptığımı sorgular gibi bir hali vardı. Tek kaşı havada bana bakıyordu çünkü. Utançla yüzüm kızardı. Başımı önüme eğip kırmızı kırmızı olmuş yanaklarımı saklamaya çalışarak ilerledim. Bir böyle rezil olmadığım kalmıştı zaten! Çocuğubildiğin sapık konumuna düşürmüştüm ve bir de arkama bakmıştım! Aman Allahım ben ne kadar gerizekalıyım?! Bir de öylece bakmıştım. Başımı utançla iki yana sallarken önümdeki elektrik direğini fark etmemiştim. Son dakika fark ettiğimde yapacak tek şey durmaktı ama onu da yapamadım. Gözlerimi kaptmıştım ve yeni rezilliğimi bekliyordum. Ancak alnım yumuşak bir şeye çarptı. Çok yumuşak değildi ama demir gibi kafa da kırmıyordu. Alnım o yumuşak yüzeyleyken gözlerimi kırpıştıra kırpıştıra açtım. Birkaç saniye ne olduğunu anlayamayarak bakındım. Ancak yere bakıyordum. Kafamı yavaş yavaş kaldırdığımda yutkundum, yine oydu. Sağ eli benim kafamı tutan şeydi. Bir eli ben de bir eli cebinde ifadesiz bir yüzle bana bakıyordu. Al al yanaklarla ona alık alık bakarken yavaşça alini çekip kolumdan kavrayıp kendine çekti. Beni çektiğinde birkaç adım geriledi ve eli yavaşça koluma sürtünerek geri çekti. Dokunuşu bile beni ürpertirken elini sürtmesi buz kesmeme sebep olmuştu. Tüylerim diken dikendi. İçimdeki kelebekler bir tuhaftı. Hiç olmadığı kadar.

Ben hala ona alık alık bakarken o "Bir dahakine önüne bak." dedikten sonra yine sakin adımlarla yola koyuldu. Arkasından bakarken ağzım beş karış açık kalmıştı. Ne demişti o? Bir dahakine önüne bak mı dedi? İçimdeki tuhaf olan kelebekler ağzıma kadar doldu. Ağzım açıkken sanki dışarı taşmış ve ona konmuşlardı çünkü bir anda durmuştu. Ardından yine aynı şekilde gözden kaybolmuştu. Ben hala arkasından bakarak dikilirken abimin "Kızım girsene içeri! Ne bekliyorsun bu soğukta?" dediğini duyduğumda kendime gelip eve girmiştim.

İşlerimi bitirmiş yatakta uzanırken Kutay ve Mavi'ye olayı anlatmıştım. Mavi şaşkınlıktan öylece kalırken Kutay ondan daha beterdi.

Kutayyy: Mavimtırağın bile haberi varken benim niye bundan haberim yok lan

Kutayyy: Ben üvey kardeşin miyim

Kutayyy: Hiç mi sevmediniz lan beni

Kutayyy: Hiç mi değer vermediniz de şu Kutaya da bir söyleyelim diye

Kutayyy: Vefasızlar puuuu

Aşk Bahçemmm💋: Abartma Kutlu abrtmaa

Kutayyy: Ne bartma mıııı

Kutayyy: Gerçekten vefasızsınız sizzz

Aşk Bahçemmm💋: Kutluuuuu

Kutayyy: Mavimtıraaaak

Aşk Bahçemmm💋: Ne var

Kutayyy: Asıl sana ne var

Ben: Offf susun be

Ben: Beynim dağıldı aklım değil

Ben: Kalan 250 gramlık beynimin yüzde biri kalmışsa

Kutayyy: Ne olur

Ben: Zıkkımın dibi olur

Kutayyy: Sjfjhf

Ben: Ne yapcam şimdi ya

Kutayyy: Neyi

Ben: Zıkkımın dibini

Kutayyy: Haaa

Ben: Yaaaa

Aşk Bahçemmm💋: Bana diyene bak

Aşk Bahçemmm💋: Neyse

Aşk Bahçemmm💋: Hiçbir şey olmamış gibi davran

Ben: Nasıl olacak o

Aşk Bahçemmm💋: Ne bilim kafana takma işte

Kutayyy: En mantıklısı bu bence de

Ben: Offff

Yazdıktan sonra kafamı peluş yunusuma vurdum. Ne yapcam ben? Oflaya oflaya benimkine yazmaya başladım. En azından çaktırmayayım.

Anonim: Naber benimki

Anında çevrimiçi oldu.

İlk Aşkım: Nerden seninki oluyorum ben

İlk Aşkım: Bana yazmama inadın bir gün bile sürmedi mi

Anonim: Beni istemiyon mu

İlk Aşkım: Evet seni istemiyorum

Anonim: Çok kırıcısın

İlk Aşkım: Canım ben

Telefonu bir kenara bırakıp kafamı yastığa gömdüm. Zırlayasım geliyor valla. Öyle de yaptım.

MAVİ'DEN...

Aysima aniden çekip gitmişti. Onun gitmesiyle ben de yarım saate Kutlu ile eve dönmüştüm. İkimiz de çok merak etmiştik. Zaten Aysima'dan sonra o soğuk bakışlı eniştem de çıkmıştı. Meraklanmıştım ve zaten bu yüzden bu kadar erken eve gitmiştim. Normalde bir on ikiye kadar otururdum ama on buçuğa yakın kakmıştık. Kaan da toparlamıştı biraz kendini ama hala ağrıları vardı. Birkaç güne inşallah tamamen ağrıları biterdi. O zaman okula da gelebilirdi.

Derin bir nefes alarak efulime mesaj attım. Efulim bu defa dedim çünkü baba tarafı Trabzonluydu. Anne tarafı Tokatlıydı. İki taraftan da Karadenizliydim. Ama buna rağmen memleket harici yöresel konuşmazdım. Bir gün Kaan ile evlenirsem ona hep Karadeniz ağzıyla seslenecektim.

Ben: Aşk böceğim

Ben: Ballı kaymağım

Ben: Kaymaklı balım

Ben: Arkadaşların evine gitti miiii

Sevgilim: Evet gittiler de ne bu haller

Ben: Ne varmış halimde

Sevgilim: Belli değil mi

Sevgilim: Aşk böceğim falan

Ben: E nolmuş

Sevgilim: Kafana taş mı düştü

Ben: Aşk olsun sanki daha önce hiç demedim

Sevgilim: Demedin

Ben: Demedim mi

Sevgilim: Yani ballı kaymağım ve kaymaklı balım hiç duymadım

Ben: Onları yeni türettim

Sevgilim: Hımmm

Ben: Beğenmedin mi yoksam

Sevgilim: Yooo beğendim

Ben: Eeee

Sevgilim: Ne eeee

Ben: Off boşver

Sevgilim: Arkadaşlarım sevdin mi

Ben: Evet hepsi çok cana yakın ama

Sevgilim: Ne ama

Ben: Aralarından biri etrafa soğuk bakışlar atıyordu kim o

Sevgilim: Ha Araf mı

Sevgilim: O bize de öyle. Normal hali bu

Ben: Değişik

Ben: Neyse sen biraz dinlen sevgilim. Yaran daha taze. Hem ağrın vardı. Pansumanını zaten yaptım. Yat tamam mı

Sevgilim: Tamam Kırmızı Güzeli, iyi geceler güzelim

Ben: İyi geceelr yakışıklım

Yazdıktan sonra telefonu bırak mıştım. Demek ki adı Araf'tı. dı da değişikti onun gibi. Ama ona yakışıyordu. Soğuk duruşu ve ifadesizliği gerçekten arafı temsil ediyordu. Acaba sevdiğinin adını neden söylemedi Allah'ın akıllısı?

Yarın sormaya karar vererek ben de yattım.

_________________________

Merhaba Sevgili Okurlarım. Normalde dün bölüm gelecekti. Aranızda isteyenler de olmuş. Kusura bakmayın, dün kardeşimin doğum günüydü ve etraf çocuk kaynıyordu. Bir türlü yazamadığım için yarına ertelemiştim ve evet geldi.

Ben ikinci kitaba geçmeyi düşünüyorum ama farklı bir kitap olarak mı yoksa bundan bilmiyorum. Belki de ikinci kitabı çıkarmam. Şu an tam emin değilim çünkü sizlere bir fantastik kurgu da yazmaya çalışıyorum. İkisi fazlasıyla beni zorlar gibi ama hadi bakalım. Allah en hayırlısını nasip etsin.

Ve Aysima ve adını bilmediğiniz ve sonunda adının Araf olduğunu öğrendiğiniz çocuğun hayranları varsa buraya bir emoji ile duygularınızı bırakmanızı istiyorum.

Sizce Aysima sevdiğinin adını biliyor muydu yoksa o da mı bilmiyordu? Sürekli etrafında dolaşıyordu am aadını biliyor muydu?

Bu bölümde daha çok Aysima ve Araf sahnesi vardı. Bölümü beğendiniz mi? Bolca yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın.

Sizleri seviyorum.❤💋💕😘💖

Bir dahaki bölümde görüşmek dileğiyle hoşça kalınnnn!

 

 

 

 

 

Loading...
0%