Yeni Üyelik
50.
Bölüm

33.BÖLÜM

@nektariguzeli

Merhaba Sevgili Okurlarım bugün 33. Bölüm ile karşınızdayım.

Bu bölüm bakalım nasıl olacak. Sanırım yeni bölümü fazlasıyla beklediniz.

Hemen geliyoooor ve Araf , Aysima sahnelerine hoş geldiniz.

Oy sınırı:15

Sizleri seviyorum, iyi okumalar.💕❤💖

 

AYSİMA'DAN...

Umutsuzlukla başımı iki yana salladım. Bu adam iflaf olmazdı. Ne yapsam aynı cevap ya! Adam akıllı konuştuğu yok. Sinirlerimi bozuyordu sadece.

Anonim: Nabersin?

Anonim: Niye bu kadar kabasın

Anonim: Ya görüldü atıyorsun ya da bağırıyorsun

İlk Aşkım💖: Tanımadığım birine cevap vermek zorunda değilim

İlk Aşkım💖: Kaba olup olmam seni ilgilendirmez

Anonim: Al işte yine aynı

Anonim: Bozuk plak mısın sen

İlk Aşkım💖: Olabilir ama sana ne

Anonim: Samanını ye

İlk Aşkım💖: La havle!

İlk Aşkım💖: Git işine! Sal beni artık sal!

İlk Aşkım💖: İstemiyorum seni anlasana

Telefona bakakaldım. Gerçekten bu kadar nefret mi ediyor? Ben yaklaşık bir aydır onunla konuşmaya çalışırken mi? Bir aydır onun her kötü sözüne ve kovmasına dayanıyorum ve bana bunu diyordu. Öyle olsun, ne diyeyim? Ben didinirken onun iki kelamı için o hala kovsun. Ne hali varsa görsün. Evet ağlak biriyim ama o kadar da gurursuz değilim. O dönene kadar ben dönmeyeceğim. Son mesajımı yazdım.

Anonim: Öyle olsun. Ben bir ay senin her sözüne içim kanarken gülüp geçtim ve sen beni tekrar kovdun. Artık yazmayacağım sana. Başka bir insan bana daha iyi gelebilir. İyi geceler.

Yazdıklarımdan sonra kırıldım hem de çoook. Şu an Pepe'nin 'Kalbim Kırıldı' şarkısını söyleyebilirdim. Öyle de yaptım. Telefonumdan açtım müziği, attım bir kenara. Kafamı gömdüm yastığa. Derin derin nefesler alırken uyumaya çalıştım. Sıkıntımı belki alırdı, değil mi?

Saat üç gibi yataktan başımı kaldırdım. Uykulu bakışlarla etrafıma baktım. İlk başta bir hayatı sorguladım sonra ise okulu. Yattığım yerden kalktım. Gözlerimi ovalayıp odanın karanlığında kapıya doğru yürüdüm. Bir elim gözümde açtım kapıyı. Odamdan çıktım. Aşağı inip bir bardak su içtim. onra yine uyuşuklukla yatağa yattım.

_____________________________

ARAF'TAN...

Soğuk duvarlara baktım. Telefondaki son mesajdan sonra hem sevinmiş hem de içimde bir sıkıntı oluşmuştu. Bir ay da olsa pek bir şey ifade etmiyordu ama yine de bir sıkıntı vardı. Gözlerimi sinirle ovuşturdum. Kimse benim değildi, ya da hiçbir şey. Belki ben bile kendime ait değilimdir.

Yerimden kalkıp telefonumu bir köşeye savurdum. Banyoya girip kısa bir duş aldım. Islak saçlarım ve sadece belimde emanet gibi duran havluyla çıktım. Saçlarımı başka bir havluyle kuruturken açtım hala. Bana yemek yapacak ya da öğretecek kimsem yoktu. Yemeği Kaan'ın annesi olmasa onu da bilmeyecektim. Annesi sağ olsun küçüklüğümden beri anne sevgisine beni muhtaç bırakmamıştı. Kaan da hiç kıskanmamış aksine her fırsatta koruyup kollamıştı. Her şeyimi onlara borçluydum. Anne olacak o kadın anneliğini yapmak yerine babam ve beni umursasaydı. Birimiz mezarda, diğerimiz de ayaklı cenaze olmazdık. Ne kadar Kaan'ın annesi bana annelik yapsaydı da kendi annem yerini asla tutamaz. Ne kadar annem olmamış olsa bile.

Üzerimi giyinip mutfağa girdim. Kendime bir şeyler hazırlarken bir yandan da şarkı mırıldanıyordum. Sesim güzel mıydı bilmiyorum ama söylemeyi seviyordum. Sanki beni daha iyi anlatıyordu. Kendime bir salata ve spagetti yapıp oturdum. Karşımdaki televizyonu açıp bir film açtım. Ama dinlemiyordum. Sırf evde ses olsun diye açmıştım. Önümdeki tabağı bitirirken kapı çaldı. Peçeteyle ağzımı silip yavaş adımlarla kapıya yöneldim. Kapıyı direkt açtım. Kim geldi diye bir heyecanım hiçbir zaman olmazdı. Açtığım kapıyla tanımadığım birini gördüm. Kaşlarımı kaldırıp "Kime bakmıştınız?" dedim.

Kız derin bir nefes alarak heyecanını bastırmaya çalışarak elindeki tencereyi uzattı. Ne olduğunu anlamayacak ona bakarken cilveyle güldü.

"Sana yaorak sarması, kuru patlıcan dolması, kuru biber ve de taze biber dolması getirdim. Evde taze patlıcan bitmişti, o yüzden getiremedim. " Diyerek uzattı tencereyi. Ona bakarken "Gerek yok." diyerek geri çekilmiştim ki daha da yaklaşıp tencere kulpunu tutan bir elini karnıma yaslayıp "Çok uğraştım bunlar için. Alır mısın? Hem kollarım koptu." Diyerek adeta burnuma soktu.

" Almak istemiyorum, sen ye." Demiştim ki beni geri iteleyip içeri girdi. Tencereyi bırakıp geri çıktı.

"Otur ve ye." Dedi sonra da kıvırta kıvırta evine gitti. Bu yaptığı şeylerw belki başkaları tav olabilirdi ama ben değil. Boş gözlerle arkasından baktıktan sonra içeri geçtim. Tekrar masama yönelip oturdum. Tencereyi de masaya koymuştu. Elimi tencereye atıp tuttum. Hala sıcaktı. Piştikten sonra biraz bekletip getirmiş olmalıydı. Umursamazca elime alıp dolaba attım. Sonra belki biraz yerdim. Geri soframa oturup karnımı doyurdum. Bulaşıklarımı da yıkadıktan sonra salona geçtim. Elime telefonumu alıp baktım. Hala mesaj yoktu. Garip, normalde öyle bir mesaj yazsa bile dayanamayıp mesaj atardı. Bir süra daha bekledim am hala mesaj gelmeyince odam çıktım. Telefonumu bir köşeye savurup ders çalışmaya başladım.

_____________

AYSİMA'DAN...,

Galiba gerçekten beni umursamıyordu. Çünkü yine görüldü atmıştı. Sabah kalktığımda bakmıştım. Sinir krizi geçire geçire okula gelmiştim. Mavi de bu halimden faydalanıp anırıyordu.

"Kızım Allah aşkına sen nasıl durcan şimdi ha?" Derken tekrar gülmüştü. İki saattir aynı soruyu sora sora beynimin çöküşünü yaşatmıştı. Ayağa kalkıp kütüphaneye doğru ilerledim. Arkamdaki Mavi'nin bağırışlarını da umursamadım. Kütüphaneye gitmeden ders için eşyalarımı alıp gittim. Okulun kütüphanesi bayağı genişti. Ferah bir odaydı. Beyaz ve kırmızının uyumu daha çok hakimdi ama bu boğmamış aksine ferahlatmıştı. Masalardan birine geçip eşyalarımı masa üstüne dizdim. Geometri çözmeye başladım.

____________

ARAF'TAN...

Kütüphanede otururken gelen kişiyle bakışlarım otomatikken ona kaymıştı. Beyaz kazağı ve kahverengi eteğiyle güzel olmuştu. Kahverengimsi gür saçları dalga dalga sırtına dökülüyordu. Elleri saçlarında elindeki kıskanç tokatlayı saçına takmaya çalışıyordu. Çürük vişne rengi dudakları ve gözleri çok güzeldi. Yan profilinden bile. Elimdeki kağıta dölmeye başladım tanımadığım ve ilk defa gördüğüm bu kızı.

Betimlemelerle kağıda döktüm tüm kelamlarımı. Sanki resim çizermiş gibi hassaça kelimeler ekliyor, iyicene inceltiyordum ruhunu.

Betimlemelerimi yaptım. Edebiyat ödevini de yapmış olmuştum. Bu defa kitabı kapatıp kollarımın arasına başımı alıp yattım.

_____________

MAVİ'DEN...

Kütüphane kapısından ikiliyi izliyordum. İkisi de çok yakışıyordu ama sanki aralarında bir sorun varmış gibiydi. Bugün Ay Yüzlüm'ün de yüzü düş düştü. Ne olduğunu sormuştum ama sonra konuşalım demişti. Ben de daha fazla bu konuyu irdeleyememiştin.

____________

Merhaba Sevgili Okurlarım bugün kü bölüm bu kadardı.

Bu bölümü sadece Araf ve Aysima için hazırladım. Çok isteyen vardı. Ben de neden olmasın diyerekten bu bölümü onlara adadım.

Sizce bölüm nasıl olmuş?

Araf karakterini sevdiniz mi?

Ya da Aysima'yı?

Aysima sizce sözünde durup yazmayacak mı yoksa sözününde durmayıp yazacak mı?

Oy sınırı: 15

Sizleri seviyorum ♥️

Görüşürüz.

 

 

 

Loading...
0%