Yeni Üyelik
53.
Bölüm

35. BÖLÜM

@nektariguzeli

Merhaba Sevgili Okurlarım bugün 35. Bölüm ile karşınızdayım.

Sınav haftası bittiği zaman bölümler sık gelecek. Hiç sesiniz çıkmıyor valla.

Nerelerdesiniz?

Oy sınırı: 15

Sizleri seviyorum ♥️

İyi okumalar

 

Maç bitene kadar hoplayıp zıplamıştık ve sonunda da kazanmıştık. Sevinçten hoplaya zıplaya Kaan'ın yanına gidip kucağına hoplamıştım. Herkes birbirine sarılıyor, haykırıyordu. Ben de Kaan'a yapışmış, bir kolun havada ve kucağına oturmuş tepiniyordum.

"GALATASARAY ÇOK YAŞA! YA YA YA ŞA ŞA ŞA GALATASARAY ÇOK YAŞA!"

Bağıra bağıra zıplarken Kaan da eksik durmuyordu. O da benimle bağırıp kucağındaki benle zıplıyordu. İki eliyle belimden tutmuş, sarıp sarmalamıştı. Alttan alttan sırıtıp ara sıra çenemden öpüyordu. Ben ise daha da coşkulanıp daha çok kendimi ona yaslıyordum. Tek kolumla boynuna sarılıp daha da bağırdım. Araf bile gaza gelip bir kerecik de olsun " Galatasaray!" diye bağırmıştı, şu an ise Aysima ve Kutlu'yu izliyordu. Aslında herkesi izliyordu.

Aysima kendini kaybetmiş, Kutlu ile birbirine sarılıp zıplıyorlardı. Mina, Elif, Arda ve Göktuğ ise kol kola girmiş, daire kurmuş zıplıyorlardı. Herkes çok mutluydu. Daha çok sokuldum sevgilime. Bir daha bu manzarayı göremezdim belki.

Ve tam bu sırada iki el beni kendine çekip Kaan'ın kucağından indirdi. Ben neye uğradığımı şaşırırken Kaan arkama bakıyordu. Bakışlarında az buçuk cesaret ve az buçuktan bir hayli bir korku vardı. Arkamdaki kimdikine? Arkamdaki kişi beni daha çok kendine çekip kenara çekince arkamdakinin babam olduğunu gördüm. Sinirli gibiydi ama değil gibiydi de. Eskisine göre biraz alışmıştı gibi. Ancak yanıldım. Ters ters Kaan'a bakarken bir anda Kaan'ın yakasına yapışıp "Irz düşmani senu. Utanmay musun kizun bubasi önünde kucağina almaa ha?!" dedi. Ben olayın şokundayken Kaan bir yutkundu. Annem ise yine bir kurtarıcı görevi görerek olaya Dursun dayım ile el attı. Annem babamın koluna yapışıp "Tuncay, Tuncay bir salasun hele şu uşak ile kizu." dedi. Dayım da diğer koluna yapışıp "Tuncay bırakasun şu oğlan ile kizu." dedi. Babamı geri çekerlerken ben de babamın yanına gittim. Ellerimle yüzünü kavrayıp babama konuştum. Karadeniz ağzıyla onunla konuşmaya çalışırdım ve babamın da bu çok hoşuna giderdi. Belki sakinleşirdi. Karadeniz ağzıyla konuşmaya çalışıp "Buba ben Kaan'un kucağuna atladım. Sevinçten fark etmemişum." babamın yanaklarını okşayıp bir yanağına öpücük kondurdum. Anında sakinledi. Ama yine ters ters baktı. "Senin aşkun benim da. Girmesin aramıza." Dedi. Bu defa annem ters ters babama baktı. "Asıl sen benum ilk aşkumsun ben de senin. Sen bana bakasun, kizuma değul!" Diye terslendi. Babam anında o dönüşü yapıp beni bırakıp annemin yanına gitti.

"Benim cüzel karum. Sen benum ilk aşkumsun tabi." Diyerek annemi kolunun altına alıp çıkışa götürmeye çalıştı. Annem babamın kolunun altından çıkmaya çalışıp "Bırakasun beni." diye çemkirdi. Babam ise kollarını daha sık ona dolayıp iltifat ede ede onu dışarı çıkardı. Evet, bir kez daha annem tarafından kurtarıldık. Derin bir nefes alarak Kaan'a baktım. O da rahatlamıştı. Bana döndü.

"Kırmızı Güzelim senin bu MİT ajanı annen olmasa ne yapardık?" Güldüm. Hatta herkes güldü.

"Bilmem, büyük ihtimalle babam bizi gebertirdi." Dediğimde daha çok gülündü.

İnsanlar çoktan dağılmıştı. Biz de yavaştan evlere dağılmaya başlamıştık. Hepimiz dışarıda oturmuştuk. Yani bizimkiler: Arda, Mina, Elif, Araf, Kaan, Aysima, Kutay, Göktuğ. Bağdaş kurmuş oturuyorduk. Etraf sessizdi. Hepimiz çimlere uzanmış, gökyüzünü izliyorduk. Araf zaten hep böyleydi ama diğerlerimizin pek sessiz kalabildiğini söyleyemem. Yerimde sessizlikten dolayı hafif bir kıpraşırken taaa uzaklardan gelen mehter marşıyla dikeldim. Adeta gözlerim parladı. Mutlulukla kalkmışken Kaan kolumdan tuttu.

"Kırmızı Güzelim, belki bu asker uğurlama falan ya da düğün konvoyudur yaklaşma." Dedi. Anlamayarak ona baktım.

"Neden yaklaşmayayım ki? Hem zaten sadece ayağa kalkıp bakacaktım uzaktan." Dedim.

"Olmaz Kırmızı Güzelim. Düğün ya da asker uğurlama falan olunca silah sıkıyorlar havaya . Tehlikeli. Bu yüzden ayağa kalkma." Diyerek beni yanına uzandırdı. Ama diğerleri de benim gibi düşünmüş olacak ki Mina, Aysima ve Elif de ayaklanmıştı. Onların da kolundan tutacaklardı ki Araf "Oturun oturduğunuz yerde." deyince hemen geri oturmuşlardı. Surat asarak kalkmaya çalıştım. Ama ben ve Aysima rahat durur muyuz hiç?

"Sadece bakıcam ya. Yaklaşmayacağım söz." Dedik Aysima ile ama Kaan bir türlü ikna olmadı. Çaresizlikle Araf'a baktı. "Mavi ve Sim otur yerine." Dedi Araf ama umursamadım. Aysima ise farklı düşüncelerdeydi. "Sen bana Sim mi dedin? Benim adım Aysima." Dedi ama bu defa da benim gibi Araf umursamadı. Yattığı yerden omuz silkip "Nolmuş yani adını kısalttıysam? İncilerin mi döküldü?" Dedi. Aysima ise sinirlendi. Sim denmesini hiç sevmezdi ve simlere tiki vardı. Duymaya dayanamazken aklına gelmiş olamalı ki daha da sinirlenmiş ve yüzünü buruşturmuştu.

"Evet, incilerim dökülür. Adımı kısatma." Diye sert bir uyarıda bulundu. Araf kafasını yavaşça Aysima'ya çevirip "Sus." dedi. Aysima ise kırıldığı her halinde belli olan bir şekilde kalktı ayağa. Az buçuk daha yaklaştı yola. Gidip oraya oturdu.

Kaan'ın kolundan hızla sıyrılıp ayağa kalktım. Aysima'nın yanına geçip ben de oturdum. Sabahtan beri susan Kutlu da yanımıza geldi. Yol ile oturduğumuz yerin arasında en fazla iki buçuk metre vardı. Sesler gittikçe yaklaşıyordu. Aysima ise gittikçe ağlayacak gibiydi. Sevdiği onu çok kırıp döküyordu. Araf Kaan gibi değildi. Kaan'ın tam tersiydi. kollarımı Aysima'ya sarıp başını omzuma yasladım. "Şşşşşt. Ay Yüzlüm benim. Boş ver sen onları." Diyerek saçlarını okşadım. Kutlu da kollarını ikimize sarıp bir abi gibi sarıldı. İkimizin de saçlarından öptü.

"Kızlar sabahtan beri susuyorum ama gerçekten tehlikeli." Dedi ama Aysima ou duymuyor gibiydi. İlk başta bunu fark etmemişti ama sonra Kutlu da fark etti. Aysima ise sakince mırıldandı.

" Ördek kıçı, klozet kapağı, bok böceği suratlı, mahkeme suratlı duvar beyinli!" Dedikleriyle kocaman bir kahkaha attık ve şaşkınlıkla ona baktık. "Kimden aldın bu kelimeleri?" Dedim o ise ağlamaklı bir şekilde " Kitappad'de bir okur vardı ondan. Adı ..... " dedi. Daha çok güldük.

"Yuh Ay suralı!" Dedi Kutlu da. Manyaktı bu kız. Tam bana layuk bana elti sjsjsjsj. Sen Anlat Karadeniz'den alıntılar sjsjsjj.

Aysima ne kadar üzgün olsa da Arfa'ı dinlemeyecek kadar da asiydi. Normal haline dönüştü sonunda. Araf'a aşık olduğundan beri bir pısırıklaşmış, kedi gibi her denilene uymuştu. Ve artık çok şükür ki bu çağı kapatıp dik başlılık çağını başlattı.

Ayağa kalktı ve ben de kalktım onunla. Kutlu ise ikimizin tam arkasındaydı. Bir abi gibi dimdik duruyordu.

Sonra Mina ve Elif de bize katıldı. Diğer erkekler ise yatmayı bırakmış onlar da kalkmış biraz gerimizde duruyorlardı. Benim gibi heyecanla bekleyen Elif ve Mina, sinirli Aysima ve tedirgin erkekler ile beklediğimiz an geldi. Anlı şanlı bir asker konvoyu son sürat geçiyordu. Tam da Kaan'ın dediği gibi havaya silah sıkıyorlardı. Büyülenmişçesine onlara bakıyordum. Tam bir adım atacaktım ki Kaan tuttuğu gibi beni kendine yapıştırdı. "İleri gitmek yok dedim Kırmızı Güzelim." Dediğine uyup ona yapışık konvoyu seyrettim. Renkli ışıklar ve kırmızı Türk bayrağıyla tam bir şölendi ama silahlar gerçekten tehlikeliydi. Çünkü rastgele sıkıyorlardı. Her hangi birimize ve bir yerimize isabet edebilirdi. Aysima da bir adım attı ama arkasından Araf tuttu onu. Aysima bunu fark edince sinirle kolunu ondan çekti. Araf bir daha Aysima'nın kolunu tutmaya çalıştı ve Aysima gene geri çekti. Araf sinirle sesten dolayı da bağırdı.

"Gitme ileri! Kurşun mu yemek istiyorsun?!" Dedi ama bu defa Kutlu öne çıktı.

"Bağırma kardeşime!" Diye o da yükseldi. Araf ona tersçe bakıp "Nereden kardeşin lan?!" Dedi ama Kutlu dimdik durdu. "Kardeş olmak için illahi kan bağı mı lazım lan?" İkisi de birbirine ters ters bakarken gerçekten Aysima Araf'a fazla kırılmış olacak ki "Sana ne be?! Kim oluyorsun da bana emir veriyorsun?! Ne yapıp yapmayacağımı sana soracak değilim!" diyerek geri iyicene gitti. Bu defa ben atıldım öne. "Kardeşim geri de dur biraz ileri tehlikeli." Dedim ama "Sare ben eve gideceğim." Dedi. Başımı iki yana sallayıp "Tek gitme." dedim ama benden önce Kutlu "Ben onunla giderim." diyerek imayla Araf'a baktı. Araf daha da sinirlendi ama yuttu. Ve bu sırada Aysima "Abi ben yanlız yürüyeceğim. Temiz hava almak istiyorum." Dedi ve Kutlu'nun bir şey demesine kalmadan arkasını döndü. Daha birkaç adım atmıştı ki aniden bir silah sesi ve Aysima'nın durması bir oldu. Etrafa derin bir sessizlik çökerken hızla Aysima'ya atıldım Kutay ile. Aysima ilk birkaç saniye ayakta eli sağ göğsünde durdu. Sonra dizlerinin üzerine düşüp yere yığıldı. Korkuyla dudaklarımızdan birer feryat döküldü.

"AYSİMA!"

"ABİM!"

Ve daha nicesi ama aralarında bir ses vardı. Herkesten daha yüksek ve kalın bir sesti.

"AYSİMAA!"

Adeta bir kükremeydi.

Ama Aysima kimseye cevap vermedi.

_____________________

 

Merhaba Sevgili Okurlarım bugünlük bu kadardı.

Bölüm nasıl?

Biraz bana kızabilirsiniz ama Aysima ölebilir de. Yine Araf ile kitabı çıkar ama Aysima...

Bölüm yorumlarınızı alayım?

Sizleri seviyorum💖❤💋💕

Görüşürüz...

 

 

Loading...
0%