Yeni Üyelik
55.
Bölüm

36. BÖLÜM

@nektariguzeli

Merhaba Sevgili Okurlarım bugün 36.Bölüm ile karşınızdayım.

Birkaç bölüm eıkıntılı geçecek hatta fazlasıyla.

Belki ölüm olabilir, bilmiyorum. (Kötü kadın gülüşü hahahhaha)

Oy sınırı: 15

Neyse fikirlerinizi yazın bakayım.

Sizleri seviyorum ♥️ İyi okumalar.

 

Herkes bana sakın olmamı söylüyordu ama nasıl sakın kalabilirim? Kardeşim kollarımda kan içindeyken nasıl sakın olabilirim? Kollarımda yatan arkadaş değil kardeşimdi hem de kan kardeşim. Yıllar önce patmaklarımızı zımbalayıp akan kanı bir araya getirmiştik. Kan kardeşi bile olmuşduk ve şu an kan kardeşim yerde kanlar içinde yatarken benim sakın olmamı söyleniyordu? Kaç yıllık dostluğumuz vardı, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi ki bizim. Birlikte yyiyip içtiğim kardeşim için tabi ki panik yapacaktım.

Kucağımdaki kanlar içindeki Ay Yüzlüm'e baktım. O da bana bakıyordu. Dudaklarını kıpırdatmaya çalışırken yaşlar gözlerinden sicim gibi boşalıyordu. Ama sesi çıkmıyordu. Sadece minik mırıltılar vardı.

"Üzgünüm Sare." Dedikten sonra kollarımda uyudu. Panikken daha çok panik yaptım. Yanımdaki Kutay ne yapacağını şaşırmıştı. O da ağlıyordu.

"Aysima, güzel kardeşim, ay parçam uyan." Diyerek saçlarını okşuyordu. Transa girmiş gibiydi. Araf geldi yanımıza bir anda sinirliydi. Kutay'ın omzuna vurdu. Gözleri kızarıktı.

"Alsana lan kardeşini kucağına, hastaneye götür onu!" Diye bağırıp yola çıktı. Aysima'yı vuran arabanın önüne giderken Kutay Aysima'yı kucaklamış, Kaan'ın evindeki arabaya götürüyordu. Kaan da panik ama soğuk kanlıydı. O da afabanın yanına koşmuştu. Kızlar ve diğer erkekler ise Araf gibi arabanın yanına gitmişlerdi. Ayağa kalkıp Aysima'nın yanına koştum.

ARAF'TAN...

Sinirliydim hem de çok sinirden gözlerim kızaracak kadar. Hızla ateş eden şerefsizin yanına gittim. Açık olan camdan o fark etmeden kollarımı uzatıp hızla camdan dışarı çektim. Vücudu camdan çıkarken arkadaşları korkuyla bana bakmıştı. Onlardan küçük olup bu kadar güçlü olmam onları şaşırtmıştı. Ellerimdeki vücudu hızla yere fırlatıp üzerine oturdum.

"Şimdi senin belanı sikeyim mi ha?!"

Dedikten sonra yüzüne defalarca yumruk attım. Sol gözünde bir çürüklük, sağ gözünde gözünü kaplayacak kadar büyük bir şişlik bırakmıştım. Yanakları mosmor, dudakları parçalanmış, kaşı yarılmıştı. Ellerim onun kanı ile yıkanmıştı. Ellerim hala yumruk atmaya hazırken son anda beni devirmeyi başardılar. Konvoy bana şaşkınlıkla bakıyordu. Evet, on sekiz yaşındayım ama güçlüyüm. Kendimi az kollamak zorunda kalmamıştım. Dövüşü kendim öğrenmiştim, kendim güçlenmiştim. Kaan'lar olmasa sokaklardan birinde geberip gidecektim.

Arkamdan bana sarılan kollar şiddetle beni kendine çekti. Çekimin hızıyla arkamdakinin üzerine devrildim. Sonra fark ettim ki bu Kaan. Parmağındaki yaradan tanıtdım. ikimizin de sol yüzük parmağında minik bir yarık vardı ve izi asla geçmemişti.

"Araf, kendine gel! Aysima ölüyor!" Dediğinde içime bir şey oturdu. Ben sinirle Aysima'yı unutmuştum. Onlara götürün deyip adam dövmüştüm. İçimdeki sıkıntı tam sol tarafıma oturdu. Ya beni bırakırsa? Nefes alamadım. Koca göğe sığamadım. İçimdeki ılık bir şey hızla dolaştı. Korkuydu bu tanırdım. Küçüklüğümden bir mirastı bana.

"Götürdünüz mü hastaneye?!" Hızla ona dönüp bağırmıştım. Stres ve sinir benliğimi kaplamış, ne yapacağımı şaşırtmıştı.

"Evet, onlar gitti. Hadi bizde gidiyoruz." Deyip kolumu tuttuğu gibi motora atladı. Ters ters ona baktım.

"Oğlum ben senin artçın mıyım?!" Güldü şerefsiz. Sinirle bakmaya devam ettim. Gittikçe içimdeki sıkıntı büyüyordu. Sanki onu kaybedecekmiş gibi.

"Yok lan, en fazla on dakika. Mavi'nin motorunu sen kullanacaksın." Dedikleriyle kafa sallayıp arkasına atladım.

_______________

KUTAY'DAN...

Korkudan nefesim sıkışıyor, yüreğim yanıyordu. Kardeşim dediğim kız kollarımda ölüyor, bir çiçekmişcesine soluyordu. Ve ben onu yaşatamıyordum. Ellerimdeki kan ona aitti. Sanki ona kurşunu ben sıkmıştım. Oysaki hemen arkasındaydım nasıl onu kurtaramamış, o sikik kurşunun önüne atlayamamıştım? Zamanım mı yoktu yoksa cesaretim mi? Suçlu ben miydim? Yoksa diğerleri mi?

Nefes namına artık hiçbir şey dolanmıyordu ciğerlerimde. Tükenmiştim artık. Ağlıyordum hem de hüngür hüngür. Erkekler ağlamaz algısı vardı milletimizde. Erkekler ağlamaz mıydı?

Mavi perişan olmuştu. Hatta bir ara nefes alamayarak yerinde çırpınmıştı. Göğüs kafesine mini bir vuruşla nefes almasını sağlamıştım. Korkudan yerinde duramıyordu. Kanlı elleriyle Aysima'nın saçlarını okşuyor, deli gibi yerinde sallanıp duruyordu. Bir şeyler mırıldanıyordu.

"Ay Yüzlüm uyan hadi, bırakma kardeşini! Bak kız kardeşin, abim burada. Uyan hadi."

Benim yaşlarım artık sessiz akıyordu ama Maçı gittikçe daha sesli ağlıyordu. İç cekişleri arabadaki kızları da panikletiyordu. Mina ne yapacağını şaşırmış, Göktuğ panikle ilk hastaneye sürüyordu. Arkamızda motorla gelen Elif ve Arda ikilisi de çok panik ve korku doluydu. Az bir vakit de olsa bağlanmıştık birbirimize.

____________

MAVİ'DEN...

Ölüyordu. Benim kardeşim ölüyordu. Kan kardeşim, yoldaşım , ahiretlim ölüyordu. Daha yeni hastaneye gelmiştik. Geldiğimiz gibi ameliyata sokmuşlardı Ay Yüzlüm'ü. Ne ben, ne Kutlu, ne Göktuğ, ne de Elif bir şey yapamıyor, oturuyorduk. Ben ve Elif hıçkıra hıçkıra ağlıyor, Göktuğ ve Kutlu öylece duvara bakıyorlardı. Araf ve Kaan daha gelmemişti. Mina ve Arda ise kafeteryaya inip sıcak bir şeyler almaya gitmişlerdi.

Ellerimdeki kurumuş kana baktım. Kardeşimindi bu kanlar. Niye benim değildi? Niye ben vurulmadım? Niye ben ölüm kalım mücadelesi vermiyorum o sedyede? Niye ya niye?!

Ellerimle kafama vurmaya başladım. Zaten yerde oturuyordum, kimse kaldıramayınca onlar da benim yanıma çökmüşlerdi.

Bir ileri bir geri sallanırken ellerimle kafama vuruyordum. Anlamsız bir şeyler söylüyor, kafamı iki yana sallaıyordum. Sanki tamamen algım gitmişti.

İlk başta kimse fark etmedi halimi. Sonra ilk Kutay sonra da hepsi fark etti. Fark ettikleri gibi de üzerime atılıp sarıldılar. Kutay beni kollarına alıp saclarımdan öptü.

"Abim yapma bunu kendine." Diye sarmalıyordu beni. Diğer yanımda Göktuğ ve kızlar vardı. Onlar da sarılmışlardı bana.

"Abi kardeşimiz içeride yaşam savaşı veriyor, Kutay bir şey yapalım!" Diye bağırdım. Daha çok sokuldum abim bildiğime. O da daha çok sarfı kardeşini.

"Şşştttt, güzelim. Sakin ol. O bizim kardeşimiz, evelallah kalkmasını da bilir o sedyeden." Saçlarımdan öptü. Sakinleştirdi beni.

Biraz sonra Araf ve Kaan gelmişti. Araf panik ve korkuyla buraya doğru koşuyordu, Kaan da arkasından.

"Aysima nerede?!" Diye bağırdı Araf. Sesli fazla güçlüydü. Bana döndü.

"Mavi, Aysima nerede? Kardeşiniz nerede?" Ağlayarak başımı salladım. Konuşamadım, nefesim yetmedi. Ama abim vardı, yanımda o atladı söze.

"Sana ne bundan?! Yine mi kızı kırıp dökeceksin, sinirlendirdi üzeceksin ha?!" Kutay fazla sinirliydi. Bu sinirinde biraz haklıydı.

Araf da altında kalmadı. Ama fazla da bağırmadı. Sanki bir şeylerin altında kalmıştı.

"Benim de arkadaşım, bilmeye hakkım var." Dedi ama Kutay daha da sinirlendi.

"Arkadaş ha siktir git!" Diye bağırıp Araf'a doğru atıldı. Kutay'ı kolundan yakaladım. Kaan'da Araf'ın önüne geçmişti.

"Kutay dur, burada olmaz." Diyerek kendime çekmeye çalıştım. Ama sakinleyecek gibi değildi. Belinden sarıldım ona.

"Abi yapma." Dedim, abi dememle eridi. Sustu kaldı. Gerçekten bizi iki kız kardeşiymiş gibi seviyordu. Sevgisi çok masumdu.

Geçip bir kenara oturup beklemeye başladık.

___________

6 Saat Sonra...

Yavuz abi öğrendiği gibi gelmişti. Çok sonra haberi olmuştu olup bitenden. Görevdeydi kendisi. İstese de hemen gelemezdi. Öğrendiği an gelmişti ama sanki bir gecede yaşlanmıştı. Göz altları mosmor, gözleri kızarmıştı. Yorgundu hem de çok. Ne yapacağını şaşırmıs, şokta kalmıştı. Annemlerde gelmişti. Herkes ağlamaktan helak olmuştu. Annemler oradan eve geçmiş, uyudukları için son dakika haberleri olmuştu. Hemen gelmişlerdi ve onlarda yıpranmışlardı. Annem de babam da Aysima'yı kızları gibi severdi. Aysima onların da kızıydı, Yavuz abinin onların oğlu da olduğu gibi.

Hepimiz bekliyorduk ameliyatın bitmesini. Altı saattir ameliyat kapısına tünemiştik. Ben, Kutay, Kaan, Elif, Arda, Göktuğ, Mina ve Araf olarak. Araf geldiğinden beri sessizdi. Sanki yoktu burada. Gözünde tek bir damla yaş yoktu. Kendini mi tutuyordu yoksa Aysima onun için bir şey ifade etmiyor muydu? Göktuğ, Kaan ve Arda bile ağlamıştı biraz ama o... Derin bir nefes aldım, altı saattir ağlıyorduk. Çok yorgundum. Daha Galatasaray zevkini tadamadan ne hallere düşmüştük. Yorgunlukla başımı Kaan'ın omzuna yasladım. Yaslanmama izin vermeden üzerindeki uzun paltoyu çıkarıp göğsüne çekti beni. Üzerime de paltosunu örttü. Sakince sardı beni. Sakince sarıldım ona. Bütün yorgunluğumu saldım. Tamamen sokuldum ona. Kapattım gözlerimi.

__________

1 Saat Sonra...

Sesler duyuyordum derinlerden. Birileri bir şeyler söylüyordu sanki. Uğultuydu bana. Sesler bulanıktı. Gözlerimi açmaya çalıştım, sesler gittikçe netleşiyordu. İlk açamadım gözlerimi ama sonra açtım. Etrafıma baktım, bir odadaydım. Sedyede uzanıyordum. Bulanık bir zihinle etrafa baktım. Bir doktor odasıydı. Kalkıp kapıya gittim. Sesler yakındı. Kapıyı açıp dışarı çıktım. Sağ taraftan gelen seslere ilerledim, o sırada bana doğru koşan Mina'yı gördüm. Bağırıyordu bir şeyler.

"Mavi gel birazdan doktor çıkacak?" Duyduklarımla gözlerimi pörtlettim. Kardeşimin vurulduğunu nasıl unuturdum? Koştum ameliyat haneye. Geldiğim sıra çıkmıştı doktor. Koştum doktora.

"Doktor hanım kardeşim nasıl?!"

Sakindi sanki. Açtı ağzını. Ne yapacağımı şaşırdım.

____________

Merhaba Sevgili Okurlarım bugün kü bölüm bu kadardı. Bölüm nasıldı?

Beğendiniz mi?

Araf sizce nasıl?

Sizce Aysima öldü mü?

Oy sınırı: 15

Sizleri seviyorum ♥️

Görüşürüz...

 

​​​​​​

 

Loading...
0%