Yeni Üyelik
64.
Bölüm

41. BÖLÜM

@nektariguzeli

Merhaba Sevgili Okurlarım bugün 41. Bölüm ile karşınızdayım.

Aysima ve Araf için kitap kapağı vs. daha hazır değil. Onların kurgusu yine Texting olacak ama çok daha değişik olacak. Onlar kolay bir ilişki yaşamayacak.

Oy sınırı: 16

Neyse sizleri seviyorum ♥️

Bolca yorum yapmayı unutmayınnnn.

(Kimseye ya da kimselere seni seviyorum demedim hiç, yalan falan değil. Annem ve babama birkaç kere sadece söyledim. Kıymetimi bilin sjsjsjs)

​​​​İyi okumalar.

Sabah uyandığımızda eve gitme kararı almıştık. Aysima'nın taburcu olmasını da halletmesi için Yavuz abiyi aramıştım ama birimizin yapmasını istemişti. Kendisi işinden dolayı gelememişti, biz de çöp çatan olduğumuza göre Kaan ve ben bu görevi Araf'a verdik. O da kendini suçlu hissediyor olmalı ki hiç itiraz etmeden kabul etti. Bir işimizi daha hallettiğimize göre eve gidebilirdik sjsjsjsj. Ders adam akıllı çalışmadıgımız için bence bu sene istediğimiz bölümü kazanamayacaktık. Ben ne seçeceğimi bilmiyordum. Yani mantıkken düşünürsek asker olamam çünkü ciddi bir hiç değilim. Ama olabilirdi de hiç bilmiyorum. Öğretmen hiç olmaz. Benden bence bir halt olmayacak ama neyse. Sınava gireyim öyle bakarız. Zaten birkaç ay kaldı. Yani çok az. Seneye kalacak gibiyim. Offfff.

Arabada ilerlerken derince ofladım. Daha duş alıcam, ders çalışıcam ve daha bir sürü şey!

Yanımdaki Kaan bana döndü. Ne oldu gibisinden bir bakış attı. Yine ofladım. Tekrar bana bir bakış attı. Ve yine ofladım. Bu defa sabır çekti. Yine ve yine ve yine ofladım. En son çıldırdı.

"Ne oldu Kırmızı Güzelim?!" Sorusunu söyleyiş şekli çok komiğime gittiği için bu defa da güldüm. Ters bir bakış attı, lakin ciddi kalamadı. Ama yine de sordu. "Ne oldu? Niye oflayıp duruyorsun? En önemlisi de beni çıldırtmaya mı çalışıyorsun?"

Tekrar ve tekrar güldüm. Sonra da bu sorularına cevaplarımı verdim. Yoksa beni camdan atacaktı sjsjsj. Bakın aşağı da değil direkt Allah ne verdiyse ssjjsj.

"Ben hangi meslek olacağım bilmiyorum, hiçbiri bana uymuyor gibi. Birkaç ay kaldı sınava bu sene adam akıllı çalışamadım. Hep bir şeyler oldu ve seni çıldırtmak için yaptım." Diyerek ona baktım. Son dediklerimle sabır çekerek güldü. Sonra da dikkatli bir şekilde yola bakarak konuşmaya başladı.

" Ben de daha belirlemedim, sınav sonucuna göre bakacağım. Daha aklımda oturmadı. Panik yapma, zamanla azalır kaygın. Sakin ol Kırmızı Güzelim." Kaan'ın dedikleriyle usul usul kafamı salladım. Bizim eve yaklaşıyorduk. Biraz sonra varmıştık. Yavaşça kapıdan indim. Ben inerken ters ters bana baktı. Gözlerimi kırpıştırarak ona baktığımda daha da ters baktı.

"Ne oldu Yakuşuklum?"

"Öpmedin Kırmızı Güzelim, öpmedin." Diye hayıflandığında kendime kızdım. Aklım fazla dağınıktı. Eğilip öptüm iki yanağından da. Tam kalkarken yine bana ters ters baktı.

"Ne oldukine?"

"Yanlış yerden öptün."

"Ya nerenden öpseydim?"

Ters ters baktı, cevap vermedi. Gözlerimi kırpıştırarak tekrar sordum.

"Ne oldu sevgilim, ne oldu?!" Diye en sonunda cinnet geçirdim.

O da geçirdi cinnetini.

"Dudağımdan Kırmızı Güzelim, gel ben seni öpeyim; sen beni öpmüyorsun."

Dediği gibi de yaptı. Ben daha ne olduğunu anlayamadan ona doğru eğilmiş beni ensemdem tuttuğu gibi kendine çekti. Dudaklarıyla dudaklarımı iyicene tarumar ederken gayet memnundu ki dudaklarının kıvrıldığını hissetmiştim. Ayrılıp üst üste beş öpücük daha bıraktı. Ama bu defa dudaktan değil: önce alnımdan, sonra iki yanağımdan, çenemden ve en son da burnumdan. Öpücükleriyle kıkır kıkır gülerken ben de onu bolca öptüm. Onun gibi yüzünün her yerini öpücüklere boğdum. Bu defa o gülüyordu. Çok güzeldi gülüşü. Yerdim gülüşünden. Yaptım da. O gülerken dudaklarına son bir öpücük bırakıp onun beni yakalamasına izin vermeden kapıyı kapattım. Öylecene bakarken bir elini dudaklarına atıp güldü bana bakarak.

"Ee ne yapalım beyimiz istedi, yaptık biz de bir şeyler." Dedikten sonra arkamı dönüp kıvırta kıvırta eve doğru ilerledim. Arkamdaki sesini de duyuyordum bir yandan.

"Kırmızı Güzelim, kıvırtma birileri görecek. Kıvırtma."

"Kırmızı Güzelim yüreğime indirdin zaten şimdi yine indireceksin başkaları kıvırttığını görecek falan tövbe tövbe sonra senin yüzünden hık diye gideceğim." Diye hayıflanıyordu. Cilveli bir gülüşle ona dönüp bir öpücük attım. Ben ona bakarken o arkamda bir yere bakıyordu ve yanlış görmediysem yutkunmuştu. Dudaklarım öpücük atacak bir konumda büzüşmüşken önüme biri geldi. Hala öyleyken gözlerimi kaldırıp gelen kişiye baktım. Babamdı. Hala öyleyken ben de bir yutkundum. Çünkü bir tuhaf bakıyordu ama sinirliydi de.

" Kızım istersen everelim seni, öpücükler falan. " Sonra Kaan'a döndü ve hızla arabaya doğru ilerledi.

Kaan gözlerini belertirken hızla babama doğru koştum.

"Ulan ırz düşmanı, sen ne hakla kızımı öpersin?" Derken arabaya yetişmek üzereydi. Bu defa ben bağırdım.

" Kaan bas gaza, Yakuşuklum bas gaza!" Diye bağırdım. Kaan benim komutumla hayatta kalırken aniden gaza bastı. Araba toz bıraktı arkasından sjsjsj. Derin bir nefes alırken elimi göğsümün üzerine attım. Ta ki babam bana dönene kadar. Mekanik bir yavaşlıkla bana dönerken hızla arkamı dönüp annemin yanına koşmaya başladım. Daha doğrusu eve. Babam da arkamdan geliyordu.

" Sen ona bir de akıl mı veriyorsun? Gel lan buraya gel seni bir ham yapayım gör, midemde sindiricem seni. Bugün de kuru fasulye yemiştim, onunla yan yana kalırsınız. Ne güzel oda arkadaşı olursunuz." Derken arkamdan eve doğru koşuyordu. İki dakikada seneryo yazmıştı, vay anasını sjsjsj.

Ben koşarak eve gelirken annem kapı pervazından bizi izliyordu. Bir yandan da söyleniyordu babama.

"Sen niye bu kadar odunsun ki? Ben seni alırken böyle değildim sen. Kız babası olunca kafana koca bir taş düştü sanırım. Yanlış hatırlamıyorsam sen benim odamın penceresine çıkarken düşüp kolunu kırmıştın. Hem kölemi de yorma, daha iş yapacak ve daha ders çalışacak." Diyordu. Babam ise anneme aldırmadan anneme oradan laf sokuşturuyordu.

"Asiye beni oraya getirtme yoksa seni de mideye indiricem. Hem onlarınki ile bizim hikayemiz aynı değil. Biz büyüktük." Dedi. Annem ise koca bir 'hah' çekti.

"Öyle mi canım? Daha 17 yaşındaydık. Ne büyüğü odun herif?" Babam bir duraksadı. Sonra konuştu. Bu arada biz daha doğrusu annem ve babam şu an bahçede durmuş kozlarını paylaşıyorlardı. Ben ise küçük adımlarla eve girmeye hazırlanıyordum.

"Tamam o kadar da büyük değildik ama biz birbirimizi öpmüyorduk." Dediğinde annem ne dermiş gibi gözlerini büyüttü.

"Bizim evin altındaki çayırlığı hatırlıyor musun? Hani minik bir göl olan, falan. Gölün yanında..." Diye devam edecekken babam hızla anneme koşmuş, eliyle annemin ağzını kapatmıştı.

"Sus Asiye sus, tamam anladım. Bir şey demiyorum. Sen konuştukça yerin dibine giriyorum." Dedi.

"Senin yüzünden şimdi kızımız da bizi örnek alacak." Diyerek konuştuğunda ellerini dizine vurup bağıran kadınlar gibi bir hali vardı. Gülmemek için zor dururken yavaşça içeri sıvışıp odama gittim. Girdiğim gibi üzerimi çıkarıp duşa girdim.

_________

İyicene temizlendiğim bir duştan sonra üzerimi giyip uzanmıştım yatağıma. Derin bir nefes almıştım duşa girince. Ne çok pislenmişim öyle. Zorlaşan kafama bit bile girmeyecekti sjsjsj. Neyse ki böyle bir şey olmamıştı.

Telefonumu elime alıp mesaj yazmaya başladım.

Ben: Ay Yüzlüm çıktınız mı?

Mesajı yazdıktan sonra biraz bekledim. Ardından bir ses geldi.

Ay Yüzlümm: Mavi ben Araf, Aysima uyuyor.

Ben: Aysima'nın telefonunun sende ne işi var?

Ay Yüzlümm: Normalde zaten dokunmayacaktım ama ekranda senin ismini görünce cevap vermem iyi olur diye düşündüm.

Ben: Tamam o zaman. Ne zaman gelirsiniz abi?

Ay Yüzlümm: Taburcu işlemleri tamamlandı, hallettim. Sadece Aysima'nın uyanmasını bekleyeceğiz. Gerçi birazdan uyanır.

Ben: Tamam abi, görüşürüz . Gelirken dikkatli olun.

Ay Yüzlümm: Tamam, görüşürüz.

Yazdıktan sonra telefonu bir kenara bıraktım. Çöp çatanlığa tam gaz devamdı. Olacak bu ikisinden olacak sjsjsj. Bir birlerinin telefonlarını bile kullanıyorlar. Heyet be yine yaptım yapacağımı sjsjjs

Sonra tekrar telefonumu elime aldım.

Ben: Naptın yakuşuklum

Anında cevapladı.

Efulimm💞 : Duş aldım, yemek yiyorum Kırmızı Güzelim.

Efulimm💞 : Yemek yedin mi? Yemediysen gel beraber olsun. Sevgilimle zurna dürüm de yemiş olurum. Kahveye bile gittik shshsh

Ben: Yemedim sjsjj

Ben: Bilmem gelsem mi ki? Uykum var

Efulimm💞: Yemeğini ye ister birlikte uturuz çünkü ben de çok yorgunum. İster geri evine gidersin orada uyursun

Ben: Kaçış yok mu

Efulimm💞 : Zurna dürümden kaçış olur mu hiç, gel hadi. Bekliyorum seni.

Ben: Tamam geliyom, görüşüruzz

Efulimm💞: Görüşürüz, sana geldiğinde bir sürprizim olacak

Ben: Bere sürprizim mi var, geliyom hemen

Dedikten sonra koşarak gardırobumdan elime gelen kırmızı sweatshirt ve siyah bir eşofman giyip saçımı dağınık topuz yaptım. Dudaklarıma da kırmız rujumu sürüp telefonumu aldığım gibi annemlere haber verip dışarı çıktım. Motorumun anahtarını da tabi ki unutmamıştım. Motorumu garajdan çıkarıp heyecanla bindim, ay sürprizim var. Mutluluktan patlamak üzere bir şekilde Kaan'ın evine hızlıca ve heyecanla motorumu sürdüm.

_______________

​​​​​​Merhaba Sevgili Okurlarım bugün kü bölüm bu kadardı.

Bölüm hakkında yorumlarınız neler?

Bölüm güzel mıydı? Asiye ve Tuncay sahneleri güzel mi?

Bence o kadar Aysima ve Araf sahnelerinden sonra sonunda Kaan ve Mavi'yi görmek içinize serin sular döktü shshshsh

Oy sınırı: 16

Sizleri seviyorum ♥️

Görüşürüz, Allah'a emanet olun.

Loading...
0%