Yeni Üyelik
10.
Bölüm

BÖLÜM 10

@nesibeyldz63

 

Ares ve diğerleri her yeri ,her ormanı, her bölgeyi aramıştı ama bulamadılar. Herkes sarayda taht odasına toplanmıştı. Ares sert sesiyle annaya baktı;

"Nasıl gitti Anna"

Anna arese başını eğip kaldırdı ve kendinden emin bir şekilde konuştu.

"Ben emin değilim efendim,o sırada yaralılara ilgileniyordum ,ancak arkamı dönemle prensesin yalın ayak saraydan çıkıp ormana doğru yürüdüğünü gördüm."

Demesiyle herkes şaşkın ve şüpheyle düşünceye daldı. Ardından tek kaşları havada annayı dinlediler. Anna devam edip;

"O sırada ona çok seslendim, ama beni duymuyor gibiydi ve şey birşey daha var."

Demesiyle başını eğdi. Ares kaşlarını çattıp sert bir şekilde konuştu.

"Konuş!!"

Anna kafasını kaldırıp, arese baktı.

"Efendim prensese gölgeler saldırmadı hiç, hatta prenses yanlarından geçerken hepsi başlarını eğip ona boyun eğiyor gibiydiler."

Demesiyle salonda sesler yükselmeye başladı. Herkes bir ağızdan konuşmaya devam etti.

"Nasıl olur bu"

"Bu imkansız"

"Nasıl prenses gerçekte cadı mı?"

"Bu gölgelerin neden buraya geldiğini açıklıyor."

"O kızda bişey olduğunu biliyordum."

Demeleriyle, Ares sert bir şekilde bağırdı, sesi taht salonunda resmen yankılanmıştı.

"YETEEEEEEER!!!"

"Herkes sussun!!"

Demesiyle salondaki herkes sus pus olmuştu arese bakarken. Birden taht salonun kapısı açıldı, içeriye siyahlar içinde İrina girdi. Yüzünde hiç bir anlam ifade edilmeyen ifadeyle salonun ortasına girdiğinde arese bakıp;

"Kızı buldum"

Derken Ares hızla ayağa kalktı ve onun gibi diğer herkesde öyle Ares;

"Nerde"

İrini çenesini kaldırıp konuştu.

"Doğu yakasında"

Demesiyle Ares hızla çıkışa yöneldi onunla birlikte diğer şekil değiştirenler de öyle. Ares dışarı çıkmasıyla hızla ejderha zaroka dönüştü. Diğerleride dönüşümlerini tamamlayıp aresin peşinden uçtular. Bir süre sonra aresin gözüne Elena takıldı, ağaçların ortasında sadece öyle duruyordu. Ares hızla yanına uçup aşağı indi. İnsan bedenine büründüğü an dare yanında getirdiği elbiseleri hızla diğerlerine uzattı, Ares ve diğerleri arkası dönük elenaya baktılar. Ares;

"Prenses "

Dedi ancak Elena ona dönmemişti. Tam yanına gidiyordu ki agra aresin kolunu tutu. Ares kolunu tutan agraya baktı,agra soğuk ses tonuyla;

"Gitme ne olucağını bilmiyoruz , onun gerçekte ne yapacağını da"

Demesiyle Ares tekrar yüzünü elenaya döndü. Elena ise hala arkası onlara dönük bir şekildeydi, birden lorin;

"Elena benim lorin "

Demesiyle sanki Elena bır anda kendine gelmiş gibi etrafına baktı şokla. Ardından arkasını dönmesiyle herkesin şaşkın yüz ifadesine baktı. Elena sanki bütün enerjisi gitmiş gibi konuştu.

"Neredeyim ben , nasıl buraya geldim"

Demesiyle bedeni salanmaya başladı. Ares bunu fark eder etmez hızla bayılıp düşen elenayı son anda yere düşmekten kurtardı. Ares elenaya kaşları çatık halde baktı, elenanın yüzü bembeyaz olmuş, dudakları mor olmuş gibiydi, birden gözleri elenanın köprücük kemiklerinin ortasındaki benek kadar olan ize takıldı. Beneğin etrafı simsiyahtı, hızla herkese dönüp;

"Saraya gidiyoruz"

Demesiyle, aresle beraber herkes şekil değiştirdi tekrar. Ares ejderha haliyle elenayı sırtında taşıdı. Saraya vardıklarında, hızla elenayı odasına götürdüler Anna ve doktor zack elenayla ilgilenmeye başladı. O sırada Ares giyinip elenanın odasına geldi, gözleri bu sefer elenanın ayaklarında ki kesiklere değdi, birden Anna ;

"Buda ne böyle"

Dedi, Ares hızla Annan'ın yanına gelip , sertçe;

"Noluyor"

Anna gözlerini elenanın köprücük kemiklerinin ortasındaki benekten almadan konuştu.

"Bunu daha önce hiç görmedim"

Zackte ciddi ifadeyle

"Bende hiç böyle birşey görmedim sanki, sanki bilmiyorum emin değilim ama sanki zehir gibi"

Odadaki herkes korkmaya başlamıştı. elenın nasıl zehirlendiğini anlamaya çalıştılar, ya da gerçekten de zehirlendiyse, herkes bir an elenayı düşünür olmuştu. Tabi İrina hariç o hala elenadan nefret ediyordu.

🐉

2 HAFTA SONRA

Elena hala uyanmamıştı ve her geçen saniye dahada kötüye gidiyordu durumu ,ateşi çıkıyor nefes almakta zorlanıyordu, rengi bir ölüden farksızdı bembeyaz olmuş dudakları siyahın en koyu tonuydu, aşırı zayıflamıştı,her geçen saniye eriyip gidiyordu sanki, kemikleri sayılı haldeydi, köprücük kemiklerinin ortasındaki benek dahada büyümüş ve koyulaşmıştı. Lorin her saniye elenanın yanında uyuyordu. Anna ve zack Elena için her şifayı,tedaviyi, otları denemişlerdi, ancak pek bir sonuç alamamışlardı. Agra ve Ares dahil herkes Elena için endişelenmişti. İki gündür hayatlarına giren kız hepsi için özel biri olmuştu. Bunun nedenini anlamasalarda Elena geldiğinden beridir renksiz olan şekil değiştiren ülkesi doğa sayesinde renklenmişti. Onun varlığıyla herkesin içini huzur kaplıyordu. Sanki bir melek gibi bütün herkese sevgiyi hatırlatabiliyordu.

Ares artık zaroku kontrol etmekte güçlük çekiyordu. İlk defa oluyordu bu, zarok iki haftadır konuşmuyor şekil bile degistiremiyordu. Ares elenanın odasına girdiğinde lorini gördü. Lorin aresin odaya girmesiyle ona döndü, kardeşini elena için endişeli görünce hep şaşırdı. Bu son iki haftadır her gün gelip elenaya baktı. Lorin bunun hala nedenini bilmesede aresin elenaya karşı değiştiğini hissedebiliyordu. Ares

"Hala uyanmadı mı?"

"Hayır her geçen saniye dahada eriyip gidiyor sanki. "

Lorin yüzünü düşürüp arese baktı üzgünce ve devam etti.

"Gölge ay bu gece"

Ares düşünür gibi yaptı, lorin hızla ayağa kalkıp. Arese yaklaştı yalvararak buğulu gözleriyle aresle konuştu.

"Nolur Ares , o daha masum halini görmüyor musun?, can çekişiyor, her geçen saniye eriyip gidiyor onu kurban edemez,"

Demesiyle Ares lorinin lafını böldü elenaya bakarak;

"Etmicem"

Dediğinde lorin durdu , şokla kardeşine baktı. Ares lorine dönüp konuştu durgun bir şekilde.

"O benim eşim"

Dedi lorin hala şoktaydı ama anlamaya çalıştı. Ares yıllardır bu kıza kinli ve öfkeliyken son anda ona karşı nasıl düşünceli olduğunu düşündü. Gerçektende Elena aresin eşiydi, ama nasıl diyede düşünmedi değildi, sonuçta elena bir şekil değiştiren değildi ama sorgulamadı. Lorin aklına gelen soruyu sordu.

"Annan'ın dediklerini düşündün mü ?, yani gölgelerin ona saygı gösterdiğini."

Ares düşünür gibi oldu, gölgeler nasıl elenaya boyun eğdi,oysa gölgeler ve iblisler sadece cadılar boyun eğerdi ama Elena sadece cadı kanı içmiş biri , yani bir cadı olması bile zor birşeydi. Neler olduğu hakkında hiç bir bilgi yoktu. Birden aklına afronun gelmesiyle, hızla odadan çıktı. Lorin arese seslendi ama Ares aceleyle balkondan atlayıp, zaroka güvenerek ejderha formuna döndü ve doğru büyücü afronun yolunu tutu. Lorin balkona çıkıp aresin gidişini izledi ardından gözlerini şehre indirdiğinde şekil değiştirenler kendilerini zincirleme ye başlamıştı bile.

Çünkü zincirlenmedikleri zaman herkes birbirini öldürmeye çalışıyordu. O yüzden içinden dua etti , umarım herşey düzelir diye. Son kez elenaya baktığı gibi çıkıp odasına gitmişti. Çok az kalmıştı güneşin batmasına bu gece ay yükselmicekti ve bütün şekil değiştirenler dönüşüp birbirini öldürmemek için birbirlerini zincirleme ye başlamıştı.

🐉

Ares hızla afronun evine uçmaya başlamıştı. Yaklaştığında hızla yere inip insan haline döndü ve hızlı adımlarla afronun evine yaklaştı. Ancak kapı açıktı. Ares kaşlarını çattıp, ejderha pencesini çıkardı, ne olur ne olmaz diye temkinli bir şekilde kulübeye gird. Fakat etrafta kimse yoktu, ne ses ne seda , Ares dikleşip , önceden baktığı tencereye baktı ve gördüğü görüntüyle şoka uğradı. Gördüğü şeyle şaşırmış ve sinirlenmişt.

"Olamaz"

🐉

Diyip korkuyla hızla kulübeden çıkıp saraya uçtu. Elena lorinin odadan çıkmasıyla hızla gözleri birden açılmıştı. Ancak gözleri kendi göz rengi değildi, siyahın en koyu tonuydu. Yataktan doğrulup, yavaş adımlarla kendinde değilmiş gibi yürümeye başladı ve sarayın çıkışına doğru yöneldi onu gören kimse yoktu çünkü herkes kendini zincirlemek için saraydan çıkıp şehre inmişlerdi. Bir kaç saniye sonra lorin odaya girip, elenanın yatağına yaklaştı ancak Elena yatağında değildi ve o anda şehirde büyük çığlıklar duyuldu.

Sizce Ares tencerede ne gördü afro gibi?

Yada şehirde ki çığlıklar ne içinde?

Elenaya noluyordu?

Yorumlarınızı bekliyorum.

 

 

 

 

 

Loading...
0%