Yeni Üyelik
4.
Bölüm

BÖLÜM 4

@nesibeyldz63

Oy vermeyi unutmayın 😘

Lorin irinayla kötü geçen konuşmasından sonra hızla merdivenlerden aşağı inmişt. Ares askerlerle zihinden iletişime geçmiş olacakki askerler lorini gördükleri gibi önünden çekilmiştiler. Lorin yeşil elbisesini tutup emin adımlarla zindanın önüne geldiğinde ,yerde kıvrılmış uyuyan elenaya baktı. Onu o halde gören lorinin yüreği burkulmuştu. Hemen asker'in uzatığı anahtarı alıp kapıyı açtı gibi elena'nın yanına adımlayarak,yere çömelmişti. Yüzüne düşen turuncu saçlarını parmağıyla itirip yüzü çıkarmıştı ortaya, ardından elenaya seslenip;

"Prenses"

Ama uyanmamıştı. Bir kaç kez denemesine rağmen, kımıldamamıştı bile. Bedeni buz gibi olan elena hareket dahi edemiyordu. Lorin hızla ayağa kalkıp askerlere bağırdı.

"Yardım edin hemen."

Ancak askerler dediğini yapmıyordu. Nedeni iki şeydi birincisi onları lanetleyen kadının kızını taşımak istememeleriydi, ikincisi ise lorini asla dinlemezlerdi. Sonuçta ne kadar şekil değiştiren olsada oda bir yarı elfti. Birden bulundukları zindanda dare'nin sesi duyulmuştu.

"Ben alırım prenses lorin"

Lorin dareyi gördüğü gibi minnetle gülümseyip, dare'nin elenayı kucağına alışını izledi. Hemen sonra ikisi merdivenlerden çıktığı gibi lorin irisi gördüğü an;

"İris hemen doktor zack ki çağır."

Demişti, iris hızla doktor zack ki çağırmaya gitmişti . Kolidoru her adımladıklarında şekil değiştiren askerleri olmak üzere elenanın bilinçsiz haline bile öfkeyle bakıyordular. Bir kaç dakika sonra lorin ve dare kucağında elenayla beraber lorin'in yatak odasının hemen yanında ki odaya geçtiler. Lorin yatağa hızla yaklaşıp;

"Buraya bırak dare"

 

Dare dediğini yaparak elenayı yatağa nazikçe bıraktıktan sonra dikleştiği gibi lorin dareye gülümseyerek.

"Çok teşekkür ederim dare. "

Dare hafifçe başını öne eğip;

"Önemli değil prenses lorin."

Lorin burukça somurtarak;

"Lütfen bana öyle deme"

"Ama bir prensesiniz."

Burukça lorin

"Ama buranın prensesi değilim, sadece elf krallığının prensesiyim. "

 

Dedi lorin , dare ona hafifçe gülümseyip yeşil gözlerine baktı.

"Olsun sonuçta bir prensessiniz."

Demesiyle lorin ve dare bakıştılar sadece , ne kadar birbirlerine itiraf edemeseler de onlar birbirleri için yazılmıştı. Birden bu huzurlu anı doktor zack'in öksürüğü bozmuştu. Lorin ve dare hızla kendilerine geldiklerinde. Dare başını öne eğerken, lorin çekinerek gözlerini kaçırıp önüne gelen saç tutamını sivri kulağının arkasına yerleştiriyordu. Zack lorin ve dareye bakmayı bırakıp, elenaya yaklaştığı gibi yüzüne baktı. İstemsizce dudaklarından bir cümle dökülmüştü.

"Gerçekten de olağanüstü bir güzellik."

Demişti gülümseyerek , o an lorin yanına gelip zack'e sordu.

"Neyi var zack ,neden uyanmıyor."

 

O sırada zack elenanın nefes alışverişlerini ve nabzını kontrol ediyordu.

"Kontrol edicem nefes alışverişi gayet iyi ancak baya bitkin görünüyor. Onu tedavi edeceğim üstünü çıkarmamız lazım."

Demesiyle dare

"Ben gideyim prenses."

 

Lorin dareye dönüp içten bir şekilde gülümsedi.

"Tamamdır tekrardan teşekkürler dare."

Dare lorine başını eğip, odadan çıkmıştı. Lorin zack'e yardım edip elena'nın üstünü çıkarmıştı. Ardından zack'ın elenayı tedavi edişini izledi. Bir süre sonra;

"Şu an bir ilaç verdim, birazdan uyanır, o uyanır uyanmaz yemek yemesi gerek aç ve susuz kalmış ardından biraz uyuyup dinlensin."

 

Lorin elena'nın başında oturup elini tutuyordu. Zack'e dönüp gülümsedi.

"Teşekkür ederim zack."

 

"Rica ederim prenses , her zaman emrinizdeyim biliyorsunuz sizin için burdayım. "

Lorin somurtarak;

"Bilmez miyim! anneme haberimin nasıl gittiği çok açık."

Diyip güldü, zack'te gülümseyip;

"Anneniz her zaman size düşkün biliyorsunuz. Her saniye aklındasınız o yüzden yanınızda bulunmam gerekiyor güvenliğiniz için."

"Biliyorum teşekkür ederim zack."

Zack başını eğip, odadan çıktı. Lorin elenaya bakıp ardından kendi hizmetlisini çağırmıştı.

"Prenses için benim odamdan birkaç elbise ve ayakkabı getir lütfen."

"Hemen efendim"

Diyip odadan çıkan hizmetlisi bir kaç dakika sonra elinde elbiselerle gelip, odada bulunan dolaba herşeyi yerleştirdi. Lorin

"Prenses için gidip yiyecek birşeyler hazırlatır."

"Hemen efendim"

 

Diyip çıkmıştı. Lorin ise yorgunluktan elena'nın yanında bulunan koltukta uyuyakalmıştı. Bir kaç saat sonra lorin ağlama sesiyle gözlerini açtı. Ancak Elena yanında değildi. Hızla etrafını incelerken yerde duvarın köşesine sinmiş elenayı fark etti. Dizlerini kendine çekmiş ağlıyordu. Lorin yavaşça koltuktan kalkıp elenaya yaklaşmaya başladı.

"Prenses "

Elena kafasını kaldırıp kendisine yaklaşan bu güzel kadına baktı.

"Lütfen ben prenses değilim , lütfen gitmeme izin verin."

Lorin ağlayan elenaya yaklaşıp; dudaklarını kıvırıp elini ona uzattı.

"Hadi kalk, gel otur konuşalım olur mu?"

Dedi zarif sesiyle, elena önce lorine sonra da ona uzatığı eline baktı. Tereddüt etmişti ama kızın güven verici gülümsemesiyle lorin'in elini tutu ve ayağa kalktı. Lorin onu yatağa oturtup yanına oturdu. Odaya hizmetçi girdiğinde;

"Efendim yemek hazır."

"Lütfen masaya bırakıp çık, teşekkür ederim."

"Rica ederim efendim. "

Diyip hizmetçi yemek dolusu tepsiyi masaya bıraktı ve odadan çıktı. Elena yemeğe baktı, karnı çok açtı ama yutkundu ve gözlerini ellerine indirdi. lorin ona gülümseyip;

"Hadi gel birşeyler ye sonrada banyo yapalım seni olur mu?"

 

Elena utangaç bir şekilde kafasını yavaşça salladı sağ sola;

"Hayır aç değilim."

Demesiyle midesinden bir gurultu geldi. Lorin gülümserken elena utanç içinde küçüldü. Lorin elena'nın utandığını anladığı için masaya yaklaşıp tepsiyi aldığı gibi yatakta oturan elenaya uzatı.

"Sen yemeğe gitmiyeceksen , yemek sana geldi bak."

Diyip gülümsedi, elena da ona burukça gülümseyip tepsiyi aldı. Bacaklarının üzerine bırakıp nazikçe yemeğe başladı. Elena onu izleyen lorine bakıp çatala bir et alıp uzatı.

"Hadi sende ye "

Lorin karşısında gördüğü bu güzel masum ve nazik kıza hayran kalmıştı. Hiç itiraz etmeden eti ağzına attı ve yedi. Bir süre sessiz geçen yemek Faslı bitmişti. lorin elenaya yardım edip suyu hazırladı.

"Hadi senin için suyu hazırladım, benim odama geçelim olur mu? orda bir tek banyo var."

 

Diyip hemen yandaki odaya girdiler lorin banyoyu elenaya gösterip;

"Sen rahatça duş al bende gidip akşam yemege bakayım olur mu?"

Elena lorine gülümseyip başını salladı. Lorin elenaya güzel bir gülüş verdikten sonra odayı terk etti. Elena yavaşça kıyafetlerini çıkarıp kiraz çiçekleriyle dolu olan küvete girmişti. O kadar güzel kokuyordu ki hiç bıkmayacak gibiydi. Küvet çok büyük ve genişti. Elena eline lifi alıp güzelce kendini lifledi ardından aklına yaşadıklarının gelmesiyle ağlamaya başladı sessizce.

Bir süre sonra artık suda bedeni buruş buruş olduğunda yavaşça çıkıp yanındaki havluyu alıp bedenine sardı. Turuncu saçları hala ıslaktı, su damlaları saçlarının arasından kayıp yere düşmüştü. Elena banyodan çıkar çıkmaz etrafı koloçan etti, ancak kimse yoktu. Bu yüzden rahatça banyodan çıkıp yatağın üstündeki kıyafetleri almak için hareketlenmişti ki, birden odaya sert sesiyle biri girdi.

"Loriin sen nasıl o kıza özel olarak oda ay"

Ares lorin'in odasına girmesiyle cümlesi gördüğü kişiyle yarım kalmıştı. Elena karşısına çıkan adamla bedenine sardığı havluyu sıkıca tutu.Ares ise karşısında gördüğü güzel kızla nutku tutulmuştu. Kaç saniye birbirlerine baktıktan sonra ares sinirle kaşlarını çattıp çenesini sıktı.

"Senin ne işin var burda!!"

Elena duyduğu ses tonuyla yerinden zıplamıştı korkuyla, hemen sonra karşısında ki adam yine bağırdığın da;

"Cevap ver dedim!!"

 

Elena o an korkarak yutkundu. Ve korkuyla nefes almayı bile unutmuştu.

"Şe şey be ben "

Ares öfkeyle ve sert sesiyle tekrar bağırdı.

"Kes "

Dedi , Elena sustu neden ona böyle davrandıklarını bilmiyordu ve bu duruma çok üzülüyor, korkuyordu, birden Ares tekrar konuştu.

"Yanlış bir hatanı görmim lanetli prenses birdaha uyarmam!!"

Demesiyle tam çıkıp gidiyordu ki, Elena orta tondaki sesiyle konuştu.

"Ben prenses değilim"

Dedi Ares sinirle arkasını dönüp elenaya doğru hızla yürüdü ve boğazını sıkıp duvara vurdu. Elena duvarla karşısındaki adam arasında kalmıştı ve adamın koca eli boğazını sıkıyordu. Korkudan gözlerini kapatmıştı. Nefesi kesiliyor gibiydi Ares;

"Sana kim konuşma hakkı verdi laaaaan!!"

Demesiyle aresin gözleri elena'ın kolundaki büyük kesik izine kaymıştı. Aklına gelen hemen hemen silik olan anıyı düşüncelerinden bir kenara bırakıp, elenaya dönmüştü. Elena gözlerini yavaşça açtığında gördüğü altın rengindeki gözlerle dahada korktu.

Ares ise elena'nın gözünü açmasıyla mükemmel kehribar gözlerle karşılaştı. Yutkundu ikisinin arasında derin bir çekim olmuştu ve birşey daha oldu. Aresin ejderha ruhu zarok konuştu ateşle, içten ve korktuğu o cümleyi kullandı.

"O bizim eşimiz"

 

Loading...
0%