Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@nicotesy

İyi okumalar, ballı sıçışlar :D

Başım zonkluyordu sanki az öncesinde bir kamyonun altında kalmış ve o kamyon acıyıp üzerimden ağırlığını kaldırmış gibi. Ama sırtımı gıdıklayan bir sıcaklık da vardı. Normal olmayacak kadar hoş hissettiriyordu. Ama biz bu ay doğalgaz faturasını ödememiştik ve benim yatağımda bu kadar rahat olamazdı, ranzamın tellerinden biri kardeşimle boğuştuğum gece kırılmıştı ve her uyuduğumda batardı ve bende bunu saçlarından birkaç tel kopardım diye ettiği bedduaların sebebi olarak düşünür ve keşke biraz daha dövebilseydim diye üzülürdüm.

O zaman cehennemdeydim. Ama neden?

Dur bir saniye, ben en son ne yapıyordum. Odamdaydım, kocam gelmişti. Kocam, prens olan. Yılan olan. Aman tanrım, onun burnuna kafamı atmıştım. Bu yüzden ben bayılırken beni öldürmüşlerdi, cehennemdeydim ve tanrı bana acıdığı için karanlığı vermişti, dünyada yeterince çirkinlikler gördün yavrucuğum, şimdi biraz ısın ve cennete alacağım seni diyordur muhtemelen.

Of, değişik bir koku vardı. Osuruk kokusu olsa iyiydi, tanıdık gelmiyor bu koku. Çok güzel bir şeydi bu. Biberiye desem değil, gül desem değil, baharatlı da değil. Hiç böyle bir koku almadım da ben.

"Uyumadığını biliyorum, sıçan. Yatağımda keyfin yerinde herhalde, mırıldanıp duruyorsun. Yoksa rüyanda beni görüp tatmin mi oluyorsun?"

Gözlerimi duyduğumla açtım. Birkaç santim ötemde duruyor, gözlerini kısmış, burun deliklerine komik görünecek kadar pamuk tıkıştırmıştı. Onu o hale getiren ben olduğum için kahkaha atacaktım ama bunu yaparsam beni çiğ çiğ yiyeceğini hissettim.

"Rüyamda seni öldürdüğümü gördüm, ama sen beni rüyalarında o şekilde görüyorsan sorun değil tabii. İzin veriyorum. Senin de arada harika ve muhteşem rüyalar görmen hakkındır."

"Sen cidden de arsızsın, senin şu anda ayaklarıma kapanıp af dilemen gerek farkındasın değil mi?"

"Bunu neden yapacakmışım?"

"Cidden de soruyor musun? Burnumu ne hale getirdin. İnsanlar paralar döküyor benim gibi bir burna sahip olmak için."

"Ben dökmediğim için ilgilenmiyorum."

Sinirle yatağa doğru yürüdü. Tamam bazen çenemi tutamayıp sınırlarımı aştığımın farkındayım. Ama unutmayınız ki ben pandaların pandası yüce Jeon'dum ve onun bir prens olması, yakışıklı olması, herkesi hayran bırakan parmakları olması, fiziğinin harika olması, zengin olması, ülkenin en güçlü genç erkeği, alfası olması cidden de umurumda değildi. Bir saniye, bu adam niye bu kadar mükemmeldi.

YA ŞEYİ DE O KADAR HARİKAYSA!

Saçmalama Jungkook. Unutma Hulk daha gerçek onun yanında.

"Sana diyorum," diye kolumu dürtüklemeye başladığında, ateş düşmüşçesine çektim bedenimi. "İyi olduğun göre çıksan diyorum yatağımdan."

"Meraklı değilim," diyerek hızla kalktım yatağımdan. Ama başım dönerek olduğum yerde sendelerken, kollarını belime doladı. Bunu nazikçe yaparken, öksürdüm içimden. Çünkü bu gavat televizyondaki kibar erkekler gibi, kırılgan Omegalara karşı aşırı duyarlı davranıyordu.

"İyi misin? İstersen biraz daha uzan bende doktoru çağırayım," deyince panikledim. Aslında başım artık dönmüyordu, birdenbire ayağa kalkınca gözüm kararmıştı sadece. Ama onu böyle benimle ilgilenirken görünce ne bileyim hoşuma kaçtı ve ona eziyet etmek hoş olur diye düşündüm. Ancak bunu anlarsa ben boku yerdim. Kesin dalga geçerdi.

"Teşekkür ederim medusa, ben kendi kendime bakabilirim."

Onunla kibirli konuşmama alışarak, "Pekâlâ görebiliyorum, koca kafanın bu kadar sağlam olmasının başka bir açıklaması olamaz," dediğinde ondan uzaklaştığım için rahatlamıştım. Onun bana koca kafalı demesi benim de ona, "En azından senin kadar sik meraklısı değilim, prens olman benim namus timsali olan bedenimi çarçabuk kirleteceğin anlamına gelmez," dememe engel değildi.

"Tas kafalı, beni iyi dinle. Neden burada olduğunu unutuyorsun ama ben sana son kez anlatayım. Bil ki bunu senin iyiliğin için diyorum. Saray hayatı senin evindeki o basit hayata benzemez. Burada istediğin gibi davranamazsın, kurallar var. Bu kurallara uymak zorundasın. Ve şu argo kelimelerine çok dikkat et. Burada adabımuaşeret kurallarıyla yaşayacak ve davranacaksın. Okulda da benim eşim olarak gözükeceksin bu yüzden de insanlarla gerekmedikçe muhatap olma, uygunsuz davranma ve en önemlisi benim yanıma ben çağırmadıkça sakın yaklaşma. Bu en önemlisi, bunu iyi dinle. Sakın sarayın içindekiler hakkında dışarıya bir bilgi verme. Ailemiz magazinsel olaylardan daima uzak kalır. Kraliyet sadece başarılarla anılır. "

Ağzım bir karış açık kaldı. Elimi çeneme götürüp kapatmaya çalıştım. Evleniyor muydum, yoksa tüm özgürlüğümü mü teslim edecektim bunlara?

"Ben, kabul etmiyorum bunları."

Bana sadece güldü. "Ne sanıyordun, lüks içinde yatıp kalkmayı ve okuldaki gibi sefil bir şekilde hayatına mı devam edeceğini sanıyordun. Biraz alık olduğun için, sana karşı bu kadar kibar davrandığım için beni çok yanlış anlamasın belli ki. Ailemizde boşanma olmadığı için şimdiden bu kurallarla yaşamaya uyum sağla. Kraliçe seni zaten bu konuda bir eğitime alacak. Ona ayak uydursan ve sinir etmesen iyi olur."

"Ben tüm bunlarla mücadele ederken sen ne yapacaksın?"

"Ah ben mi?" Ukala gülüşü büyüyerek bana doğru adımlar attı. Ona yaptığım yılan dansı işe yaramamış belli ki bana karşı ahlaksız tekliflerle geldi. "Senden bir sürü çocuk yapacağım."

Ellerimle göğsümü kapadım. "Bana dokunursan, ölürsün."

"Asıl bunu yapmazsam, seni öldürürler."

Söylediği şey konusunda çok ciddi görünüyordu. Hayır kanma Jungkook, sen okulun en iyi dedikodu dinleyen kişisisin asla söyledikleri gerçek değil. Benimle dalga geçmek için yapıyordu. Sen kaşındın orospu çocuğu, bak bakalım dalga denizde mi benim topraklarımda mı oluyor.

Ona yaklaşırken, özgüvenli bir gülüşüm vardı. Şu an götümü satmıyorum ama ona götümün ne kadar kıymetli olduğunu gösterecektim.

Hareketlerime dikkatle bakıyordu, bende Hoseok'tan öğrendiğim cilveli tavırları bulduğum arşivden çıkartarak gözlerimi asla gözlerinden ayırmadım.

Taktik 1: Avından gözlerini asla kaçırma.

Taktik 2: Kendisine zararsız olduğuna inandır.

Elbette bu ikinci taktiği uygulamayacak ve ona yaklaşarak koluna hafifçe dokundum. Feromlarımı hafifçe salarken, gözlerimi üzerinde tutkuyla gezdiriyor ve sessizleşmesinden, yutkunmasından doğru yolda olduğumu anlıyordum.

"Demek çocuk yapacağız, hem de bir sürü." Fısıltıyla söyledim bunu. Bunu nerden öğrendiğimi hemen söyleyeyim arkadaşlar, tabii ki izlediğim günlük pembe dizlerimden. Onların saçma ve gereksiz olduğunu söyleyenler şimdi gelip bu şahane sahne için bana minnet edebilirsiniz. Teşekkürler.

"Veliaht prensten doğacak bir sürü çocuk, kendimi çok şanslı hissediyorum Taehyung. Ama ben çok korkuyorum," dediğimde kaşlarını çattı. "Neyden korkuyorsun?" diye sorduğunda, keyfim yerine geldi. İşte böyle oltama düşersin şerefsiz.

"B-ben," dedim, çaresiz ve savunmasız görünmek için götümden ter akmak üzereydi. Arkadaşlar ben hiç kimseye böyle kur yaparcasına acındırmadım kendimi veya bir alfaya kokumu salarak dokunmadım. Dokunmaya çalıştığım yeri hayal ederseniz kafayı yersiniz. Kafayı yemenize müsaade ederek, yalandan iç uyluklarına çarpıyordu elim. "Ben daha önce hiç kimseyle, çok utanıyorum." Ellerimle yüzümü kapattım. Yalandan iki sümkürdüm. Ağladığıma inandırmam lazım bu malı.

Ama o birdenbire elleriyle sarıldığında bana, bir dakika yavşak! Amacım bana acıman değildi. Medusa olayı çok yanlış anlamıştı. Şimdi yüzüne bir yumruk daha atarsam kesin ölür müydüm? Bence ölürdüm.

Bu yüzden oynamaya devam et.

"Sorun değil, anlıyorum seni. Amacım seni kırmak değildi. Gurunu incitmek hiç değildi. Merak etme sen istemedikçe hiçbir şekilde dokunmayacağım sana. Sadece seninle biraz uğraşmak istedim. Çünkü verdiğin tepkiler, komik. Uzun zamandan sonra ilk defa gülümsüyorum."

Benim niye vicdanım sızlamaya başladı. Üzüldüm ben buna. Ve ne bileyim, güzel sarılıyor sanki.

Kudurdun dimi? Arkadaşların şu halini görse ne gurur duyarlardı seninle. Kurt şu an garip bir an yaşıyorum, karışmasan mı? Sen kibar mı oldun, tamam sen bitmişsin. Kızgınlığın geldiğinde görüşürüz bebeğim.

"Taehyung sana bir şey daha söylemeliyim," diye sarıldığı o anı böldüm. Sonunda biraz uzaklaştığı için rahatladım. İçim kıpır kıpır olmuştu. Sanırım kakam geliyordu, utandığımda hep olur bu. "Elbette söyle," dediğinde amacım ona şaka yaptığımı söylemek olacaktı. Ama bunu yapamadım ve daha rezil bir şeyin altına imza attım.

"Taehyung galiba altıma sıçacağım, tuvalet nerde?"

Osurmamak için elimi kalçamın arkasına koymamak için kıvranıyordum. Bunu beklemiyor olacaktı ki yüzünü buruşturarak odasındaki ilerde duran bir kapıyı işaret etti. "Oraya git," dedi elini burnuna götürerek. Sanırım bir parça pırasa tadında bir şeyler kaçırmış olabilirim.

"Tanrım, seni neyle besliyorlar. Korkunç kokuyor burası."

Zorlana zorlana yürüyerek ona laf yetiştirmeye çalışıyordum. "Niye sen hiç sıçmıyor musun? Tanrı mısın oğlum, hem az önce seni kandırdım. Sen kimsin de senden çocuklar yapayım. Senden nefret ediyorum, iğreniyorum."

"Bence şu an kimin kimden iğrenmesi gerektiği belli." Dedi yüzünü buruşturarak. "Lütfen tuvaleti kullandıktan sonra spreyi de kullanmayı unutma. Temizlemeye gelen çalışan zehirlenip hastanelik olmasın."

Girdiğim kapıyı hızla kapattım. Kendimi oturaklı tuvaletin cennetine bırakırken, aşırı rahatlamıştım. Dünya yansa umurumda değildi. Ama hepsi onun suçuydu. Beni bu kadar heyecanlandırmasaydı, dört gündür yaşadığım kabızlık sorunu bugün bir çözüm bulmayacaktı.

Ama yine de buna minnettardım, siz sıçamamanın sonrasında altın klozete sıçmanın ne kadar haz verici olduğunu nerden anlayacaksınız. Ben anlıyordum şimdi.

Fakat her güzel şeyin bir sonu olduğunu, annemin sesini duymuş olmakla bir kez daha anlamış oldum.

"Oğlum," diye feryat ederken, "Anne," diye çıkarmaya çalıştım sesimi. Ama onun arkasından çok baskın olan bir ses duyuldu. Bu kayınvalidemin sesiydi. "Aman tanrım, bu koku da ne böyle. Havalandırma da bir sorun mu var?" Dediğinde rezillik çıkacağını biliyordum. Çünkü annemi tanıyordum.

"Yok hanımefendi. Bu oğlumun bok kokusu. Nerde koklasam bilirim bunu."

Lütfen bir günüm de rezil olmadan geçsin. Lütfen ama. Çünkü bu rezilliğim artık benden dolayı olmaktan geçti. Çünkü kralın karşısında da böyle rezil olacağımı ve Taehyung'un bana uzun bir süre hiç sarılmayacağını nerden bilebilirdim ben!

.

Bölümün sonu.

Gelecek bölüm evlensin bunlar :D

Loading...
0%